Türkiye'ye kafa tutmak Yunanistan'ın 'son krizi' olur
HABER: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hakkı olan faaliyetlerini
sürdürmesine karşı çıkan Yunanistan her fırsatta Batı’dan yardım istiyor. Tarihi
işgalcilik ve sömürgecilik utancıyla yazılan Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron,
Türkiye düşmanlığında ortağı Yunanistan’a yeşil ışık yakıp arkasında olduğunu
ifade ediyor. Fransa’nın Charles De Gaulle adlı uçak gemisinin Doğu Akdeniz’e
doğru yola çıktığı iddia edilirken Doğu Akdeniz’de yaşananları değerlendiren Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Ya siyasetin ve diplomasinin diliyle ya da sahada yaşayacakları
acı tecrübelerle anlayacaklar” açıklamasında bulundu. İstanbul Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necati
Anaz, Güvenlik ve Terör Uzmanı Dr. İmbat Muğlu son gelişmeleri Milat’a
değerlendirdi.
Doğu Akdeniz
Yunanistan’ı aşar
Doğu Akdeniz ve Ege Adaları meselesinin tek başına
Yunanistan’ı aşacağını ifade eden Doç.
Dr. Necati Anaz, “Doğu Akdeniz’de devam eden yüksek tansiyonlu ve karşılıklı
restleşmeyi Türkiye’nin denizleri üzerinde yaklaşık 150 yıllık mahcubiyetle
boyun eğdiği geri çekilme politikasına artık bir son vermek istemesi olarak
görülmeli. Bu nedenle bugün yaşananları dünden ve gelecekten bağımsız okumak
mümkün değil. Yunanistan’ın, Lozan ve Paris anlaşmalarına aykırı olarak Kaş’ın
birkaç kilometre karşısındaki Meis adasını silahlandırması da yine Türkiye
cephesinde kurduğu öncü karakol olarak görülmeli” dedi.
Fransa Türkiye’yi
hamlesiz bırakma peşinde
Türkiye’nin denizlerinde iddia ettiği hakları konuşurken
Kurtuluş Savaşı’nda mücadele ettiği devletlerin de ele alınması gerektiğini
kaydeden Anaz, “Yoksa Türkiye’yi Akdeniz’de ve Kuzey Afrika’da rakibi gören
Fransa’nın, her şeye rağmen Yunanistan’ın arkasında durmasını açıklayamayız.
Fransa, Türkiye’yi hem Akdeniz’de hem Kuzey Afrika’da hem de Suriye’de hamlesiz
bırakmak niyetinde. Ayrıca Türkiye’yi Sevr şartlarına zorlamayı planlarken
Avrupa Birliği içerisinde kaybettiği liderlik iddiasını ve Akdeniz ülkeleri
üzerindeki himayeci pozisyonunu netleştirmek istiyor. Böylece Almanya
karşısında da yeniden itibar kazanmış olacak” diye konuştu.
Yunanistan 100 yıl
sonra yeniden korkuyor
Yunanistan’ın Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde oldu-bitti
peşinde olduğunu belirten Anaz, "Yunanistan, enerji kaynakları açısından
zengin olduğu tespit edilen Doğu Akdeniz’de hak iddia edebilmek için Türkiye
karşıtı ‘Çöl İttifakı’ndan faydalanmak istiyor. Özellikle Avrupa’da ve Amerika’da
oluşan Erdoğan karşıtı kamuoyundan yararlanmak ve mümkün olan Türkiye karşıtı
lobilerin desteğini alarak Ege’de ve Akdeniz’de Türkiye’ye geri adım attırma
planı yapıyor. Çünkü Yunanistan 2020 Türkiye’sinin yüzyıl sonra kendisine yönelen
en güçlü tehdit olduğunun farkında ve bu tehdidin daha da güçlenmeden
durdurulması gerektiğini savunuyor” ifadelerini kullandı.
