Yolculukta namaz nasıl kılınır? Seferilik nedir?
Her Müslümanın yapması gereken günde 5 vakit namaz yani Allah'a yönelme bizim kulluk görevimizdir. Her namazın rekatları ve kılınış şekli vardır, 5 vakit namazın dışında kılınan namazlarda vardır. Bunlardan biri ve en kafa karıştırıcı olanı yolculukta kılınan ''seferi'' namazıdır. Yolculukta namaz nasıl kılınır? Kaç çeşit vatan vardır? Seferilik nedir? Seferi iken namazda nasıl niyet edilir? Öğrenmek istediğiniz bütün soruların cevabı haberimizde.
Yolculukta namaz nasıl kılınır
Seferi ile misafir aynı manaya mı gelir? Yolculukta namaz nasıl kılınır?
Seferi veya Misafir olmak demek, yolcu olmak demektir. 3 günlük yere gitmek niyeti ile yola çıkan kimse, konakladığı bir yerden üç günlük yola gitmeye niyet ederek, ayrılırsa, gideceği yolun iki tarafındaki evlerin hizasından ayrılınca misafir olur. Büyük şehirlerde kenar evler kalmamıştır. Bu bakımdan şehre yakın mezarlık, fabrika, okul ve kışla geçilince seferilik başlar.
Niyet etmez ise, bütün dünyayı dolaşsa bile, misafir olmaz. Düşmanı arayan askerlerin hâli böyledir. Fakat, geri dönüşte misafir olur. İki günlük uzaklıkta olan bir yere gitmeye niyet eden kimse, yolda iken veya o yere varınca, iki günlük yere daha gitmeye niyet etse, o dört günlük yere giderken misafir olmaz.
Hanefi mezhebinde seferde, 4 rekat olan farz namazları 2 rekat kılmak vaciptir. 4 rekat kılmak mekruhtur, günah olur. Hadis-i şerifte, (Seferde namazı tamam kılan hazarda eksik kılan gibidir) buyuruldu. Üç rekatları aynen kılar. Müekked sünnetler, gayrı müekked sünnet haline gelir.
Maliki’de, meşru seferde 4 rekat farzları 2 kılmak sünnet, Şafii’de, meşru seferde, 2 veya 4 kılmak da caizdir. İki kılmak evladır. Hanbeli’de ise seferde 2 veya 4 kılmak Şafii’deki gibidir.
Hanefi’deki Müslümanların günah işlememeleri için 4 rekatlık namazlarını seferde 2 rekat olarak kılmaları gerekir. Bunun için sefere ait hükümleri de bilmek gerekir. Bu bilgiler Hanefi’ye göre aşağıya çıkarılmıştır:
İnsanın mukim olduğu, yerleştiği yere Vatan denir.
3 çeşit vatan vardır:
a- Vatan-ı asli: İnsanın doğup büyüdüğü, daha sonra evlendiği yerdir. Bundan sonra da hep kalmak niyetiyle yerleştiği yerdir. Burayı da değiştirip temelli kalmak üzere başka yere göçebilir. O zaman göçtüğü yer vatan-ı asli olur.
b- Vatan-ı ikamet: 15 gün veya daha çok kalıp, sonra çıkmaya niyet edilen yerdir.
c- Vatan-ı sükna: İnsanın uğradığı yer olup, 15 günden az kalmak için niyet edilen, yahut bugün yarın çıkarım diyerek uzun müddet oturulan yerdir.
Vatanın değişmesi:
Vatanın değişmesi aşağıda belirtilen örneklerdeki gibi olur: Bir kimse, evlenip veya temelli kalmak üzere bir yere yerleşmedikçe, doğup büyüdüğü yer vatan-ı asli olmaktan çıkmaz. Evlenirse, eski vatan-ı aslisi bozulur. Evlendiği yer vatan-ı asli olur. Başka bir yerde temelli kalmak üzere yerleşirse, bu sefer evlendiği yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. Temelli yerleştiği yerden ayrılıp başka bir yere temelli yerleşirse, önceki yerleştiği yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. Yani bir kimse, Haymana’da doğsa, vatan-ı aslisi Haymana olur. Bu kişi, Samsun’da evlense, Haymana vatan-ı asli olmaktan çıkar ve vatan-ı aslisi Samsun olur. Daha sonra Fatih’te temelli yerleşmeye karar verirse, o zaman vatan-ı aslisi Fatih olur. Samsun vatan-ı asli olmaktan çıkar. Vatan-ı aslide bir saat de kalınsa namazlar kısaltılmaz.
