Türkiye İsrail'in ayağına basmasaydı bu saldırılar olmazdı
Haber: YUNUS EMRE KABAOĞLU
Türkiye, Filistin davasına en büyük destek veren ülkelerden biri. Buna rağmen, gerek yurt içinde gerek yurt dışında bazı çevreler ‘Türkiye’nin Filistin’in yanında gibi görünüp İsrail Terör Örgütü (İTÖ) ile işbirliği yaptığını’ iddia ediyor. Türkiye’nin 7 Ekim’den sonra maruz kıldığı saldırılar ise bu iddianın aksini gösteriyor. Üstelik bu saldırılar, Türkiye’nin geçmiş yıllarda çokça gördüğü ‘bilindik senaryolar’ olarak dikkat çekiyor.
TEVHİD BAYRAĞI PROVOKASYONU
Türkiye’de vatandaşlar Gazze’ye destek vermek ve İsrail terörüne tepki göstermek için Ocak ayının başında Galata Köprüsü’nde buluştu. Milyonlarca kişi, Sabah Namazı’nın ardından dört koldan Galata Köprüsü’ne aktı. Türkiye Gençlik Vakfının (TÜGVA) öncülüğünde, Milli İrade Platformu tarafından 308 STK'nin katılımıyla düzenlenen mitingde dev Filistin bayrağı açıldı, vatandaşlar Gazze’ye destek için sloganlar attı.
Mitingin ardından bir vatandaş üzerinde Kelime-i Tevhid’in yazılı olduğu bayrakla evine dönerken yolda bir üniversite öğrencisinin saldırısına uğradı. Haber olmadığı anda yumruklu saldırıya uğrayan vatandaş kanlar içerisinde kaldı. Olay bir anda ülke gündemine düştü. Pek çok uzman, yumruklu saldırıyı yapan şahsın oraya bilerek gönderildiğini, onu gönderenlerin aslında linç edilmesini istediğini savundu. Uzmanlar, vatandaşların saldırganı linç etmek yerine güvenlik görevlilerini çağırmasını ‘büyük bir provokasyonun eşiğinden dönüldü’ şeklinde yorumladı.
FATİH CAMİSİ’ NİN İMAMI BIÇAKLANDI
Aynı günlerde Fatih Camisi İmamı Kurra Hafız Galip Usta ve cami cemaatinden Bilal Erdem, namazdan sonra bıçaklı saldırıya uğradı. Saldırıya uğrayan Usta ve Erdem yaralandı. Yaralıların hayati tehlikesi olduğu açıklansa da, devam eden günlerde her iki isim de iyileşti ve tedavilerinin ardından taburcu edildi.
Olayın Türkiye’nin sembol camilerinden biri olan Fatih Cami’nde yapılması ve ortada ciddi bir neden olmaması provokasyon ihtimalini akıllara getirdi.
RAMAZAN HOCA BIÇAKLANDI
Muhafazakarları kışkırtmak için yapılan eylemler bunlarla sınırlı kalmadı. Türkiye’den hemen her kesim tarafından sevilen Diyarbakırlı Ramazan Hoca ünvanlı Ramazan Pişkin, İstanbul Fatih’te kendi işlettiği çay ocağında bıçaklı saldırıya uğradı. Ramazan Hoca’ya saldırının namaz kıldığı esnada yapıldığı bildirildi. Onu katleden kişinin ise sabıka kaydı kabarıktı ve çay ocağına 1.5 saat yürüyerek gelmişti.
Hayatını İslam dinini tebliğ etmeye adamış, bunu yaparken de kimseyi kırmamak adına oldukça özenli kelimeler seçen Ramazan Hoca’nın katledilmesi Türkiye’yi derinden sarstı. Üstelik olay tasavvufi tarikatların üzerine yıkılmaya çalışıldı.
TÜRKİYE’NİN ÜSLERİNE SIZMA GİRİŞİMİ
Türkiye’de askeri kayıpların derin üzüntüyle karşılandığı ve tepkilere yol açtığını bilen Türkiye karşıtı çevreler, aynı tarihlerde PKK kartını da devreye soktu. Terör örgütü PKK, Irak’ın kuzeyindeki Türkiye’ye ait üslere sızma girişiminde bulundu. Kısa aralıklarla iki kez denenen sızma girişimleri askerler tarafından püskürtüldü. Ardından hem Irak hem Suriye’de PKK’nın kontrolündeki pek çok tesis imha edildi.
Saldırının zamanlaması kadar yapılma şekli de dikkat çekti. Teröristler, üslere saldırmak için sisli havadan yararlandı. Askeri uzmanlar, böyle bir havada Türk üssüne ulaşmanın PKK’nın kapasitesini açtığını belirtti ve başka bir güçten teknolojik destek almış olabileceklerine dikkat çekti.
ÇAĞLAYAN’DA POLİSE SALDIRI
Sınır ötesinde PKK’nın sızma girişimleri püskürtüldüğü gibi alınan önlemlerle yeniden saldırı yapmasının önüne geçildi. PKK etkisiz kalınca devreye bu kez DHKP-C alındı. Biri kadın diğeri erkek iki terörist, İstanbul’daki Çağlayan Adliyesi’nin dışında bulunan polis noktasında saldırdı. Saldırıda üç polis yaralanırken, iki terörist olay yerinde etkisiz hale getirildi.
SIRA YURT DIŞINDA
Türkiye’nin içerisine yönelik yapılan tüm provokasyon girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Ülkeyi içeriden karıştırma girişimleri sonuçsuz kalan Türkiye karşıtı çevreler Avrupa’da PKK’yı harekete geçirdi. Önce Belçika’da ardından Almanya’da terör örgütü PKK yandaşları Türk mahallelerine ve Türkiye’nin konsolosluğuna saldırdı.
PKK sempatizanları kullanılarak gurbetçiler üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmak için sosyal medyada yoğun kışkırtma çabaları yürütüldü. Bazı hesaplar, kentlerin bazı bölgelerin Kürtlere saldırıldığı şeklinde asılsız haberler yaydı. Benzer şekilde yalan haberler Türkleri sokağa dökmek için de yapıldı. Avrupa’da Türk-Kürt çatışması hedeflenirken, sağduyu gurbetçiler Kürtlerin de Türklerin de Anadolu insanı ve aynı toprakların çocukları olduğu, her şeyden önce ‘Müslüman kardeşliğinin’ geldiği çağrılarıyla olayları yatıştırmaya çalıştı.
TÜRKİYE’NİN FAALİYETLERİ
Bu yaşananların hepsi, Aksa Tufanı Harekatı’nın yapıldığı 7 Ekim’den sonra oldu. Kassam askerlerinin Filistin’i özgürleştirmek adına yaptığı Aksa Tufanı Harekatı’ndan sonra harekete geçen İsrail Terör Örgütü 30 binden fazla sivili katletti. Türkiye, sürecin başından beri Gazze’nin yanında durdur. Başta Arap ülkeleri olmak üzere uluslararası arenada peş peşe görüşmeler yaptı, Uluslararası Adalet Divanı gibi kuruluşlar da dahil olmak üzere çeşitli girişimlerde bulundu. İsrail Terör Örgütü’nün dünyayı kandırmak için yaydığı çok sayıda yalanı ifşa etti.
Türkiye, İsrail teröristlerinni yalanlarını ifşa etmekle de kalmadı, hem yurt içinde hem yurt dışında Mossad'a peş peşe operasyonlar düzenledi. Mossad ajanlarının yakalanması bir yana, İsrail tarafından yayılmaya çalışılan 'müthiş istihrabat Mossad' algısı dünya genelinde çöktü.
TÜRK MARKALARINA SUİKAST
Buna rağmen hem yerli hem yabancı bazı sosyal medya hesapları, Türkiye’yi Filistin’e destek veriyor gibi görünüp İsrail’le işbirliği yapmakla suçladı. İsrail teröristleri de bu algıya katkı yapmak için çeşitli yollardan temin ettikleri Türk markalı ürünlerle pozlar verdi, Türk markalarının kendilerini desteklediği yönünde algı oluşturmaya çalıştı.
HEPSİ 7 EKİM’DEN SONRA OLDU
Türkiye’nin Gazze girişimleri ise İsrail’i bir hayli rahatsız etti, pek çok noktada köşeye sıkıştırdı. Türkiye’de yıllardır görülmeyen pek çok terör eylemi ve kaos yıllarından sonra nadiren görülen ‘halkı kışkırtma oyunları’ 7 Ekim’den sonra peş peşe sıralandı. Türkiye, son 5 yılda karşılaştığı provokatif eylemler ile terör saldırılarının 5 katını sadece 4 ayda yaşadı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.