"İnsansı hayvanlar"ın hakları
10 Aralık 1948…
BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi…
14 Mayıs 1948 İsrail’in kurulması için Filistin’in peşkeş
çekilmesinin 6 ay sonrasında böyle bir bildirinin yayımlanması da bu hakların
Siyonistlere tanınmış haklar olduğunu göstermektedir. Çünkü Siyonizm, Yahudi olmayanları insansı hayvanlar”
olarak tanımlamakta.
Gazze’de katledilenleri böyle nitelediklerine dünya
şahittir. Tahrif edilmiş kitaplarındaki hezeyanları katliamlarına gerekçe
yapmaları bunun en açık delilidir.
Bu sapkın anlayışa göre “Yahudi’den
başkası Yahudi’ni kölesidir.”
Bu kadar aleni sapıklığın neticesinde katliamları kınamanın
bile anti semitizm olarak yaftalanıp yeni zulümlerine meşruluk kazandırma
çabası tam da Siyonistçe bir duruş ve davranıştır.
İnsanlık, Siyonist
İsrail’in kölesidir.
Hiçbir kanun, kural ve değere uymamakta, aklından ne kadar
mendeburluk geçiyorsa uygulamaktan çekinmiyor. Ne de olsa kurumlar da kurullar
da kendi kontrolünde.
BM ve benzeri
uluslararası yapılar, İsrail kurulsun diye kurulmuştur.
Benzeri yapılar, ABD ve diğer malum devletler için de
geçerlidir.
Yönetim kadrosu Masonlardan oluşmuş devletçikler.
Kontrolden çıkanlar da darbelerle, suikastlarla, iç
savaşlarla, terörle hizaya sokulmuşlardır.
Siyonizmi bir tarikat belleyip müntesiplikte sınır tanımayan
yerli Netanyahular, İsrail aleyhine olanları ya medeni dünyadan ayrılma, (gericilik)
ya da “eksen kayması” gösterip “zinde güçleri” harekete geçirip idareye
el koymuşlardır.
Gazete manşetleriyle Siyonist hücreler hareketlendirilmiş,
üniversitelerdekiler cüppeleriyle, iş adamları gazete ilanlarıyla, hukukçu
iliğini taşıyanlara da darbe hukuku ile bu işgal girişiminde yer alma yarışına
katılmaktan geri durmamışlardır.
İnsan haklarının zerresine tahammülleri yoktur.
İnsan hakları ilan edildi de ne oldu?
2’inci Dünya
Savaşı’nda da milyonların kanına giren medeniler, yeni maskelerini takmakta
gecikmediler: demokrasi, insan hakları, çocuk haklar kadın hakları vb…
İnsanî değerleri
zulmü perdelemek için kullanmaya devam ediyor, başta ABD ve Batı olmak üzere…
1948’den sonrası dünyanın durumu her şeyi anlatıyor.
Terör, iç savaşlar, ideolojik çatışmalarda milyonlar
katledildi, kurtulabilenler göçe zorlandı. Şu an 300 milyondan fazla mülteci
uluslararası güvenli bir yer aramakta. Ülke içinde yerinden edilmiş milyonların
sayısı belirsiz. 20’nci yüzyıl kanlı idi, 21’inci yüzyılın da ondan farklı
olmayacağı ortada…
BM/BMGK ve benzeri yapılar barışın önünde en büyük engeldir.
Adeta katliamlar rahatça yapılsın diye kurulmuşlar.
İsrail ve ABD
Gazze’de açık ve net bir soykırım yapmakta.
ABD, bu katliamın azmettiricisidir, İsrail’den de daha
suçludur.
Bu gözü dönmüş katliamcı devleti yargılayacak bir kurum,
kuruluş var mı?
Ne zaman katliamdan usanırsa o zaman duracak.
İnsanlık bunu bekleyecek…
Gazze?..
Genel Sekreter
Guterres, Genel Sekreter olduğu BM’ye adeta yalvarıyor…
Yetkisini ilk kez
kullanarak Gazze’deki insani felaketin önlenmesi için BM Şartı'nın 99.
maddesini işleterek 6 Aralık'ta BMGK'ye mektup gönderdiği metupta:
"Güvenlik
Konseyi üyelerini insani felaketin önlenmesi için baskı yapmaya çağırıyorum ve
insani ateşkesin ilan edilmesi talebimi tekrarlıyorum. Bu çok acil." diyor.
8 Aralık‘ta aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 80'den fazla
ülkenin önerisi olarak Genel Kurula sunulan ve kabul edilen ateşkesi 15 üyeli Güvenlik Konseyi'nin 13 üyesinin
evet oyuna rağmen ABD ateşkesi reddetti. Katliama devama devam dedi. İngiltere
ise "çekimser"liğiyle katliama ortak olduğunu ilan etti.
Dünya, “ABD, (İsrail) dünyadan büyükmüş…” asla, demeyecek
Gazze, insanlığın son direniş notasıdır.
İmanı, cihadı, tevekkülü ve şahadeti anlatıyor, Gazze…
Gazze’nin çocukları, minik omuzlarında insanlık davasını
taşıyorlar.
Ey, “İnsansı mahluklar” birleşin!...