Cuntanın sokak çağrısı
KKTC’de EOKA zihniyeti seçimleri kaybetti.
Türkiye de rahatladı…
Azerbaycan, Karabağ’ı istiklaline kavuşturuyor; İHA ve
SİHAlarla destan yazıyor…
Paşinyanların,
Macronların, Sisilerin, Esedlerin, terör
örgütlerinin ve yandaşlarının SİHA
hazımsızlığının, Türkiye düşmanlığının nedeni; Türkiye’nin bu mazlum
coğrafyadaki İstiklal ve istikbal mücadelesidir.
‘Işıklar yanıyor’la
halkı sokağa döküp bu mücadeleyi baltalamak istemekteler.
24 Haziran 2018
gecesinde Türkiye’de uygulamak istedikleri sokak planı Kırgızistan’da uyguladılar.
4 Ekim’de yapılan seçimde hezimete uğrayan 12 parti
sokaklara çıktı, kamu binalarını ve meclisi işgal etti, 6 Ekim’de yönetimi
devirdi.
Kırgızistan’da FETÖ
darbe yaptı…
24 Haziran 2018’de seçim
sonuçlarının kabul edilmemesini isteyenlere karşı “Adam kazandı” ifadesiyle
ifrit oyunu bozan Muharrem İnce’yi bugün cezalandırmak isteyenler
Kırgızistan’daki olayların tam merkezindeler.
Sokak çağrısını, Mayıs 2013’te Gezi’de, 30 Mart 2014
akşamı Mahalli İdareler Seçimlerinin sonuçları açıklandığı dakikalarda, 6-8 Ekim 2014’te Kobani Olayları bahanesiyle ve 2015’te çukur- hendek teröründe denediler.
15 Temmuz’un hemen öncesinde lise gençliğini ve işçileri
sokağa tahrik ettiler.
Cuntanın en elverişli
aparatı; sokak çağrısı…
1950 seçimi demokratik kurallara göre yapılınca Demokrat
Parti, ( DP ) oyların % 52,67’sini alarak 415 milletvekili ile tek başına
iktidar oldu. Cumhuriyet Halk Partisi, (CHP)
oyların % 39,45’ni alarak 69 milletvekili, Millet Partisi, (MP) % 3,1’le 1 milletvekili, bağımsızlar da % 4,76’yla 2 milletvekili ile TBMM’de temsil
hakkını kazandılar.
Böylece yirmi yedi yıllık tek parti (şeflik) dönemi kapandı.
10 yıl sürecek olan Demokrat Parti hükümetleri dönemi
başladı.
2 Mayıs 1954 seçimlerinde Demokrat Parti, (DP) oylarını 1950
seçimlerine göre 5 puan artırarak oyların
% 57,61’ni alarak 502 milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi , % 35,35’le
31 milletvekili, Cumhuriyetçi Millet Partisi, % 4,85’le 5 milletvekili, bağımsızlar ise % 1,53’le 3 milletvekili ile
temsil hakkını elde ettiler.
DP, oyların yaklaşık
%58’ini alınca zinde güçler, seçimlerden yaklaşık 16 ay sonra, (1955’in 6-7 Eylül’ünde)
İstanbul’da, Rum ve Ermeni
kökenli vatandaşların ev ve iş yerlerinin kundaklandığı, yağmalandığı olayları
başlattılar.
1943’te Varlık
Vergisi’yle 28 Şubat1997 Post modern darbe sürecinde ‘yeşil sermaye’
etiketiyle sermaye düşmanlığı yapan
zihniyetin kalıntıları, bugünlerde de şirketlere, gazetelere el koymayı
planladıklarını açıklıyorlar. 17 -25
Aralık 2013’te yargı darbe girişiminde ülkenin en büyük şirketlerinin mal
varlığına el koyma girişimi de bu zihniyetin ülke için tehdit derecesinin
yüksekliğini göstermektedir.
Öyle ki 1955
olaylarının sorumlusu olarak iktidarı devirdiler.
DP, 1954 seçimlerindeki başarısını 27 Ekim 1957 seçimlerinde
de oyların % 47,87’sini alarak 424 milletvekili ile tek başına iktidar olmayı
sürdürdü, Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi ise % 41,09 oy oranıyla 178
milletvekiliyle temsil yetkisi aldı.
1959’da cuntacı Dokuz Subay tespit edilince “İsmet İnönü’yü seven subaylar cezalandırıyor.”
diyerek cunta, adaletin pençesinden kurtartılıyordu.
Gerilim ve kriz lobisi algı operasyonlarını hızlandırdılar.
Ve 5 Mayıs 1960…
‘555K’ (5. ayın
5’inde, saat 5’te, Kızılay’da…)
sloganıyla sokaklara dökülenler, Plevne Marşı'nı değiştirip: ''Olur mu böyle
olur mu?/ Kardeş kardeşi vurur mu? / Kahrolası diktatörler. / Bu dünya size
kalır mı?” diyerek Başbakan’ı yakasından tutup silkeliyor, ondan hürriyet
istiyorlardı. Yirmi iki gün sonra da 27
Mayıs’ta cuntası, yönetime el koyup Meclis’i kapatıp hükümet üyelerini ve
iktidar partisinin üye ve yöneticilerini tutukladı. O, 9 subayın tamamı ‘ışıklar yanıyorcu’ların
içindeydiler.
5 Mayıs’ta hürriyet isteyenlerin hiçbiri bu durumu kınamadı.
Yurtta Sulh Konseyi’ni
de ‘çaycı çorbacı’ olarak
perdelemekteler…