Rum suresi nedir, nasıl okunur? Rum suresi Mekke döneminde inmiş, 60 ayetten oluşan bir suredir. Surede Kureyş kabilesinin İslam'a karşı olumsuz tutumundan bahseder. Allah'ın birliğine ve kudretine dair ayetler içerir. Rum suresinde müminlere inançsızların tutumlarından dolayı gevşekliğe düşmemesi ile ilgili uyarılar vardır. Her ayeti ile ışık ve ilham olan Rum suresi fazileti noktasında da bir çok hadis ile desteklenmiştir. Bu surenin faziletleri için yazımıza bakabilirsiniz.
Hakkında
Mekke döneminde inmiştir. 60 ayettir. Sûre, adını ikinci ayette geçen "erRûm" kelimesinden almıştır. Sûre de başlıca kıyametin hallerinden, Allah'ın kudretine ve birliğine delalet eden kevnî meseleler ile Kureyş kabilesinin İslam'a karşı olumsuz tutumu konu edilmiştir.
Nuzül
Mushaftaki sıralamada otuzuncu, iniş sırasına göre seksen dördüncü sûredir. İnşikak sûresinden sonra, Ankebût sûresinden önce Mekke'de inmiştir. 17. ayetinin Medine'de nazil olduğuna dair bir rivayet de vardır (nüzûl sebebi için bk. 2-6. ayetlerin tefsiri).
Konusu
Sûreye, Ehl-i kitap olan Bizanslılar'ın ateşperest olan İranlılar'a –daha önce mağlûp olmuşken bir süre sonra– galip gelecekleri ve müslümanların sevinecekleri bildirilerek başlanmakta; geçmişteki inkarcı toplumların durumlarından ibret alınması öğütlenmekte; yüce Allah'ın varlığı, birliği, kudreti ve evrendeki mutlak egemenliğinin kanıtları, insan fıtratının önemi ve insanların yapıp ettikleri yüzünden ortaya çıkan olumsuzluklar üzerinde durulmakta; kıyamet günü inkarcıların karşılaşacakları bazı hallere değinilip Hz. Peygamber'in şahsında bütün müminlerden, tevhid inancına bağlı kalarak, ahiret hayatına hazırlığı ihmal etmeden, darlıkta da bollukta da Allah'a olan saygı ve itaatlerini devam ettirmeleri ve inançsızların tutumlarından etkilenmemeleri istenmektedir.
Rum Suresinin Fazileti
- Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim Rum suresini okursa, Yerde ve gökte Allah'ı tesbih eden tüm meleklerin sayısı ile beraber o kişiye on sevap verilir."
- Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim Rum suresinin 17-19. ayetiyle, Saffat suresinin son 3 ayetini her namazdan sonra okursa, gökteki yıldızların, yağmur damlalarının, ağpaç yapraklarının, yerdeki toprakların sayısınca kendisine sevap yazılır. öldüğünde ise kabrinde her iyiliğine karşı on sevap daime kendisine ihsan edilir."
- Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir kere Ashabına: "Allah'u Teala'nın Halil'ine niçin vazifelerini tastamam yapan İbrahim diye isim verdiğini size haber vereyim mi? Çünkü O, her sabah-akşam (Rum suresinin 18-19. ayetlerini okuyordu."(3)
- Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim sabahladığında, Rum suresinin şu 3 ayetini okursa o gün yapamayacağı bütün hayırların sevabına ulaşmış olur. Akşamladığında bu ayetleri okuyan kimse ise, o gece yapamayacaklarına yetişmiş olur."(4)
Rivayet Edildi ki:
- Düşmana galip olmak ve kalbine korku salmak için Rum suresinin 59-60 ayeti yazılır ve sık sık okuınur.
Dipnot ve Kaynakçalar
- Kadı Beyzavi, Beyzavi Tefsir (Envarut-Tenzil ve Esrarut Te'vil) 2/214
- İsmail Bursevi, Ruhu'l-Beyan (3/12; İmam Nesefi, Nesefi3 3/269
- Heysemi, Mecme'uz-zevaid, 10/120
- Abu Davud, Edeb, 5076
RUM SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim
1. Elif lam mim
2. Fulibetir rum
3. Fi ednel erdi ve hüm mim ba'di ğalebihim se yağlibun
4. Fi bid'i sinin lillahil emru min kablü ve mim ba'd ve yevmeiziy yefrahul mü'minun
5. Bi nasrillah yensuru mey yeşa' ve hüvel azizür rahiym
6. Va'dellah la yuhlifüllahü va'dehu ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun
7. Ya'lemune zahiram minel hayatid dünyave hüm anil ahirati hüm ğafilun
8. E ve lem yetefekkeru fi enfüsihim ma halekallahüs semavati vel erda ve ma beynehüma illa bil hakki ve ecelim müsemma ve inne kesiram minen nasi bi likai rabbihim le kafirun
9. E ve lem yesiru fil irdi fe yenzuru keyfe kane akibetüllezine min kablihim kanu eşedde minhüm kuvvetev ve esarul erda ve ameruha eksera mimma ameruha ve caethüm rusülühüm bil beyyinat kanu eşedde minhüm kuvvetev ve esarul erda ve ameruha eksera mimma ameruha ve caethüm rusülühüm bil beyyinat fema kanellahü li yazlimehüm ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun
10. Sümme kane akibetellezine esaüs sua en kezzebu bi ayatillahi ve kanu biha yestehziun
11. Allahü yebdeül hakka sümme yüiydühu sümme ileyhi türceun
12. Ve yevme tekumüs saatü yüblisül mücrimun
13. Ve lem yekül lehüm min şürakaihim şüfeaü ve kanu bi şürakaihim kafirin
14. Ve yevme tekumüs saatü yevmeiziy yeteferrakun
15. Fe emmellezine amenu ve amilus salihati fe hüm fi ravdatiy yuhberun
16. Ve emmellezine keferu ve kezzebu bi ayatina ve likail ahirati fe ülaike fil azabi muhdarun
17. Fe sübhanellahi hiyne tübsune ve hiyne tusbihun
18. Ve lehül hamdü fis semavati vel erdi ve aşiyyev ve hiyne tuzhirun
19. Yuhricül hayye minel meyyiti ve yuhricül meyyite minel hayyi ve yuhyil erda ba'de mevtiha ve kezalike tuhracun
20. Ve min ayatihi en halekaküm min türabin sümme iza entüm beşerun tenteşirun
21. Ve min ayatihi en haleka leküm min enfüsiküm ezvacel li teskünu ileyha ve ceale beyneküm meveddetev ve rahmeh inne fi zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun
22. Ve min ayatihi halkus semavati vel erdi vahtilafü elsinetiküm ve elvaniküm inne fi zalike le ayatil lil alimin
23. Ve min ayatihi menamüküm bil leyli ven nehari vebtiğaüküm min fadlih inne fi zalike le ayatil li kavmiy yesmeun
24. Ve min ayatihi yürikümül berka havfev ve tameav ve yünezzilü mines semai maen fe yuhyi bihil erda ba'de mevtiha inne fi zalike le ayatil li kavmiy ya'kilun
25. Ve min ayatihi en tekumes semaü vel erdu bi emrih sümme iza deaküm da'vetem minel erdi iza entüm tahrucun
26. Ve lehu men fis semavati vel ard küllül lehu kanitun
27. Ve hüvellezi yebdeül halka sümme yüiydühu ve hüve ehvenü aleyh ve lehül meselül a'la fis semavati vel ard ve hüvel azizül hakim
28. Darabe leküm meselem min enfüsiküm hel leküm mim ma meleket eymanüküm min şürakae fi ma razaknaküm fe entüm fihi sevaün tehafunehüm ke hiyfetiküm enfüseküm kezalike nüfassilül ayati li kavmiy ya'kilun
29. Belit tebeallezine zalemu ehvaehüm bi ğayri ilm fe mey yehdi men edallellah ve ma lehüm min nasirin
30. Fe ekim vecheke lid dini hanifa fitratellahilleti fetaran nase aleyha la tebdile li halkillah zaliked dinül kayyimü ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun
31. Münibine ileyhi vettekuhu ve ekiymus salate ve la tekunu minel müşrikin
32. Minellezine ferraku dinehüm ve kanu şiyea küllü hizbim bima ledeyhim ferihun
33. Ve iza messen nase durrun deav rabbehüm münibine ileyhi sümme iza ezakahüm minhü rahmeten iza ferikum minhüm bi rabbihim yüşrikun
34. Li yekfüru bima ateynahüm fe temetteu fe sevfe ta'lemun
35. Em enzelna aleyhim sültanen fe hüve yetekellemü bima kanu bihi yüşrikun
36. Ve iza ezaknen nase rahmeten ferihu biha ve in tüsibhüm seyyietüm bima kaddemet eydihim izahüm yaknetun
37. E ve lem yerav ennellahe yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir inne fi zalike le ayatil li kavmiy yü'minun
38. Fe ati zel kurba hakkahu vel miskine vebnes sebil zalike hayrul lillezine yüridune vechellahi ve ülaike hümül müflihun
39. Ve ma ateytüm mir ribel li yerbüve fi emvalin nasi fe la yerbu indellah ve ma ateytüm min zekatin türidune vechellahi fe ülaike hümül mud'ifun
40. Allahüllezi halekaküm sümme razekaküm sümme yümitüküm sümme yuhyiküm hel min şürakaiküm mey yefalü min zaliküm min şey' sübhanelhu ve teala amma yüşrikun
