Vakıf insanı yumuşak gönüllü olur
FAHRİ SARRAFOĞLU
MÜBAREK Ramazan Ayının
rahmetinden Rabbimiz bizleri bolca nasiplenen kullarından eylesin. Bu
vesileyle, böylesi mübarek zamanlarda önplana çıkan önemli hizmetlerden biri olan Vakıf
hizmetini, Osman Nuri Topbaş hocaefendi ile konuştuk.
Vakıf nedir, Vakıf denilince ne anlaşılmalıdır, Vakıf insanı nasıl
olmalıdır?
Muhterem hocamız, bu konularda bizi aşağıdaki sohbetiyle
bilgilendirdi.
Allah'ın emirlerine uyma
Çok muhterem kardeşlerimiz! İki husûsiyeti hayatımızın her safhasına yaymamız zarûridir. Bunlardan
birincisi: Tâzim li-emrillâh. Yani Allâh’ın -celle celâlühû-
emirlerini, bütün, noksansız bir şekilde, huşû, rûhâniyet, vecd ve istiğrak
içinde îfâ edebilmek.
İkincisi: Şefkat alâ halkıllâh. Yani Allâh’ın bütün mahlûkâtına
merhamet ve şefkat göstermek.
Şiâr-ı imandır Vakıf
Buradan hareket edersek, Vakıf; şiâr-ı îmandır. Batı'da bu yoktur. Batı'da ezmek vardır.
Onlar mülkün kavgasını yapar. Yani mülkün mekândaki yeri üzerinde tartışırlar.
Onun da bir rûhâniyet tarafı yoktur. Sistem materyalisttir. Fakat İslâm’da ise mülk
Allâh’ındır. Fertler ancak
helâlinden kazanacak ve bu mülkü de emânetçi olarak alacak.
Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: “Sevdiklerinizden vermedikçe birre vâsıl
olamazsınız.” (Âl-i İmrân, 92) Yani Cenâb-ı Hakk’a yaklaşamazsınız buyruluyor.
Yani burada İslâm’daki mülk
teorisi, kavramı, tamamen değişik. Yani mülk, insanın problemini çözecek,
merhametini artıracak, rûhânî duygularını tezyîd edecek.
Mallar bize emanettir
Yani “bu mal bana emanettir” şuuru maalesef
zayıf bazı kimselerde. Tabi bu da takvâya mânî. Hattâ “mal benim değil mi, istediğimi
yaparım” anlayışı da var, maalesef.
Hâlbuki Cenâb-ı Hak onu bir emânet olarak
verdi. Burada zekât olacak minimum. Sadakası olacak ve ucu yok, infak olacak.
Allah için verecek, Cenâb-ı Hakk’a yaklaşacak.
Cimrilik ise, insanı Cenâb-ı Hakk’a dost
olmaktan alıkoyan bir keyfiyet. Çünkü kendine biriktiriyor. Yani, hâlbuki
güven, Cenâb-ı Hakk’a olacak.
İmanın meyvesi merhamet
Velhâsıl, îmânın meyvesi
merhamettir. Merhametli mü’min cömert olur. Merhameti şöyle tarif edebiliriz:
Sende olanı onda olmayana (vermen), senin onun ihtiyacını görmendir.
Gelelim Vakıf mevzuuna... Bu vakıflar rahmet insanları tarafından inşâ edilir. Bu vakıf
insanlarının fârik vasfı, Hâlık’ın (şefkat) nazarıyla mahlûkâta bakış tarzı
kazanan kişilerdir.
Vakıf insanı, yumuşak gönüllü olacak. Yüzünden/sîmâsından tebessüm
eksik olmayacak. Aslâ kalp kırmayacak. Eğer bir nâdan tarafından kırılırsa da
onu affedecek. Yalnız kendini düşünen/hodgâm
olmayacak, diğergâm olacak. Kardeşi için fedakârlıkta bulunan insan olacak.
Îsar sahibi olacak.
Çorak insan olmayın
Velhâsıl vakıf insanı, rahmet insanı, çorak insan değil,
rahmet insanı olacak. Bereket olacak. Yağmur gibi aynı. Girdiği her yere bir
bereket verecek, bereket olacak yağmur gibi. Güneş gibi olacak, en kuytu yerleri
dahî aydınlatacak, ısıtacak.
İnsan, hayvan, nebâtat, onda hayat
bulacak. Bu vakıf insanı. Yani vakıf insanının -aşağı yukarı- bunlar, zirvedeki
tarifleri. Yani gönül olarak itici olmayacak, cezbedici bir dil kullanacak.
Mevlânâ buyuruyor
ki:
“Tatlı suyun başı kalabalık olur.” Tabi böyle baktığımız
zaman vakıf insanını, rahmet insanlarını da herkes sever. İnsanlar sevdiği
gibi, mahlûkat da sever onu.
Hattâ bir yabancı diyor ki, bir sefir, İstanbul’a
geliyor: “Ben diyor, bir gayr-i müslim mahallelerini gezdim, bir de Müslümanların olduğu
mahalleleri gezdim. Baktım, Müslümanların olduğu mahallelerde kediler,
köpekler daha fazla. Çünkü kediler, köpekler onlardan merhamet görüyor, o
Müslümanlardan; onlara sığınıyor. O Müslümanlar da Hâlık’ın (şefkat) nazarıyla
o hayvanları seviyor…”
İmha edici olmayın
Velhâsıl Mevlâna “Tatlı suyun başı
kalabalık olur.” buyuruyor. Bir vakıf insanı, bir rahmet insanı da imhâ edici değil, inşâ
edici olacak. Münâkaşa çıkaran değil, sulh ve selâmet, ülfet oluşturan bir hâli
olacak.
İnsan, hayattayken amel defterine dâimâ sâlih
ameller kaydettirmek ister. Vefât edince de bu kayıtlar durur, biter artık. Ama Vakıflar ve Vakıf hizmetleri, müslüman öldükten sonra salih amelinin devam ettirildiği
müesseselerdir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.