Enis, matematik zekâsını keşfetti
ENİS, 9. sınıfa gidiyordu, matematikten 100 üzerinden sadece 9 puan almıştı, notları ortalamaların altındaydı ve sınıfta kalacaktı. Matematik zorunlu dersti, mutlaka geçmesi gerekiyordu. Matematikten kalırsa sınıfta kalacaktı.
Enis, annesi
ile terapiye gelmişti, sohbet ederken konuyu derse getirdim. Matematikten neden
9 puan aldığını sordum.
- Hocam, bende matematik zekâsı yok, çalışsam
da başarılı olamam.
Buna benzer
sözleri daha önce çok duymuştum. Zekâ testi uygulamaya karar verdim, testten
önce matematik zekâsı % 60 üzerinde olursa sınıf geçmek için çalışma sözü
aldım.
Çocuk söz
vermede tereddüt etmedi, matematik zekâsı olmadığından emindi. Çoklu zekâ testi
uyguladım. Matematik zekâsı yaklaşık % 90 çıktı.
Enis
şaşkındı, ağzı açık kaldı.
Ön yargı kurbanı olduğunu vurgulamak için
sordum:
-Matematik
zekâsı var mıymış?
Hayretini yenememişti, kısık bir ses tonuyla "varmış" dedi.
Söz vermişti, kaçacak yeri yoktu, çalışmaya
razı oldu. Üç hafta sonra yapılan matematik sınavından 65 aldı. Notunu
yükselttiği için matematik öğretmeni de sözlüden biraz yüksek not verdi. Enis
hem matematiği hem sınıfı geçti.
Birçok
öğrenci yeteneğinin farkında olmadığı için veya yeteneğini geliştirmek için
başarıya olan inancını kaybeder, şevkini kaybeder. Çalışmayan birinin yetenek
geliştirip başarılı olması mümkün değil.
Öğretmen,
yetenek keşfetmeli ve öğrencileri yetenekli oldukları alanlara yönlendirmeli.
Aile ile işbirliği yapmalı, gençlere yapabilme azmi ve heyecanı vermeli.
Her öğrencinin mutlaka bir alanda
yeteneği vardır. Yetenekli olduğu alan keşfedilir çocuk bu yönde eğitilirse hem
daha kolay hem de severek, mutlu olarak başarı kazanır.