Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.61
Gram Altın
2934.28
BIST 100
9640.08
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Zimbabve nerededir? (Afrika ülkeleri)

Birleşik krallık tarafından sömürülen Zimbabve, 1911 yılında Kuzey Rodezya (günümüzde Zambiya) ve Güney Rodezya (günümüzde Zimbabve) olarak ikiye ayrılmasına kadar devam etmiştir.1978 yılında yapılan değişiklikler ile ilk defa siyahi halk, beyaz halk ile eşit siyasi haklara sahip olabilmişti. Fakat tam bağımsızlığını henüz eline geçirememiş Zimbabve 18 Nisan 1980 tarihinde tam bağımsızlığına kavuşmuştur. İngilizce dilinin yanı sıra on beş resmî dil konuşulan Zimbabve''de İslami inancına göre yaşayan nüfusun oranı %1 bile yok. Zimbabve 1980’den itibaren Birleşmiş Milletlere üyedir. Peki Zimbabve nerededir? Ekonomik durumu nedir? Tarihi nedir? İşte detaylar...
Zimbabve nerededir? (Afrika ülkeleri)
25 Kasım 2019 15:37:00
Birleşik krallık tarafından sömürülen Zimbabve, 1911 yılında Kuzey Rodezya (günümüzde Zambiya) ve Güney Rodezya (günümüzde Zimbabve) olarak ikiye ayrılmasına kadar devam etmiştir.1978 yılında yapılan değişiklikler ile ilk defa siyahi halk, beyaz halk ile eşit siyasi haklara sahip olabilmişti. Fakat tam bağımsızlığını henüz eline geçirememiş Zimbabve 18 Nisan 1980 tarihinde tam bağımsızlığına kavuşmuştur. İngilizce dilinin yanı sıra on beş resmî dil konuşulan Zimbabve''de İslami inancına göre yaşayan nüfusun oranı %1 bile yok. Zimbabve 1980’den itibaren Birleşmiş Milletlere üyedir. Peki Zimbabve nerededir? Ekonomik durumu nedir? Tarihi nedir? İşte detaylar...

Birleşik krallık tarafından sömürülen Zimbabve, 1911 yılında Kuzey Rodezya (günümüzde Zambiya) ve Güney Rodezya (günümüzde Zimbabve) olarak ikiye ayrılmasına kadar devam etmiştir.1978 yılında yapılan değişiklikler ile ilk defa siyahi halk, beyaz halk ile eşit siyasi haklara sahip olabilmişti. Fakat tam bağımsızlığını henüz eline geçirememiş Zimbabve 18 Nisan 1980 tarihinde tam bağımsızlığına kavuşmuştur. İngilizce dilinin yanı sıra on beş resmî dil konuşulan Zimbabve'de İslami inancına göre yaşayan nüfusun oranı %1 bile yok. Zimbabve 1980’den itibaren Birleşmiş Milletlere üyedir. Peki Zimbabve nerededir? Ekonomik durumu nedir? Tarihi nedir? İşte detaylar...

Zimbabve ya da resmî adıyla Zimbabve Cumhuriyeti, Afrika kıtasının güneyinde, denize kıyısı olmayan bir kara ülkesi. Eski adı Güney Rodezya olan ülkenin sınır komşularını (kuzeyden saat yönünde ilerlendiğinde) Zambiya, Mozambik, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Botsvana oluşturmaktadır. Ülkenin Namibya ile olası 100 m uzunluğundaki sınırı tartışmalıdır. Ülkenin başkenti Harare'dir.

Ülke ismi

Shona dilinde kullanılan dzimba-dza-mabwe (Türkçe:Taş evler) günümüzde Büyük Zimbabve olarak adlandırılan ve ülke içerisinde bulunan güney Afrika bölgesinin en büyük tarihi eser kalıntılarına rastlanan sömürge dönemi öncesi taş yapıtların bulunduğu bölgenin antik başkentinin isminden esinlenerek oluşmuştur.

Coğrafya

Ülkenin kara ülkesi olması nedeniyle denize kıyısı yoktur. Ülkenin toplamda sahip olduğu 3,066 km sınırın 813 km'si Botsvana, 1,231 km'si Mozambik, 225 km'si Güney Afrika Cumhuriyeti ve 797 km'si Zambiya devleti ile oluşmaktadır. Ayrıca Namibya'nın da içerisinde olduğu, dünya üzerinde tek dörtgen sınır bölgesinde Zimbabve'nin bu ülke ile bağlantısını sağlayan 100 m'lik sınır çizgisi tartışmalıdır. Söz konusu sınıra bağlantısı olan Botsvana, Zambiya, Zimbabve ve Namibya ülkelerinin sınır anlaşmaları ile sınırlarına karşılıklı olarak resmiyet kazandırmadıkları için kabul görmeyen bir sınır noktası konumunda olan bu bölge belirsizliğini korumaktadır. Ülkenin Zambiya ile olan kuzey sınırını Zambezi Nehri belirlemektedir. Ülkenin toplam yüz ölçümü olan 390.757 km²'sinin 3910 km²'sini sulak alanlar oluşturmaktadır. Ülkenin doğu kesiminde Mutare şehrinin kuzeyinde, Mozambik sınırına yakın bir konumda bulunan Nyangani dağı 2592 m ile ülkenin en yüksek noktası konumundadır.

İklim
Ülke genel itibarıyla tropikal bir iklime sahiptir. Yazları 35 °C üzerine çıkabilen değerler ile nemli ve aşırı sıcak geçebilmektedir. Kış dönemlerinde ise kuru ve 25 °C civarı değerler ile daha ılıman hava koşullarına sahip olabilmektedir. Ülkenin büyük bir bölümünü kaplayan yüksek kesimlerde ise yaz aylarındaki sıcaklık 25 °C ile 30 °C arasında olup, kış aylarında gece -5 °C dereceye kadar düşebilen sıcaklıklar ile don olayları görülebilmektedir. Ülkenin başkenti Harare ve civarında ise yıllık sıcaklık ortalaması 20 °C dolayında seyretmektedir. Yağmur sezonu olarak adlandırılan Kasım - Mart ayları arasındaki dönemde, ülkenin yıllık yağışının %90'ı yağabilmektedir. En son 2007/2008 kış döneminde de yaşandığı üzere belli dönemlerde yağan şiddetli yağışlar can kaybına sebebiyet verebilmekte ve ekili alanlara büyük zarar vererek mahsule zarar getirebilmektedir.

Bitki örtüsü ve yaban hayatı
Ülkenin genel bitki örtüsünü kuru çayırlar meydan getirmektedir. Az da olsa ufak ağaçlık alanlar görülebilmektedir. Bu ağaçlık alanlarda da ağaçların çok büyük bir bölümün Baobab ağaç türünden olan Afrika baobabıları oluşturmaktadır. Savana bölgesindeki otlaklar kurak dönemde kurumuş ve kahverengi bir görünüme sahipken, yağmur dönemlerinde canlı, yeşil renge sahip olarak, 2 metre uzunluğa erişebilmektedir. Özellikle otlakların bu döneminde çimenler, Afrika kıtasının bu bölgesinde yaşayan yaban hayvanlarına beslenme imkanı sağlamaktadır.

Nüfus

Ülke nüfusunun %98 gibi büyük bir oranda Afrika topluluklarından oluşturmaktadır. Bu grup içerisindenen büyüğünü %80 gibi bir oran ile Shona halkı oluşturmaktadır. Bunun haricinde Ndebele halkı da %13'lük bir oran ile ülke içerisinde önemli bir yere sahiptir. Chewa grubuna dahil nüfus %6'lık bir dilim oluştururken, ülke içerisinde Avrupalı beyaz nüfusun oranı ise %1 düzeyindedir] Ülkenin bölgeye daha sonra ismini veren Cecil Rhodes'in keşfetmesi ile başlayan, İngiliz sömürge sisteminin de kurulması ile de devam eden beyaz Avrupalıların gelişi hızla artmış ve bölgede toplam nüfusun %5 değerlerine kadar çıkmıştır. Ancak ülkenin bağımsızlığını kazanması neticesinde bu oran giderek düşmüş ve %1 dolaylarına kadar inmiştir. İlk geldikleri andan itibaren bölge için ve daha sonra da kurulan Zimbabve devleti ekonomisi için önemli katkılar sağlayan beyaz Avrupalı nüfus, Mugabe'nin sömürge döneminin izlerinin silmek adına onay verdiği tarım politikaları nedeniyle bölgeyi terk etmesi ile ülke içerisindeki ekonomik verilerde olumsuz yönde etkilenmiş ve bir dönemin zengin ülkesi zor bir süreç içerisine girmiştir. Bu dönemde diğer komşu Afrika ülkelerine göç etmek durumunda kalan beyaz nüfus, bu ülkelerin ekonomisine katkı sağlamaya devam etmişlerdir.

