Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yalçın Topçu: Tarihin karanlık ve kanlı sayfası '20 Yanvar'

Yerli Düşünce Derneği ve Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği tarafından ortaklaşa düzenlenen ve yoğun bir katılımın gözlendiği "20 Yanvar: Karanfilin Ağıdı" adlı programda 20 Ocak 1990'da şehit olan Azerbaycanlı kardeşlerimiz anıldı.
Yalçın Topçu: Tarihin karanlık ve kanlı sayfası '20 Yanvar'
21 Ocak 2018 04:00:00
Yerli Düşünce Derneği ve Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği tarafından ortaklaşa düzenlenen ve yoğun bir katılımın gözlendiği "20 Yanvar: Karanfilin Ağıdı" adlı programda 20 Ocak 1990'da şehit olan Azerbaycanlı kardeşlerimiz anıldı.

"20 Yanvar" katliamında kaydedilen fotoğraflardan oluşan sergi ziyaretiyle başlayan gecede şehitler için yapılan saygı duruşu ve milli marşların okunmasıyla devam etti.

Anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın Topçu "Azerbaycan ve Türkiye Millet-i Vahide'nin iki ikiz evladıdır. Biz sadece dost ülke değiliz. İkiz kardeş, iki hür bağımsız, müstakil ülkeyiz." dedi.

Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen programa Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu'nun yanı sıra Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, milletvekilleri Metin Gündoğdu, Necdet Ünüvar, Bayram Özçelik, Tarım ve Köy İşleri Eski Bakanı Sami Güçlü ve sanatçı Azerin de katıldı.

SOVYET EMPERYALİSTLERİN KUKLASI ERMENİLER

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın Topçu "28 yıl önce Sovyetler'in yıkılma arifesindeki lideri Gorbaçov'un çeşitli olayları bahane ederek, Ermeni çetelerinin çıkarlarına hizmet edercesine 50 bin kişilik Sovyet ordusu ile Azerbaycan'da bir işgal ortamı hazırlayıp, Bakü'de 20 Ocak 1990'da resmi rakamlara göre 133, gayri resmi 200'ü aşkın kişiyi şehit ettiler. 400 kayıp, 744 yaralı ve yüzlerce tutuklamalar oldu. Sovyetler Ermenileri destekleyerek, bu soykırımı dünyanın gözü önünde yaptı. Her konuda olduğu gibi, Batının bu durumu ''Sovyetler'in iç meselesi'' olarak görmesinin de, ayrıca altını çizerek ifade etmek isterim. Ama, Sovyet emperyalistlerin kuklası Ermeniler, Azerbaycan Türkü'nün azadlığa olan iman ve iradesini, "bir kere yükselen bayrak bir daha inmez" inancını hesaba katamadılar" şeklinde konuştu.

AZERBAYCAN VE TÜRKİYE İKİZ KARDEŞTİR

"Azerbaycan Türkü bu soykırımda bedenlerini tanklara siper ederek, kıyamete kadar yaşayacak, bağımsız Azerbaycan'ın kurulması fikrine sarıldı" diyen Topçu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün bizler için büyük bir yas, fakat aynı zamanda da büyük bir azadlık bayramıdır. Azerbaycan ve Türkiye Millet-i Vahide'nin iki ikiz evladıdır. Biz sadece dost ülke değiliz. İkiz kardeş, iki hür bağımsız, müstakil ülkeyiz. Dostluklar bir yere kadardır. Kardeşlik ise ebediyete kadardır. Bugün Azerbaycan ve Türkiye'nin ebedi birlikteliği ekonomik, siyasi, kültürel ve stratejik alanlarda en üst düzeydedir; hamdolsun. Buna her iki ikiz kardeş ülkenin, değerli liderlerinin çok büyük katkıları var. Rabbim bu iki ülkenin ve iki uzun adamın ömürlerini de uzun etsin. Biri diğerinin yokluğunu hiçbir ortamda hissettirmiyor. Türkiye'nin olmadığı bir toplantıda Aliyev 'burada Türkiye yoksa ben varım, ona göre düz danışın' diyor, diğer yandan her uluslar arası toplantıda Azerbaycan ona sorulduğu zaman Cumhurbaşkanımız ' Azerbaycan'ın bütün meseleleri bizim de meselemizdir' dedi ve noktayı koydu."

BEN BURADA VAR İSEM, AZERBAYCAN'DAN DEDELERİME NİNELERİME GELEN YARDIMLAR SAYESİNDE VARIM

"Bu ikiz kardeşlik meselesini daha derinlemesine ele almak isterim" diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı kendi yaşamından bir kesiti anlattı, bu cümleler salonda bir duygu seline sebep oıldu:

"Ben Ahıska Türkü bir ailenin çocuğuyum. Hala orada akrabalarım var. Birinci Dünya Savaşı sırasında Devlet-i Aliyye'nin başında aynı bugün olduğu gibi leş kargaları var. Hasta adam Osmanlı'nın üzerine geliyorlar. Herkes koşarak pay almaya geliyor. Çarlık Rusya Ardahan'ın üzerine ermeni piyonlarını salıyor ve işgale başlıyor. O gün yapılanlar 21. yüzyılda Sovyet anlayışıyla Karabağ'da da aynen tekrarlanıyor, çok ciddi bir soykırım yaşanıyor. Kıtlık, soykırım, soğuk bir arada; zulmün her çeşidi topraklarımıza ve oradaki Müslümanların üzerine yağmakta. İşte tam da bu zulüm anında, Azerbaycan kendi Çarlık Rusya derdiyle meşgulşken 'Bakü Müslüman Cemiyyet-i Hayriyyesi' Ardahan'ın bütün ilçelerinde dernekler kuruyor. Düşünebiliyor musunuz, kendisi de büyük bir zulümle karşı karşıya, ama kendi derdi ile baş ederken Kars-Ardahan-Iğdır bölgesindeki zulme direnmemiz için kendi ekmeğinin yarısını bölüp bu dernekler vasıtasıyla bize ulaştırıyor. Ben burada var isem, Azerbaycan'dan dedelerime ninelerime gelen yardımlar sayesinde varım."

DÜNYAYA DUYURACAĞIZ

AK Parti Ordu Milletvekili ve Yerli Düşünce Derneği Genel Başkanı Metin Gündoğdu "20 Yanvar 1990'da yaşanan olaylar Türkiye'de de derin bir acıyla hissedildi. O dönemde Memmed Aslan'ın "Ağla Kafanfil" isimli şiiri ile bu karanlık günün acısı daha geniş kitlelere ulaştı. Bizim kardeşliğimiz kemik kardeşliğidir. Burada birimizin canı acısa aynı acıyı Azerbaycan'daki kardeşlerimiz de hisseder. 20 Yanvar'da şehit olan kardeşlerimizi asla unutmayacağız. Bu akşam onları yad etmek için bu salonda bulunan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Katliamın üzerinden 20 sene geçmiş olmasına rağmen dünya bu olaya karşı hala sessiz. Bir daha böyle karanlık ve kanlı günler yaşamamak için bunu dünyaya duyurmakta kararlıyız. Hocalıyı da dünyaya duyurmalıyız ki tekrar aynı şeyler yaşanmasın. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişki sonradan tesis edilmiş bir dostluk ilişkisi değildir. Bizim aramızdaki bağ medeniyetimizden gelen kardeşlik bağıdır." dedi.

TÜRKİYE - AZERBAYCAN KARDEŞLİĞİ İÇİN BİR ARADA ÇALIŞACAĞIZ

Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim ise kardeşlik vurgusu yaparak "20 Yanvar 1990 bizim çok acı bir gündü. Ama aynı zamanda gurur günümüzdür. Onlar bizim kanımızı döktüler ama ruhumuzu sindiremediler. Siz olanları Türkiye'den televizyonlar aracılığıyla izlediniz. Biz Azerbaycan'da onu da yapamadık. Ne televizyon, ne de elektrik vardı. 20 Yanvar benim hayatım için de bir dönüm noktasıdır. Ben o zamanlar okuldaydım ve diplomat olmayı düşünmüyordum. Ama yaşananları gördüğümde "Devletim ve milletim için çalışmalıyım" diye düşünerek bu görevi özüme seçtim. Türkiye dışında hiçbir ülke yaşananları olduğu gibi göstermedi. Azerbaycan'ımız ebedi olarak müstakil olsun, özgür olsun, Türkiye'miz her zaman güçlü olsun. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye - Azerbaycan kardeşliği için bir arada çalışacağız" şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin