Yüzyılın en ilginç maddesi; Grafen
Türkiye’nin ilk grafen seri üretim tesisi geçenlerde açıldı.Ülkemiz grafeni seri üretebilen 10 ülkeden biri olacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, İvedik OSB'de, Nanografi firmasının Grafen Seri Üretim Tesisi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, grafenin, insanlık tarihinin en büyük malzeme buluşlarından biri kabul edildiğini hatırlatarak konu hakkında bilgi verdi.
Varank, çelikten 200
kat daha mukavemetli, bakırdan yüzlerce kat daha iletken, esnek ve hafif bir
malzeme olan grafenin sanayinin birçok alanında kullanıldığını söyledi.
Grafenin, tek atom kalınlığında 2 boyutlu bir nano malzeme
olarak nano teknolojinin en kritik bileşenlerinden biri olarak gösterildiğini de
ifade etti.
Grafen sayesinde daha
uzun ömürlü malzemeler, ultra hızlı şarj edilebilen bataryalar, daha hızlı ve
hafif uçaklar, vücuttaki nöronlara bağlanabilen biyonik cihazlar
üretilebilecek, korozyon, ısınma ve iletim sorunlarına da çözümler
getirilebilecek.
Bilindiği gibi AndreGeim
ve Konstantin Novoselov grafeni “21. Yüzyılın en ilginç maddesi” olarak
tanımlamışlardı. Bu buluş 2010 yılında onlara fizik alanında Nobel ödülü
kazanmalarını sağladı.
Çelikten 200 kat daha sağlam ancak bilinen en hafif ve ince
madde. Şimdiye kadar bulunmuş ilk iki boyutlu kristal, üstelik bakırdan kat kat
daha yüksek bir iletkenliğe sahip. Karbon bazlı bir malzeme. Grafen, grafitin bir
atom kalınlığına getirilmiş en ince halidir.
Tüm bu özellikleri taşıyan başka bir malzeme yok dünyada.
Dr.Burcu Saner, “Bir
gram Grafen’in yüzey alanını yayarak, bir top sahası büyüklüğünde bir yüzeyelde
edebiliyorsunuz” diyor.
Gerçekten de ilginç bir madde olmalı bu. Düşünsenize, bir
gramı bir top sahası büyüklüğünde olabiliyor. Peki, bu maddenin sağlığa zararı
var mı?
Bilim şayet insanlık
lehine kullanılırsa -ki öyle olmalıdır- ancak bilim olur. Atom bombası
örneğinde olduğu gibi ileride insanlığın aleyhinde kullanılırsa -ki bu da artık
ihtimal dahilinde- o zaman bilim egemen güçlerin elinde kitle imha silahına
dönüşür.
Hatırlarsınız Kanada Sağlık Dairesi, grafen içeren
maskelerin, oluşturabileceği sağlık riskleri nedeniyle dağıtımının, üretiminin
ve ithalatının durdurulmasını istemişti.
Çünkü grafen içeren
maskeler üzerinde araştırma yürüten yetkililer ilk değerlendirmelere göre
solunan grafen parçacıklarının akciğer toksisitesine neden olabileceğini
belirlemişti.
Barselona'daki çeşitli merkezlerden bilim adamları, beyne
implante edilmek ve izlemek için bu esnek ve ultra ince malzemeden yani
grafenden mikro transistörler geliştiriyor.
Bilindiği gibi beyin sinyali, her biri farklı alanlar için
ilgili bilgiler sunan yüksek ve düşük frekanslara sahiptir. 0,1 Hz'nin
altındaki çok düşük frekanslara sahip olanlar elektrotlarla ölçülemez, ancak
onları grafen mikro transistörlerle okuyabiliriz.
Farelerin beyninde denenmeye çoktan başlandı bile. Çok küçük
bir alan kaplayan bu madde aynı zamanda sensör vazifesi de görüyor.
Bu maddeyle karbon
bazlı mikroçiplerde elde edilebiliyor. Canlı bir hücrenin içinde hücresel
süreçlerle etkileşime girebilir veya bunları bozabilir ve hasara da neden
olabilir.
Uzmanlar vücutta karbon nano malzemelere dönüşmesi ya da
dokularda birikmesiyle birlikte nano malzemeler organ için risk oluşturabilir diyor.
Yani grafene maruz
kaldığınızda; vücudun bağışıklık sistemi tepki veriyor ve iltihaplanmaya neden
olabiliyor bu da ileride kanser demek.
Bunun için de örneğin grafenin vücutta topaklanmalarını ve
kümelenmelerini en aza indirecek bazı öneriler sunuyorlar. Çünkü dokularda
birikmesi ciddi hasarlara neden olabiliyor.
İsrail’de ikinci doz Pfizer/BioNTech aşısını olanlardan
62’sinde kalp kası iltihaplanması (miyokardit) oluşmuş.
Amerikan sağlık
kurumu CDC (Hastalık Koruma ve Korunma Merkezleri) bünyesinde oluşturulan bir
uzmanlar grubu da;mRNA aşısı olan gençlerde çok nadiren görülen kalp
rahatsızlıklarının aşıyla ilgili olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu ifade
ettiler.
Acaba bu aşının içeriğinde grafen maddesi mi var? Bazı
maskelerde yer alan grafenin akciğer rahatsızlığına yol açtığı ifade edilmişti.
Doğrusu asıl merak ettiğim; vücuttaki nöronlara bağlanabilen biyonik cihazların ne maksatla kullanılacağıdır. Anladığım kadarıyla bu maddenin pilleri ultra hızla şarj etmesinin dışında başka maharetleri de var.