Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2963.22
BIST 100
9669.18
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Türkiye’ye darbe vurmak istediler

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Suudilerin Kaşıkçı cinayetiyle aynı zamanda Türkiye’ye darbe vurmak istediğini dile getirerek, “Kirli plan deşifre olmasaydı ülkemiz adına vahim bir tablo ortaya çıkacaktı. Türkiye’nin güvenilmez bir ülke olduğuna dair uluslararası bir kampanyanın medya ve siyasetçiler eliyle yürütüldüğünü görecektik. Bu durum atlatmakta olduğumuz döviz kuru baskısını birkaç katına katlayacaktı” dedi. 
Türkiye’ye darbe vurmak istediler
02 Kasım 2018 10:50:00
AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Suudilerin Kaşıkçı cinayetiyle aynı zamanda Türkiye’ye darbe vurmak istediğini dile getirerek, “Kirli plan deşifre olmasaydı ülkemiz adına vahim bir tablo ortaya çıkacaktı. Türkiye’nin güvenilmez bir ülke olduğuna dair uluslararası bir kampanyanın medya ve siyasetçiler eliyle yürütüldüğünü görecektik. Bu durum atlatmakta olduğumuz döviz kuru baskısını birkaç katına katlayacaktı” dedi. 

Ezgi ÇelikAnkara

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin MİLAT’a önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin yürüttüğü titiz çalışma sonucunda Kaşıkçı cinayetinin arka planının aydınlanmaya başladığını kaydeden Aktay, “Suudiler, cinayetin ortaya çıkacağını hesaplayamadı. Kaşıkçı’nın cesedinin hala nerede olduğunu söyleyemiyorlar. Çünkü büyük bir ihtimalle ceset tamamen yok edilmiş durumda. Bu insanlık adına utanç verici bir durumdur” dedi.

“İnsanlık adına utanç”

Kaşıkçı cinayetine ilişkin gelişmeleri değerlendiren Aktay, şöyle konuştu: “Masum bir vatandaş ülkesinin konsolosluğun da planlı ve vahşi bir cinayete kurban gitti. Yaşanan bu vahşetin utancını birilerinin yaşaması gerekiyor. Bu katliamı gerçekleştirenler hala cesedin nerede olduğunu söyleyemiyor. Çünkü büyük bir ihtimalle ceset tamamen yok edilmiş durumda. Cinayet işlemek bir suçtur. Cesedi vahşice yok etmek ise gaddarca ve insanlık adına utanç vericidir” dedi.

“Hedefleri Türkiye’ydi”

Suudilerin Kaşıkçı cinayeti ile birkaç hedef birden vurmak istediğine dikkat çeken Aktay, “Hedeflerden birisi özellikle Türkiye’ydi. Cemal Kaşıkçı’ya karşı bir kinleri belli ki varmış. O kin dolayısıyla onu ortadan kaldırırken Türkiye’ye de bir darbe vurmak istediler. Dublör olayı aslında bunun açık göstergesidir. Kaşıkçı’nın dublörünü Sultan Ahmet’te kameralara göstere göstere gezdirmek arkasından kaybolduğuna dair mizansen yaratmak başka türlü izah edilemez. Türkiye’ye karşı bu kirli plan eğer başarılı olsaydı ve deşifre olmasaydı sonraki sahnelerde göreceğimiz ülkemiz adına vahim bir tablo olacaktı. Türkiye’nin güvenilmez bir ülke olduğuna dair uluslararası bir kampanyanın medya ve siyasetçiler eliyle yürütüldüğünü görecektik. Bu durum atlatmakta olduğumuz döviz kuru baskısını birkaç katına katlayacaktı. Onların hesabına göre bu hükümeti düşürecek bir sürecin önemli bir adımı bile olabilirdi” ifadelerini kullandı.

“Senaryoyu değiştirmek zorunda kaldılar”

Kaşıkçı cinayetinin Türkiye’de işlenmesinin bir tesadüf olmadığını aktaran Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Türkiye cinayetin aydınlanması konusunda ısrarlı, titiz ve becerikli bir çaba gösterdi. Fakat bu hesap edilmemişti. Cinayetin faili meçhul hale getirilmesi gibi bir plan düşünülmüş olabilirdi. Bu cinayet emrini verenler dünya kamuoyunu Türkiye ile meşgul ederek Türkiye’nin imajını zedelemek isteyecekti. Fakat Suudi Arabistan yönetimi, Cemal Kaşıkçı cinayetini itiraf etmek zorunda kaldı. Bu cinayetin emrini verenler ve işleyenler Türkiye’nin bu sonuç alıcı hamlelerine göre senaryolarını değiştirmek zorunda kaldı” dedi.

“Cinayet emrini veren kim?”

Cinayet emrinin kim tarafından verildiğinin aydınlatılması gereken noktalardan biri olduğunu kaydeden Hacısalihoğlu, “Türkiye’nin elindeki bilgiler ve deliller ışığında süreç, hukukun gereği olarak uluslararası düzeyde neticelenmeye muhtaçtır. Cinayete ilişkin bütün oklar veliaht Prense yöneliyor. Peki, bu gücü nereden alıyor? Bunu planlayanlar, cinayet talimatın verenler ortaya çıkmadan bu meselenin üzeri örtülemez. Veliaht prens Muhammed Bin Selman’ı kurtarmanın peşine düşecekler. Yönetimden uzaklaştırarak meseleyi bu şekilde kapatmayı deneyecekler. İkinci yol olarak hem uzaklaştırılıp hem de gerçek anlamda cezalandırılması konusunda hukuk işleyecek. Bu çok zayıf bir ihtimaldir. Üçüncü ihtimal olabildiğince zamana yayarak unutturup bir iki günah keçisiyle bu işi kapatma yolu denenecek. Bu seçeneklerin hangisinin daha etkin olacağı çok açık. Bir kukla yönetimden söz ediyoruz. Burada Trump yönetiminin tavrı da belirleyici olacak” dedi.

“Oyunları Türkiye’de işlemeyecek”

Türkiye’nin tüm kurumları ve birimleri ile ciddiyetle çalışarak olayın perde arkasındakileri ortaya çıkarmaya yönelik çalışmaya devam edeceğini kaydeden Hacısalihoğlu, “Türkiye, cinayete ilişkin dünya kamuoyunu harekete geçirmelidir. Bu kukla rejimler, zenginlikleri ile her vicdanı susturup satın alabileceklerini düşünüyorlar. Ama bu oyun Türkiye’de işleyemeyecektir. Hak ve hukuk neyse bir insanın canı ne anlam ifade ediyorsa ona göre hareket edilecektir” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin