Unutulan savaş: Rusya-Ukrayna
Gürkan DEMİR
24 Şubat 2022’de patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı, bugün hâlâ sıcaklığını koruyor. İlk zamanlardaki yoğun askeri operasyonlar azalmış gibi görünse de cephede iki ülkenin güçleri arasındaki çatışmalar devam ediyor. Rusya, Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerini düzenlediği referandumlarla kendi topraklarına kattığını ilan etti. Ukrayna ise bu durumu açıkça bir işgal olarak nitelendiriyor ve direnişini sürdürüyor.
Yaklaşık 2,5 yıldır devam eden bu savaş, binlerce asker ve sivilin hayatına mal oldu; şehirler yerle bir edildi. Sadece bölgeyi değil, dünyayı da etkileyen bu kriz küresel tahıl tedarik zincirini sarstı, ticaret yollarını kilitledi ve nükleer tehditlerin gölgesinde tüm dünyayı tedirgin etti. Rusya, bir dönem sahada kullandığı Wagner grubu tarafından ihanete uğradı. Ukrayna ise, ABD ve Batı’dan gelen NATO ve AB üyeliği vaatleriyle bir nevi yüzüstü bırakıldı.
SAVAŞ GÜNDEMDEN DÜŞTÜ
Rusya-Ukrayna savaşı, başladığı günden itibaren dünyanın bir numaralı gündemi haline gelmişti. Ancak bu durum, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e gerçekleştirdiği sürpriz saldırıyla değişti. İsrail’in bu saldırıya karşılık başlattığı sert operasyon, bir anda tüm dikkatleri üzerine çekti. Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky de bu değişimin farkında; İsrail’e destek verdiklerini söylese de, Rusya-Ukrayna savaşının geri planda kalmasından endişe duyduğunu dile getirdi. Ve korktuğu da oldu. Hamas-İsrail savaşı, tüm dünyanın odağını Kiev’den Tel Aviv’e kaydırdı. Batı’dan gelen yardımlar ve destekler Ukrayna’dan İsrail’e yöneldi. Ancak ne kadar gözlerden uzak kalsa da Ukrayna’daki savaş hâlâ tüm şiddetiyle devam ediyor. Dünya belki başka bir sahneye odaklandı ama Ukrayna’nın savaş sahnesi kapanmış değil.
RUSYA ASLA VAZGEÇMEYECEK
Ukrayna, Rusya’nın işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini talep ediyor ve Rus güçlerinin ilerleyişini durdurmak için cephe hattında zorlu bir direniş sergiliyor. Öte yandan, Rusya ilhak ettiği dört bölgeyi kendi toprağı olarak görüyor ve bu nedenle Ukrayna askerlerinin bu bölgelerden geri çekilmesini istiyor. Moskova, bu topraklardan asla vazgeçmeyeceğini açıkça belirtiyor—tıpkı 2014’te ilhak ettiği Kırım’da olduğu gibi.
Rusya’nın talepleri bununla da sınırlı değil. Ukrayna’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesini, tarafsız bir statüde kalması gerektiğini vurgulayan bir bildiri yayımlamasını istiyor. Eğer Ukrayna bu koşulları kabul ederse, Rusya ateşkes için müzakere masasına oturabileceğini söylüyor. Ancak bu şartlar Kiev için kabul edilebilir mi, orası hâlâ büyük bir soru işareti.
Ukrayna'nın bu savaştan galip çıkma ihtimali var mı? Sahadaki ve masadaki gerçekler, bu ihtimalin oldukça zayıf olduğunu gösteriyor. Rusya, nükleer tehditler savuruyor ve bu tehditlerin hiç de blöf olmadığını dünyaya açıkça belli ediyor. Taktik nükleer füzeler, kullanılmak üzere hazırda bekletiliyor. Ayrıca, Ukrayna’nın zaferi Rusya için sadece bir geri çekilme anlamına gelmez; bu, Putin’in yıllardır inşa ettiği güçlü liderlik imajının yerle bir olması demek. Böyle bir yenilgi, sadece cephede değil, Rusya’nın iç siyasetinde de büyük bir kaosa yol açabilir ve savaş, Moskova'nın kapılarına kadar dayanabilir.
SAVAŞ BİTSİN İSTİYORLAR
Rusya da Ukrayna da artık bu savaşın sona ermesini istiyor. Ukrayna, her açıdan tükenmiş durumda; ekonomik, askeri ve psikolojik olarak büyük bir yorgunluk içinde. Rusya ise dikkatini Ukrayna’dan çekmek istiyor. Zira Çin ile stratejik ortaklığı gün geçtikçe derinleşiyor. Özellikle bu iş birliğinin "çok kutuplu ekonomik sistem" vurgusuyla mevcut küresel düzene karşı bir meydan okuma niteliğinde olduğunu düşündüğümüzde, Rusya'nın odağını Ukrayna savaşından başka yerlere kaydırmak istemesi hiç de şaşırtıcı değil. Putin için yeni bir oyun sahası doğuyor ve bu sahada Ukrayna, artık öncelikli bir mesele değil.
ABD SAVAŞ İSTİYOR
ABD, Ukrayna’yı savaşın başından beri bir vekil güç olarak kullanıyor ve Kiev’in direnişini sürdürerek Rusya’yı oyalamasını istiyor. Ancak ABD’nin Avrupa’daki planları Ukrayna ile sınırlı değil; sahneye sürülmek üzere hazırlanan başka bir ülke daha var: Polonya. Savaşın başlamasıyla birlikte Polonya ciddi bir silahlanma sürecine girdi. Gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 4’ünü savunma bütçesine ayırdı ve 2035’e kadar askeri personel sayısını 300 bine çıkarmayı hedefliyor. Polonya, kendisini "Avrupa’da gerçek bir kara gücü" olarak konumlandırmaya çalışıyor, bu adımları da Rusya’dan algıladığı tehditler doğrultusunda atıyor.
POLONYA SIRADAKİ AKTÖR OLACAK
Ancak unutmamak gerekir ki Polonya bir NATO üyesi. Eğer Rusya ile Polonya karşı karşıya gelirse, tüm NATO ülkeleri savaşa müdahil olacaktır. Böyle bir senaryo, ne Rusya’nın göze alabileceği bir risk ne de Avrupa’nın kaldıramayacağı bir yük. Bu senaryodan kârlı çıkan ise her zamanki gibi ABD. Savunma sanayisinin kalbi olan ABD, dünyanın herhangi bir yerinde çıkan çatışmalardan güç elde etme stratejisini sürdürüyor. Ukrayna’da yeni silahlarını Rusya’ya karşı test etme imkânı buldu. Şimdiyse, ABD’nin önündeki tehlike yalnızca silah sanayisine yeni müşteriler bulmak değil; küresel sermayenin yer değiştirmesi. Rusya-Ukrayna savaşı, silah endüstrisi için doygunluk noktasına ulaştı.
Kısacası ABD, yeni çatışma alanları arayışında ve gözünü Asya’ya dikmiş durumda. Özellikle Çin’i zayıflatacak, Avrupa’ya uzanan ticaret yollarını tehdit edecek bir kriz, Washington’un stratejik çıkarları için ideal olabilir. Çin'in bu jeopolitik çatışmalardan olumsuz etkilenmesi ve ticaret yollarının tehlikeye girmesi, Pekin yönetiminin başını ağrıtacak bir senaryo doğurabilir. ABD, Asya'da yeni bir çatışma alanı için fırsat kolluyor.
UKRAYNA’DA HER ŞEY YAŞANABİLİR
Küresel sahnede yaşanan gelişmelerin ardından yeniden Ukrayna’ya dönecek olursak, Rusya’nın savaş yorgunluğu, herkesi şaşırtacak bir askeri hamleye dönüşebilir. Bu, taktik nükleer silahların kullanılmasından, üst düzey Ukraynalı yetkililere yönelik suikast girişimlerine kadar her şeyi kapsayabilir. Zira savaşın tam ortasında kalan Ukrayna'da, Zelensky'nin bile can güvenliği garanti altında değil. Bu şartlar altında Ukrayna’nın barış masasına oturması giderek daha makul bir seçenek haline geliyor. Ancak o masanın şartları Ukrayna için hiç de kolay olmayacak.
ZELENSKY ÇARESİZ
Ukrayna, savaşın başındaki gücünü ve aldığı uluslararası desteği her geçen gün kaybediyor. Zelensky dünya çapında destek turuna çıksa da ülkeler artık eskisi kadar sıcak bakmıyor bu yardımlara. Bu durum da Rusya’yı daha cesur hale getiriyor. Nitekim Moskova, bir ültimatom yayımlayarak barış görüşmeleri çağrısında bulunuyor. Sahadaki duruma bakılınca, Ukrayna’nın masaya oturmaktan başka çaresi kalmamış gibi görünüyor. Savaş hem ülkeyi tüketiyor hem de Ukrayna’yı daha derin bir çıkmaza sürüklüyor. Ancak bir gerçeği unutmamak gerek: Rusya’nın ilhak ettiği topraklar, Ukrayna’nın yüzde 15’ini oluşturuyor. Kırım’la birlikte bu oran yüzde 20’ye ulaşıyor. Bu kadar geniş bir toprak kaybını kabullenmek, Ukrayna için çok zorlayıcı olacak.
ABD SEÇİMLERİ KRİTİK ÖNEME SAHİP
Rusya net bir şekilde seçimleri Trump’ın kazanmasını istiyor. Putin ile iyi anlaştığını ifade eden Trump da Ukrayna’da barışı sağlayacağını bir seçim kampanyası olarak kullanıyor. Diğer aday Kamala Harris ise halefi olmayı planladığı Biden’ın mevcuttaki politikaları dışında bir Ukrayna politikası ortaya koyamıyor. ABD seçimlerini, Amerikalılardan daha yakından takip edecek olan birisi varsa o da Zelensky olacaktır.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.