Zimbabve Shonalı yerli büyücü doktor

Geçmiş yıllarda yaşanan hızlı nüfus artışı, son dönemlerde ülke içerisinde yaşanana ekonomik çöküntüler ve AIDS hastalığı nedeniyle neredeyse durma noktasına gelmiştir. Bu durum yaşanan göçün de etkisiyle 2005 yılında toplam nüfusun bir yıl içerisinde gerilemesine kadar gitmiştir. Bu dönemde üç milyona yakın Zimbabve vatandaşının yasa dışı yollarla Güney Afrika Cumhuriyeti'ne geçtiği tahmin edilmektedir. Yine aynı ülke 2012 verilerine göre %4'ün de üzerinde bir nüfus büyüme oranı yakalayarak bu oran ile dünya üzerinde nüfusu bir yıl içerisinde en hızlı artan ikinci ülke konumuna getirmiştir. Zimbabve harici başka hiçbir ülkede ortalama yaşam süresi bu kadar kısa sürede bu kadar keskin bir düşüş yaşamamış, 2006 verilerine göre ortalama yaşam süresi 55 yıldan 44 yıla düşmüştür. Yetişkin ülke nüfusunun beşte biri resmi verilere göre AIDS hastalığına yakalanmış bir konumdadır.

Ülke 2008 verilerine göre %10'un da altında olan okuma yazma bilmeyenlerin oranı ile Afrika kıtasında en düşük orana sahiptir.

Zimbabve birçok Afrika ülkesinin aksine orta yaşlı bir nüfusa sahip olup, 2017 tahmini verilerine göre %59,04'ü 0-24 yaş aralığındadır. Ülkenin sadece %4,5'i 65 yaş ve üzerindedir.

0-14 yaş: %38.62 (erkek 2,681,192/kadın 2,736,876)
15-24 yaş: %20.42 (erkek 1,403,715/kadın 1,461,168)
25-54 yaş: %32.22 (erkek 2,286,915/kadın 2,234,158)
55-64 yaş: %4.24 (erkek 233,021/kadın 361,759)
65 yaş ve üzeri: %4.5 (erkek 255,704/kadın 375,860)

Şehirde yaşayanların oranı 2019 verilerine göre %32,2 olan ülkede, nüfusun yıllık artış oranı 2018 tahmini verilerine göre %1,68 düzeyindedir.

Dil

Ülkenin İngilizce dilinin yanı sıra on beş resmî dili daha vardır. 2013 yılında kabul edilen yasaya göre İngilizcenin yanı sıra Shonaca, Ndebelece, Çevaca, Çibarvece, Kalangaca, Koisanca, Nambyaca, Ndau, Tsongaca, Sothoca, Chitongaca, Tsvanaca, Vendaca, Xhosaca resmî dil olarak kabul edilmiştir.Ülkenin resmi dillerinden biri olan ve resmî yazışmalarda da kullanılan İngilizce, sadece %2,5'ine denk gelen beyaz Avrupalılar ile melez nüfus tarafından anadili olarak kullanılmaktadır. Nüfusun geri kalanı Bantu dil ailesine ait olan Shona dilini (%70) ve Ndebele dilini (%20) anadili düzeyinde konuşmaktadır. Bunların haricinde de diğer resmî diller yerel olarak konuşulmaktadır. Şehirlerde İngilizce konuşma oranı yüksek seviyelerde olup, kırsal alanlarda daha çok diğer diller konuşulmaktadır.

Din

Ülke nüfusunun %85'i Hristiyan inancına göre yaşamakta olup, bu topluluğun %62'si dini görevlerini kilise ziyaretleri gerçekleştirerek yerine getirmektedir. Bunun haricinde hristiyan inancı ile birlikte karışmış yerel dinlere inanan nüfus da mevcuttur. Zimbabve içerisinde İslami inancına göre yaşayan nüfusun oranı %1'in de altındadır. Azınlık konumunda olan bu topluluğun oranı 100.000 - 120.000 kişi arasında değişmektedir. Bu toplulukta çoğunluğu İngiliz sömürge döneminde Hindistan ve Pakistan'dan gelen müslümanlar oluştururken, Mozambik ve Malavi gibi komşu ülkelerden göç ederek Zimbabve'ye yerleşen müslümanlar da mevcuttur. Ülkede en çok cami 18 adet ile ülkenin başkenti Harare'de bulunmaktadır.

Sağlık

Ülkede temiz su kaynaklarına ulaşabilen nüfusun oranı Afrika ortalamasına göre yüksek düzeyde olup, 2012 tahmini verilerine göre nüfusun %79,7'si temiz kaynaklardan su temin edebilmektedir. Buna karşılık nüfusun sadece %39,9'unun tam teçhizatlı sağlık hizmetlerinden yararlandığı ülkede, nüfusun %60,1'i daha ilkel şartlarda sağlık hizmeti alabilmektedir. Ülke içerisinde ishal, hepatit, tifo, sıtma ,humma ve kuduz[16] çok sık görülen hastalıklar arasındadır. AIDS, Afrika kıtasının genelinde olduğu gibi yüksek oranda görülmekte olup, bu oran 2013 verilerine göre %14,99 düzeyindedir.

Ülkede yetersiz beslenme de yüksek düzeydedir. Ülkede dört milyon kişinin yetersiz beslenmeye bağlı sorunlar ile karşı karşıya kaldığı ifade edilmiştir. Özellikle Şubat 2016 yılında bu yana Afrika'nın güney kesimlerinde görülen şiddetli kuraklık nedeniyle dörtte birini 18 yaş altı kişilerin oluşturduğu kişilerin yetersiz beslenmenin etkisi altında olduğu belirtilmiştir.

Eğitim

Ülke genelinde 15 yaş ve üzerinde olan nüfusta okuma yazma bilenlerin oranı 2015 verilerine göre %86,5 düzeyindedir. Bu oran erkeklerde %88,5 iken, kadınlarda %84,6 seviyesindedir. Zimbabve'de hem erkek hem de kız çocukları 11 yıllık bir öğrenim hayatına iştirak etmektedirler.

Tarih
Sömürge dönemi öncesi

Yaklaşık olarak 2000 yıl önce ilk Bantu ailesine mensup yerlilerin bu bölgelere gelmesi ve yerleşmesi ile yaşam bulan bölgede, gelenler arasında günümüzde nüfusun %80'ini oluşturan Shona halkının da ataları bulunmaktaydı. Shonaların atalarının çabaları ile oluşturulan medeniyet kalıntıları günümüzde Zimbabve sınırları içerisinde bulunan ve Büyük Zimbabve olarak adlandırılan tarihi eser kalıntılarından gözlemlenebilmektedir. Bu zenginliğin en önemli nedenlerinden bir tanesi de doğu Afrika kıyılarında daha sonradan bu bölgelere yerleşen müslüman tüccarlar ile yapılan alışverişler oluşturmaktaydı. Kıyı kesimlerde bu yerleşim ile oluşan Swahili kültürü ile ticaretine devam eden Swahili tüccarları zamanla Portekizliler tarafından yerlerinden edilerek bölgeden gönderilmişlerdir. Bu dönemde Portekiz bölgenin belli bir kısmını elde etmeye çalışsa da bunda başarılı olamamıştır. 1837 yılında Shona topluluklarının oluşturduğu şehir devletleri, Güney Afrika'dan gelen Ndebeleler tarafından yıkıma uğratılmıştır.

Sömürge dönemi

1893 yılında bölgeyi satın alan Cecil Rhodes, bölgedeki tüm madenlerin, yer altı zenginliklerinin, verimli toprakların kullanımını ve yerlilerin iş gücü olarak kullanılma hakkını İngiltere'den gelen göçmenlere vererek, bu bölgenin işletmesini elinde tutmayı hedeflemiştir. Bu şekilde isminden de esinlenerek bölgenin denize uzak iç kesimlerinde Rodezya ismi ile sömürge sistemi kurulmuş, bu sistem bölgenin 1911 yılında Kuzey Rodezya (günümüzde Zambiya) ve Güney Rodezya (günümüzde Zimbabve) olarak ikiye ayrılmasına kadar devam etmiştir. Özellikle Güney Rodezya 1922 yılından sonra iklim şartlarının da uygun olması nedeniyle sömürge ülkesi sahibi Birleşik Krallık tarafından yerleşim kolonisi olarak kullanılmış, bu şekilde Birleşik Krallık içerisindeki fazla nüfus, suçlular vb. halk bu bölgeye göç ettirilerek yaşamak zorunda bırakılmıştır. Bu şekilde bölgeye gelen beyaz Avrupalıların kendi kendine oluşturdukları kendi kendine yönetim şekli ile bölge içerisindeki verimli toprakların kullanımı tamamen İngiliz göçmenlerin eline teslim edilmiş, yerel Afrikalı halk ise verimsiz bölge topraklarına zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Bu yönetim şeklinin başında bulunan kişiler anavatan Birleşik Krallık'tan kimlerin bölgeye gelip gelmeyeceğini tayin etme yetkisine sahip bir konumdaydılar.

Rodezya ve Nyasaland Federasyonu

Zimbabve, Rodezya ve Nyasaland Federasyonu haritasında Güney Rodezya olarak gösterilmiş
1 Ağustos 1953 ile 31 Aralık 1963 yılları arasında var olan bu yapıda Kuzey Rodezya (günümüzde Zambiya), Güney Rodezya (günümüzde Zimbabve) ve Nyasaland (günümüzde Malavi) birleştirilerek federasyon haline getirilmiştir. 1964 yılında Kuzey Rodezya ve Nyasaland'ın günümüzde var olan isimleri ile bağımsızlıklarını kazanması ile dağılan yapı sonrası Güney Rodezya 1964 ile 1965 yılları arasında İngiliz sömürge sisteminin bir parçası olmayı sürdürmüştür.

Tek taraflı bağımsızlık ilanı

Komşu ülkeler Kuzey Rodezya ve Nyasaland'da siyahi Afrikalıların çoğunlukta olduğu gruplar hükumetleri oluştururken, Güney Rodezya'da, ayrımcı Apartheid politikalar izleyen Güney Afrika'nın da etkisiyle, Ian Smith beyazlardan oluşan azınlık bir grup ile hükumet kurmuş ve 11 Kasım 1965 tarihinde ise bölgenin Rodezya adı ile bağımsızlığını ilan etmiştir. İlk dönem İngiliz krallığına bağlı olan ülkenin bağımsızlığı Birleşik Krallık tarafından ayrımcı politika izlendiği ve yerel siyahi Afrika halkının yeterli düzeyde temsi edilmediği gerekçesiyle bağımsızlığı tanımamış ve bu ilanı yasa dışı olarak nitelendirmiştir.

(Güney) Rodezya'da diğer tüm sömürge ülkelerinde olduğu gibi biçimsel olarak parlamenter demokrasi ile yönetilmekteydi. Ancak bu yönetim şeklinde siyahi yerlilerin hiçbir katılımı, katkısı bulunmamaktaydı. 1978 yılında yapılan değişiklikler ile ilk defa siyahi halk, beyaz halk ile eşit siyasi haklara sahip olabilmiştir. Bağımsızlık ilanı sonrası ülkenin başbakanı seçilirken, devlet başkanı, ülkede Officer Administering the Government of Rhodesia adı ile temsil edilen hali hazırda Birleşik Krallık kraliçesiydi.

Bölgenin Rodezya olarak bağımsızlığının kabul edilmemesi neticesinde Zimbabve-Rodezya ismi ile aynı bölgede yeni bir devletin oluşumunun ilanının gerçekleştiği 1 Haziran 1979 tarihinden 31 Aralık 1979 tarihine kadar varlığını sürdüren bu yeni devlet, tıpkı bir önceki Rodezya girişiminde de olduğu gibi Birleşik Krallık tarafından kabul edilmeyerek bölgenin Güney Rodezya olarak Birleşik Krallık'a bağlı bir bölge olduğunu belirtmiştir.

Bağımsızlık

18 Nisan 1980 tarihinde tam bağımsızlığına kavuşan ülke, ilk dönemlerinde sömürge sonrası dönüşümü huzurlu ve rahat bir şekilde geçiren ülke olarak görülmekteydi. Ancak olumsuz sosyal ve siyasi gelişmeler neticesinde 1991 yılından itibaren kötüleşen durum nedeniyle, 1991 - 2009 yılları arasında dört ile beş milyon Zimbabve vatandaşı ülke dışına çıkmak ve sürgün hayatı yaşamak zorunda kalmıştır.

Bağımsızlık sonrası parlamenter sistemi benimsemeye devam eden ülke, 1987/88 döneminde gerçekleştirdiği anayasa değişikliği ile yarı başkanlık sistemine geçmiştir. Bu döneme kadar Canaan Banana başkanlığında, başbakan olarak görev alan Robert Mugabe'nin başkanlığı devralması ile geçilen sistem neticesinde, Mugabe yıllar içerisinde tek taraflı diktatör bir rejim oluşturmuş ve ülkeyi günümüze kadar da yönetmiştir. Görev süresinin ilk yıllarında küçük çiftçileri koruyan yasalar çıkaran, sağlık ve eğitim alanlarında önemli adımlar atan Mugabe, bu sayede birçok alanda verilerin iyileşmesine ve ülkenin kalkınmasına etki etmiştir. Bu bağlamda çocuklarda yetersiz beslenmeden dolayı gerçekleşen ölüm oranlarını %22'den (1980) %12'lere (1990), çocuk ölüm oranlarını 86'dan (her bin doğumda) 49'a (her bin doğumda), ortalama yaşam süresini de 1980'e göre yükselterek ülkede önemli başarılara imza atmıştır.

Mugabe'nin 2000 yılında referanduma sunduğu anayasa değişiklik teklifi halkın büyük bir kısmı tarafından reddedilmesi, Mugabe ve partisi tarafından ülke içerisindeki etkilerinin bağımsızlıktan bu yana ilk defa bu kadar azaldığı izlenimi ile tedirginlikle karşılanmış, bu sonuç neticesinde birçok muhalefet partisi yetkililerine, sivil toplum kuruluşlarına, derneklere ve çiftliklere baskınlar ve saldırılar düzenlenmiştir. Bu dönemde gerçekleştirilen zulüm, baskı ve ölümler neticesinde ülkedeki diğer gruplara ve topluluklara hakimiyetini hissettiren Mugabe görevde kalmayı sürdürmüştür.

Ülkeyi 2008 yılına kadar yöneten Mugabe, 29 Mart 2009 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde 84 yaşında olmasına rağmen altıncı bir dönem ülkeyi yönetebilmek adına adaylığını koymuş, seçimleri tartışmalı bir şekilde kazanarak bu görevini sürdürmüştür. Bu dönemde devlet başkanlığı için güçlü bir aday olan muhalefet partisi adayı Morgan Tsvangirai, ikinci tur öncesi Mugabe yanlılarının gerçekleştirdiği şiddet olayları neticesinde geri çekilerek Mugabe'nin kazanmasının yolunu açmıştır. Her iki aday arasında geçen 2013 seçimlerinde de Mugabe yine tartışmalı bir şekilde seçimlerden galip ayrıldığını ilan ederek beşinci dönemi için bu koltuğa bir kez daha gelmiştir. Tsvangirai bu seçimlerde de şaibe olduğunu belirtmiş ancak bir sonuç elde edememiştir. 2013 yılında bir beş yıllık süre daha devlet başkanlığına seçilen Mugabe, Mart 2015 tarihi itibarıyla dünya üzerinde iktidarda olan en yaşlı devlet başkanı olduğu ifade edilmiştir.

Kasım 2017 başlarında başkan yardımcısı Emmerson Mnangagwa ile devlet başkanı Mugabe'nin eşi Grace Mugabe arasında başlayan çekişmeler sonucu Mnangagwa görevinden uzaklaştırılmıştır. Yaşanan bu gelişmelerin ardından Zimbabve ordusu 14 Kasım 2017 tarihinde başkent Harare'de bulunan önemli yerleri kontrol altına almıştır. Genelkurmay başkanı yaptığı açıklamada yaşanan bu gelişmelerin askerî darbe olmadığını, devlet başkanı Mugabe'nin güvende olduğunu belirterek Mugabe'nin çevresinde bulunan ve ülkede yaşanan sosyal ve ekonomik sorunların kaynağı olduğu iddia edilen suçlu unsurların temizlenmesi yönünde bir girişim olduğu, bu kişilerin Mugabe'nin etrafından temizlenmesi ile sürecin yeniden normale döneceği bildirilmiştir.

Mugabe yaşanan gelişmelerin ardından istifa etmeyeceğini bildirmiş ancak 21 Kasım 2017 tarihinde meclise gönderdiği mektup ile görevinden ayrıldığını ifade etmiştir.

24 Kasım 2017 tarihinde ülkenin yeni devlet başkanı Emmerson Mnangagwa yemin ederek ülkenin üçüncü devlet başkanı olarak göreve başlamıştır.

Zimbabve idari yapılanması

Zimbabve kendi içerisinde sekiz ile ve iki il statüsüne sahip şehire bölünmüş konumdadır. Toplamda var olan 10 il, kendi içerisinde 59 ilçeye ve 1200 beldeye ayrılmış durumda olup, beldelerde kendi içerisinde köylere ayrılmıştır. Aşağıdaki tabloda belirtilen nüfus sayıları 18 Ağustos 2002 tarihinde gerçekleştirilen resmi nüfus sayım sonuçlarını içermektedir.


Şehir
Ülke genelinde en kalabalık şehri, başkent konumunda da olan Harare oluşturmaktadır. Zimbabve'nin toplam nüfusunun neredeyse %10'u başkent bölgesinde yaşamaktadır. Ülkenin nüfus bakımından en kalabalık altı şehri şu şekildedir: Harare 1.444.534 kişi, Bulawayo 676.787 kişi, Chitungwiza 321.782 kişi, Mutare 170.106 kişi, Gweru 141.260 kişi ve Epworth 113.884 kişi.

Siyasi hayat

Zimbabve Cumhuriyetinde parlamento Senato ve Temsilciler Meclisinden meydana gelir. Senato 40, Temsilciler Meclisi ise 100 üyelidir. Senatonun 10, meclisin 20 üyesi devlet başkanı tarafından seçilir. Zimbabve 1980’den itibaren Birleşmiş Milletlere üyedir.

Ekonomi

Zimbabve ekonomisi çeşitlilik arz eder. Tarım, madencilik ve imalat sektörlerinin hepsi önemlidir. Çalışan nüfusun %35’i tarımla, %30’u sanayi ve ticaretle, %20’si hizmetlerle, %15’i hükümet işleriyle uğraşır.

Ülkenin belli başlı tarım ürünleri tütün, şeker, pamuk, mısır ve buğdaydır. Giyim, kimya sanayileri ve hafif endüstri gelişmiştir. İmalat için gerekli enerjinin çoğu Kariba Hidroelektrik Santralinde üretilir.

Ticari ilişkilerde bulunduğu ülkelerin başlıcaları Güney Afrika, Birleşik Krallık, ABD ve Almanya’dır.

Para birimi

Ülkenin para birimi olan Zimbabve doları, 1980 yılında bağımsızlık ile tedavüle girmiş bir para birimidir. 2008 yılında Mugabe tarafından kabul edilen tartışmalı tarım politikası sonucunda üretimi duran Zimbabve'de sıkıntılı günler baş göstermiştir. 2009 yılında yaşanan hiper enflasyon neticesinde kullanılmaya başlanan yabancı para birimleri nedeniyle değerini ve önemini büyük ölçüde yitiren para birimi, 12 Nisan 2009 tarihinde alınan karar ile bir yıl süreyle tedavülden kaldırıldığı açıklanmıştır. Bu sürecin sonunda da ekonomik verilerin kendi para biriminin kullanılmasına hala uygun olmadığı gerekçesiyle Zimbabve doları büyük çoğunlukla resmi ödeme aracı olarak kullanılmaktan çıkarılmıştır. Zimbabve Merkez Bankası başkanı John Mangudya Haziran 2015'te yaptığı açıklamada ülke içerisinde artık neredeyse hiç kullanılmayan para biriminin Eylül 2015 itibarıyla tamamen piyasadan çekileceğini açıklamış, bu tarihten itibaren hali hazırda kullanılan diğer ülke para birimlerinin kullanılacağını açıklamıştır. Ülke genelinde ABD Doları, Avro, Güney Afrika Randı, İngiliz Sterlini gibi para birimleri kullanılmakta olup, ticaretin, ödemelerin birçoğu bu para birimleri üzerinden gerçekleştirilmektedir. Bu değişim sürecinde Zimbabve vatandaşları 1 ABD Doları için 35 Katrilyon Zimbabve Doları vermek durumunda olacaklardır.

Enflasyon

1990'lı yılların başlarında iki haneli sayılar ile ifade edilen enflasyon oranı, 2001 yılında üç haneli sayılara ulaşmış, 2003-2004 döneminde ise %600 ile zirve yapmıştır. Yapılan iyileştirmeler ile 2005 yılının başında %125'e kadar düşen enflasyon oranı, bu tarihten itibaren hızlı bir yükselişe geçmiş ve 2006 yılında %1000 ile rekor kırmıştır. Bunun neticesinde para biriminde 1:1000 oranında dönüşüm gerçekleşen ülkede, 2006 yılının sonlarında hızla beş haneli enflasyon rakamları doğru gitme eğilimi meydana gelmiştir.[28] 2007 yılının ortalarında %7000 olan enflasyon neticesinde, hükumet polis gücü ile fiyatları kontrol altına alma eğilimini göstermiş, bu dönemde mağaza kapatma, esnaf tutuklamaları yoğun bir şekilde uygulanmıştır. Bu çözümünde herhangi bir katkı sağlamaması neticesinde 2008 Ocak ayında %10000 ile beş haneli rakamlara erişilmiştir. Aynı yılın Temmuz ayında enflayon %231 milyon olarak yeni bir rekora imza atmıştır. Bu aydan sonra resmi verileri açıklamayan Zimbabve'de, ekonomist Steven H. Hanke'nin tahminlerine göre aynı yıl içerisinde enflasyon %90 trilyon oranlarına kadar artış göstermiştir. Bu oranlar sonrasında ticaretin yapılmadığı ülke birimi tamamen bitme noktasına gelmiş, enflasyon oranları dünya üzerinde 1946'da Macar para birimi olan Pengő'nun ardından en yüksek oran olarak kayıtlara geçmiştir.

Günlük enflasyonları bile çoğu ülkenin aylık hatta yıllık enflasyonundan yüksek seviyelere ulaşan ülkede, halk 1 kilo et için 1 bavul dolusu para taşımak durumunda kalmış, bir ürün alabilmek adına yaklaşık 11 kg ağırlığında paranın transfer edildiği söylentileri gerçekleştirilmiştir. 500.000.000.000.000 (beş yüz trilyon) Zimbabve Doları sadece 1,8 Amerikan Dolarına karşılık gelmektedir (Kasım 2009). Ülkedeki enflasyon oranı %158.000.000 civarında tahmin edilmektedir. Bu, dünyanın en büyük enflasyon oranıdır (Temmuz 2009). Ülkede tedavülde olan en küçük para 100.000.000 Zimbabve Dolarıdır.

Ekonomi verileri

Gayri safi yurtiçi hasıla, enflasyon, bütçe ve dış ticaret değerlerinin yıllar içerisinde değişimini gösteren bilgiler şu şekile sıralanmaktadır:


Ulaşım
Ülke genelinde var olan irili ufaklı 404 havaalanından sadece 17 tanesinin pisti asfaltlanmış konumdadır. Başkent Harare'de bulunan havaalanı ise uluslararası standartlara uygun tek havaalanıdır.

Tüm ülkede var olan toplam 97.440 km karayolundan 18.514 km'si asfaltlanmış bir konumdadır.

Ülkede ayrıca 3077 km uzunluğunda demiryolu mevcut olup, bağlantıların neredeyse tamamı devlet demiryolu olan National Railways of Zimbabwe (NRZ) tarafından sağlanmaktadır.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin