Adalı kadın yazarlar
Edebiyat söylem ve eylem farklılığını kabul etmez. Samimiyet ister; kolektif bir bilinç, kibirden arındırılmış mütevazı ruh hâli, rikkat ve empati ister. Güzel kelimeleri içselleştiremeyen, insanına hizmet gayesi taşımayan bir mekânı mesken kılmaz edebiyat, kapıdan usulca çıkar gider. Geriye bir kuru iddia kalır. Bunun için kendisi gibi karşısındakinde de önce düzeyli ve içe işleyen bir samimiyetle fayda sunabilme ve insana dokunabilme kabiliyeti gözetmeli edebiyatçı.
Bundan iki ay önce Sakarya’nın mümtaz bir topluluğu olan Adalı Kadın Yazarlar başkanı Filiz Toklu Hanımefendi ulaştı bana. Telefonun ucunda sıcak, pırıl pırıl bir ses usulca durdu; “çağırsak Sakarya’ya gelir misiniz?” Belki Sakarya’yı çok sevdiğim, belki de karşımdaki hanımefendinin nezaket yüklü tınısından tereddütsüz “gelirim” döküldü dudaklarımdan. Bu davet onların ilk il dışı davetiymiş. Adalı Kadın Yazarlar henüz bir senelik buna rağmen heyecanı yüksek edebiyatçıları bünyesinde toplamış bir oluşum. Başkanı Filiz Toklu hanımefendi Sakarya’nın çok iyi gazetelerinde yazan ve şehrin yetmiş beş senelik gazetesi Adapazarı Akşam Haberlerinde metinleri yayımlanan değerli bir insan. İki evladını başarıyla topluma kazandırırken bir müddet ara vermiş kendine, sonra Londra’da çıkan bir gazetenin haber editörlüğünü yapmış ve şimdi iki üniversite birden okuyor. Şehrine hizmet götürmek isteyen öncü biri olmakla birlikte bir öykü atölyesine de talebe… Henüz kendisi ile yüz yüze gelmeden ondaki liderlik ışığını sezdim. Gariptir, her programa gidişimde yaşadığım aksilikler silsilesinin tekini bile yaşamadım yola çıkarken. Bunun sebebini tam anlamıyla söyleşiden sonra idrak edebildim.
Yağmurlu bir 11 Mayıs sabahında Sakarya İl Halk Kütüphanesine gittiğimde gülen yüzünden geçip içeri girdim Filiz Hanım’ın. Bu güzellik, dışardaki yağmurun ruha inşirah veren taneleri gibi içeri süzülen hanım katılımcılar ve öğrencilerle devam gösterdi. Beni odasında ağırlayan kütüphane müdürü Aysun Şimşek edebiyat için imkânlarını seferber eden ve Adalı Kadın Yazarlara henüz dâhil olan kıymetli bir hanımefendi. Bu mümtaz ekibe ev sahipliği yapıyor olmaktan memnun. Birçoğu çocuk edebiyatında kalem konuşturan hanımefendilerin her biri ayrı değer. İlk olarak Gülhan Yılmaz kızlarıyla geldi yanıma. 4-6 yaş grubu çocuklara öncülük eden izci başkanı. Doktorasını yarıda bırakmak durumunda kalmış tefsir uzmanı. Dört halifenin ve cennet annelerinin yer aldığı Peygamber Halkası adlı üçüncü şiir kitabını armağan etti bu kar beyazı güzelliğindeki hanım bana. Ardından odanın boş kalmasına müsaade etmeden Gülsen Yıldız süzüldü içeri. Enerjisi yüksek, dobra, ışıl ışıl bir insan… Gülsen Hanım saha çalışmaları yapan yöresel yemek uzmanıymış. Halk eğitimde üç senedir eğitmenlik yapıyor ve haftanın beş günü ders veriyormuş. Sakarya’da ilk yemek sergisini açmış, şimdilerde Osmanlı mutfağı sergisi açmaya hazırlanıyormuş. Salona geçtiğimizde nahif, vakur bir hanım süzüldü içeri. Ön sıra ayağa kalkıp kucaklaştı onunla. Hatice Meraklı olanca tevazuuyla “hoş geldiniz” derken bana, kendisinin yakın zaman önce icra edilen