Dolar (USD)
34.13
Euro (EUR)
38.21
Gram Altın
2913.20
BIST 100
10045.67
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yalçın Akdoğan: HDP aile şirketiniz mi?

Akdoğan, Demirtaş kardeşlerle ilgili: "HDP aile şirketi mi, babanızın malı mı, bir sen, bir kardeşin genel başkan. İşinize geldiği zaman dağa çıkıyorsunuz, işinize geldiği zaman genel başkan oluyorsunuz." dedi.
Yalçın Akdoğan: HDP aile şirketiniz mi?
04 Haziran 2015 00:00:00
Akdoğan, Demirtaş kardeşlerle ilgili: "HDP aile şirketi mi, babanızın malı mı, bir sen, bir kardeşin genel başkan. İşinize geldiği zaman dağa çıkıyorsunuz, işinize geldiği zaman genel başkan oluyorsunuz." dedi.

Bayram ZİLAN/ANKARA

Gazetelerin Ankara Temsilcileri ile kahvaltılı toplantıda bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Seçim Güvenliği, HDP, Paralel Yapı ve Çözüm Süreci ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bu seçimde koalisyon ihtimalinin konuşuluyor olmasının AK Parti'nin geri gitmesiyle ilgili olmadığını kaydeden Akdoğan, "karşıdaki cephenin büyümesi ve çok ince hesaplarla bir konsorsiyum oluşturulmasından kaynaklanıyor. Bunu seçmen fark edemedi. Genelde bir tepki oluşur, ayağa kalkardı, bu seçimde sanki böyle bir şey yok." dedi.

Demirtaş makas değiştirdi

Türkiye üzerinde bir senaryo oluşturulduğunu söyleyen Akdoğan: "HDP parti olarak seçime sokuldu. Şimdi barajı geçerlerse koalisyon ihtimali olur gibi bir kaos planları var. HDP barajı geçerse geçemezse kaos olur. Bu kaostan, krizden, hükümet kurulamayan bir yapıdan kantonlaşmaya gidilir mi, PKK çözüm sürecinin olmamasını istiyordu, silah bırakma fikrine karşı Selahattin Demirtaş, Kobani olaylarından beri, ABD'ye gidip geldikten sonra makas değiştirdi. Vesayetçi odaklar, ulusalcı çizgi, kategorik olarak buna karşılar. Böyle bir konsorsiyumda çözüm süreci olamaz. HDP kullanılan bir obje. Bir şekilde bu iş bozulur" dedi.

Siyaset örgütlerin tehdidine açık hale gelmiştir

Türk siyaseti hiç bu kadar şiddetin bu örgütlerin tehdidine açık hale gelmemişti diyen Akdoğan: "Ben bunu da demokrasi açısından bir tehdit olarak görüyorum. Bir de bu yapı, bu şansı verirseniz iyi kullanır, örgütle arasına mesafe koyar. O zaman bir anlamı olur. Ama öyle olmadı, Selahattin Demirtaş yüzde 9'u geçti, halkı sokağa döktü. Örgütü meşrulaştırmak için siyaseti maskeliyorlar. Barajı geçip geçmemesi milletin takdiridir, benim öyle bir derdim yok" dedi.

HDP'nin kampanyasını KCK yürütüyor

Şu anda Güneydoğu'da kampanyayı KCK'nın yürüttüğünü belirten Akdoğan: "Nuretttin Demirtaş, bu çizgilerdeki partilerden bir tanesinin genel başkanıydı. Genel başkanlıktan sonra bir süre sonra Kandil'e gitti. Bu, demokrasiye inancı sorgulayan, güveni sorgulayan bir şey. Peki, Selahattin Demirtaş'ın dağa çıkmayacağının garantisi var mı 6 sonra. Ben babasından annesinden bahsetmiyorum. Bir partinin genel başkanlığını yapmış birinden bahsediyorum. HDP aile şirketi mi? babanızın malı mı? Bir sen, bir kardeşin genel başkan. İşinize geldiği zaman dağa çıkıyorsunuz, işinize geldiği zaman genel başkan oluyorsunuz" dedi.

Çözüm sürecinin sahibi AK Partidir

Çözüm sürecinin sahibi AK Partidir, Ak Parti'yi devirmeyi amaçlayan bu oyun, çözüm sürecini bitirmeyi amaçlamaktadır diyen Akdoğan: "Çözüm süreci, her şeye rağmen devam edecektir. Ben bir kaç ay içinde çözüm sürecinin çok iyi bir noktaya ulaşacağını tahmin ediyorum. Elbette bir güven bunalımı oldu, sarsıldı. HDP zaten ana aktör değil, PKK'ya silah bıraktırma gücü var mı HDP'nin? HDP'nin silah bıraktırma gücü yok. PKK'nın silah bırakması konusunda da İmralı'nın bir etkisi olduğunu biliyoruz. Selahattin Demirtaş'ı farlı yönlendirmeye çalışan çevreler İmralı'yı bir şekilde devre dışı bırakmayı amaçlıyorlar. Bunlar bir panik atak geçirdiler. Baktılar ki süreç ilerliyor, bundan dolayı aktörleri devre dışı bırakıp süreci bozmak, yeni aktörleri devreye sokmak istiyorlar" dedi.

AK Parti gümbür gümbür geliyor

Bir haftadır Ak Parti gümbür gümbür geliyor, inşallah 8 Haziran'da biz tek başına iktidar olacaklarını söyleyen Akdoğan: "Koalisyon olur mu? Bunlar bile tek başına zarar verecek şeylerdir. Türkiye'de güven ve istikrarın sürdüğü görüntüyü bizim vermemiz lazım. Onların parti tabanları bunu sorgulamalı. PKK'nın uzantısı bir yapı, böyle bir masumiyet atfederek onların değirmenine su taşıyor. Bunun sorgulanması lazım. Sokakta yok partiler. Havanın oluşmamasının nedenleri; partilerin sokağa inmemesidir. Popülist görüntüyle oy yakaladıklarını düşünüyorlar. Adaylar konuşursa, ideolojik görüntümüz ortaya çıkar, batarız diyorlar. Bundan dolayı böyle bir görüntüyü vermemeye çalışıyorlar. Sokağa çıkarlarsa bunlar arasında elektriklenme olur. Çatırdama başlar. Bundan dolayı çıkmamaya çalıştıklarını" söyledi.

Medya psikolojik harekat yapıyor

Medya, basın, ifade özgürlüğü, bunlar demokrasinin ayrılmaz parçasıdır. Ama bu aracın kendisi değildir, onun tanıdığı muhtevadır. Sen o araçla demokrasiye mi, yoksa darbeci anlayışa mı hizmet ediyorsun? Araç tek başına demokrasiye hizmet etmiyor. Bu, siyasal partiler için de geçerli. Baktığımızda bu medyanın hep darbenin içinde olduğunu, hep şakşakçılık yaptığını, alkışladığını, darbecilerin parçası olduklarını görüyoruz. Hiçbir zaman darbenin karşısında olmadılar. Darbe düzeninin psikolojik harekat unsuru olarak içinde yer aldılar. Bunları görmemiz lazım. Burada açık bir psikolojik harekat var. Yapılan şey, vahim bir tablo. Sen seçimi etkilemeye yönelik olarak medyayı kullanıyorsun. Bu açık bir casusluk faaliyetidir. .

Paralel yapı ruhunu şeytana satmıştır

Paralel yapı hilenin kurumsallaşmış şekli olduğunu belirten Akdoğan: "Hile diye bir şey varsa, bunu ete kemiğe büründüren paralel yapıdır. Bunların her şeyleri yalan. Seçime nasıl şaibe karıştırırız, bunu oluşturmaya çalışıyorlar. Bu kaybetme psikolojisinin sonucudur. Seçimler son derece şeffaf oluyor, birkaç saat içinde netice çıkıyor. Demokratiktir, şeffaftır, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bunlar tamamen tezvirat. Bu kadar yalanı üretmek için habis ve hastalıklı bir şeye sahip olmak lazım. Bu kadar hayal ürünü, bu kadar yalan içinde yaşamak için ruhunu şeytana satmış olmak lazım. Bir Müslüman, bir insan evladı, bu kadar yalan üretemez. Oturup bu kadar imalat yapabiliyorlar, yalan üretebiliyorlar. Paralel yapının bu yönünün de görülmesi gerektiğini" söyledi.