''Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yaptı ve Avrupa tarafından yalnız bırakıldı''
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 14. maddesinin sığınma hakkı ile ilgili olduğunu, herhangi bir yer, ülke belirtilmeksizin kişilerin sığınma hakkının bulunduğunu söyledi.
Independent Türkçe'den Lale Elmacıoğlu'na konuşan Çorabatır, “Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Almanya da 1 milyon mülteci kabul etti. Uluslararası mülteci hakları açısından en önemli unsur iş bölümü. Ancak diğer ülkeler buna katkı sağlamıyor" dedi.
"YAŞAM HAKKI EN TEMEL HAKTIR"
Yük paylaşımında bulunmadıkları gerekçesiyle AB'ye tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın haklılığını dile getiren Çorabatır, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı. Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Sınırlarda Yunan otoritelerinin kullandıkları yöntemler, insan hakları açısından problemli, şiddet kulanılıyor! Bugün bir kişi daha hayatını kaybetti. Yaşam hakkı (insan canı, özgürlüğü) en temek haktır. Burada bu hakkın ihlali var. Bir yandan da içinde bulunduğumuz ortama bakalım, çok gergin. Türkiye, Yunanistan ve İtalya mültecilerin çok yoğun şekilde gittiği ülkeler ve yoğun baskı altındalar. Bir kısım ülkeler, sınırlarını kapatarak yanıt veriyorlar ama ortak çözümler şart."
Çorabatır başka bir noktaya da dikkat çekti:
1951 tarihli mültecilerin statüsüne dair sözleşmenin giriş bölümünün 4. paragrafı, kanunun uluslararası nitelikte olduğunu ve çözümler için uluslararası yük paylaşımının şart olduğunu söylüyor ama giriş bölümünde olduğu için bağlayıcı görülmüyor!
"ASIL GÖREV AB'YE DÜŞÜYOR"
Türkiye'nin de çabalarıyla Aralık 2018'de 170 ülke tarafından imzalanan Küresel Mülteci Mutabakatı ile Cenevre'de ortak ev sahipliğinde gerçekleşen Küresel Mülteci Forumu'na da değinen Metin Çorabatır, hem ülkeler hem de şirketler ve kuruluşların işbirliği için vaatlerde bulunduğunu ancak yerine getirilmediğini hatırlattı.
“Asıl görev AB'ye düşüyor, daha adil bir yük paylaşımı lazım” diyen Çorabatır, yeni bir göç olasılığıyla karşı karşıya olan Türkiye'nin tatmin edilmesi gerektiğini söyledi.
Yunanistan'daki görüntülerin kabul edilemez olduğunu belirten İGAM Başkanı, onların adalarda yaşanan yığılma nedeniyle turizm ve ekonomilerinin etkilendiği gerekçesiyle AB'den daha fazla destek istediğini kaydetti.
Metin Çorabatır, AB yük paylaşımı ve işbirliği yapmazsa, bu krizin yarın başka boyutlarda karşımıza çıkacağı uyarısını yaptı.
"SIĞINMA HAKKI VERMEYE MECBURLAR"
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Başak Kale de Yunanistan'da ortaya çıkan görüntülere tepki göstererek şunları söyledi:
"En basitinden bakacak olursak AB üye ülkeleri, aynı zamanda AB konseyi üyesi. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesini imzalamış, kabul etmiş ülkeler. Lizbon Anlaşması çerçevesinde temel haklar şartı var, iltica hakkı da onların müktesebatının (hukuki sistemlerinin) bir parçası. Sığınma hakkı verme mecburiyetleri var zaten. Cenevre Sözleşmesi'ne imza atmış ülkeler olarak da bu mecburiyetteler."
"BM ve AB ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YERİNE GETİRSİN"
İşin hukuki yönü kadar bir de insani tarafı bulunuyor.
Ortaya çıkan görüntülerin ne Yunanistan'a ne de AB'ye yakıştığını belirten Kale, "BM ve AB üzerine düşen görevi yerine getiremedi. AB'nin bu yükü kaldırma konusunda taşın altına elini koyması şart. Fiziksel olarak da Yunanistan'ın yanında bulunmaları gerekiyor" dedi.
Yaşananların "demokrasinin beşiği" olarak bilinen, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi temel prensipler üzerine inşa edilen AB'ye yakışmadığını vurgulayan Kale, "Nobel Barış Ödülü alan uluslararası oluşumun yaşananlara tepkisizliği kabul edilebilir değil, AB'nin kuruluşuna aykırı" dedi.
Almanya'nın 1 milyon kişiyi kabul ederek gerekeni yaptığını belirten Kale, diğer AB ülkeleri kadar, uluslararası toplumun da taşın altına elini koyması gerektiği görüşünde:
"Müslüman ülkeler, kültür olarak daha yakın, onlardan daha fazla destek olmasını beklemek kadar normal bir şey olamaz. Suudi Arabistan, Katar gibi ülkeler desteğini artırmalı. Yaşananlar hem bölgeyi hem de küresel barışı etkiliyor."
"TÜRKİYE KİMSEYİ ZORLA GÖNDERMİYOR"
Düzensiz göçmenlerin gidişine yönelik Türkiye'ye yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu belirten Kale, “Türkiye'nin kimseyi zorunlu olarak gönderdiği yok. Zorunlu bir göç durumu söz konusu değil. İstedikleri için gidiyorlar. 4 milyon kişi Türkiye'de bunca senedir yaşıyordu. AB ve uluslararası toplum üstüne düşeni yapmalı, bu küresel bir olay” ifadelerini kullandı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.