LA GALİBE İLLALLAH
‘’İnsan güçlüdür yenilmez yenilenir
Kaç ekin yeniğinden sonra vazgeçer ki insan bahçesinden’’
Kitabımdan zaman zaman alıntılar yaparım. Bir
kardeşimin ‘’ah hocam bu sözünüzü 10 yıl önce duyaydım keşke, yenildiğimi
sandığım vakitlerde yenilendiğimi bilirdim’’ demesi öyle çok etkiledi ki
beni. Belki de onun gibi yüzlerce insan vardı. Yenilgi sandığı imtihanlarla
yenilendiğinin farkında olmayan.
Güçlü bir varlık olan insan; emek vermeyi,
tutunmayı bırakmamalıdır. Rabbimiz de kimseye taşıyamayacağı yük yüklemez. Yük
verilende gereken mücadeleye verdikçe daha da güçlenir.
Tutunamayanların zayıflığı, aile içindeki
boşluklarla başlıyor.
Mücadele edemeyen insanlar; aile içinde
sorumluluk almamış, ilgisiz kalmış ya da aşırı ilgiden şımartılmış bireyler. İnsan,
zorluklarla baş edebildiğini gördükçe hayattan zevk alır yenilse bile.
Her imtihanda eksilmez yenilenir. Bizi
ayakta tutacak zırhlarımız vardır.
İmtihanın bizleri yenilediği bilgisi; imandır.
İmanı sağlam tutan ilimdir, Kur ’andır. Resulullah'ın yol bilgisine talip
olmaktır.
Kurana saldıranlar onu bir kez okusalardı, kendi
hayatlarının da güvence altına alındığını göreceklerdi.
İnsanın dünya yaşamında her türlü hengameye
karşı güçlü olmasında da nizamdır Kur’an
Onunla kalaylanan kalpler ışıltıyı kaybetmez. O’nurla
yaşayan, nurla aydınlatan insanlar olurlar
‘’Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır’’
diyen üstat Karakoç’un da beslendiği kaynaktır Kur’an.
Yaşamı yenilgi
zannedenler sımsıkı sarılınması gereken Kuran ipi yerine, kopan iplere
tutunurlar.
Tutunamayanlar tutamadıklarımız olurlar sonra.
İlgilenemediklerimiz, iman zırhı bilgisi veremediklerimiz, Kuran’a yakın tutamadıklarımız.
Ruhunu dirençli hale getiremediğimiz insanlarla dolup taşar etrafımız.
‘’Antidepresan’’ kelimesi 2 yaşındaki çocuğun
bile sözlüğündedir artık.
‘’Yenile yenile yenmeyi öğrendik’’ diyen Napolyon
da yenilginin, çabaya bağlı bir yazgı olduğunu söylemiştir. Her bir yenilgi
basamaktır yenmeye yenilenmeye.
Ömrün kutsiyetini kavratan da budur. Bir
basamakla en yakın yükseğe uzanırsın da imtihanlarını basamak edip çıktıkça,
göğe en yakın mesafeye çıkarsın. Belki de kimsenin yetişemeyeceği.
Kar dolu rüzgâr vursa da vazgeçer mi insan
bahçesinden, vazgeçer mi toprağından?
Beden toprağını da vurur kâh dolu, kâh rüzgâr,
kâh sıcak. Kim vazgeçer bedeninden, yenik ekin tarlasına dönüşmüş olsa bile.
Her seferinde yeniden güçlenir, güçlenmek için
çaba verir ve ayağa kalkar tüm ruh vitaminlerini depolayarak…
Lütuf olarak sunulan yiyecek içeceklerle
fiziki olarak güçlenirken Rabbi ile beraber olan her anında dolan, secdesinde
gözyaşıyla ıslanan, hayatı Resulullah gibi kolay kılan; evlat, eş, anne, baba,
toplum bilinci taşıyan her birey imtihanlarını bilir bilenir. Yenilse de
yenilenir. Göklerden gelen karara boyun eğmektir bu. Tüm işlerinde sonuna kadar
hak ve hakikat mücadelesi verir. Yenilgileri gönlünde hüzün oluştursa da üzüntü
duymaz elinden geleni yapmıştır.
Ancak yeterli imani olgunluğa erişemeyen
kimseler isyana gider. Ancak zalimin eline dolansa da sayfaları! gönlünü Kuran’a
açanlar da baştan aşağı teslimiyet olacaktır
Hayat tüm huzuruyla bu kişilerin, tüm
hücrelere dolacaktır. Nerede olursa olsun, hangi işi yaparsa yapsın, adı sanı,
mevki makamı, malı mülkü ne düzeyde olursa olsun nura gark olmuş insan
eksildiğini yeri fark edip tekrar tekrar yenilenecektir.
‘’Allah nurunu tamamlayacaktır da’’! biz aciz
cüssemizle dünyanın hükümranlığına karşı kendi nurumuzu ne kadar tamam
edebiliyoruz, görünür cevap olabiliyoruz vesselam…