41. Zaheral fesadü fil berri vel bahri bima kesebet eydin nasi li yüzikahüm ba'dallezi amilu leallehüm yarciun
42. Kul siru fil erdi fenzuru keyfe kane akibetüllezine min kabl kane ekseruhüm müşrikin
43. Fe ekim vecheke lid dinil kayyimi min kabli ey ye'tiye yevmül la meradde lehu minellahi yevmeiziy yessaddeun
44. Men kefera fealeyhi küfruh ve men amile salihan fe li enfüsihim yemhedun
45. Li yecziyellezine amenu ve amilus salihati min fadlih innehu la yühibbül kafirin
46. Ve min ayatihi ey yürsiler riyaha mübeşşirativ ve liyüzikaküm mir rahmetihi ve litecriyel fülkü bi emrihi ve li tebteğu min fadlihi ve lealleküm teşkürun
47. Ve le kad erselna min kablike rusülen ila kavmihim fe cauhüm bil beyyinati fentekamna minellezine ecramu ve kane hakkan aleyna nasrul mü'minin
48. Allahüllezi yürsilür riyaha fe tüsiru sehaben fe yebsütuhu fis semai keyfe yeşaü ve yec'alühu kisefen feteral vedka yahrucü min hilalih fe iza esabe bihi mey yeşaü min ibadihi izahüm yestebşirun
49. Ve in kanu min kabli ey yünezzele aleyhim min kablihi le müblisin
50. Fenzur ila asari rahmetillahi keyfe yuhyil erda ba'da mevtiha inne zalike le muhyil mevta ve hüve ala külli şey'in kadir
51. Ve lein erselna rihan fe raevhü musferral lezallu mim ba'dihi yekfürun
52. Fe inneke la tüsmiul mevta ve la tüsmius summed düae iza vellev müdbirin
53. Ve ma ente bihadil umyi an dalaletihim in tüsmiu illa mey yü'minü bi ayatina fehüm müslimun
54. Allahüllezi halekaküm min da'fin sümme ceale mim ba'di kuvvetin da'fev ve şeybeh yahlüku ma yeşa' ve hüvel alimül kadir
55. Ve yevme teumüs saatü yuksimül mücrimune ma lebisu ğayra saah kezalike kanu yü'fekun
56. Ve kalellezine utül ilme vel imane le kad lebistüm fi kitabillahi ila yevmil ba'si fe haza yevmül ba'si ve lakinneküm küntüm la ta'lemun
57. Fe yevmeizil la yenfeullezine zalemu ma'ziratühüm ve la hüm yüsta'tebun
58. Ve le kad darabna lin nasi fi hazel kar'ani min külli mesel ve lein ci'tehüm bi ayatil leyekulennellezine keferu in entüm illa mübtilun
59. Kezalike yatbeullahü ala kulubillezine la ya'lemun
60. Fasbir inne va'dellahi hakkuv ve la yestehiffennekellezine la yukinun
Rahman ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Elif. Lam. Mîm.
2. Rumlar, yenildi.
3. Arapların bulunduğu bölgeye en yakın bir yerde onlar, Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir.
4. Onların bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah'ındır. O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir.
5. Allah, dilediğine yardım eder,galip kılar. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir.
6. (Bu) Allah'ın vadettiğidir. Allah vadinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler.
7. Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
8. Kendi kendilerine, Allah'ın, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak olarak ve muayyen bir süre için yarattığını hiç düşünmediler mi? İnsanların birçoğu, Rablerine kavuşmayı gerçekten inkar, etmektedirler.
9. Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp altüst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.
10. Sonunda, Allah'ın ayetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların akıbetleri pek fena oldu.
11. Allah, ilkin mahlûkunu yaratır, (ölümden) sonra da bunu (yaratmayı), tekrarlar. Sonunda hep O'na döndürüleceksiniz.
12. Kıyametin kopacağı gün, günahkarlar (ümitsizlik içinde) susacaklardır.
13. (Allah'a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkar edeceklerdir.
14. Kıyamet kopacağı gün, işte o gün (müminlerle inkarcılar) birbirlerinden ayrılacaklardır.
15. İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.
16. İnkar edenler, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.
17. Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
18. Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
19. Ölüden diriyi, diriden de ölüyü O çıkarıyor; yeryüzünü ölümünün ardından O canlandırıyor. İşte siz de (kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız.
20. Sizi topraktan yaratması, O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz.
21. Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.
22. O'nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için (alınacak) dersler vardır.
23. Gece olsun gündüz olsun, uyumanız ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) aramanız da O'nun (varlığının) delillerindendir. Gerçekten bunda, işiten bir kavim için ibretler vardır.
