Dolar (USD)
34.31
Euro (EUR)
36.09
Gram Altın
2998.17
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Ağustos 2018

'Bize Madik Attılar!'

Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ('Ge-Be' diye kısaltıyorum ben bunu!) Anlaşması'nı imzaladığımız 1995 yılından bu yana, toplulukla ticaretimizde 300 Milyar doları aşkın "içeri girmişliğimiz" var.

"Türkiye'ye Çağ Atlatan Sarışın Bayan" yaygaralarıyla büyük bir zafer olarak sunulan Ge-Be Anlaşması'nın 21'inci yılında Son Başbakanımız Binali Yıldırım, o "özgün" üslubuyla teşhisi koymuştu:

"Bize madik attılar!"

Türkiye, AET-AB'yle ilişkilerinde hep "madik" yedi doğru, her mevzuda:

"Terör", "Ekonomi", "Serbest Dolaşım", "Göç Dalgası", vesaireu2026

"Gardrobu"ndan "devrim" üretecek kadar "örnek aldığımız tek dişi kalmış canavar"ın izleri her yerimizde.

'Ge-Be' hikayesi de böyle işledi hep; tek taraflı, hep veren ve hep alanu2026

Hep kısıtlanan ve hep kısıtlayanu2026

AB'ye girmeden Gümrük Birliği'ne giren tek ülke olma, yani "almadan vermeyi kabullenen" tek ülke olma "ayrıcalığı"ndaki Türkiye, AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarına dahil edilmedi malu00fbm.

Tarım ve taşımacılığımızın önlerine takozlar dizildi, "korunmuş" AB ülkeleriyle "adaletsiz koşullarda rekabet" etmek durumunda kaldık hep.

AB yetkilileri utanmadan sıkılmadan, "Gümrük Birliği Türkiye'nin dış ticaret hacmine önemli katkıda bulundu!" derkenu2026

Bu 'berbat' anlaşmanın 'dış ticaret açığımızı' tırmandıran etkilerini gördük milletçe.

AB ülkeleriyle ticaretimizdeki açık, anlaşmanın imzalanmasının üzerinden 15 yıl geçtiğinde, tam iki kat artmıştı.

Bu süreç içinde, AB dışındaki ülkelerle ticaret açığımızdaki artış ise tam 6 katı bulmuştu!..

Bundan sonraki süreçte de hep aleyhimize işledi bu durum, ticaret hacmimiz arttıkça açığımız tırmandı.

"Karşılıklı çıkar ilişkisi" denilen, "tek taraflı çıkar ve tek taraflı kayıp ilişkisi" şeklinde sürüp gitti.

Bugün ekonomimizin "dar boğazda" oluşunun en önemli sebeplerinden biri, belki de en önemli sebebi, "zararı kesin, getirisi meçhul" bir anlaşmaya, GE-Be anlaşmasına imza atmamızdı.

AK Parti'nin kucağında bulduğu sıkıntılardan biri de buydu.

Ak Parti iktidara gelmeden "Atanmış Derviş Zihniyeti", "Faiz Baronları"nı garantiye almaya matuf zincirleri yerlerine oturtmuştu, bu da benzeri mesele.

Efendim;

Türkiye, AB'ye bel bağladığı her durumda, Sayın Binali Yıldırım'ın da veciz bir şekilde ifade ettiği gibi "madik"lendi!..

Türkiye, şimdi, ekonomisine yönelik saldırıların etkisiyle, Avrupa Birliği ile "müzakerelere" yeniden motive olmaya, hız vermeye çalışırken, Ge-Be Anlaşması'nın, "madik"lerin tahribat ve sancısını hafifletecek biçimde yenilenmesini istiyor.

Türkiye'nin, AB'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı "Serbest Ticaret Anlaşmaları"ndan yararlandırılması, tarım, taşımacılık ve diğer alanlarda önümüze çıkartılan engellerin ortadan kaldırılması, serbest dolaşım hakkının artık tanınması, vesaireu2026

AB, GİTTİKÇE ARTAN İSLAM VE TÜRKİYE KARŞITLIĞIu2026 BEKLENTİLERİMİZu2026

AB'den "sürekli olarak kendi yararlarına işleyen" bir mekanizmayı, bizim de yararımıza olacak şekilde değiştirmeye razı olmasını bekliyoruz.

  • "İslam, Türkiye ve Erdoğan Karşıtlığı"nda birleşmiş, "Faşizan Eğilimlerin" gittikçe güçlendiğiu2026
  • Belli başlı ülkelerinin, buralarda yaşayan Türklere hayatı dar etmek için ellerinden geleni yaptığıu2026
  • Anadolu evlatlarını katlettiren "kamu görevlilerini", camilerimizi kundaklayan sapıkları himaye altına alanu2026
  • Milletimizin desteği ile iktidara gelmiş siyasilerimize konuşma hakkını bile vermeyenu2026
  • FETÖ iftiralarına sarılarak, memleketimizi 'IŞID' Terör Örgütü'ne destek vermekle suçlayan...
  • Bununla da yetinmeyerek, bu "ilişki"nin "gizli servisleri" tarafından tespit edildiği yalanını savurmaktan çekinmeyen...
  • 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olmamasından dolayı karalar bağlayanu2026
  • Teröristleri koruyup kollamakta ısrar edenu2026

Bir "ekip"u2026

Ekonomik savaş içinde olduğumuz bu süreçte, bakalım, dertlerimizin ne kadarına "derman" olacak?..

Devletimizi yönetenlerin defalarca "Türkiye'nin büyümesinden ve güçlenmesinden rahatsızlar, Dünya'nın en büyük havalimanını yapmamızdan rahatsızlar, bize yeniden Sevr'i dayatmak istiyorlar!" diyerek aziz milletimize haklı olarak şikayet ettikleri AB'nin "kafadaki" devletleriyle hangi "zeminde" karşılıklı çıkar ilişkileri tesis edeceğiz?..

"Türkiye zarar görürse biz de zarar görürüz, Türkiye batarsa biz de batarız, Türkiye kapıları açarsa, biz de göçmene boğuluruz!" endişeleri, AB tarafı için bir ölçüde "motive edici" olabiliru2026

Lakin, iç kamuoylarında gittikçe desteği artan "faşizm, ırkçılık ve özellikle de İslam karşıtlığı" akımları, buna ne kadar müsaade edecek?..

DARBEYE, TERÖRE DESTEK VEREN AVRUPA!

Üç yıl aradan sonra yapılan REG (Reform Eylem Grubu) Toplantısı'nda özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından altı çizilen meseleleru2026

Türkiye'nin PKK, DEAŞ, FETÖ ve "uyuşturucu tacirleri"yle mücadele ederek, sadece kendisinin değil, aynı zamanda Avrupa'nın da güvenliğini sağladığınıu2026

Avrupa'yı büyük bir "düzensiz göç" dalgasından Türkiye'nin koruduğunuu2026

AB'ye karşı bütün taahhütlerini yerine getiren Türkiye'nin gerek FETÖ gerekse diğer terör örgütleri ile mücadele noktasında büyük bir Avrupa çifte standardıyla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Yaniu2026

Tıpkı Sayın Binali Yıldırım gibi, "Bize Madik Attılar!"" ve "Halen de atmaya devam ediyorlar!" demeye getirdi Sayın Soylu.

Şikayetlerimiz açık:

ABD, AB, "Beşli Çete" ve hepsinin üzerindeki "Faiz Baronları"u2026

Hep birlikte başımıza "çorap örmek" için ellerinden geleni yapıyorlar.

Ne var ki, bir şekilde birileri ile "birlikte" çalışmak, karşılıklı "ihtiyaç noktalarını" memleketimizin çıkarları doğrultusunda "değerlendirmek" mecburiyetinde olduğumuz yönünde de genel bir kanaat var.

AB'ye ne kadar kızsak da, "küsmek" gibi bir lüksümüzün olmadığı belirtiliyor.

"Toplam dış ticaretinin yarısını AB ile gerçekleştiriyorsan, gelen sermayenin yarısından çok daha fazlası AB kaynaklı ise, memleketinde 16 binden fazla AB sermayeli şirket varsau2026

Bir şekilde ilişkileri geliştirmek mecburiyetindesin." deniyor.

Dört bakanımızın katılımıyla gerçekleştirilen REG (Reform Eylem Grubu) toplantısında, AB'yle ilişkilere de katkı sağlaması düşünülen "atılımlara" dair açıklamalar dikkat çekti.

Bizim ev ödevlerimiz bir türlü bitmiyor ama ev ödevlerinin birini dahi yapmamış olan "haylaz" AB'nin dayatmaları devam ediyor.

Gerek AB, gerek ABD, gerek "Beşli Çete" gerekse bunların üzerindeki "Faiz Baronları" karşısında çok daha güçlü bir şekilde durabilme noktasına gelinceyeu2026

Türkiye'yi "Ya Faizleri İyice Yükselt, Ya da Dolar'a Teslim Ol!" ikilemine sürükleyen şartlara baş kaldırabilinceyeu2026

Yolları "tefecilere" çıkmayan bir "düzen"i kurabilinceye kadaru2026

"İdare" etmek mecburiyetinde isek.

"Bütün yolları" tefecilere çıkan 'Beşli Çete' düzenini değiştirmenin yöntemlerini bulmaktan başka bir çaremiz yok demektir...

NASIL, NASIL, NASIL? NETLEŞMEK VE NETLEŞTİRMEK ŞART!

Nasıl bir hukuk düzeni, nasıl bir eğitim modeli, nasıl bir gençlik, nasıl bir aileu2026

Nasıl bir okul, nasıl bir üniversiteu2026

Nasıl bir sivil toplum, nasıl bir medyau2026

Nasıl bir ekonomi modeliu2026

"Dostlarımızı" nasıl seçeceğizu2026

Özellikle "yönetme sorumluluğunda" olanlar, her söylediklerini kayıtsız şartsız onaylayanlarla, her söylediklerine kayıtsız şartsız karşı çıkanların gürültüleri arasındau2026

"Gerçek Dost"ları nasıl duyacaklar...

"Reel Politik" ve "Vahşi Kapitalizm" dayatmaları karşısında, gerçekten "Yerli ve Milli Olanı" nasıl himaye edeceğiz...

Büyük balıkların küçükleri "tabiatın dengesini bozacak" ölçüde yedikleri bu düzende "adalet"i nasıl sağlayacağız...

Göz kırpmadan fedakarlıkta bulunanların kayıpları üzerinden büyük servetler devşiren "uyanık"larla nasıl başa çıkacağız...

Memleketin gayrimenkullerinin, "faiz ve döviz baronlarının" ellerine geçmesine nasıl engel olacağız?..

Bir dolu meselemiz varu2026

"Birileri yapar bunları nasılsa, ver vekaleti yat aşağıya!" deme lüksümüz iseu2026

Hiç yok!..