Türk Kızılay 150 ton yardım malzemesi ile Libya'da
Türk Kızılay, Libya'da meydana gelen sel felaketi sonrasında bölgeye yönelik yardım çalışmalarına devam ediyor. Kızılay tarafından yapılan yazılı açıklamada, selzedelerin ihtiyaçlarının belirlendiği, acil yardım paketlerinin dağıtıldığı ve arama kurtarma ekiplerine destek sağlandığı belirtildi. Ayrıca, mobil beslenme aracı ile sıcak yemek verildiği vurgulandı.
Kızılay'ın Libya'ya ulaştırdığı insani yardım malzemelerinin 150 tonu aştığı ifade edildi. Yardım malzemeleri arasında gıda, hijyen malzemeleri, giyim, barınma desteği ve diğer acil ihtiyaçları karşılayacak ekipmanlar bulunuyor. Kızılay'ın kesintisiz iletişim sağlayan tam donanımlı mobil iletişim aracının da bölgede kullanıldığı belirtildi.
Zor gününde Libya için el ele
Açıklamada, Kızılay'ın "Zor gününde Libya için el ele" sloganıyla başlattığı yardım kampanyası kapsamında 78 ton yardım malzemesinin sevk edilmek üzere hazırlandığı ve bu malzemelerin battaniye, gıda kolisi, hijyen seti, konserve yiyecek, uyku tulumu, jeneratör, giysi ve bebek maması gibi ihtiyaçları içerdiği aktarıldı.
Türk Kızılay'ın Libya Kızılayı ile koordineli olarak afetzedelere yardım etmeye devam edeceği vurgulandı.
Türk Kızılay
Türk Kızılay, Türkiye'nin en büyük insani yardım kuruluşu olup, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'nin bir parçasıdır. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak, insani yardım ve hizmetleri karşılıksız olarak sunan, kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. Türk Kızılay'ın personeli, bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı ise maaşlı olarak çalışmaktadır.
Tarihçesi
Türk Kızılay'ın tarihçesi, Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin 1864'te Cenevre'de düzenlenen toplantısında I. Cenevre Konvansiyonunun imzalanmasıyla başlar. Osmanlı Devleti, bu anlaşmayı 5 Temmuz 1865'te onaylamıştır. Ancak başlangıçta Osmanlı yöneticileri, bu cemiyetin fayda sağlamayacağını düşünmüşlerdir.
Başlangıçta, Kızılhaç sembolünün Hristiyanların sembolü olması ve askeri çevrelerden gelen güvensizlik nedeniyle Osmanlı Devleti içinde benzer bir yardım derneği kurma çabaları belirsizlik içindeydi. Ancak 1867'de Mekteb-i Tıbbiye hocası Dr. Abdullah Bey, Paris'te düzenlenen ilk Kızılhaç kongresine delege olarak gönderildi. Bu kongrede Türkiye'yi temsil eden Abdullah Bey, Osmanlı Devleti içinde yaralılara yardım derneği kurma çabaları için Milletlerarası Yardım Komitesi Başkanlığından bir vekâletname aldı.
Abdullah Bey, Paris'ten dönüşünde bu konuda girişimlerde bulundu, ancak sembol sorunu ve askerlik işlerine karışmanın getirdiği endişeler nedeniyle ilk girişimler sonuçsuz kaldı. Sonunda, Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa'nın desteğiyle Mecruhin ve Marza-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti kuruldu. Bu cemiyet, herhangi bir sembol kullanmamıştır. Bu dernek, Türkiye'de Kızılayın resmi kuruluş tarihi olarak kabul edilen 11 Haziran 1868 tarihinde kurulmuştur.
Ancak bu dernek de askeri makamlarca olumsuz bir şekilde değerlendirilerek faaliyetlerine son verilmiştir. 1874 yılında Abdullah Bey'in ölümünün ardından cemiyet faaliyetlerine son vermiştir.
