Zulüm unutulmaz!
HABER: ÖZLEM DOĞAN
Üzerinden yirmi dört yıl geçmesine rağmen hiç unutulmayan 28 Şubat sürecinde yaşananlar, Müslüman Türk milletine vurulan büyük darbe oldu. Her fırsatta laiklik ve irtica vurgusu yapan cuntacılar, halkın dini değerlerini hedef alıp yasak üstüne yasak getiriyorlardı. Başta başörtüsü olmak üzere neredeyse Allah demeyi bile yasaklayan zihniyet, tesettürlü genç kızlarımızı okullardan atarken, başı örtülü anaları oğullarının yemin törenlerine almamakla kalmayıp hastaneye bile kabul etmiyorlardı. Bosna’da yaşanan iç savaş esnasında Sırpların soykırıma uğrattığı Boşnakların özgürlüğü için savaş veren Bilge Kral Alija İzetbegoviç’in ‘Unutulan soykırım tekrarlanır’ sözünde olduğu gibi; unutulan zulüm de bir gün tekrarlanır. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağladığı özgürlüğün içine doğan yeni nesil, 28 Şubat’ta ablalarının, annelerinin neler çektiğini tam manasıyla bilmiyor. Eğitim hayatının en güzel dönemlerinde okullarından atılan, ikna odalarında baskıya maruz kalan genç kızlara zulmedenler, onlara başörtülü kızlarımıza okuma hakkını geri veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a büyük düşmanlık besliyorlar. 28 Şubat mağdurları o zulüm dolu günleri Milat’a anlattı.
28 Şubat polisleri bizi ormanda bıraktı
28 Şubat sürecinde Güngören İmam Hatip Lisesi öğrencisi olan İlknur Daşdemir, 28 Şubat’ı sadece bir yasaklar bütünü olarak değil, zulüm olarak nitelendirdiğini ifade etti. Lise 2’deki Milli Güvenlik dersiyle başlayan yasakların tüm derslere yönelik olarak devam ettiğini belirten Daşdemir, “O dönem başörtüsü eylemlerinden ötürü üç defa nezarete atıldım, polis otosuna bindirildim. Polis, başörtüsü eylemlerinde topladığı öğrencileri polis otosuna bindirip bir iki kilometre öteye bırakırdı. Süreç uzayınca öğrencilere ve ailelere gözdağı vermek amacıyla bizi Belgrad Ormanına bıraktılar. Hafta içi olduğu için ormanda piknikçiler bile yoktu. 16 yaşımdaydım, tek başıma çok korktum, çok ağladım. Biz öğrencileri birbirimizi bulamayacağımız mesafelerde bırakıp arkalarına bile bakmadan gittiler. Uzun süre yürüdüm geri dönebilmek için. O günü unutamıyorum” dedi.
Erdoğan sayesinde mezun olabildim
Yeni nesilden umudunu kesmediğini vurgulayan Daşdemir şöyle konuştu: “Biz okulumuzun önünde başörtüsü eylemi yaparken yan okulda yasağa tabi olmayan ticaret lisesi öğrencileri okuldan kaçardı, bize gelip dalga geçer; siz de kaçın, gezin derlerdi. Oysa biz sadece okumak istiyorduk. Bu dönemde de yalnızca okumak isteyen, bilimsel projeler hazırlayan ve bu davaya inanan gençlik de var. Biz mağdur değiliz. Allah bu şerefli dava için bizi mücadeleci olarak görevlendirdi, ben bundan şeref duyuyorum. Biz bunları gençlere mağdur edebiyatı olarak değil, gerçeğin ta kendisi ve ibret olarak anlatıyoruz. Kuran’da da ibret olsun diye kıssalar anlatılır. Ben Recep Tayyip Erdoğan sayesinde mezun olabildim. 15 Temmuz darbe kalkışması olduğunda ilk gözyaşım o gün ormanda bırakılan gözyaşımla aynıydı. Çünkü o darbe kalkışması başarılı olsaydı yine elimizden başörtümüzü alacaklardı. Çok şükür gerçekleştiremediler.”
Özlük haklarımız iade edilsin
28 Şubat sürecince bir senelik öğretmenken başörtüsü yüzünden işinden atılan Gülşen Demirkol Özer, “Ben öğrenciyken yasaklar başladı. Öğretmenliğe geçtiğimin ilk yılında ihraç edildim, sürülme, kınama cezaları yaşadım. Sadece başörtülü olduğu için on binlerce kadın hiçbir suçu yokken işlerinden, okullarından atıldı. Daha sonra 2006 yılında tekrar göreve af ile döndük. Görevlerimize af kapsamında dönmüş olduk, o dönemin şartlarında başka bir yol yoktu. Özlük haklarıyla ilgili epey zarara uğrayanlar var. 28 Şubat mağdurlarının kaybettiği özlük haklarının geri iade edilmesi en büyük isteğimiz” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz 28 Şubat’ın devamıydı
Yeni neslin AK Parti sayesinde özgürlüklerin içine doğduğunu kaydeden Özer sözlerini şöyle noktaladı: “Yeni nesil 28 Şubat’ı bilmediği için abarttığımızı sanıyor. Biz anlatmak istediğimizde ‘yine mi 28 Şubat’ diyorlar. Oysa bize 28 Şubat’tan çok sonra bile yaşadıklarımızı anlatmamıza izin vermediler. Bizim elimizden gençliğimiz, hayallerimiz çalındı. 28 Şubat’ın edebiyatımıza da yansımadığını söyleyebilirim. Filmciler, belgeselciler, yazarlar 28 Şubat’ın romanını yazmalı, filmini, belgeselini çekmeli. 28 Şubat’ın bin yıl sürmesini isteyenler, hain planlarını gerçekleştirebilmek için 15 Temmuz’da yeniden denediler ama başaramadılar. 15 Temmuz darbe kalkışması 28 Şubat’la doğrudan bağlantılıdır.”
Dindar askerler atıldı FETÖ’cüler yerleştirildi
28 Şubat sürecinde Kıdemli Üstçavuş olarak görevini sürdürürken ihraç edilen YAŞ mağduru Kerim Sürel, Topçu Kıdemli Yüzbaşı Mehmet Kanmaz, Emekli Tabip Kıdemli Albay Dr. Hüseyin Uludağ, Jandarma Kurmay Binbaşı Kemal Şahin, Emekli Hava Kıdemli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları da cuntacıların zulmüne uğradı. Kerim Sürel’in eşinin başörtülü olması, kendisinin de namaz kılıp dini kitap okuyor olması nedeniyle TSK ile ilişiği kesilmiş, Mehmet Kanmaz da ailesiyle dini değerlere bağlılık ve çocuklarının irticai isimlere sahip olduğu gerekçesiyle TSK’dan ihraç edilmişti.
Eşleri başörtülü diye TSK’dan atıldılar
28 Şubat döneminde tesettürlü eşler ve çocukların gittiği okullar dâhil herkes fişlendiğini vurgulayan Hüseyin Uludağ da üstün disiplin anlayışı dolayısıyla takdir aldığı halde eşi başörtülü olduğu için TSK’dan atılan askerler arasındaydı. Jandarma kurmay binbaşı olarak görevini sürdürürken ordudan ihraç edilen Kemal Şahin de eşinin başörtülü olması nedeniyle TSK’dan ihraç edilmişti. YAŞ mağduru Mustafa Hacımustafaoğulları da 28 Şubat darbesini yapan generallerin TSK’yı FETÖ’ye teslim eden hainler olduğunu belirtti.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.