Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.66
Gram Altın
2978.95
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ünlü şarkıcıdan Milat''a çok çarpıcı açıklamalar

Müziğin özgürlük olduğunu ifade eden Söz Yazarı Şarkıcı Ayşen, “Hiçbir engelle karşılaşmıyorum. Klibimde de istediğim kıyafeti giyiyorum. Özgür bir ülkede yaşıyoruz. Herkes istediği gibi yaşıyor. Her şekilde üretimimi yapabiliyorum, bir baskı olduğunu düşünmüyorum. Yasak yok serbestlik var.” dedi.
Ünlü şarkıcıdan Milat''a çok çarpıcı açıklamalar
17 Aralık 2018 10:11:00
Müziğin özgürlük olduğunu ifade eden Söz Yazarı Şarkıcı Ayşen, “Hiçbir engelle karşılaşmıyorum. Klibimde de istediğim kıyafeti giyiyorum. Özgür bir ülkede yaşıyoruz. Herkes istediği gibi yaşıyor. Her şekilde üretimimi yapabiliyorum, bir baskı olduğunu düşünmüyorum. Yasak yok serbestlik var.” dedi.

SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN

Teknolojinin de etkisiyle günümüzde her şeyi çok çabuk tüketiyoruz. Özellikle sanat alanında yapılan çalışmalar suya yazı yazılırcasına yenisi çıkar çıkmaz kayboluyor, etkisini yitiriyor. Bugün müzik dünyasının kalıcı isimleri; Tarkan, Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener gibi sanatçılar henüz internetin ve sosyal medyanın olmadığı doksanlı yıllarda ünlü oldular. Oysa günümüzde tek bir şarkıyla büyük şöhrete kavuşup birkaç ay sonra unutulan şarkıcılar mevcut. Buna bir de sosyal medya fenomenleri de eklenince ortaya haftalık, aylık şöhret kategorisi çıktı. Bir zamanlar dinleyicinin sevdiği sanatçının şarkısını televizyon ya da radyo başında dört gözle beklediği, albümünün çıkmasıyla müzik marketlere koştuğu zamanlar geride kaldı. Artık bir tıkla istediğimiz şarkıyı indirebiliyor ve hatta sosyal medya aracılığıyla sevdiğimiz sanatçıya ulaşabiliyoruz. Doksanlı yıllarda ‘Nerdesin’ adlı şarkıyla büyük çıkış yapan ve birçok ünlü sanatçıya şarkı yazan Ayşen’le müziğe dair konuştuk.

Çok çabuk tüketiyoruz

Günümüzde müzik dünyası piyasa şarkılarına teslim olmuş durumda. O dönemde yapılan her işten sıkça bahsedilen doksanlı yıllar neden herkese daha güzel geliyor?

Günümüzde popüler kitleye hizmet edilen şarkılar yazılıyor. Çok çabuk da tüketiliyor. Eskiden tüm şarkılara klip çekmek gerekmezdi. Dinleyici konserlerde onları da kelime kelime ezbere söylerdi. Günümüzde klibi olmayan şarkı geri planda kalıyor. 90’lı yıllarda daha kalıcı işler yapıldı. Hızla tüketiyoruz.

Teknolojinin bu tüketimde payı büyük öyle değil mi?

Teknoloji her şeyi değiştirdi. Zamana ayak uydurmaya çalışıyoruz. O dönem sanatçıya ulaşmak daha zordu ama şu an sosyal medya aracılığıyla erişilebilirlik kolaylaştı. Hayranı olduğunuz bir sanatçının ne yiyip ne içtiğini, nerede olduğunu, duygu durumunu bilebiliyor, bir mesaj ya da yorumla onunla iletişime geçebiliyorsunuz.

Dinleyici aklına eseni yazamamalı

İnternet hayatımıza girdiğinden beri kolay ulaşılabilirlik sanatçıları nasıl etkiledi?

İnsanlarla karşılaşmadıkça fikirlerinden haberdar olmuyorduk. Beğenildiğimizi satış rakamlarıyla anlıyorduk. Fakat şimdi eline klavye alan her istediğini yazabiliyor. Ahlaksızlık boyutuna varan cümleler sarf edebiliyorlar. Oysa hepimizin bir ailesi var.