Hilâl-i Ahmer Cemiyeti
1876'da Sırbistan ve Karadağ ile Osmanlı Devleti arasındaki çatışmalar, Osmanlı askerlerinin yardıma ihtiyaç duyduğu bir dönemi başlattı. Bu savaş sırasında Osmanlı askerleri çaresiz kalmış, çünkü Cenevre Sözleşmesi'ni imzalamamış veya imzalamış olmasına rağmen gerekli taahhütleri yerine getirmemiş olan devletlerin askerlerine yardım edilmemesi kuralı vardı. Bu nedenle İstanbul'da Mecruhin ve Zuafây-ı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti adında bir dernek kurulmasına karar verildi. Bu dernek, sembol kullanmayan bir dernek olarak kuruldu ve 11 Haziran 1868 tarihi, Türkiye'de Kızılayın resmi kuruluş tarihi olarak kabul edilir.
Ancak bu dernek de sembol sorunu ve askerlik işlerine karışmanın getirdiği güvensizlik nedeniyle başarılı olamadı. Daha sonra kurulan ve sembol olarak Hilâl-i Ahmer'i (Kızıl Ay) kullanan dernek, 14 Nisan 1877'de resmen kuruldu. Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti olarak adlandırılan bu dernek, başlangıçta sembol sorunu nedeniyle sıkıntılar yaşamıştır.
93 Harbi ve Yunan Harbi
Osmanlı Devleti, 93 Harbi (Rus-Türk Savaşı) sırasında Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin yardımına ihtiyaç duydu. Bu dönemde cemiyet, özellikle Plevne Savunması sırasında gösterdiği yardımlarla kendini gösterdi. Ancak savaşın ardından Osmanlı Devleti'nde anayasa askıya alındı ve birçok kurum ve kuruluşun faaliyetlerine sınırlamalar getirildi.
1897'de Yunan Harbi patlak verdiğinde Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, İsmail Besim Paşa önderliğinde yardım toplamak için yeniden göreve çağrıldı. Bu dönemde dernek, askerlere yardım etmek ve ilaç tedarik etmek gibi faaliyetlerde bulundu. Ancak savaştan sonra cemiyetin faaliyetlerine yine ara verildi.
Meşrutiyet Dönemi ve Millî Mücadele
Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte Hilâl-i Ahmer Cemiyeti yeniden yapılandı ve faaliyetlerine bir daha ara vermeden devam etti. 1911 yılında İstanbul'da büyük bir yangın sırasında yaptığı yardımlar, cemiyetin daha fazla destek görmesine neden oldu.
Millî Mücadele döneminde, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti işgal kuvvetlerinin baskılarına maruz kaldı, ancak çeşitli faaliyetlerle millî mücadeleye destek verdi. İşgal döneminde dernek merkezi basıldı, ancak bu zorlu dönemde cemiyetin gösterdiği çabalar sayesinde millî mücadeleye katkı sağlandı.
Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti
Türk Kurtuluş Savaşı'nın ardından, dernek 29 Kasım 1922'de ismini "Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti" olarak değiştirdi. Bu dönemde Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi yönetilirken, cemiyet sağlık ekibi ve sağlık malzemeleri sağlayarak önemli bir rol oynadı. Ayrıca, Türkiye'deki ilk Hastabakıcı Hemşire Okulu'nu açarak sağlık alanında eğitim vermeye başladı.
Cumhuriyet Dönemi ve Türk Kızılayı
Cumhuriyet döneminde Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, faaliyetlerine devam etti ve 1935 yılında Türkiye Kızılayı adını aldı. Türkiye Kızılayı, sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası alanda da insani yardım faaliyetlerine katıldı. Bugün Türkiye Kızılayı, Türkiye'de ve dünya genelinde birçok insani yardım projesini başarıyla yürütmektedir. Yardım çalışmaları aracılığıyla, milyonlarca insanın hayatına dokunmaktadır ve acil yardım, sağlık hizmetleri, eğitim, sosyal yardım ve daha birçok alanda önemli katkılarda bulunmaktadır.
Türk Kızılayı, Türkiye'deki en büyük insani yardım kuruluşlarından biri olarak, insanların refahını artırmak, kriz ve afetlerde yardım sağlamak ve toplumun daha güçlü ve dayanıklı olmasını desteklemek için faaliyetlerini sürdürmektedir. Gönüllülerin ve profesyonellerin bir araya geldiği bu kuruluş, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerine umut ve yardım sunmaya devam etmektedir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.