Yerel Seçim, 2024... Demiştik, diyeceğiz Allah'ın izniyle!
OLDU da bitti Maşallah!.. Yerel seçim sonuçları hayırlı olsun.
Herkes dersini çıkartmış olsun, kazanan çok sevinmesin, kaybeden karalar bağlamasın.
Altta kaldım diye yerinme, üste çıktım diye sevinme.
Bu aziz millet, yükseltmesini de bilir alaşağı etmesini de!
Milletin sesine kulak tıkarsanız, Allah Muhafaza!..
Demiştim demeyi sevmiyorum, ama her seferinde de demiştim demek mecburiyetinde kalıyorum.
Biz, İktidar’ın yerel seçim mağlubiyetine uğrayacağını söylerken, medyada çoğu vakit yalnız kaldık.
“Dost” ikazlarımız, niyet bozukluğuna yoruldu bazıları tarafından.
Kamyon devrildikten sonra yol gösteren çok olur.
Vaktinde ifade edilen yapıcı eleştirilere kulak verilirse, maksat hâsıl olur. Maalesef, bir “işletme körlüğü” hali oldu.
Tabanın sesi duyulmaz oldu.
Bir başıboş köpek problemi bile, defalarca söz verilmesine rağmen çözülmez oldu.
Emeklilerin feryadı duyulmaz oldu, “Emeklimizi enflasyona ezdirmedik ezdirmeyeceğiz!” söylemi ters tepti.
Bir vekil, sıkılmadan “Maaşımız yetmiyor!” dedi, bir başkası, “Geçinemiyorlarsa pazarda maydanoz satsınlar” yollu lâflar etti.
Birileri, sosyal medyadaki troller, ona buna hakaret etti.
Her ağzını açana, sanki her eleştiren kötü niyetliymiş gibi had bildirmeye kalkıştı.
Teşkilâtta, varını yoğunu ortaya koyanlar, gece gündüz koşturanlar bir kenara itildi.
Kitabın ortasından konuşmak, kabahat addedildi.
Kraldan fazla kralcı tavırları, vatandaşı irrite etti.
Defalarca ikaz ettik, “iletişim stratejisi”nde büyük hatalar yapıldı. Ekrem İmamoğlu’nun, Mansur Yavaş’ın reklâmı, en fazla “iktidara destek verme” pozlarındakiler tarafından yapıldı. EnReisçi, ÖzReisçi görünme yarışı, zarar verdi.
Sözün ağırlığı kalmadı.
Hiç eleştirmeyenin, hep alkışlayanın sözü niçin kıymetli olsun ki?
İstisnalar müstesna, il başkanları ilçe başkanları, bir yerlere gelmişler iyi sınav vermedi.
Vatandaş oralara getirdiklerine ulaşmakta güçlük çekti.
“Elim CHP’ye oy vermeye gitmez. Bunları da ikaz etmem lâzım, bunun için sandığa gitmeyeceğim” diyenler hep alaya alındı.”
Yalan söyledikleri zannedildi.
Dedikleri “kuru şantaj” zannedildi.
Şimdi…
Kaç milyon kişi sandığa gitmedi, malûm.
Dünya kadar.
Seçimin sonucunu belirleyecek kadar!
Demiştim demek istemezdim, ama yine demek mecburiyetindeyim. Mesela, muhtemel seçim mağlubiyetinin faturasını Yeniden Refah Partisi’ne çıkartma taktiğinin ters tepeceğini söyledim.
Dinleyen olmadı!
Merhum Erbakan’ın Oğlu’na yüklenmeler, trol hakaretleri…
Daha kısa süre önce, Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde ittifak yapılmış bir Parti’nin böylesine hedef alınması ters tepti.
Ben, hep ne dedim?
“Yapmayın böyle, işinize bakın. Seçim kaybedecekseniz kendi eksikliklerinizden dolayı kaybedeceksiniz. Siz işinize bakın, her kırgını geri döndürmeye bakın! Geleneksel seçmeninizden sandığa gitmeyecek olanların, kırılanların gönüllerini tekrar kazanın.
Dilinizi yumuşatın.
Zorlaştırmayın kolaylaştırın.
Ben zamanında bu hataları çok yaptım.
Hepsinden dolayı da pişmanım. Şimdi biraz kemale erdim, hatalarımdan ders çıkarttım.” Dedim.
“Siz de böyle yapın!” dedim.
“Lütfen” dedim.
“Allah aşkına” dedim!
HHH
Şimdi…
CHP’nin seçim galibiyeti ortada.
Seçimin ikinci kazananı, Yeniden Refah Partisi.
