Uluslararası medyaya 'taraflı yayın' tepkisi
Yabancı basının, Gezi Parkı odaklı gelişmeleri uzun süreli canlı yayınlarla gündemine alarak, eylemlerin Türkiye'de hayatı alt üst ettiği algısı yaratması tepkilere neden oldu. Uzmanlar olayları incelerken tek bir yönden bakılmaması gerektiğini, çok yönlü olarak bu yayınların izlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Zakir Avşar, yabancı medyanın eylemlere yoğun ilgi göstermesine, Türkiye'deki geleneksel medyanın yanlış tavırlarının neden olduğunu söyledi.
Geleneksel medyanın, otosansür nedeniyle doğru bilgilendirmeyi zamanında yapamadığını ifade eden Avşar, bu nedenle özellikle sosyal medya üzerinden yanlış bilgilendirmenin yapıldığını, bunun da dünyada büyük ilgi uyandırdığını belirtti. Avşar, "Burada haberciliğin dışında da bir olağanüstü ilgi seziliyor. Bu olağanüstü ilgi, muhtemelen Türkiye'de istikrara karşı da bir anlayışı ifade ediyor" dedi.
Olayların turizmi ve para piyasalarını da etkilediğine işaret eden Avşar, "Olayların arkasında önünde başka şeyleri de aramak lazım. Yani olayların sadece haber değeri yok artık ekonomik bir değeri de var" ifadesini kullandı.
İngiltere'nin başkenti Londra'daki olayları canlı yayınlamak isteyen medya kuruluşlarının engellenmesini de değerlendiren Avşar, "İngiltere'nin iç ve dış menfaatlerine aykırı en ufak bir şey yayınlanması mümkün değildir. İngiltere'nin bu konudaki şeyi her zaman açıktır. Süreci yönetmek önemlidir. Türkiye'de süreci bu şekilde yönetebilir. Türkiye'nin önünde de bir mani yok. Bütün dünya ülkelerinde de bu böyledir. Ülkenizde bir sosyal hadise var ise bu sosyal hadisenin iç veya dış medya tarafından şiddete doğru evrilmesini sağlayacak bir yayın politikasına karşı çıkma hakkınız var. Uluslararası hukuk buna müsaade ediyor."
Türkiye karşıtı kampanya
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, dünya medyasında Taksim olaylarına ilişkin haberlere bakıldığında, Türkiye'de adeta iç savaş yaşanıyormuş gibi takdim edildiğini belirterek, "Özellikle belirli, önemli ve dünya çapında tanınmış büyük medya organlarının yayın politikalarını, adeta Türkiye karşıtı kampanyaya doğru dönüştürmeye başladıklarını görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Batı'nın, Doğu'ya şablonları var"
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şeker, Batı medyasının Doğu'daki gelişmeleri haber yaparken, çeşitli şablonlarla hareket ettiğine dikkati çekerek, "Batı'nın genel olarak Doğu'ya karşı Türkiye de dahil her zaman bir çifte standardı vardır. Kendilerindeki benzer sorunları küçültürken, bizdeki daha küçük sorunları abartılar, insan hakları, demokrasi gibi. Eskiden beri bu böyle. Batı'nın, Doğu'ya şablonları var, bu şablonlar medyada da var. Medyadaki bakış açısını da etkiliyor" dedi.
Batı dünyasında, Türkiye'de demokrasinin Batı'dan geri olduğu şeklinde bir önyargı bulunduğunu ifade eden Şeker, "Dolayısıyla ortaya çıkan küçük olayları, kafalarındaki bu şablona uydururlar. ABD'de de Avrupa'da da birçok toplumsal olaya Türkiye'dekine benzer şekilde müdahale edilir, çeşitli önlemler alınır. Batı, Türkiye'deki olaylara başka ülkelerden daha çok ilgi gösteriyor. Türkiye'ye ilgileri fazla. Türkiye'nin güçlü olması, Türkiye'nin bölgede örnek olması, AB'ye üye adayı olması gibi sebepler var. Medyada yayınlanan haberlerin, mutlaka olumsuz ekonomik sonuçları olabilir ama medya bunu dikkate almaz" değerlendirmesinde bulundu.
BBC önünde "taraflı yayın" protestosu
arıyla ilgili yayınlar, vatandaşların da tepkisini çekti. Kendilerine "Bizim Çocuklar" adını veren grup üyeleri, BBC'nin Türkiye ofisinin bulunduğu binanın önünde eylem yaptı.
Berna Özgül, grup adına açıklamasında, BBC, CNN International ve Reuters gibi yabancı medya kuruluşlarının, Taksim'deki olaylar sırasında "Türkiye'de iç savaş varmış gibi" yayın yaptığını belirterek, CNN International'ın uzun süren canlı yayınlarının ABD'lileri dahi şaşırttığını söyledi.
Özgül, "Taksim Gezi Parkı protestolarını takip etmek için İstanbul'a adeta çıkartma yapan uluslararası basının, canlı yayınlarında manipülatif haberler yapmaları gözümüzden kaçmadı. ABD'de yayın yapan gazeteler de Taksim'de yaşananları adeta ülkede iç savaş varmış gibi internete taşıdı. Ancak aynı medyanın Suriye'de 100 bin insan ölürken yaptıklarını da biliyoruz" diye konuştu.
Yasir Aslanoğlu da BBC ve CNN International'ı protesto ettiklerini ifade ederek, "İfade ve basın özgürlüğüne karşı değiliz, medyanın uluslararası operasyonun aktif bir parçası olmasına karşıyız" dedi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.