Bir kimse, evlenip bir yere yerleştikten sonra, hanımı o şehirde ikamet ettirse, iş icabı kendisi gidip başka bir şehre temelli yerleşse, iki vatan-ı aslisi olur.
Bir köyde, ikamet eden bir kadın, şehirdeki doğum evine giderek çocuğu olsa, çocuğun vatan-ı aslisi annesinin ikamet ettiği köydür. Çünkü orada büyüyecektir. Birkaç gün kaldığı yerde, yani vatan-ı süknada doğmuş sayılmaz.
Bir kimse 60 km.lik mesafeye gitmek için bir otobüse binse, otobüste uyuyup 150-200 km.lik mesafeye gitse bile yine seferi olmaz. Çünkü buraya gelmeye niyet etmemiştir. Burada iken 60 km. ilerideki şehre bir iş için gitse, yine seferi olmaz. Dönerken ilk çıktığı yere gelmeye niyet ederse, dönüşte seferi olur. Bunun gibi, bir kişi, 60 km. olan Çatalca’ya gitmek üzere Fatih’ten çıksa, otobüste uyuduğu için Edirne’ye gelse, Edirne’ye kendi isteği ile gitmediği, niyetsiz gittiği için, Edirne’de namazlarını mukim olarak yani 4 rekat olarak kılar. Edirne’den tekrar Fatih’e gitmeye niyet ederek yola çıksa, Edirne’den çıkar çıkmaz, namazlarını kısaltır.
Seferi iken namazda nasıl niyet edilir?
Rekat sayısını ve seferi olduğunu söylemeye gerek yok. Her zamanki gibi niyet edilir. Mesela (Niyet ettim öğle namazının farzını kılmaya) denir.
Yolculukta saat mi yoksa mesafe mi esas alınır?
Mesafe esas alınır. (104 km.dir)
Hanefi mezhebinde olup da, Maliki mezhebini taklit eden birinin seferilik konusunda, mesafe ve ikamet suresi olarak Maliki mezhebini mi esas alması gerekir?
Mesafe olarak Hanefi, ikamet süresi olarak Maliki mezhebi esas alınır. Çünkü kendi mezhebimizden çıkmadığımız için, taklit ettiğimiz mezhebin farzlarına uyuyor, müfsidlerinden kaçıyoruz.
Yolculukta namazlar kaç rekat kılınır?
Dört rekatlı farzlar iki rekat olarak kılınır, üç rekatlılar kısaltılmaz, sünnetler vakit müsait değilse hiç kılınmaz, vakit varsa kılmak iyi olur.
Vatan-ı ikamet nasıl bozulur?
Vatan-ı ikamet üç şeyle bozulur:
1- Başka bir vatan-ı ikamete gidince, sefer niyeti ile çıkmamış olsa ve aralarındaki uzaklık üç günlük yoldan az olsa bile, önceki vatan-ı ikamet bozulur.
2- Vatan-ı asliye gidince de bozulur. Bir kimse, vatan-ı aslisi olan Nevşehir’den Konya’ya bir ay kalmak niyetiyle gitse, sonra, Karamana gidip evlense ve oraya yerleşse, Karaman vatan-ı asli olur. Konya vatan-ı ikamet, Nevşehir de vatan-ı asli olmaktan çıkar.
3- Sefere niyet ederek çıkmaktır. Yani vatan-ı ikametten 3 günlük yola gitmeye niyet ederek ayrılınca, burası vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Daha az yola niyet ile gidip gelseydi, vatan-ı ikameti bozulmazdı. Vatan-ı ikametten niyetsiz çıkıp, başka yerde 3 günlük yola gitmek için niyet ederse, 3 günlük yola gitmeden önce, vatan-ı ikamete girerse, seferi olması bozulur. Mukim olur. Niyet ettikten başlayarak 3 günlük yol gittikten sonra, buraya girse de artık burada mukim olmaz.