Kaybedenleri, Ak Parti ve İyi Parti. Bu açık.
Bir de, CHP istediği kadar sevinsin, ortada kendi galibiyetlerinden çok, Ak Parti’ye destek veren kitlenin kırgınlığının yol açtığı tablo var.
Sandığa gitmeyenler, CHP’ye gitmiş değil.
Bir yere gitmiş değil.
Kuvvetli bir ikazdı bu.
‘Siz bizi unutursanız, biz de sizi unuturuz!’ ikazı.
Mesaj alındı mı?
Sayın Cumhurbaşkanı balkon konuşmasında alındığı ve gereğinin yapılacağını söyledi.
Bize düşen, bugüne kadar olduğu gibi sürecin takipçisi olmak.
Hayra motor, şerre fren olmak.
Güzel işleri desteklemek, yanlışlarda ikaz etmek!
Dinleyen dinler, dinlemeyen bir başka seçim neticesine üzülür. Biz “dost” adamızdır.
Milyonlarca vatan evlâdı dosttur. Elbette ülkenin istikrarsızlığa sürüklenmesini istemez.
Amma velâkin vatandaşın da ilgiye, şefkate ihtiyacı vardır.
Gelir adaletinin sağlandığını görmeye ihtiyacı vardır.
Önce Ahlâk ve Maneviyat diyen bir “eğitim” modelini görmeye ihtiyacı vardır.
Ekranlardaki bazı rezalet programları görmemeye ihtiyacı vardır. Vatandaşımız, elbette Türkiye’nin karşılaştığı zorlukları bilmektedir.
Elbette deprem felâketinin ne kadar büyük bir fatura çıkarttığının farkındadır.
Elbette, sınırlarımızın dışında yaşananların ekonomimize etkilerini bilmektedir.
Bizim vatandaşımız idraksiz değildir, vicdansız değildir.
Bizim vatandaşımız sadece “eşitlik” istemektedir, “nimet külfet” dengesinde adalet istemektedir.
Her ikazda kendisine ayar verilmemesini istemektedir.
Kraldan fazla kralcıların ikide bir kendilerine akıl vermesini istememektedir.
Hasbi adamlar istemektedir, hesabileri istememektedir.
“Ömer”leri istemektedir, turist Ömerleri istememektedir.
Adanmışları istemektedir, dadanmışları istememektedir.
Yoksa…
Bu aziz millet vefasız mıdır?
Asla!
İnsafsız mıdır?
Asla!
İzansız mıdır?
Asla!..
Bu memleketin terör örgütleri tarafından, onlara destek veren terörist devletler tarafından nasıl hedef alındığını görmeyecek kadar bilinçsiz midir?
Asla!..
HHH
Bugüne kadar, kim ikaz ettiyse karalandı. Kenara itildi.
Kırgınlıklar oluştu. Buna rağmen, bu insanlar her türlü olumlu işe tam destek verdiler. Savunma sanayindeki muhteşem hamleleri desteklediler, gurur duydular. Bunları başaranlara dua ettiler.
HHH
Bu aziz milletin, sokaktaki vatandaşın sesine hep kulak vermek lâzım.
Şimdi… Bakın…
CHP, biraz sağa açıldı.
Vatandaşa tepeden bakar, değerlerine yan bakar halini bırakırsa, kendisi için iyi olur.
Memleket için iyi olur.
Yeniden Refah, geçen seçimdeki oyunu ikiye katladı.
Epeyce belediye başkanlığı kazandı. Bu da bir zenginliktir eğer, büyük yanlışlar yapmazlarsa.
Onlara da hayırlı işlerinde başarılar dileyelim, kısmet olursa, Yeniden Refah Partisi’ni de yakından takip etmeye devam edeceğimizi belirtelim.
Sayın Erdoğan “Mesajın alındığını” söyledi, evet.
Mesajın nasıl, ne kadar alındığı icraatla ortaya konursa, biz de memnuniyetle yazar, anlatırız. Hayırlı işlere destek veririz, yanlış yapıldığında da, dedik ya, kimsenin kınamasına aldırmadan “dost” diliyle ikaz ederiz.
Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da yapıcı olmaya çalışırız Allah’ın izniyle.
Dediğim gibi, mağlup enseyi karartmasın. Galip şişinip durmasın. Bu seçim sadece bir ikaz seçimiydi.Kim mesajı ne kadar aldı, takipçisi olacağız Allah’ın izniyle.
HHH
Kıymetli okuyucularımız…
Siz de bizi takip etmeye devam ediniz lütfen, Allah’ın izniyle.