Sait Faik hikâye yarışmasında ikincilik ödülü almış başarılı bir kalem olduğunu öğrendim. Hanımlar bu bilgiyi gururla paylaştılar benimle. Hemen ardından üçüncü kitap hazırlığında olan Şükran Özmert geldi yanıma. Program sonrası sorularından psikolojiye ve karakter tahliline çok hâkim olduğunu anladım. Annesini de getirmişti programa, muhterem bir hanımefendi. Bu arada Sakarya’nın öncü isimlerinden Feyza Kaya ile de tanıştık. Pek çok kadına festivaller aracılığı ile imkân sağlamış. Program boyunca yüzünden bir an tebessüm eksik olmayan Feyza Hanım’ın festivalleri vesilesiyle el emeklerini satarak elde ettikleri birikimlerle mağaza sahibi olan hanımlarımız varmış. Sakarya’dan diri bir ümitle ayrılmama vesile olan detaylar bunlar. Programdan sonra otuzlu yaşlarının ortalarında gencecik bir hanımefendi, sevgili Kiraz Özkan geldi çekimser adımlarla yanıma. Bu çekingenlik onun kaleme aldığı öyküyü yarışmalara göndermesine de mani olmuş, bir gün bu tutukluğunun dağılacağına ve kendisine yepyeni kapılar açılacağına inandım. Bir de ablası var, sevgili Gülten Dinç, sıcacık bir insan. Her ikisi de edebiyat aşığı… Adalı Kadın Yazarlar şimdilik yirmi kişiden oluşuyor ve saflarını öyle sık tutmuş ki içlerine üzücü bir tesirin sızmasına müsaade etmiyor. Grubun adında geçen “kadın” ifadesi onların feminist bir hareket olduğunu akla getirmesin. Pek çoğu ilahiyatçı olan canım kadınlar beylere de yer veriyor. Nitekim programın sonlarına doğru uzun zamanlardır şiirle iştigal eden şair ağabeylerimiz Temel Ata ve Hüseyin Yıldız da ortama katılarak sürpriz yaptılar. Dönerken yazılarını beğeniyle takip ettiğim Leyla Yıldız Hanımefendi’nin mesajından kendisinin de Sakarya’da ikamet ettiğini öğrendim. İl dışında olduğu için bize katılamadı.
Adalı Kadın Yazarlar program boyunca gözlerini kırpmadan ve yüzlerindeki tebessümü bir lahza kaçırmadan dinlediler beni… O anlarda içimden, devleştikleri zaman da bu oluşumun artık tamamen yitirdiğimiz samimiyet ekseninde kalması için dua ettim. Çünkü onları güzel kılan eşsiz samimiyetleri… Beni ve kitaplarımı kendi imkânları ile getirten sevgili hanımefendilerim beyaz bir orkide yanında Filiz Hanım’ın takdimiyle ömrümce saklayacağım bir plaket armağan etti bana. Hemen şuraya iliştirmek isterim ki ekip haftaya da Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden divan, halk ve modern edebiyat alanında uzman altı hocayı ağırlamaya hazırlanıyor. Yakında adını sıklıkla duyacağımız ekip Sakarya’nın edebiyatseverlerini edebiyatçı ve akademisyenlerle buluşturma yolunda emin adımlarla ilerlerken, oluşumun kurum ve kuruluşlarımız tarafından desteklenmesi gerektiğinin ayrıca altını çizmek isterim. Edebiyatın iş görecek insanlara ve toplumun her katmanını kucaklayabilecek ehil ellere emanet edilmesi önemli çünkü. Bu konuda özellikle belediyelerimize, il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerine, valilik ve kaymakamlıklarımıza büyük vazifeler düşüyor.
Başta Filiz Toklu olmak üzere Adalı Yazar Kadınlara misafirperverlikleri için teşekkür ediyor, kısa yolculuğumuzun bir yerinde yeniden buluşabilmeyi diliyorum.
Selam ile.