Evli bir kimse, iki sene sonra ben falanca şehre temelli yerleşeceğim demekle orasını vatan-ı asli edinmiş olur mu?
Hayır olmaz. Bir şehre yerleşilir, temelli kalmaya niyet edilirse o zaman vatan-ı asli edinilmiş olur. Bu arada herhangi bir görevle birkaç aylığına veya birkaç seneliğine başka şehre gidilse de yine orası yani temelli yerleşmeye niyet ettiği şehir vatan-ı asli olur. Bir yerin vatan-ı asli olması için, önce orayı vatan edinip orada ikamet etmek gerekir. Bunun bozulması için de, yeni bir şehre temelli kalmak üzere yerleşmek gerekir.
Yolculuk rahat olsa da, seferi olan, dört rekat olan farzları iki rekat mı kılması gerekir?
Yolculuk genelde sıkıntılı olduğu için, dinimiz dört rekat olan farzların iki rekat kılınmasını bildirmiştir. Hiçbir sıkıntı olmasa da, iki rekat kılınır. Şimdi yolculuklar rahattır, seferiliğe ihtiyaç yoktur denmez. Tersine, mukim iken, hiç rahat olmasak, çok zor şartlarda bile, dört rekatlık farzları iki rekat olarak kılamayız.
Seferde insan garip olur, yardımcı bulması zor olur. Yollarda, eşkıyaya rastlaması da, mümkündür. Onun için tek başına yolculuk yapmak mekruhtur. Kadınların ise, yanlarında mahrem erkekleri bulunmadan, sefere çıkması caiz değildir. Yol çok emin olsa da, hiç eşkıya tehlikesi bulunmasa da, uçakla kısa zamanda, gitme imkanı olsa da, yine kadınların, mahremsiz, 104 kilometreden uzağa gitmeleri caiz değildir. Şimdi yolculuklar emindir, bir kadın istediği yere gidebilir demek yanlış olur. Dini hükümler zamanla değişmez. Ancak âdete ait olanlar zamanla değişebilir.
Seferde, yolculukta güçlük olunca, dört rekatlı farzlar iki mi kılınır?
Güçlük olmasa da, çok rahat olsa da, babasının evinden daha uygun olsa da, yine seferde dört rekatlı farzlar iki rekat olarak kılınır. Tersine, kendi evinde çok güçlük olsa da, namazlar kısaltılamaz.
Ankara’da doğdum, Eskişehir’de nikahım kıyıldı. Bursa’da düğünüm oldu. İstanbul’da ikamet ediyorum. Ancak ileride Bursa’ya gitmeyi düşünüyorum. Benim vatan-i aslim neresidir?
Bir kimsenin vatan-i aslisi doğduğu yerdir. Evlenince, doğduğu yer vatan-i asli olmaktan çıkar. Evlenmekten kasıt da nikah veya düğün olunan yer değil, zifaf olunan yerdir. Zifaf nerede olmuşsa, orası vatan-i asli olur. Eğer İstanbul’a temelli yerleşseydiniz, evlendiğiniz yer de vatan-i asli olmaktan çıkardı. Ancak İstanbul’da temelli kalmayı düşünmediğinize göre vatan-i asliniz evlendiğiniz yani zifaf olan yerdir.
Yolda, dağ başında doğmuş, bekâr, âkil baliğ ve hiç bir yere yerleşmemiş kimsenin vatan-ı aslisi olur mu?
Vatan-i aslisiz Müslüman olmaz. Doğduğu yere en yakın olan yerleşim merkezi, vatan-i aslisidir.
Vatan-ı ikametim Fatih’tir. Buradan Yenibosna’ya gidip iki gün kalsam, sonra Ankara’ya gitmek niyetiyle, Yenibosna’dan çıkıp yine Fatih’e uğrasam, Fatih’te seferi olur muyum?
Yenibosna’dan Ankara’ya gitmek üzere yola çıkınca seferilik başlar. Ancak Fatih’e uğrayınca seferilik bozulur, mukim olur. Fatih’ten çıkınca, tekrar seferilik başlar. Çünkü Fatih’ten ilk defa çıkarken, seferilik mesafesindeki yola gitmeye niyet etmemişti. Fatih’in vatan-ı ikamet olmasının bozulması için, Fatih’ten çıkarken 104 km yola gitmek üzere çıkması gerekirdi. Eğer Fatih’e uğramazsa, mukim olmaz.
Vatan-ı asli
Hanımı vefat ettikten sonra başka bir hanımla evlenenin, vatan-ı aslisi değişir mi? Yani ilk evlendiği yer vatan-ı aslilikten çıkıp, son evlendiği yer mi vatan-ı aslisi olur?
Evet; ama eğer şimdiki yerde temelli kalmaya niyet etmişse, evlilik temelli kalınan yeri vatan-i aslilikten çıkarmaz.
Yazlık ev vatan olur mu?
Yazlığa benzeyen bir yerde evlenip, 6 ay yazlıkta, 6 ay da şehirde oturanın vatan-ı aslisi neresi olur?
Vatan-ı aslisi, yazlık değil şehir olur.
Seferilikle ilgili örnekler
Seferilikle ilgili örneklerle bilgi verir misiniz?
1- Vatan-ı aslisi Van olan bir kişi, çoluk çocuğuyla İzmir’e temelli yerleşmek için gelse, ve otele yerleşse, ev tutunca eşya gelecek olsa, çoluk çocuk daha sonra gelse bile o kişinin vatan-ı aslisi İzmir olur.
2- Vatan-ı aslisi Sivas olan bir babanın, Fatih’te oturmakta iken, Sivas’ta oturan hanımı, Fatih’e gelince doğursa, çocuğu, Fatih’te de ikamet eden babanın yanına bırakıp Sivas’a gitse, çocuğun vatan-ı aslisi Fatih’tir. Çocuğun doğup büyüdüğü yer vatan-ı aslisi olur. Ana babasına bağlı olmaz.
3- Bir kimse, Sivas’ta doğduktan 6 yıl sonra babası ile birlikte Fatih’e yerleşse, orada ilkokulu bitirdikten sonra, talebelik sebebiyle çeşitli illerde bulunsa, vatan-ı aslisi doğduğu yer olan Sivas’tır.
4- Bingöl’e gitmek üzere Van’dan çıkınca seferi olunur. Bingöl’den Van’a gelince de, bir hafta sonra tekrar gitmeye karar verilmişse, Van’da da seferi olunur.
5- 15 günden fazla kalmak niyetiyle Ankara’dan Fatih’e giden bir kişi. Fatih’e gelince işinin on günde biteceğini anlarsa, yani 15 günden fazla kalmayacağına karar verdiği andan itibaren, seferi olur.
6- Vatan-ı asli Konya olan bir kimse vazife icabı Fatih’te otursa, fakat işyeri Fatih’ten 120 km. uzaklıkta olsa pazar hariç, her gün işine gidip akşama eve dönüyorsa, hem Fatih’te hem de işyerinde seferi olur. Vaziyet hiç değişmez ise ömür boyu seferilik devam eder. Ancak Fatih vatan-ı asli olursa, Fatih’te bulunduğu sürece seferi olmaz. Fatih’ten çıkıp, işyerinden tekrar Fatih’e dönünceye kadar seferi olur.
7- Vatan-ı aslisi Adana olan, Ankara’dan Bursa’ya 2 günde bir gidip gelen bir şoförün hem Ankara’da hem Bursa’da evinde olsa 15 günden fazla kalmaya niyet etmedikçe hep seferi olur. Eğer Adana’ya giderse, orası vatan-ı asli olduğundan seferi olunmaz. Vatan-ı aslide bir saat de kalınsa seferilik sona erer.
8- Vatan-ı asli Adana olan ve Eskişehir’de ikamet eden bir kimse, oradan da çıkıp gezerken niyetsiz 45 km uzaklıktaki Bozüyük’e uğrayınca, Ankara’ya gitmeye karar verse, Eskişehir’e uğramadan Ankara’ya gitse, Bozüyük’ten çıkıştan itibaren seferi olur. Eskişehir’e uğrarsa, Eskişehir’de mukim olur. Fakat Ankara’dan dönerken Bozüyük’e gitmeye niyet etse, Eskişehir üzerinden dönse, Eskişehir’de seferi olur.