Yunanistan KKTC’nin
tavrından cesaret alıyor
Yunanistan’ın tek başına Türkiye ile mücadele etmesinin her
anlamda imkânsız olduğuna dikkat çeken Anaz, “Yunanistan, Türkiye ile yaşadığı
krizi Avrupa’nın krizi yapma aceleciliğini güdüyor. Bu nedenle bir süre daha
diplomasiden kaçacak ve bir oldu-bitti ile Türkiye’yi ilk kurşun sıkan devlet
durumuna düşürmek için elinden gelen her türlü kışkırtmayı yapacaktır. Ayrıca Yunanistan
kendi haklarını savunmada zayıf duran Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden de
cesaret buluyor. KKTC’nin bölünmüş sosyo-siyasal yapısı ve Türkiye’yi tabiri
caizse Yunan gözlüğünden bakarak işgalci ülke gibi görmesi Yunanistan’a ayrı
bir cesaret veriyor” şeklinde konuştu.
Yunanistan krizi AB’ye
satmaya çalışıyor
Savaşın her iki taraf için de en son çare olduğunu söyleyen Anaz
sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklı haklarını sonuna
kadar savunarak, kararlı duruşuyla Yunanistan’ı en sonunda masaya ikna
edecektir. Ayrıca macera istemeyen bir Avrupa’nın da bunu zorlayacağını
düşünüyorum. Ancak Suriye’de olduğu gibi Türkiye’nin onay vermediği hiçbir
çözüm de barış getirmeyecektir. Avrupa Birliği’nin sınırı Türkiye sınırında
başlar. Bu, AB için yeterince caydırıcı bir gerçekliktir. Çözüm; BM Deniz
Hukuku hükümleri ve Uluslararası Adalet Divanı kararları ışığında Ege Denizi’nin
özel statüsünün kabulünden geçiyor. Zamana yayılmış bir Doğu Akdeniz ve Ege
adaları krizini özellikle Yunanistan ekonomik olarak daha fazla kaldıramaz. Krizi
Avrupa’ya da satamazsa bu Yunanistan’ın Türkiye ile girdiği tansiyonu yüksek
son kriz olur.”
Barışçıl çözümden
kaçan taraf Yunanistan
Türkiye ve Yunanistan’ın savaşla karşı karşıya gelmeyeceğini
belirten Dr. İmbat Muğlu, “Türkiye
yıllardır bölgedeki gelişmelere ve Kıbrıs sorununa barışçıl, adil ve
uluslararası hukuk çerçevesinde kalıcı bir çözüm bulunması yönündeki yapıcı
yaklaşımını bugünlerde aynı şekilde sergiliyor. Fakat Yunanistan ve GKRY hep
barışçıl çözümden kaçmıştır. Türk milleti asker doğar. Cumhurbaşkanımız da
‘çözüm için ilk tercihimiz masadır. Eğer karşı taraf masaya oturmakta direnirse
sahada da hazır’ diyerek Türk milletinin özünü anlattı. Türkiye her daim savaşa
hazır ama savaşı her zaman son çare olarak görüyor” dedi.
Yunanistan
Almanya’nın sömürgesi
Almanya’nın Yunanistan’ın tüm yaşam alanına sahip olan ve
ekonomisini yöneten ülke olduğunu vurgulayan Muğlu, “Yunanistan Almanya’nın
sömürgesidir. Onun için Almanya savaşa cesaret edemez. Çünkü Türkiye-Almanya
ikili ilişkileri şu an en üst düzeyde. Ayrıca Almanya’da milyonlarca Türk
yaşıyor” şeklinde konuştu.
Karşılarında eski
Türkiye yok!
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini zorlaştırmak
için yedi düvel birleştiğini kaydeden Muğlu sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Yunanistan’ın ekonomik krizinin çözüm ortağı Almanya’nın Doğu Akdeniz’e gizli
bir elle müdahalesini, Fransa’nın tarihsel sömürge ruhunun yeniden
canlanmasıyla sömürge arayışına girişini, Türkiye’ye karşı oluşan haçlı ruhuna
Mısır, BAE, Suudi Arabistan gibi İslam ülkelerinin de dâhil olduğunu görüyoruz.
Bu siyonist ve hukuk tanımaz ülkelerin tek amacı, Türkiye’yi bölgede siyasi,
enerji, güvenlik ve MEB konularında izole etmek. Türkiye eski Türkiye değil.
Hakkını aradığı için kendisine karşı çıkan herkese restini çekerek bildiği
doğru ve hak yolda ilerliyor.”
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.