TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Gündem çok ağır. Hangi birisini sayayım” diyerek almış eline balyozu.
“Depremlerde, yangınlarda, iş kazalarında çok sayıda vatandaşımızı kaybediyoruz…” diyerek sallamış başkan.
Neden acaba?
TÜSİAD Başkanı bunun nedenini, “Demek ki, hata, suistimal ve kayırmacılık çok yaygın.” şeklinde açıklıyor.
Demek ki hata, suistimal ve kayırmacılık çok yaygın olunca benzer olaylarda çok sayıda vatandaşımızı kaybediyoruz, öyle mi başkan?
Peki Bakan!
Gelin kayırmacılıktan başlayalım. Siz kayırmacılık derken,
Sizin meşrebinizden ve solcu ve laikçi ve SHP’li Mehmet Moğoltay adındaki şahıs bu ülkede Adalet Bakanlığı yaptığı dönemde adaletin temeli olan yargıya binlerce SHP referanslı hâkim ve savcı aldığını, “Hükümetten 5 bin kişilik kadro çıkardım. Bu kadroları örgütüme verdim. Ne yani örgütüme vermeyip de MHP'ye ve RP'ye mi verseydim?” şeklinde ifade ederken şahsen siz ve kurumsal olarak TÜSİAD “Kayırmacılık doğru değil” diyebildiniz mi?
Çünkü çok iyi bilirsiniz ki bir SHP’li yani solcu ve bugün için CHP’li olduğu bilinen Moğoltay yargıya 5 bin solcu hakim ve savcı aldığında bu ülkede kayırmacılığın en belalı işini yapmış oluyordu. Çünkü asla bir siyasi partinin bulaşmaması gereken bir alan olan yargıya zaman zaman aşırı sol örgütleri destekleyen SHP-CHP atadığı 5 bin hâkim ve savcı ile bulaşmıştır. Bu kayırmacılık 32 yıldır hukukun içinde Sayın Başkan.
Sol ve zaman zaman aşırı sol örgüt olabilen SHP yani CHP’nin referans olduğu hâkim ve savcıların “bu kayırmacılığı kabul etmiyoruz” dediklerini duydunuz mu?
Ya TÜSİAD’ın bu yönde bir itirazını duydunuz mu?
Kılıççı teğmenlere de sahip çıkmışsınız. Olabilir, iyi niyetli olduğunuzu, hukuku esas aldığınızı düşünebiliriz. Ama böyle düşünebilmemiz için şu soruları cevaplamanız lazım:
Kazara bir dindar TSK’ya girebilmeyi başarmışsa ya da TSK’ya girdikten sonra maneviyatının güçlenmesi kendisine nasib olmuşsa en kısa süre içinde ordudan ihraç ediliyordu. FETÖ’cü olanların kılına dokunulmazken yüzlerce subay bu şekilde hatta annesinin başı örtülü olduğu için ordudan atılanlardan bile söz ediliyordu.
Sahi onlarca yıl süren bu süreç boyunca siz neredeydiniz?
Orduda görevini en iyi şekilde yerine getiren ama FETÖ’cü olmayıp sadece dindar oldukları için ordudan atılan yüzlerce subay sizin nezdinizde hangi yönleri itibariyle bu kılıççı 5 teğmenden daha değersizdiler?
Kılıççı 5 Teğmen kılıç sallama organizasyonundan sadece 5 dakika önce “Amirlerin emirlerine uyacaklarına dair” namus ve şeref sözü vermemişler miydi?
Bu 5 Kılıççı Teğmen amirleri kendilerine defalarca “yapmayın” dedikleri halde amirlerinin emirlerine uymayı RET etmediler mi? Üstelik bu teğmenler lağvedilen yemini inadına inadına ve üstelik kılıç sallayarak okumadılar mı?
TÜSİAD adına, “Yolsuzluk, dolandırıcılık, karaborsa haberlerinin ardı arkası kesilmiyor” diyorsunuz. Sayın Başkan, CHP kanalları dışında televizyon izleyip, fonlanmış siteler dışında da haber okuyabilirsiniz. CHP medyasını izlerseniz % 90 küsuru yalan olan bu tür haberlerle karşılaşırsınız.
Siz neden CHP ve İmamoğlu’nun basın sözcüsü gibi davranıyorsunuz ki?
Mesela,
“Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay.” diyorsunuz.
Bu yalan, düpedüz iftira Sayın Başkan!
Gün yoktur ki bu ülkede bir suç örgütü çökertilmesin. Şirket kurma gibi ticaret amaçlı hayırlı bir teşebbüsü suç örgütü bağlamında ele almanız niyetinizin çirkin olduğunu gözler önüne seriyor. Yoksa suç örgütlerine aman vermeyin, deseydiniz sizi iyi niyetli kabul edebilirdik ama bu bağlamdaki bu ifadeniz aşırı sol örgütlerin işçi sınıfını kandırmak için kullandıkları sloganik malzemeden öteye bir amaç taşımaz.
Sıkça hukukun üstünlüğüne vurgu yapıyorsunuz.
Hukukun üstünlüğünde siyasetçi teröre destek verme hakkına sahip olmuyor.
Hukukun üstünlüğü ilkesi gazeteciye gizli ses kaydı yapma ve bunu tevelerde izletme ve dinletme hakkını vermiyor.
Hukukun üstünlüğünü esas alan hiçbir ülkede ortalığı yangın yerine çeviren sanatçılar madalya ile taltif edilmiyor.
Şüphesiz ülkede her şey güllük gülistanlık değil. Hukukta sorun var, ekonomide sorun var, eğitimde, 20 yıl boyunca en iyi giden sağlıkta sorunlarımız var, ama bütün bu sorunların üstesinden gelmenin imkân ve kabiliyetine de sahibiz. TÜSİAD projelerle önerilerle bu sorunları çözmede öncülük edebilirdi. Ama TÜSİAD böyle yapmayı uygun görmüyor. Anlıyoruz ki muhalefetin kabiliyetsizliği, kifayetsizliği TÜSİAD’ın da “moralini bozmuş.”
Sonra Başkan Bey, kadın ve çocuk cinayetlerine sığınmışsınız ve “sonu gelmiyor?” diye yakınmışsınız.
Evet, kadın ve çocuklarımızı maalesef katletmeye devam ediyorlar. Bu kadar cami, imam-hatip, vaiz, bu kadar STK ve diğer sivil kuruluşlar, bu kadar okul, bu kadar uzman… bu cinayetleri durduramadık. Açıklamanızda amacımız farklı olsa da katıldığım tek madde bu kısa cümlede ifade ettiğiniz devasa dert…
Yine de,
Sizin bu şekilde ifade götürülmeniz hatta adli bir süreç yaşamanız asla arzum değildir. Bu oligarkların dilediklerini yapma ve/ya söyleme hakkına sahip oldukları anlamına gelmez. Kanun önünde herkesin eşitliği kırmızıçizgimizdir.