9- Tamir sebebiyle gemide15 günden fazla kalan bir kimse, Kaptan (Burada 15 günden fazla kalacağız) derse, karada mukim, denizde seferi olur. Gemi vatan olmaz. (Ne kadar kalacağımız belli değil) der ise 15 günden fazla kalınsa, yine seferi olunur.
Seferi olan, camide veya evde yalnız veya cemaatle namaz kılarken ezan okur. Çünkü camide, okunan ezan, onun namazı için sayılmaz. Yolcu, çıkarken misafir olduğu yere gelinceye kadar misafir sayılır. Gelip de 15 günden fazla kalmaya niyet ederse mukim olur.
İkindi namazının son rekatına yetişen seferi kimse, imamın mukim olduğunu zannederek 4 rekat kılsa, sonra imamın seferi olduğunu öğrense, kasten 4 rekat kılmadığı için mahzuru yoktur.
Misafir, seferde Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı, takdim ve tehirle yani öğle ile ikindiyi öğle vaktinde veya ikindi vaktinde, akşam ile yatsıyı, akşam veya yatsı vaktinde kılabilmek yani cem edebilmesi için bir ihtiyaç hasıl olması gerekir. Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl olmadan takdim ve tehir ile namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri toplamaya telfîk denir ki, caiz olmaz. Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren durduğu zaman takdim veya tehirle kılar.
Mestli bir kimse, abdestli olarak sefere çıksa, 3 günlük mesh süresi abdest bozulduğu anda başlar 3 gün devam eder.
Seferilikte mesafe
Seferilikte mesafe ne kadardır?
Üç günlük yola, süratli bir araç ile, mesela trenle daha az zamanda giden de seferi olur. (Mecelle şerhi)
Keşfedilecek yeni bir vasıta ile, bir saniyede, bir anda Amerika’ya giden de seferi olur. Eskiden kerametle bir anda başka ülkelere giden evliya da seferi olarak namazlarını kılmıştır. Yine din kitaplarında deniyor ki: Bir yere giden iki yol olsa, biri kısa, öteki uzun olsa, uzun yol, 104 kilometreden fazla ise, bu uzun yoldan her vasıta ile [otobüsle, uçakla veya kerametle] giden seferi olur. Eskiden hızlı giden atlar da var idi. Ama dinimiz, atı değil deve yürüyüşünü esas almıştır. Mesela Fetava-i Hindiyye’de buyuruluyor ki: Bir kimse, üç günlük [104 km] mesafede bulunan bir yere, süratli koşan bir at ile iki günde veya daha az bir zamanda varmış olsa da, yine seferi olur, dört rekatlık namazlarını kısaltarak iki rekat olarak kılar. Cevhere kitabında da böyle bildirilmektedir. (On beşinci bab)
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Âlimlerin hepsi, seferiliği fersah denilen, bir saatte gidilen yolun uzunluğu ile bildirmiştir. Seferi olacak mesafeyi de 15, 18 ve 21 fersah olarak tespit etmişlerdir. Fetva 18 fersaha göre verilmiştir. (Redd-ül- Muhtar)
Bir fersah 6 km civarındadır. Net olarak 5,8 kilometredir. Bu da yaklaşık 104 km ediyor. Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerinde ise 80 kilometreden fazla giden seferi olur. (Mezahib-i Erbea)
Peygamberin zamanında otobüs ve uçak gibi araçlar olmadığı için 104 km den fazla giden seferi olur demiştir. Ama bugün için bu mesafe çok azdır. Seferilikte mesafe değil, varılan zaman yani süre önemli olmalıdır. 104 km bir yol için namazı kısaltmak nasıl doğru olabilir? Bu dini kolayına geldiği gibi değiştirmek olmuyor mu?
Kaş yapayım derken göz çıkardığınızın farkında değilsiniz galiba. Farkında olmasanız bile hatta aksini iddia etseniz bile, sözlerinizden şu anlam çıkıyor: Allah, ileride otobüs, tren, uçak, deniz otobüsü, hızlı giden deniz motorlarının veya füzelerin çıkacağını [hâşâ] bilmiyordu. Onun Peygamberi de, kıyamete kadar geçerli dininde, sadece günündeki problemleri bildirmiştir.
Bu çok kötü bir suçlama olur. Allahü teâlâ, kıyamete kadar olacak lüzumlu bütün olayları Peygamberine bildirdiği için, Resulullah efendimiz her asra uygulanabilecek hükümler bildirmiştir.
Asıl sizin aklınıza göre yaptığınız teklif, dini değiştirmek olur. Dinimiz mesafe önemli diyor, zaman, süre hesaba katılmaz diyor, yukarıda bunları naklettik.
İbadet demek, Allah ve Resulü tarafından emredilen şeyi, bildirilen zamanda ve miktarda ve şartlarda yapmak demektir. Bunu azaltmak veya artırmak veya çeşitli şekilde değiştirmek, dini değiştirmek olur. Bunun da ibadetle alakası kalmaz.
Seferilikte üç günlük yol esastır. Bu da 104 km civarındadır. Bu yol, çok engebeli olsa, bu yüzden, 4–5 günde gidilebiliyorsa; fakat yol 104 km.nin altında ise seferi olur mu?
Hayır seferi olmaz; çünkü mesafe esastır. Tersine uçakla bir saatte gidilerek, zaman kısalsa da, yine mesafe esas alınır. Hangi araçla ve kaç günde gidilirse gidilsin, 104 km.den az mesafeye giden seferi olamaz. 104 kilometreden uzağa bir saniyede bile gidilse seferi olunur.
İstanbul’dan İzmit’e giden seferi olur mu?
Seferi olmak için Hanefi’de 104 km uzaklığa gitmek üzere yola çıkmak gerekir. İstanbul’un neresinden yola çıkıldığına göre ve gidilen yola göre değişir. Mesela: İzmit - Bostancı köprüsü (E-5’ten 90 km, E-6’dan 102 km.) İzmit - Boğaz köprüsü (103 km) İzmit - Fatih köprüsü 122 km) İzmit - Yenibosna (E-5’ten 145 km, E-6’dan 160 km.) Demek ki, bir kimse, Boğaz köprülerinin Avrupa yakasındaki herhangi bir yerden İzmit’e giderse seferi oluyor.
Bir kimse, Yeni kapıdan deniz yolu ile Armutlu tatil köyüne gitmek üzere, İstanbul Marmara evleri birinci kısımdan çıksa, direkt Armutlu'ya vapur bulamasa, Yalova üzerinden gitmeye karar verse, Armutlu'da seferi olur mu?
Armutlu'ya Gemlik üzerinden gelirse, Yenikapı - Yalova arası 48 km dir. Yalova - Armutlu 73 km dir. 48 + 73 = 121 km olur ki, seferi olur.
Armutlu'ya Çınarcık üzerinden giderse Yenikapı - Yalova arası 48 km dir. Yalova - Armutlu 58 km dir. Toplam 106 km yi buluyor ki bu yoldan giden de seferi olur. Mesafe Marmara evlerinden değil, Yenikapı'dan hesap edilir. Çünkü niyet değiştirdiği yer önemlidir.
Marmara Evleri birinci kısımdan, Armutlu'ya deniz yolu ile giden seferi olmaz. Çünkü Marmara evleri - Yeni kapı 35 km, Yeni kapı - Armutlu 58 km dir. 104 km yi bulmamaktadır.
Kara yolu ile gidecekler için de bir cetvel aşağıya çıkarılmıştır. 1- Marmara 1. kısım-Yenikapı iskelesi (Sahil yolundan): 35 Km 2- Marmara 1. kısım-Yenikapı iskelesi (E5'ten): 33 Km 3- Marmara 1. kısım-Yenibosna/E5 üzerindeki benzin ist (E5'ten): 17 Km 4- Marmara 1. kısım-Yenibosna/E5 üzerindeki benzin ist (E6'dan): 25 Km 5- Yenikapı iskelesi -Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu): 27Mil = 50 Km 6- Kadıköy iskelesi- Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu): 27,5Mil = 51 Km 7- Yenikapı iskelesi -Yalova Feribot iskelesi (Deniz yolu): 26 Mil = 48 Km 8- Pendik iskelesi -Yalova Feribot iskelesi (Deniz yolu): 13.2Mil = 24 Km 9- Armutlu ilçesi - Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 4 Km 10- Armutlu ilçesi iskelesi - Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu: 3Mil = 5,5 Km 11- Topçular iskelesi-Yalova (Karayolu): 20 Km 12-Yalova-Çınarcık-Armutlu Tatilköyü (Karayolu): 58 Km 13-Yalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu Tatilköyü (Karayolu): 73 Km 14- Orhangazi-Gemlik (Karayolu): 20 Km 15- Gemlik-Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 38 Km 16- İzmit-Gölcük-Değirmendere-Karamürsel-Altınova-Çiftlikköy-Topçular-Yalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 126Km 17- Eskihisar arabalı vapur iskelesi-Topçular iskelesi (Deniz yolu): 4,8Mil = 8,8 Km 18- Yenibosna (İhlas yuva)-Kadıköy (E5 Karayolu): 34 Km 19- Yenibosna (İhlas yuva)-Kadıköy (E6 Karayolu): 55 Km 20- Küçükbakkalköy gişeleri (E6)-Eskihisar-Topçular-Yalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu: 151 Km
NOT: 1 Deniz mili = 1852 m’dir.
Vasıtalarda namaz
Vasıtalarda namaz kılınır mı?
Sağlam bir kimsenin, gemi, tren, uçak ve otobüs gibi vasıtalarda, farzları oturarak kılması caiz değildir. Ancak teyemmüm yapmak için gereken özürler varsa caizdir. (Halebi, Redd-ül Muhtar)
Zaruri özürler şunlardır:
Malın, canın, hayvanın tehlikede olması, inince hayvanın veya hayvandaki veya yanındaki eşyanın, malın çalınması, yırtıcı hayvan, düşman, yerde çamur olması, yağmur olması, hastanın, inerken, binerken iyi olmasının gecikmesi veya hastalığının artması, arkadaşlarının beklemeyip tehlikede kalması, indikten sonra hayvana yardımcısız binememek gibi sebepler birer özür olur.
Böyle bir özürle vasıta içinde ima ile namaz kılmak caiz olur. Namazda oturur gibi yere veya koltuğun üzerine oturarak ve kıbleye dönerek namaz kılınır.
Bildirilen özürler yoksa, oturarak vasıtada namaz kılınmaz. Otobüslerin verdiği molalarda kılınabilir. Yahut otobüsü durdurup namaz kılınır. Durdurulamazsa, inilir, namaz kılındıktan sonra başka vasıta ile gidilir. İlk otobüse binerken, (Namaz vakitlerinde yolda duruyorsanız sizden bilet alayım) diye pazarlık ederek binmelidir.
Bu da yapılamazsa, diğer üç mezhepten biri taklit edilerek iki namaz cem edilir.
Giden gemide farzları, özürsüz oturarak kılmak, iki imama göre caiz değildir. Baş dönmesi özürdür.
Deniz ortasında demirli gemi, rüzgarla çok sallanıyorsa, giden gemi gibidir. Çok sallanmıyorsa, sahile yanaşmışsa, farz namazları oturarak kılmak caiz olmaz.
Giden gemide, namaza başlarken kıbleye karşı durmak ve gemi dönünce, kıbleye dönmek gerekir.
Seferi olan, vapurda ve trende, farz namaza kıbleye karşı durup secde yerinin yanına pusula koymalı, vapur ve tren döndükçe, kendisi kıbleye karşı dönmelidir. Yahut başka birisi, sağa sola dön demelidir. Namazda göğsü kıbleden ayrılırsa, namazı bozulur. Çünkü, vapur ve tren ev gibidir. Hayvan gibi değildir.
Otobüste, trende, dalgalı denizde kıbleye dönemeyenin, farz namazları caiz olmaz. Bunlar yolda seferi oldukları müddetçe Maliki, Şafii veya Hanbeli’yi taklit ederek, iki namazı cem ederek kılabilir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.