Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.68
Gram Altın
2971.83
BIST 100
9931.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Nisan 2021

Bilim maske için ne diyor?

Covid-19 ile birlikte insanların ağızlarına zorla yapıştırılan bez parçası hakkında bugüne kadar çok şey söylendi. DSÖ, 2019 raporunda maskenin zararlı olduğunu belirtti sonra ne olduysa fikir değiştirip bunu zorunlu hale getirdi.

Aynı şekilde çoğu profesör de önce maskenin zararlı olduğunu söyledi sonra ağız birliği yapmışçasına maskenin zararlarından bahsetmeye başladılar. Öyle ki insanlar maske üzerinden tehdit bile edildi. Çünkü bu bilimdi ve asla yanılmazdı!

Netice itibariyle Türkiye’de maske takmamanın cezası 900 lira. Hemen her gün sokakta, toplu taşıma araçlarında hatta camide, AVM’de maske kavgalarından geçilmiyor.

Geçenlerde bir TV muhabiri çay içen bir ihtiyar amcanın yanına usulca yaklaşarak, -baskın yaparak da diyebilirsiniz- “Maskenizi neden indirdiniz?” dedi. Cevap gayet basitti; “Görmüyor musun çay içiyorum.”

Bir yönetici sosyal medyada maskesiz foto paylaşanlar hakkında cezai işlem yapılacağını bile duyurdu.

Mülki amirler ve belediye başkanları ise binlerce maskeyi çocuklara dağıtmaktan duydukları memnuniyeti dile getiriyorlar Evet, maske artık hayatımızın tam merkezinde.

*

Peki, bilim adamları maske konusunda ne diyor?

Geçenlerde bu konuda yazılmış tam 42 tane bilimsel makaleye denk geldim. Daha fazlası da var.

Arizona, Tempe'de naturopatik tıp doktoru olarak nam salmış ve kanser alanında yaptığı çığır açıcı çalışmalarıyla adından söz ettiren Dr. Colleen Huber bu çalışmaların bir analizini yapmış.

Yapılan bir araştırmada cerrahi maske kullanıcıları, maske kullanmayanlara göre 6 dakikalık bir yürüyüşten sonra önemli ölçüde artan nefes darlığına sahip oluyor.

Araştırmacılar, yüz maskelerinin kandaki ve beyindeki oksijen miktarının azalmasına neden olduğunu söylüyor. Ayrıca önemli miktarda karbondioksit değişimini azaltan havanın hapsolması nedeniyle de akciğer, dolaşım, bağışıklık ve sinir sistemlerimiz zarar görüyor.

Öksürürken denekleri gözlemleyen başka bir çalışmada, enfekte hastalar tarafından öksürük sırasında ne cerrahi ne de pamuklu maskeler SARS CoV-2'yi etkili bir şekilde filtrelememiştir. Ve test edilen maskelerin içinde olduğundan daha fazla viral partikül bulunuyor.

Kullanılan tıbbi maskelerin dış yüzeyinde, kendi kendine bulaşmaya neden olabilecek çeşitli solunum patojenleri bulundu. Daha uzun süre maske kullanımı ile risk daha da yükseliyor. Cerrahi maskelerin de bir bakteri kontaminasyonu (bulaşma) deposu olduğu bulundu.

Cerrahların, ameliyatlardan sonra 30 dakika kadar kısa bir sürede bile daha düşük oksijen satürasyonuna (kandaki oksijen miktarı) sahip oldukları gözlemleniyor.

Normalde bir N95 maskesi 0,3 mikron filtre ile yapılıyor. Koronavirüsler ise yaklaşık 0.125 mikron çapındadır.

2019 yılında 2862 katılımcının katıldığı bir araştırmada hem N95 solunum cihazlarının hem de cerrahi maskelerin "laboratuvarda doğrulanmış grip insidansında önemli bir fark yaratmadığını" gösterdi.

Yüz maskelerinin viral enfeksiyonların bulaşmasına karşı saptanabilir bir etkisinin olmadığı da bulundu.

Yapılan bir başka çalışmada gerek randomize kontrollü çalışmaların (yeni çıkan bir ilacı, bir tedaviyi veya başka bir müdahale çeşidini test etmek amacıyla benzer özelliklere sahip kişilerin deney ve kontrol grubuna ayrıldığı bir çalışma modeli) gerekse sağlık çalışanları tarafından kullanılan N95 solunum cihazları ve cerrahi maskelerin gözlemsel çalışmalarının akut solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşmasına karşı fayda göstermediğini buldu.

Yapılan bir çalışmada, "Tıbbi maskeler, genel maskeler ve mendillerin solunum aerosollerine (hava yoluyla bulaşma) karşı çok az koruma sağladığını" buldu.

Dr. Huber, bu veriler ışığında “maskelerin patojenlere karşı etkili engellerden ziyade normal solunumun engellenmesine yönelik araçlar olarak hizmet ettiğini göstermektedir” diyor.

Bu nedenle maskeler ne yetişkinler ne de çocuklar tarafından genel halk tarafından kullanılmamalı uyarısında bulunuyor.

Neticede maske takın ya da takmayın diyebilecek bir yetkinliğe sahip değilim. Maske takmayı zorunlu hale getiren profesörlerimiz bunu bilim adına yaptıklarını söylüyor.

Ben de aşı ve maske şirketlerinin kıyasıya kapıştığı bir dönemde maske üzerine yazılmış 42 bilimsel makalenin analizini yapan Dr. Huber’den istifade ederek bilime katkı sunmak istedim.