Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye'nin kuzeydoğusunda faaliyet gösteren ve çeşitli etnik gruplardan oluşan bir silahlı yapıdır. 2015 yılında IŞİD’e karşı kurulan SDG, bugün Suriye hükümetiyle yaptığı anlaşma sonucunda kendini feshederek Suriye ordusuna katıldı. Peki, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) nedir? SDG ile Suriye hükümeti arasında hangi anlaşma yapıldı? İşte merak edilenler…
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Nedir?
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) nedir sorusunu merak edenler için, Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye'nin kuzeydoğu bölgelerinde faaliyet gösteren ve çeşitli etnik unsurlardan oluşan silahlı bir yapıdır. 2015 yılında IŞİD'e (DEAŞ) karşı mücadele amacıyla kurulduğu belirtilen SDG'nin ana omurgasını, PKK'nın Suriye kolu olarak bilinen YPG oluşturmaktadır. ABD desteği ile silahlandırılan ve finansal yardım alan SDG, Suriye'nin kuzeyinde geniş bir bölgeyi kontrol altına almış, özellikle petrol ve doğal gaz rezervlerinin bulunduğu alanlarda etkili olmuştur.
SDG Hangi Faaliyetlerde Bulundu?
SDG hangi faaliyetlerde bulundu sorusunun detaylarını öğrenmek isteyenlere özel; SDG, kurulduğu günden itibaren ABD tarafından askeri ve lojistik destek almıştır. Suriye'nin kuzeyinde de farklı bir yönetim oluşturan SDG, kontrol ettiği bölgelerde yerel yönetim yapıları kurmuş, askeri operasyonlar düzenlemiştir. Bu yapı, Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilmekte ve PKK ile organik bağları olduğu ileri sürülmektedir.
SDG Neden Suriye Ordusuna Teslim Oldu?
SDG neden Suriye ordusuna teslim oldu sorusunun ayrıntılarını merak edenler için, bugün, 11 Mart 2025 tarihinde, Suriye'de önemli bir gelişme yaşandı. ABD destekli SDG, Suriye hükümetiyle vardığı anlaşma doğrultusunda kendini feshederek Suriye ordusuna teslim olduğunu duyurdu. Bu tarihi karar, bölgedeki siyasi ve askeri dengeleri kökten değiştirebilecek bir adım olarak yorumlanıyor.
SDG ile Suriye hükümeti arasında hangi anlaşma yapıldı?
SDG ile Suriye hükümeti arasında hangi anlaşma yapıldı sorusunu merak eden vatandaşlar ekran başına geçti. SDG Lideri Mazlum Abdi ve Suriye Hükümeti'nin Lideri Ahmed Şara arasında imzalanan 8 maddelik anlaşma, bölgedeki kaynakların kontrolü, sınır güvenliği ve Suriye toprak bütünlüğüne ilişkin hususları kapsamaktadır.
SDG ile Suriye Hükümeti Arasında İmzalanan 8 Maddelik Anlaşma Nedir?
SDG ile Suriye Hükümeti arasında imzalanan 8 maddelik anlaşma nedir sorusunu merak edenler için, Suriye hükümeti ile SDG arasında imzalanan anlaşma, Suriye’nin birliğini ve istikrarını sağlamayı hedefleyen önemli maddeler içeriyor. İşte anlaşmanın detayları:
- SDG’nin Feshi ve Orduya Entegrasyonu: SDG, resmi olarak kendini feshederek tüm askeri unsurlarıyla Suriye ordusuna katılacak.
- Petrol ve Doğalgaz Sahalarının Devri: SDG kontrolündeki petrol ve gaz sahaları, Suriye devletine teslim edilecek. İlk petrol kuyusunun teslimatı bugün gerçekleşecek.
- Sınır Kapılarının Kontrolü: Kapalı sınır kapıları dahil tüm sınır bölgeleri, Suriye hükümetinin egemenliğine geçecek.
- IŞİD'in (DEAŞ) Durumu: SDG’nin elindeki IŞİD (DEAŞ) mensuplarının tutulduğu cezaevleri, Suriye yönetimine devredilecek.
- Suriye’nin Birliği ve Güvenliği: SDG, Suriye’nin birliğine yönelik tehditlerle mücadelede hükümeti desteklemeyi taahhüt etti.
- Yabancı Unsurların Çıkarılması: Suriyeli olmayan yabancı örgüt mensupları ülke dışına çıkarılacak.
- Sivil ve Askeri Kurumların Birleşmesi: Kuzeydoğdaki sivil ve askeri yapılar, Suriye devlet kurumlarıyla entegre edilecek.
- Hakların Korunması: Anlaşma, tüm Suriyelilerin anayasal haklarının garanti altına alınmasını öngörüyor.
SDG'nin Teslimiyeti Bölgeyi Nasıl Etkileyecek?
SDG'nin teslimiyeti bölgeyi nasıl etkileyecek sorusunun detaylarını öğrenmek isteyenlere özel, SDG’nin Suriye ordusuna teslim olması, bölgedeki ABD varlığının azalmasına ve Türkiye'nin güvenlik endişelerini azaltabilecek bir sürece yol açabilir. Aynı zamanda, Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel halkın yeni yönetim yapılarına adaptasyonu önümüzdeki süreçte kritik bir konu olacaktır.
SDG'nin teslimiyeti, Suriye için siyasi ve askeri bir dönüşümü tetikleyebilirken, uluslararası aktörlerin bölgedeki stratejilerini de yeniden gözden geçirmesine neden olabilir.




