Kudüs Üniversitesi Vakfı
Tüm dünyada İsrail’in
Filistin halkına yönelik vahşetinin görüntülerini maalesef film gibi
seyrediyoruz. Milletimizin bu konudaki hassasiyetini biliyor ve takdir ediyoruz
ama olanlara engel olamamak kahrediyor bizleri. Sivil toplum kurumlarımızın bu
mevzuda attıkları adımları da umut ışığı olarak görmek gerekir.
Manzara ortada. İsrail
vuruyor, dünya seyrediyor. Yapılacak çok şey olmasına rağmen bir iki cılız ses
ve yapılan dualardan başka bir şey görmediğimizden kahroluyoruz. Terör
devletini engelleyecek mercilerden ABD’nin başındakiler de tersine desteklerini
faş ederek bu zulme çanak tutmaya devam ediyor.
Ülkemizin bu konuda
tavrının nettir. İsrail’in bebek katilliğini yüzlerine vuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı unutmayalım.
2012 senesinde kendisine Filistin’de bulunan ilk ve tek İslami üniversite olan Kudüs Üniversitesi’nin “İnsan ve Toplum Bilimleri Fahri Doktora” unvanı verilen toplantıda
“…Türk
halkı için Kudüs bir hoşgörü, barış ve kardeşlik şehridir. Bu kutsal şehirde
Filistinli kardeşlerinin ne zaman canı yansa, halkımızın da bilesiniz ki, canı
yanmıştır. Bu dün de böyle olmuştur, bugün de böyledir..” demişti.
Hafta sonu davete icabet
ederek kuruluşu geçtiğimiz aylarda tamamlanan Kudüs
ÜniversitesiVakfı’nın hizmet binası açılışına katılım
sağlamadım bizzat orada bulundum. Hamamönü semtinde Ankara mimarisinin güzel
örneğini taşıyan binayı kimse gelmeden dolaştıktan sonra ilk bilgilendirmemi oturduğum
sandalye üzerine bırakılan kitapçığa göz atıp yaptım.
Açılışa
gelenler arasında Ak Parti Yerel
Yönetimler Başkan Yardımcısı Mücahit Yanılmaz,
Refah-Yol Hükümetinde Başbakanlık Beyaz Masa sorumlusu Ziya Badur, Ankara’da Filistin ve Gazze üzerine nerede bir
etkinlik varsa altında muhakkak imzası olan ve eylemlerde aktif olarak yer alan Mustafa Kır ile Diyanet İşleri
Başkanlığı Fetva Kurulu üyeliğinden emekli ilahiyatçı-yazar İbrahim Ural, Memur-Sen Başkan
Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, Balâ
Belediye Başkanı Ahmet Buran ve Kalecik
Belediye Başkanı Dr. Duhan Kalkan gibi
aşina çehrelerle ayaküstü görüşmemiz oldu. Vakıf kurucu başkanı M. Yasir Yanılmaz’ın tanıtım filminde yaptığı konuşması ile
üniversitenin bugünkü durumu ile ilgili sorularımıza cevap bulurken Nuri Pakdil ve Mehmet Akif İnan’ı Kudüs mısralarıyla terennüm edip
hatırladık.
Kudüs
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Imad Abu
Kishek’in yaptıkları faaliyetleri anlatırken çektikleri sıkıntıları
sıralayıp Türkiye’de kurulan vakfın çözüm odaklı olduğuna vurgusunun ardından Filistin'in
Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa söz
aldı. Büyükelçi, Filistinliler olarak yüz yıldır bu zulmü çektiklerini, İsrail’in
yaptığı zulmü dünyanın gördüğünü, ailelerin
yok edildiğini hiçbir zaman unutmayacağız derken unutmayacakları bir başka
şeyin ise yanlarında olanları unutmayacaklarını ifade ederek Türkiye devletini
ve Türk halkının desteğini unutmayacaklarını söyledikten sonra kendilerini
sırtlarından bıçaklayanları, ihanet edenleri affetmeyeceklerini belirtti.
Mamak
Belediye Başkanı Murat Köse
selamlama konuşmasının ardından kürsüye teşrif eden 22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, geçmiş ve gelecek arasında bağ kurdu. Arınç, bu
günlerde Kudüs özelinde Filistin ve Gazze’de yaşananların analizi yaptıktan
sonra Filistin halkının bir ve beraber olmaları gerektiğini iç siyasetimizden ve
devlet aklımızdan bahsederek vererek tarihi süreçten canlı misaller verdi.
Kudüs toparlaklarında
yerleşik üniversitenin; Kudüs’te, Türkiye’de ve uluslararası platformlarda
desteklenmesi için kurulan vakfın hedefleri arasında Filistin ve Türkiye’de
yapılacak ortak projelerin olduğunu duyunca heyecanlandım. İnşallah gayelerine yönelik faaliyetler içinde
olurlar. Kudüs Üniversitesi’nde şu
anda 12.000 civarında okuyan öğrencilerin eğitim-öğretim ve sosyal
ihtiyaçlarının karşılanması için her türlü yardıma açık oldukları beyan eden
vakfın Filistin’in ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına da katkıda bulunacağı
inanıyorum.
Ne diyelim?
Hiç fark etmez vakıf
hizmetinde mütevelli veya gönüllü çalışma yapanların Allah yollarını açık etsin
ve’s-selam.