Bir anda ortaya çıkan ve ünü çabuk sönen sosyal medya şöhretleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben işin mutfağında çalışıyorum. Müziğe yirmi yılımı verdim. Bazı işler o kadar ayağa düştü ki herkes şarkıcı, herkes DJ oldu. Bu işin eğitimini alan, çok başarılı arkadaşlarım var. Doğru bir şekilde ilerlemeye çalıştıkları için ön plana çıkmıyorlar ama playback yapan ve hiçbir hüneri olmayan insanlar bu işten büyük paralar kazanıyor. Fakat bu insanlar kalıcı olmayacak. ‘Türk halkı talep ediyor’ diyorlar, ben buna inanmıyorum.

Kimse kimsenin başarısını istemiyor

Doksanlı yıllardaki sanatçı dayanışması bugün de var mı sizce?

Bu işte tecrübesi olan insanlar ve destek olanlar var. Sanat, ego eşidir. Kimse kimsenin çok başarılı olmasını istemiyor. Araya kıskançlıklar giriyor. Eşimle birlikte birçok sanatçıya dillerden düşmeyen hit şarkılar yaptık ama içimden ‘bu şarkıyı keşke ben okusaydım’ diye geçirmedim hiçbir zaman. Şarkımı okuyan sanatçılarla birlikte bir başarımız olarak gördüm.

Doksanlı yıllardaki şarkılarınızın soundu oldukça dikkat çekiciydi. Bunun sırrı neydi?

O dönem İngiliz bir aranjörle çalıştım. Dinleyiciye tam bir batı soundu sunmuştuk. İnanılmaz bir satış rakamına ulaştık. 2010’dan itibaren daha popüler slogan şarkılar dinlendiği için de Demet Akalın’a ‘Kulüp’ Ece Seçkin’e ‘Adeyyo’ gibi bütün yaz çalınan şarkılara yaptık. Benim son çalışmam da o tarzda.

Kişiliğimden ödün vermemi istediler

Yeni şarkınız ‘Bunlar Var Ya’ ile müzik dünyasına geri döndünüz. Peki şarkınızda bahsettiğiniz ‘bunlar’ kim?

‘Bunlar Var Ya’ subliminal mesaj taşıyan bir şarkı. Benim müzik dünyasında önüme konan engeller ve yaşadığım kötü olayları anlatıyor. Ben sadece müzik yapmak istiyordum ama benim kimliğime uymayan, insanların tavır ve egoları beni rahatsız etti. Kişiliğimizden ödün vermemizi istiyorlar. Ben öyle bir insan olamam. Onlara itaat etsem kendimden nefret ederim. Biz insanlara hep iyilikle yaklaştık. Benim muhafazakâr bir tarafım var. Evliyim ve bir ailem var.

Önümüzdeki engeli ‘Kayahan’ kaldırttı

Size yapılan baskılara karşı koyan bir sanatçı olmadı mı?

Bir şey başarılı olduğu zaman ne yaparlarsa yapsın engellenemiyor. Önemli isimler tarafından albüm satışlarımız durduruldu. Bunu duyduğu zaman bizim yolumuzu açan kişi rahmeti Kayahan’dı. Unkapanı’na telefon açıp satışlarımızın önündeki engelin kalkmasını sağladı. Bize bunu yapanlar da kötülükleriyle kaldılar.

Şimdi o yaşadıklarınızla ilgili ne düşünüyorsunuz?

O dönemde yaşım küçük olduğu için o insanlarla başa çıkamadım. Yoksa daha fazla hakkımı savunurdum. Şarkı söylemeye bu kadar ara vermezdim. Allah o kadar büyük ki bir yerden mutlaka kapı aralıyor. İlk çıkarttığımız şarkının 100 milyonu geçmesi bizim ödülümüzdü.

Şöhrete bel bağlamamak lazım

Günümüzde ünlüler ya da ünlü olmaya çalışanları ürettiklerinden çok, sansasyonel haberlerle karşımızda buluyoruz. Sizce neden?

İnsanlar kendi işini yapmak yerine sansasyonlarla ön plana çıksalar da kalıcılığı olmaz. O anlık konuşulurlar, sonra da unutulup giderler. Şöhret çok tehlikeli bir şey. Sonradan kimsenin tanımadığı bir dönem de olabiliyor. Şöhrete çok bel bağlamamak lazım. Başka biri çıkar, size herkes sırtını döner. Bunu da unutmamak lazım.

Son dönemde yazdığınız şarkılar yazın hit parçaları oldu. İnsanların beğenisini kazanan şarkıları dinleyicinin ağzından duymak nasıl bir duygu?

Şarkılarımı insanların hep bir ağızdan söylemesi inanılmaz bir mutluluk veriyor. Sözlerinin bana ait olduğu, müziğini eşimi yaptığı ve Demet Akalın’ın okuduğu ‘Kulüp’ şarkısı geçen senenin en çok öne çıkan şarkısıydı. Her şey o kadar hızlı geçip gidiyor ki insanlar birkaç dakikalığına da olsa eğlenmek, stresini unutmak istiyor.

Türk sanat ve halk müziğine aşığım

Müzik alanında nasıl bir eğitim aldınız?

İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Bölümü’nden mezunum. Okulda hem batı hem sanat müziği eğitimi aldım. Çok değerli isimlerden; Yücel Paşmakçı, Selahattin İçli, Alâaddin Yavaşça gibi hocalardan ders alma şansına eriştim. Türk sanat müziği ve Türk halk müziğine aşığım. Bizim müziğimiz hem sözsel hem melodisel anlamda çok derin. Türk sanat müziği bitmeyen bir deniz gibi adeta.

Müziğinizi yaparken üzerinizde baskı hissettiniz mi? Bu bağlamda doksanlı yıllarla günümüz arasında bir farklılık var mı?

Hiçbir engelle karşılaşmıyorum. Klibimde de istediğim kıyafeti giyiyorum. Özgür bir ülkede yaşıyoruz. Herkes istediği gibi yaşayabiliyor. Müzik özgürlük demektir. Kesinlikle çok karşı olduğum şarkıcılar ve şarkıları var; gençleri uyuşturucu madde gibi zararlı yönelimlere iten sözler yazmıyorum. Onun haricinde her şekilde üretimimi yapabiliyorum, bir baskı olduğunu düşünmüyorum. Yasak yok serbestlik var.

Yapay tıklanma teliften belli oluyor

Telif hakları sanatçılar için büyük bir sorun teşkil ediyor. Sizce yapılan çalışmalarla bir düzelme söz konusu oldu mu?

Telif hakları tamamen yerleşmiş değil ama biz MSG üyesiyiz. İnsanlar eskiden hak ettiği telifleri alamazken şu an biraz daha iyileştirilmiş bir süreçten bahsedebiliyoruz. Tabi dijitale dönüldüğü için albüm satışı kalmadı. YouTube’daki tıklamaların bazılarının da inandırıcılığı yok. Zaten şişirilmiş tıklanma, teliflerden belli oluyor.

AYŞEN KİMDİR?

1 Ocak 1976'da Edirne'de doğan Ayşen, İ.T.Ü. Devlet Türk Müziği Konservatuarı Temel Bilimler Fakültesi'ne girdi. Ayşen, konservatuara başladığı ilk üç sene, Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve Batı Müziği üzerine eğitim aldı. Üçüncü yılın sonunda, branş olarak Halk Müziği'ni seçti. Enstrüman olarak bağlama çalan Ayşen, Ekim 1997'de ''Uzaktan Geldim'' adlı albümüyle müzik dünyasına başarılı bir giriş yaptı. 1998 yılında İ.T.Ü. Türk Müziği Konservatuarı Temel Bilimler Fakültesi'nden mezun oldu. Eşi ile birlikte hazırladığı şarkılarını Demet Akalın, Murat Boz, Ece Seçkin, Ebru Gündeş gibi isimler seslendiriyor. Ağustos ayında “Bunlar Var Ya” adlı yeni şarkısıyla dinleyicisiyle yeniden buluşan Ayşen, farklı müzik projeleri üzerinde çalışmaya devam ediyor.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin