Üç yıldır dünyanın gözü önünde oynanan tiyatro!
Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde üç yıldır "açık bir tiyatro oynandığını" belirten uzmanlar, katliama bizzat iştirak edenlerin tamamının serbest bırakıldığını, faillere ait bilgilerin karartıldığını, Kaşıkçı cinayetinden sonra Suudi Arabistanlı muhaliflerin birer birer ABD ve Batı ülkelerine iltica ettiğini söyledi.
Uzmanlar, Riyad'daki Ceza Mahkemesinin, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili davada yargılanan sanıklardan 5'ine 20'şer, birine 10, 2 kişiye de 7'şer yıl hapis cezası vermesini değerlendirdi.
İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Doç. Dr. Talha Köse, Kaşıkçı cinayetinden önce Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman üzerinden bu ülkede milliyetçi bir söylem oluşturulduğunu, kamuoyunu etkileme kampanyalarıyla da Selman'ın popülerliğinin artırıldığını hatırlattı.
Selman üzerinden geliştirilen projenin en önemli ayağının İsrail ile anlaşmak olduğuna dikkat çeken Köse, "Bu proje ile Suudi Arabistan hem İsrail ile anlaşacak hem de Batı ile ilişkilerini yeniden organize edecek ve petrol haricindeki yatırım seçeneklerini yeniden gündeme getirecekti. Yani Suudi Arabistan'a yeni bir imaj çizilerek markalaştırma çabası vardı. Batı değerleriyle uzlaşıyı da barındırıyordu bu proje. Cinayetle beraber bu imajın Selman'la tam uyumlu olmadığı net bir şekilde ortaya çıktı." diye konuştu.
Kaşıkçı cinayetinin başlangıç zamanı ve sonrasında da bu imaj yenileme çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Köse, şöyle devam etti:
"Kanada’ya sığınan eski İstihbarat Subayı Saad Aljabri’nin itirafları, ülkedeki diğer prenslerin alıkonulması gibi olaylar uluslararası kamuoyuna yansımıyordu fazla. Dalganın en önemli halkası Kaşıkçı cinayetiydi. Uluslararası kamuoyu Kaşıkçı cinayeti ile Suudi Arabistan'da neler olup bittiğini anladı. Sonrasında akan veriler, bilgiler yaşananları teyit etti. Dolayısıyla Suudi Arabistan, Selman üzerinden yürütülen markalaştırma çabası boşa çıktı."
Köse, Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetiyle zedelenen imajını toparlamak ve cinayeti örtbas etmek için siyasi rüşvet yoluna başvurmasının da işe yaramadığını belirterek "Cinayetin failleri ile ilgili verilen karar tatmin edici bir karar değil. Kaşıkçı'yı öldürenler cinayetten değil yakalandıkları için cezalandırıldılar aslında. Kaşıkçı cinayetiyle muhaliflerin önü açıldı, ABD ve Batı ülkelerine iltica etme şansları doğdu. Suudi Arabistan'daki uygulamalar muhaliflerin iltica sürecini daha da hızlandıracaktı." değerlendirmesinde bulundu.
"Gündem olması açısından Türkiye'deki yargılama süreci önemli"
Uluslararası Af Örgütünün Türkiye Strateji ve Araştırma Yöneticisi Andrew Gardner, Suudi Arabistan tarafından Kaşıkçı cinayetiyle ilgili faillerin saklandığını, faillere ait bilgilerin de karartıldığını söyledi.
Uluslararası Af Örgütü olarak Suudi Arabistan'daki yargılama sürecini yakından takip ettiklerini aktaran Gardner, şöyle devam etti:
"Suudi Arabistan'ın bu konuda adaletli davranacağını, katliama karışan failleri adil bir şekilde yargılayacağını zaten beklemiyorduk. Yargılanma sürecinde Suudi Arabistan yargısının şeffaflık ilkesini nasıl hiçe saydığını uluslararası kamuoyu bizzat yakından gördü. Ülkedeki hukuk sistemi ve mahkemeler zaten bağımsız değil. Dolayısıyla cinayetle ilgili Türkiye'deki yargılama süreci olayı gündemde tutma açısından son derece önemli. Uluslararası toplum cinayeti yeterince mercek altına almadı, Suudi Arabistan'a baskı uygulamadı."
Gardner, Suudi Arabistan'ın uluslararası kamuoyunun duyarsızlığı nedeniyle mahkeme sürecini istediği şekilde manipüle ettiğini kaydederek "Bu ülkeyle yapılan ticari ve diplomatik ilişkiler cinayetin aydınlatılmasının önüne geçti. Adaletli bir mahkeme ve yargılamanın hala çok uzağındayız. Halihazırda Birleşmiş Milletlerde (BM) cinayetle ilgili devam eden soruşturma süreci var. Şeffaf ve adil bir sonucun oradan çıkacağını düşünüyor ve bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Katliama bizzat iştirak edenlerin hepsi serbest"
Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı da Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetinin ilk gününden itibaren inkar üzerinden bir politika izlediğini, olaylar deşifre olunca da konuyu "tamamen yanıltıcı ve farklı bilgiler vermek üzere" kabul ettiğini söyledi.
Suudi Arabistan'ın uluslararası baskılar üzerine mahkeme süreçlerini başlattığını bu sürecin de tamamen tiyatro olduğunu kaydeden Kışlakçı şunları kaydetti:
" '5 kişi idam edilecek, 3 kişi ömür boyu hapis alacak’ denildi. Aradan 8 ay geçti, bu kez 5 kişiye 20'şer, birine 10, 2 kişiye de 7'şer yıl hapis cezası verdi. Bütün bu süreçlere baktığımızda cinayeti tamamen kendi lehlerine kapatmış gibi görünüyorlar. Suudi Arabistan, ABD ve Batı'daki çeşitli düşünce kuruluşları, basın yayın kuruluşlarına ciddi bir şekilde kaynak aktararak Kaşıkçı cinayetini unutturmak için elinden geleni yaptı. Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğuna dair hala bir açıklama hatta detay yok."
Kışlakçı, Kaşıkçı ailesine para verilip olayın örtbas edildiğine inandığını belirterek "Mahkeme süreci devam ederken en dikkat çekici durum ceza verilen kişilerin halen isimlerinin belli olmaması. Muhtemelen önce cezalar netleşecek daha sonra adamlar belirlenip isimler söylenecek. Türkiye'ye gelen, katliama bizzat iştirak edenlerin hepsi serbest bırakıldı. Cinayet üzerinde 2 yıldır açık bir tiyatro oynanıyor." yorumunu yaptı.
Uluslararası mahkemelerde hala cinayet dosyası açık olduğuna dikkati çeken Kışlakçı, "Bu arada cinayetle ilgili birkaç belgesel hazırlandı. Bu belgeseller dünya gündemini sarsacak. tanıtımları başladı bile." dedi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.