İstiklalin yüzü sensin
“Yabancı her şeyi yabana atar” dedi. Neden? “Çünkü yabandan gelmiştir.” Niye? “Yabancı yabanîdir, hâlden anlamaz.” Peki, hâl kelimesinden ne kast ediyorsunuz? Cevap: “Hâl, halktır; hâli bilmeyen halkı bilmez, halkı bilmeyen hakkını vermez.”
Anadolu’nun
ilim, irfan sahibi, yaşlı-başlı dedeleri böyle bakıyor meseleye.
“Zengin ama köle olacağıma, özgür ama fakir
olmayı tercih ederim” diyen basiret sahibi insanların yurdudur burası.
Cumhuriyetin
yüzüncü yılını kutlayacağımız 2023’e az bir zaman kala, il, il dolaşarak konferanslar
veren AK Partili siyasetçi Metin Külünk de muhtemelen gittiği yerlerde bu ve
buna benzer tespitlerle karşılaşıyordur.
Geçenlerde
bir araya geldik. Heyecanını,
motivasyonunu hiç yitirmeyen, dur durak bilmeden çalışan ender
siyasetçilerimizden biridir Metin Külünk.
Cumhuriyetin
yüzüncü yılı münasebetiyle, “Aziz
milletimize sesleniyoruz; İstiklalin yüzü sensin” başlığıyla bir manifesto
yayınladılar.
“Küresel
güçler, aramızdan hainler ve teröristler devşirip bin yıldır bu topraklarda
inşa ettiğimiz gönül köprülerini yıkmak, iki yakamızı bir araya getiren
maddî-manevî köprülerin önünü kesmek ve 1923 yılında kurduğumuz Cumhuriyet'in 100'üncü yaşı olan 2023'e
fakir, bağımlı ve korkak girmesi için Meclisimize ve vatandaşlarımıza alçakça
bomba yağdırırken, 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi
çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım!" diye haykırarak bunu bertaraf
ettik” diyor metinde.
Çok doğru.
Bu ülkede
yaşayan rengi, ırkı, görüşü, mezhebi, dili, dini ne olursa olsun tüm
vatandaşlarımıza yönelik büyük planlar yapıldı.
Çünkü bu
millet o gün Malazgirt’te sadece
Anadolu’nun kapılarını açmadı, adaletin, kültürün, sanatın, şahsiyetin, onur ve
şerefin de kapılarını açtı. Millet olmanın, bir ve diri olmanın, yeri yurt
tutmanın, Hak ve adaletin, istiklalin ne demek olduğunu tüm insanlığa gösterdi.
Son üç
yüzyıldır işte bu iradeye, bu birlikteliğe, bu irfana ve inşa ettiğimiz kültür
evrenine, mekâna büyük bir saldırı var.
Tarihleri boyunca Allah’ın adaletine
ve kudretine sığınmış olan bu milletin evlatlarına son üç yüzyıldır tuzak
kuruluyor.
O yüzdendir
ki bu milletin İstiklal Marşı, “Korkma!”
diyerek başlar.
Çanakkale’de,
İstiklal Harbi’nde, milletin iradesini hiçe sayan kanlı darbe dönemlerinde, 15
Temmuz’da ve nice saldırılarda da hiç korkmadılar.
Korkana, yanılana, düşene, azmi
kırılana, heyecanını yitirene, zihni karışına da hep birileri uyardı,
uyandırdı.
Bu düzenbaz
tefeci çetenin her türlü tuzağını boşa çıkaracak vatan evlatları bitmez bu
ülkede.
Küresel
çete, zehirli iğnesini bu ülkenin hemen her yerine akıttı. Aldığı zehirle
ülkesine yabancı kendine düşman, tarihinden kopuk, cesaretsiz siyasetçiler,
yazarlar, sanatçılar da yetişti, vatan
sevgisini panzehir yaparak ülkesini, milletini, bayrağını, marşını, istiklalini
korumak için mücadele eden vatanseverleri de yetişti.
O yüzdendir
ki cumhuriyetin yüzüncü yılında bir kez daha haykırıyoruz; bu vakitten sonra bu toprakların geleceğinden ümit kesenlerle, çözümü
Washington’da, CIA ofislerinde, Rothschildlerin malikânelerinde arayanlarla
işimiz yoktur.
Aynı ananın
sütünden beslenen kardeşler olarak bu toprakların anamızın ak sütü kadar helal
olduğu bilinciyle; “istiklalin yüzü sensin” diyoruz!
Küreselcilerin engelleme
faaliyetlerini, tuzaklarını boşa çıkarmanın tek yolu; bir ve diri olmaktan
geçmektedir. Ortak bir dille ve ruhla art niyetsiz bir birlikteliği ve
bütünleşmeyi yeniden tesis etmeliyiz.
Çünkü “yabancı yabanîdir, hâlden anlamaz” kardeşlerim… Ve unutmayalım, “başka vatan yok.”