Türkiye devlet aklıyla hareket ediyor! Yunanistan'ın planları suya düştü
HABER: ÖZLEM DOĞAN
Mısır’da seçimle
işbaşına gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin 2013’te küresel güçlerin piyonu
cuntacı Sisi tarafından darbeyle devrilmesine Türkiye büyük tepki gösterdi.
Mısır ve Türkiye arasında sekteye uğrayan diplomatik ilişkiler, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun "Mısır’la diplomatik düzeyde temaslarımız
başladı” açıklamasının ardından iki ülke arasında yeniden kurulabilecek
temasları gündeme getirdi. Türkiye-Mısır ilişkilerinde yaşanacak olası süreci
Çağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esat Arslan, Kocaeli Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi
Dr. Eray Güçlüer Milat’a değerlendirdi.
Bu adımla Lübnan ve
Filistin de kazandı
Türkiye
Cumhuriyeti’nin bir devlet geleneği olarak ‘güçlünün haklı değil, haklının
güçlü olduğu’ ilkesini benimsediğini ifade eden Prof. Dr. Esat Arslan,
“Devlet aklı gereği Mısır’ın bir saygı çerçevesinde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de
hakkaniyet çerçevesinde atmış olduğu adımı benimsemiş olması, Türkiye’nin tek
taraflı olarak ilan ettiği kıta sahanlığı sınırlarının BM tarafından tescil
edilmiş olduğunu da tereddüde mahal bırakmayacak şekilde açıkça göstermektedir.
Bu durum bir öngörüdür. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyıya sahip olan iki ülke;
Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmeye doğru gitmesi Lübnan ve
Filistin (Gazze) dahil bölgede herkesin kazanması anlamına da gelmektedir”
dedi.
Herkes susarken Türkiye
tavır koydu
Türkiye ile Mısır
arasındaki diplomatik ilişkilerin 2013 yılından beri karşılıklı olarak
maslahatgüzar seviyesinde devam ettiğini belirten Prof. Dr. İrfan Kaya
Ülger, “Türkiye 2013 yılında Mısır’da seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı
Muhammed Mursi’yi deviren askeri darbeyi sert biçimde kınadı ve uluslararası
toplum adına karşı çıktı. Türkiye, ABD ve Batılı devletlerin oportünist yaklaşımlarından
farklı olarak ilkeli bir tavır ortaya koydu. Mısır halkının siyasi iradesini
yansıtmayan askeri cunta idaresini açıktan ve yüksek sesle eleştirdi. Bu olayın
ardından iki ülke arasında diplomatik ilişkiler minimum seviyeye indi. Bununla
birlikte içinde bulunduğumuz dönemde zamanın ruhu, tarafların yeniden işbirliği
ve diyalog içerisine girmesini zorunlu kılmıştır denilebilir” ifadelerini
kullandı.
Türkiye, hassasiyetini
bugün de koruyor
Türkiye’nin,
demokrasi ve halkın iradesinin sandığa yansıması konusundaki hassasiyetini
bugün de koruduğunu kaydeden Ülger şu şekilde konuştu: “İki ülke arasında
yeniden canlanan diyalog, ilk olarak diplomatik ilişkilerin seviyesinin
yükselmesine yol açacak. Ardından da Mısır’ın 6 Ağustos 2020’de Yunanistan ile
imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasında uğradığı kaybın telafisi için
Türkiye ile yeni bir kıta sahanlığı anlaşması yapacağını düşünüyorum. Türkiye
ile yapılacak anlaşma Mısır’ın deniz üzerinde uğradığı kaybı telafi edecektir.
Taraflar arasında pragmatik bir perspektife dayanan yakınlaşmanın yakın
gelecekte daha ileri boyutlara taşınabileceğini düşünüyorum.”
Yunanistan’ın kıta
sahanlığı artık gayrimeşru
Mısır’ın Türkiye’nin
kıta sahanlığına bitişik 18. parseli ilan etmesinin Yunanistan’ın Ege’de
dayatmaya çalıştığı kıta sahanlığını çöpe attığını vurgulayan Dr. Eray
Güçlüer, “Türkiye, Mısır üzerinden ilan etmiş olduğu kendi kıta sahanlığına
uluslararası bir meşruiyet sağladığı gibi, Yunanistan’ın Meis Adası’nı esas
alarak ilan etmeye çalıştığı kıta sahanlığı da gayrimeşru bir duruma düşmüş
oldu. Mısır, geçtiğimiz yıl Yunanistan’la yaptığı deniz yetki alanlarının
belirlenmesi anlaşmasından vazgeçmek suretiyle Yunanistan’a bırakmak zorunda
kaldığı 21 bin beş yüz kilometrekarelik deniz alanını da tekrar elde etmiş
oldu” şeklinde konuştu.
Kıbrıs’ın haklarını
gasp edemeyecekler
Mısır, İsrail, GKRY
ve Yunanistan arasında Türkiye’ye karşı oluşan siyasi ittifakın çöktüğünü ifade
eden Güçlüer sözlerini şöyle noktaladı: “Bundan sonraki süreçte Lübnan ve
İsrail’le benzer anlaşmaların yapılması söz konusu olabilir. Bu da GKRY’nin tek
taraflı olarak ilan etmeye çalıştığı MEB ve bunun üzerinden Kıbrıs’ın hakkını
gasp etme girişimi de sonuçsuz kalacaktır. Mısır’ın teknik donanımı olmadığı
için kendi kıta sahanlığından enerji çıkaramıyor. Türkiye’nin ise Türk personel
tarafından işletilen altı adet sismik araştırma ve sondaj gemisi var. Türkiye
ile Mısır arasında ortak enerji çıkarılması konusunda bir anlaşma olursa,
çıkarılacak olan enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya gönderilmesi EAST MED
projesini de çöpe atar. Türkiye kendi kıta sahanlığını uluslararası ortamda
kabul ettirmiş olacağı gibi Doğu Akdeniz’de de Yunanistan’a karşı ciddi bir
durum üstünlüğü elde edecektir.”
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.