Dolar (USD)
34.42
Euro (EUR)
36.29
Gram Altın
2846.65
BIST 100
9390.67
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Türkiye''den Almanya''ya ''işkence iddiaları'' tepkisi

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, "Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü''nün Türkiye''yi (işkenceye karşı) ilgili BM Sözleşmesi''ne sadık kalmaya davet eden açıklamasının hiçbir dayanağı bulunmamaktadır." dedi.
Türkiye''den Almanya''ya ''işkence iddiaları'' tepkisi
12 May 2019 09:57:00
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, "Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü''nün Türkiye''yi (işkenceye karşı) ilgili BM Sözleşmesi''ne sadık kalmaya davet eden açıklamasının hiçbir dayanağı bulunmamaktadır." dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün Türkiye'yi İşkenceye KarşıBirleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi'ne sadık kalmaya çağıran açıklamasının hiçbir dayanağı bulunmadığını belirterek, "Türkiye'yi karalamaya çalışan bu tür asılsız iddiaların resmi makamlarca ciddiye alınmasını ayrıca manidar buluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Sözcü Aksoy, konuya ilişkin bir soruya yazılı yanıt verdi.

Türkiye'nin işkenceye ve kötü muameleye karşı BM'nin ve Avrupa Konseyi'nin bütün sözleşmelerine taraf olduğunu hatırlatan Aksoy, "Kişilerin özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı her mekan, uluslararası mekanizmaların denetimine açıktır. 'İşkenceye karşı sıfır tolerans' politikası 2003 yılından bu yana titizlikle uygulanmaktadır." ifadesini kullandı.

"Ülkemiz, tüm işkence ve kötü muamele iddialarını titizlikle soruşturmakta"

Türkiye'nin her alanda olduğu gibi, işkence ile mücadele konusunda da uluslararası yükümlülüklerine uygun hareket ettiğinin altını çizen Aksoy, şunları kaydetti:

"Alman resmi ajansında yayınlanan Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün Türkiye'yi ilgili BM Sözleşmesi'ne sadık kalmaya davet eden açıklamasının hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Zira açıklamaya konu şahsın iddiaları zamanında ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca araştırılmış ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Ülkemiz, tüm işkence ve kötü muamele iddialarını titizlikle soruşturmakta ve bu alandaki şeffaf tutumunu her vesileyle ortaya koymaktadır. İşkence suçunda zaman aşımı da 2013'te kaldırılmıştır. Türkiye'yi karalamaya çalışan bu tür asılsız iddiaların resmi makamlarca ciddiye alınmasını ayrıca manidar buluyoruz."

Yunanistan'a Ege Denizi tepkisi

Öte yandan Aksoy, Yunanistan Dışişleri ve Savunma Bakanlarının NATO'nun Ege sorunlarına ilişkin tutumuna dair iddiaları hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi.

Türkiye'nin komşusu ve müttefiki Yunanistan'ın, Türkiye ile Yunanistan arasında ikili düzeyde ele alınmakta olan Ege sorunlarına dair ulusal tezlerini haklı gösterme saikiyle, aralarında NATO'nun da bulunduğu uluslararası örgütleri istismar etme ve bu sorunların içine çekme çabalarının yeni olmadığını kaydeden Aksoy, "Yunanistan Milli Savunma ile Dışişleri Bakanlarının, bir Yunan milletvekilinin ahiren yönelttiği sorulara verdikleri yanıtlar da Yunanistan'ın bu beyhude gayretlerinin yeni bir örneği niteliğindedir." ifadesini kullandı.

Doğu Ege adalarının, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması dahil olmak üzere birtakım uluslararası antlaşmalarla gayri askeri statü altına alındığını ifade eden Aksoy, halen yürürlükte bulunan ve Yunanistan'ı yasal olarak bağlayan bu uluslararası antlaşmaların, Doğu Ege adalarının silahlandırılmasını yasakladığını ve bu çerçevede Yunanistan'a yasal sorumluluklar yüklediğini vurguladı.

NATO sivil ve askeri makamlarının, NATO'nun müttefikler arasındaki ikili meselelere dahil olmama politikasıyla bağlı olduğunu ve bu esaslar çerçevesinde hareket edegeldiğini belirten Aksoy, bu durumun Ege Denizi'ndeki NATO faaliyeti bakımından da geçerli olduğunun altını çizdi.

Aksoy, bu süreç başlatılırken NATO'nun Ege Denizi'ndeki faaliyetinin hiçbir NATO müttefikinin ulusal siyasalarına halel getirmeyecek şekilde icra edileceği anlayışı üzerinde Yunanistan da dahil bütün müttefiklerin mutabık kaldığını hatırlattı.

"Aramızdaki sorunların çözümü ancak karşılıklı anlayışla mümkün"

Aksoy, şunları kaydetti:

"Nitekim müttefiklerin bu kolektif anlayışıyla uyumlu olarak, NATO'nun Ege Denizi'ndeki faaliyeti kapsamında bölgede görev yapan askeri gemilerin gayri askeri statüdeki adalarla, yakıt ikmali ve liman ziyareti dahil hiçbir etkileşime girmeyeceği üzerinde mutabık kalınmıştır. Keza bu gemiler, Ege Denizi'nde sadece hem ülkemizin hem Yunanistan'ın klerans verdiği deniz alanlarında görev yapabilmektedir.

Hal böyleyken, NATO'nun Ege Denizi'nde düzensiz göç akınlarıyla mücadeleye destek vermek üzere insani saiklerle ve ülkemizin rızasıyla yürütmekte olduğu faaliyetin, Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru tutumunu 'fiilen geçersiz kıldığının' öne sürülmesi nafiledir.

Yunanistan'a, uluslararası hukuku, tarihi gerçekleri ve Türkiye'nin meşru hak ve çıkarlarını hiçe sayma gayretleri ile fiili durum yaratma arayışlarından vazgeçmesi çağrımızı bu vesileyle yineliyoruz. Aramızdaki sorunların çözümünün ancak karşılıklı yapıcı anlayışla ve ortak gayretlerle mümkün olabileceğini, Türkiye'nin bu yöndeki iradesinin tam olduğunu, Yunanistan'ın da benzer şekilde davranması beklentisini koruduğumuzu tekrar hatırlatıyoruz."

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin