Baruthanelerden barut yerine kitap kokusu geliyor
İstanbul’da hem de şehrin göbeğinde baruthane olur mu demeyin, Tophane oluyor da baruthane niye olmasın. Ama o zamanlar buralar şehrin göbeği değildi tabi. Bakırköy’de Millet Bahçesi olan yerin eski hali baruthane idi. Şimdilerde artık eskinin baruthaneleri kitap kokuyor, kitap okurken burnunuza değişik kahve çeşit ve kokuları ile birlikte kitabınızı okuyabilirsiniz. Aynı zamanda müze de yer alan sergiyi gezebilirsiniz. Zaman zaman da çeşitli konserlerin düzenlendiği bir sahnesi de var. İşte Bakırköy Baruthanesinin hikayesi: 14. asırda ateşli silahların bulunması ile bağımsızlığını korumak isteyen devletler, kendi silahlarını, kendi barutlarını üretmeye başlamışlardı. İthal barutlarda bağımsız olmak isteyen devletler, barutları baruthanelerde üretiyor ve depoluyordu. Bakırköy Baruthanesi bahsedilen baruthanelerden biridir.
HASARLARIN
BİTMEDİĞİ BARUTHANE
Osmanlı
Devleti’nin resmî kaynaklarında “Baruthane-i Âmire” olarak geçen Bakırköy
Baruthanesi, eski baruthane tesislerinden günümüze kalmış olan en görkemli
yapıdır. Mayıs 1698’de baruthanenin yapımı için bostancıbaşı,
mimarbaşı, barutçubaşı ve konuya vâkıf diğer kişiler çalışmalara başlamıştır
fakat kış gelmesi münasebetiyle inşaata başlanamamıştır. O dönem yalnızca
gerekli malzemeler tedarik edilmiştir. ‘’1700 yılı başlarında ise Mimarbaşı
Hüseyin Ağa yeni bir keşif daha yapmış ve baruthanenin 17.000 esedî kuruşa inşa
edilebileceğini tespit etmiştir. Gerekli paranın bir kısmı Maraş hazinesinden,
bir kısmı Hazine-i Âmire’den, bir kısmı ise Gümüşhane mukataasından
karşılanmıştır. Son keşif üzerinden yapımına başlanan baruthane 1701
senesinde üretime başlamıştır.’’
1701 yılında faaliyete başlayan Baruthane, 22 Ağustos
1707’de büyük bir kazaya maruz kalmış ve o kazada 9 çalışan hayatını
yitirmiştir. O kazada Baruthanenin birçok duvarı yıkılmıştır fakat kısa bir
sürede onarılmış ve 1725 yılına kadar üretime devam etmiştir. 1725 yılında ise,
Baruthane ’de bir yangın meydana gelmiş ve ahşaptan yapılan 6 çark yanması ile
Baruthanenin üretimi duraklamıştır. Üretim 2 sene sonra ancak başlayabilmiştir
(yenileme ile birlikte mermerden 18 çark ve her çarkta 12’şer havan olmak üzere
toplam 216 havanlı bir tesis kurulmuştur).
‘’Ancak ilerleyen yıllarda da patlama ve yangınların
önüne geçilememiştir. 1765’te 166 kantar (9.363 kg) barutun infilak
etmesi sonucu meydana gelen yangında baruthane binası zarar görmüş ve
yeniden geniş çaplı bir tamir faaliyeti başlatılmıştır. 1785’te ise
kapsamlı bir yenileme ve genişletme çalışması yapılmıştır. Nöbet kuleleri,
sundurmalar, kalhane, barut depoları, perdahthane, 18 adet çark ve barutçubaşı
dairesi onarılmıştır. 1791’de baruthanede yeniden yangın çıkmış, dönemin nazırı
Ahmed Ağa yanan kısımların tamiratını yaptırmıştır.’’
BARUTHANE NAZİRLİĞİNİN KURULUŞU
19. yüzyılın sonlarına doğru baruthanedeki düzenin
iyice bozulması ve barut kalitesinin düşmesi üzerine yeni düzenlemelere
gidilmiş, 6 Mayıs 1793’te Baruthane Nazırlığı kurulmuş ve bütün baruthaneler
aynı yere bağlanmıştır.
Mahmud Raif Efendi yenilikleri şöyle anlatır:
‘’1768’de çıkan Rus Savaşı’ndan beri adı geçen bu üç
baruthaneden (İstanbul, Gelibolu ve Selânik) elde edilen barut, çamur gibi bir
şey olup, yalnızca şenliklerde kullanılmakta ve savaşmak için dışarıdan kantarı
60-70 kuruşa barut satın almak zarureti hâsıl olmaktaydı. Satın alınan bu
barutun bir kısmı iyi kalite, ekserisi ise işe yaramaz cinsinden çıkar, üstelik
gerektiği anda da hemen tedarik edilemezdi. Barut, harbin esas maddesi ve ruhu
demektir ve onsuz savaşılmaz! Barut konusundaki bu kayıtsızlık ve ele muhtaç
olma hali, III. Selim’e ağır gelen bir husus oldu. Bu konuda ilk yapılan iş,
Baruthâneler Nezâreti’ni bir münâvebe mansıbı gibi kullanılır olmaktan
kurtarmak, dolayısıyla buralarını, birilerinin birer sene süre ile sebeplenme
kapısı olmaktan çıkartmak oldu. Baruthânelerin başına devlet ricalinden bir
nazır atandı.’’
KALİTELİ
BARUT ÜRETİMİ İÇİN SUYUN GÜCÜNDEN İSTİFADE ETMEK
III. Selim
zamanında inşa edilen Azadlu Baruthanesinde eski Baruthanelerdeki üretim
sorunlarını çözmek için yeni mekanizmalar kullanılmıştır. Azadlu Baruthanesinde
çarklar su ile çevrilirken İstanbul’da çarklar hayvanlar tarafından
çevriliyordu. Bu iki farklı metot barutun kalitesini ve maliyetini belirliyordu.
İstanbul’daki
baruthaneyi Mehmed Şerif Efendiden sonra Mehmet Ragıb Efendi üstlenmiştir.
İkisi de baruthane binalarını tamir ettirmiş, yeni çarklar yaptırmıştır. 1806
yılında ise Mehmet Ragıb Efendinin isteği üzerine baruthanede geniş çaplı bir
tamir faaliyeti gerçekleşmiş, Baruthaneyi muhafaza etmek için yeni istihkâm,
tabya, cebehane ve kışlalar yapılmıştır. Fakat Bakırköy Baruthanesinde üretilen
barutun kalitesi daima tartışma konusu olmuştur.
Bunun sebebi
de çarkların döndürülmesinde hayvan gücünün kullanılması olarak belirlenmiştir;
hayvan gücü ile döndürülen çarklarda ham madde eşit bir şekilde ezilmediği için
elde edilen barutların kalitesi düşüyordu. Hayvan gücünün kullanımı barutun
kalitesini düşürdüğü gibi üretim maliyetini de artırıyordu. Bu yüzden Azadlu
Baruthanesi kurulmadan evvel, çarkların su ile çevrileceği bir yerde
kurulmasına özellikle dikkat edilmişti çünkü su ile döndürülen dibeklerden eşit
aralıklı vuruşlar elde edildiğinden, ham maddenin daha iyi ezilmesi söz konusu
oluyordu.
TANZİMAT
DÖNEMİNDE SONRA TOPHANE MÜŞİRLİĞİN EMRİNE VERİLEN BARUTHANE
Tanzimat
döneminden sonra Baruthane’ye yeni bölümler eklendi. Bu eklenen bölümler ile
Baruthane Tophane Müşirliği ’nin emrine verildi. 1854 yılında Kırım Savaşının
başlaması ile barut istekleri çoğalınca Baruthanede üretimler arttı. Talebi
karşılamak isteyen Baruthane yetkileri, Baruthaneyi gece gündür çalıştırmış ve
yıpranan ekipmanları İngiltere’den getirttirilen 5 dibekli yeni tip bir makine
ile değiştirmiştir. ‘’XIX. yüzyıl boyunca barut teknolojisindeki gelişmeye
paralel olarak baruthanede bu yeniliklere uyacak yeni birtakım düzenlemeler
yapılmıştır. Özellikle 1880’lerden sonra Alman teknolojisi kullanılmaya
başlanmıştır.’’
ASKERÎ
FABRİKANIN İDARESİNDEN KÜLTÜR MERKEZLİĞİNE
‘’Cumhuriyet
döneminde Askerî Fabrikalar İdaresi’ne geçen Baruthane, Makine ve Kimya
Endüstrisi Kurumu’na devredilmiştir. 1953 yılına kadar askerî kimliğini
muhafaza eden baruthane, bu tarihte elektrik kontağından çıkan bir yangın
sonucu kullanılamaz hâle gelmiştir. 31 4.000.000 m2 olan baruthane arazisi
1955’te 60.000.000 lira karşılığında Türkiye Emlak ve Kredi Bankası’na
satılmıştır. 15 Eylül 1957’de ise baruthane arazisi üzerine Ataköy sitelerinin
inşasına başlanmıştır. Baruthanenin ana binası ise uzun süre metruk olarak
kaldıktan sonra kaba bir yenileme ile 1972’de Ataköy Turistik Tesisleri
İşletmesi tarafından Barut Fıçısı adı altında bir süre diskotek olarak
işletilmiştir.’’
‘’Kısa süren
bu maceradan sonra kaderine terk edilen baruthane binası Bakırköy Belediyesi
tarafından iki yıllık bir restorasyon faaliyetinin ardından 3 Mart 1993’te
Yunus Emre Kültür Merkezi adıyla hizmete açılmıştır. Bunun yanında Ataköy
Marina’da yer alan saat kulesi ise baruthane kulelerinden biridir ve hâlen ayaktadır.’’