Terör Örgütü PKK, Avrupa Uyuşturucu trafiğinin çok büyük bir bölümünü kontrol ediyor.
Türkiye’nin, Avrupa Birliği’nin, NATO’nun, ABD’nin raporlarının ortaya koyduğu gerçek bu.
PKK Terör Örgütü, “zehir ticareti”nden yılda 1.5-2 milyar dolarlık kaynak elde ediyor.
Takip edenlerimiz bilir;
MİLAT için hazırladığımız 'Uyuşturucu Dosyası'nda, PKK Terör Örgütü’nün uyuşturucunun üretiminden dağıtımına, Avrupa sokaklarında satışına kadar her aşamada rol aldığını ortaya koyan resmi raporlara dikkat çekmiştik.
Bu konuyu mümkün olduğunca yakından takip etmenin gayreti içindeyiz.
*
Afganistan’dan Avrupa’nın her noktasına kadar ulaşabilen bir ağdan bahsediyoruz.
Dünyanın en büyük “narkoterör” örgütleri arasında PKK. Uyuşturucu ticaretinde “transit ve hedef ülke" olan Türkiyemizın silah bıraktırıp feshettirmeye çalıştığı Terör Örgütü, bu rezil alanın en yaygın, en etkili aparatlarından...
Avrupa ülkelerinin istihbarat raporları, PKK’nın dört bir yanda kurduğu çeteler üzerinden haraç topladığını, uyuşturucu ile mücadele edenleri yıldırmak için şiddet kullandığını, faaliyet gösterdiği ülkelerdeki çetelerle işbirliği yaparak zehir ağını sıklaştırdığını gösteriyor.
İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nın “2024 TÜRKİYE UYUŞTURUCU RAPORU, EĞİLİMLER VE GELİŞMELER” adlı çalışması da “uyuşturucu pazarı”nın korkunç boyutlarını ortaya koyuyor.
İnternet üzerinden ulaşabileceğiniz Rapor’da yer verilen bilgilere göre, Avrupa uyuşturucu pazarının perakende değeri en az 31 milyar Euro.
PKK Terör Örgütü, bu korkunç pazardan payını alıyor.
PKK/KCK-PYD/YPG sadece uyuşturucu madde ticaretini yapan şahıslardan gelir elde etmekle kalmıyor, uyuşturucu madde ticaretinin tüm aşamalarında rol oynuyor…
• Uyuşturucu ticaretini koordine ediyor,
• Ülkemiz sınırları üzerinden uyuşturucu madde nakliyesi yapan ve illegal giriş yapmaya çalışan tüm şahıs ve organizasyonlardan sözde vergi adı altında haraç alıyor,
• Avrupa’da uyuşturucu dağıtımında etkin bir pozisyonda bulunuyor,
• PKK’ya haber vermeden uyuşturucu madde ticareti yapan şahıs veya organize gruplara ait uyuşturucu maddelere el koyuyor,
• Uyuşturucu imalatı yapan organizasyonlara yer temini ve koruma sağlıyor… (İÇİŞLERİ BAKANLIĞI, EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜGÜ, NARKOTİK SUÇLARLA MÜCADELE DAİRE BAŞKANLIĞI, TÜRKİYE UYUŞTURUCU VE UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI İZLEME MERKEZİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ, TÜRKİYE UYUŞTURUCU RAPORU, EĞİLİMLER VE GELİŞMELER- 2024, (Sayfa 45)
*
PKK Terör Örgütü, zehir ticaretinden organ ticaretine kadar bin türlü alanda faaliyet gösteren çok çok yaygın bir yapı.
Güvenlik birimlerimiz, mensuplarının büyük fedakârlıkları, koordinasyon halinde çalışmaları sayesinde bugüne kadar sayısız başarılı operasyona imza attı, atıyor.
Ele geçirilen uyuşturucu miktarlarına baktığımızda ortaya çok büyük bir başarı tablosu çıkıyor…
Bununla birlikte, raporlar ve operasyonlar, karşımızdaki belânın ne kadar büyük olduğunu da ortaya koyuyor.
Bu belâyla mücadelede arzu edilen neticelerin elde edilebilmesi için uluslararası işbirliği şart.
Türkiye bugüne kadar “terörle ve diğer suçlarla mücadelede uluslararası işbirliği”ne her vesileyle vurgu yaptı, özellikle batı dünyasını harekete geçirmeye çalıştı ama…
Pek de sonuç alamadı.
Öyle olunca da, “Batı dünyası” denilen “sapkın yapı” başına büyük belâları sardırmış oldu.
Bizler, bugünlerde, memleketimize uzun yıllar boyunca çok büyük zararlar veren PKK Terör Örgütü’nün “silah bırakması” için yapılanları izliyoruz.
PKK Terör Örgütü’nün başı Öcalan, beklendiği gibi silah bırakma ve fesih çağrısını yaptı.
Bu çağrıyı, Suriye’deki PKK unsurlarının, Yeni Suriye Yönetimi ile anlaşma imzalaması takip etti.
Böyle olunca da "Müspet neticeye hiç olmadığımız yaklaştığımız” kanaati yaygınlaştı.
*
Kamuoyu şimdilerde, “silah bırakma” işinin nasıl olacağını tartışırken…
Ben, fazla gündeme gelmeyen bir konuyu ele almak istedim.
PKK, kendisi gibi birçok kirli yapının işin içinde bulunduğu rezil uyuşturucu ticaretini bırakacak mı?
Bu kirli uyuşturucu ticaretinin bir ayağı Afganistan’da, diğer ayakları Avrupa’nın her yerinde.
Bunun yanı sıra, insan ve organ kaçakçılığı gibi kirli faaliyetler de var birçok rapora intikal eden.
PKK terör örgütü, bütün unsurlarıyla silah bıraktığı takdirde, bırakması sağlandığı takdirde, bu kirli faaliyetlere de darbe indirilecektir.
Umudumuz bu yönde.
Tabii bu kadar yaygın bir suç ağı nasıl dağıtılır, bu kirli faaliyetlerden PKK terör örgütüyle birlikte gelir elde eden şebekeler bundan sonra ne yaparlar?
Ortadaki bu kadar kirli ve büyük “pazar”ın birden bire ortadan kalkması pek de mümkün olmadığına göre, yeni durumda neler yaşanır?
PKK Terör Örgütü, organize suç örgütüne mi dönüşür?
Karşımızda büyük problemlerin bulunduğu aşikâr.
İsrail basını, PKK'nın silah bırakmasının Suriye'deki güç dengelerini değiştirebileceğini ve bu durumun İsrail'in çıkarlarını tehdit edebileceğini yazıyor.
Siyonizm, oraları ve buraları karıştırmaya devam etmekten geri durmayacak, bu belli.
Suriye’deki “mezhep etiketli” son kalkışmanın arka plânındaki İsrail ve İran etkisine dair haberler de işlerin ne kadar “hassas bir çizgide” ilerlediğini gösteriyor.
Türkiye, bugüne kadar ABD ve AB’den hep düşmanlık gördü, bundan sonra yapmak isteyecekleri de bu ama …
Biz güçlü olursak, engelleri aşarız Allah’ın izniyle.
Temennimiz bu yönde.
*
Ümitlerimiz ve endişelerimiz var…
Terörle ve bu yazının ana konusu olan “uyuşturucu ticareti ile mücadele”nin olmazsa olmazı uluslararası işbirliği.
ABD’nin, AB’nin, Rusya’nın, Çin’in vesairenin bizimle işbirliği yapmaları lâzım.
Bu olur mu?
Bugüne kadar Türkiye’yi vuran bütün terör örgütlerine destek veren odaklar, bu tavırlarından vazgeçerler mi?
Mesela…
Avrupa Birliği’ndeki “fanatik haçlı zihniyeti” Türkiyesiz bir Avrupa’nın güvende olmayacağı gerçeğini kabullenir ve buna göre adımlar atar mı?
Bu gidişatın kendisini bitirdiğini görür, aklını başına devşirir mi?
Dahası Avrupa Birliği gerçekten de birlik mi?
*
O kadar çok mesele var ki…
Ülkemizin gücünün sınırlarının sınanacağı bir süreç olacak bu.
Dışarıdaki mücadelemizin başarıya ulaşması içerideki havamıza bağlı büyük ölçüde.
İçerinin tansiyonunu düşürmek “aklı başındaki” bütün partilerin ülke çıkarları için bir araya geleceği atmosferi oluşturmak şart.
Türkiyemiz, dışarıdaki etkinliği gittikçe artan, buna mukabil içerideki “sorunlarını” çözüme kavuşturma noktasında büyük sıkıntılar yaşayan bir ülke durumunda.
Başıboş köpekler meselesi gibi, nice insanımızın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına, birçok ailenin ruhen çökmesine, birçok hastalığın da yaygınlaşmasına sebep olan bir konunun çözümünde bile “ortak akla” ulaşamıyoruz…
Hal böyleyken.,..
Bugün ortaya konulan “Terörsüz Türkiye” vizyonunun başarıya ulaşması için el ele verebilecek miyiz?
Silahlar teslim edilecek mi, uyuşturucu ticareti ve diğer kirli faaliyetlerden vazgeçilecek mi?
Bugüne kadar iyi getirdik, İnşaAllah bundan sonrası da iyi gelir.
İşimiz çok zor ama imkânsız değil.
Dualarımız "terörsüz ve uyuşturucusuz Türkiye" için.