24. Yine O'nun delillerindendir ki, size korku ve ümit vermek üzere şimşeği gösteriyor, gökten su indirip ölümünün ardından arzı onunla diriltiyor. Doğrusu bunda, aklını kullanan bir kavim için (alınacak) dersler vardır.
25. Göğün ve yerin O'nun buyruğu ile durması da O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra sizi topraktan bir çağırdı mı hemen (kabirlerinizden) çıkıverirsiniz.
26. Göklerde ve yerde olanlar hep O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmiştir.
27. İlkin mahlûkunu yaratıp (ölümden) sonra bunu (yaratmayı) tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
28. Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altında bulunan köleler içinde, size verdiğimiz rızıklarda -birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz derecede sizinle eşit (haklara sahip)- ortaklarınız var mı? İşte biz ayetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim için böylece açıklıyoruz.
29. Gel gör ki haksızlık edenler, bilgisizce kötü arzularına uydular. Allah'ın saptırdığını kim doğru yola eriştirebilir? Onlar için herhangi bir yardımcı yoktur.
30. (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.
31. Hepiniz O'na yönelerek O'na karşı gelmekten sakının, namazı kılın; müşriklerden olmayın.
32. Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.
33. İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak koşuyorlar.
34. Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler bakalım! Haydi sefa sürün; ama yakında bileceksiniz!
35. Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil, müşrik olmalarını mı söylüyor?
36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda ona sevinirler. Şayet yaptıklarından ötürü başlarına bir fenalık gelse hemen ümitsizlige düşüverirler.
37. Görmediler mi ki Allah, rızkı dilediğine bol bol vermekte, dilediğininkini de daraltmaktadır. Şüphesiz imanlı bir kavim için bunda ibretler vardır.
38. O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
39. İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekata gelince, işte zekat veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.
40. Allah, (o yüce varlıktır) ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır; sonra O, hayatınızı sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir. Peki sizin (Allah'a eş tuttuğunuz) ortaklarınız içinde bunlardan birini yapabilecek var mı? Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve yücedir.
41. İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.
42. (Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha öncekilerin akıbetleri nice oldu, görün. Onların çoğu müşrik idi.
43. Allah katından, dönüşü olmayan bir gün (kıyamet günü) gelmeden önce yönünü o gerçek dine çevir! O gün (insanlar) bölük bölük ayrılacaklardır.
44. Kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhine olur. İyi işler yapanlara gelince, onlar da kendileri için (cennetteki yerlerini) hazırlamış olurlar.
45. Zira Allah, iman edip iyi işler yapanlara kendi lütfundan karşılık verecektir. Şüphesiz O, kafirleri sevmez.
46. Size rahmetinden tattırsın, emriyle gemiler yüzsün, fazlından (nasibinizi) arayasınız ve şükredesiniz diye (hayat ve bereket) müjdecileri olarak rüzgarları göndermesi de Allah'ın (varlık ve kudretinin) delillerindendir.
47. Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.
48. Allah O'dur ki, rüzgarları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gökte dilediği gibi yayar ve parça parça eder; nihayet arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler.
49. 0ysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.
50. Allah'ın rahmetinin eserlerine bir bak: Arzı, ölümünün ardından nasıl diriltiyor! Şüphesiz O, ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şeye kadirdir.
51. Andolsun ki, bir rüzgar göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.
52. (Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.
53. Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
54. Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlügün ardından kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren, Allah'tır. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir.
55. Kıyamet koptuğu gün, günahkarlar, (dünyada) ancak pek kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte onlar, (dünyada da haktan) böyle döndürülüyorlardı.
56. Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
57. Artık o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan Allah'ı hoşnut etmeye çalışmaları da istenmez.
58. Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çeşit misale yer vermişizdir. Şayet onlara bir mucize getirsen inkarcılar kesinlikle şöyle diyeceklerdir: Siz ancak batıl şeyler ortaya atmaktasınız.
59. İşte bilmeyenlerin (hakkı tanımayanların) kalplerini Allah böylece mühürler.
60. (Resûlüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah'ın vadi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin!
Rum suresi arapça okunuşu:
İLGİLİ HABERLER
Meryem Suresi'nin fazileti, faydaları ve daha fazlası...
Nisa suresi meali, arapçası, faziletleri nelerdir?
İbrahim suresinin meali, Türkçe okunuşu ve faziletleri
Zümer Suresinin anlamı okunuşu faziletleri ve daha fazlası
Fetih süresi okumanın fazilet ve sırları...
Yasin Suresinin faziletleri nelerdir?
Felak ve Nas suresinin fazileti...
Saffat Suresi Meali ve Tefsiri
Mü'min Suresi hakkında her şey...
Fatiha Suresi hakkında her şey...
Bakara Suresi hakkında her şey...
Al-i İmran suresi ve faziletleri