Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Eylül 2021

Tip 1 diyabetliler, sensör istiyor

Tip 1 ve Tip 2 diyabet hastalığı sık sık birbirine karıştırılıyor. Tip 2 diyabet, spor ve iyi beslenmeyle idare edilebiliyor ancak Tip 1 diyabet hastaları büyük kısmı çocuk olmak üzere ömür boyu insülini dışarıdan almak zorunda. Vücuttaki mutlak insülin eksikliği olan Tip-1 diyabet hastalığında kan şekerlerini kontrol altına almak için dışarıdan insülin vermek yetmiyor, sürekli şeker düzeyinin de ölçülmesi gerekiyor. Ancak günde en az 10 kez parmak uçlarını delerek ölçüm yapmak zorunda kalan çocuk hastalar, bu işlem sırasında hem büyük acı yaşıyor hem de korkuyor. Diyabetli çocukların aileleri 7-24 bu sorunla mücadele ediyor. Çocuğun şekeri çok düşerse komaya girme, çok yüksek giderse organlara kalıcı zarar verme korkusu hep yaşarlar. Bu yüzden çocukların şeker ölçümü için günde 10-15 kez parmaklarını delmek zorunda kalınıyor. Bu da deride deformasyona yol açıyor. Bir zaman sonra çocuklara bunu yapmak da biraz zor oluyor. İşte tüm bu zorluklar ve sıkıntılar bir nebze de olsa diyabet teknolojilerinin kullanımıyla giderilebiliyor. Şeker ölçüm sensörleri sayesinde bu hastalık daha iyi yönetilebiliyor, minicik parmaklar günde en az 10 kez delinmeden, kanamadan rahatça ölçüm yapılabiliyor ve insülini kontrol altına alınabiliyor.

Ancak ekonomik durumu el vermeyen aileler, SGK’nın karşılamadığı şeker ölçen sensörlere erişemiyor. Tip 1 Diyabetli çocuklarımız ve aileleri Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan şeker ölçüm sensörlerinin ve sensörlü insülin pompalarının devlet ödeme kapsamına alınmasını önemle rica ediyor. Ailelerin sırtından bu külfeti almasını istirham ediyorlar. Şeker ölçüm sensörleri düzenli şeker ölçümü yaptığı için çocukları komplikasyonlardan da koruyor. Bunlar çocuk, küçücük parmakları her gün delik deşik oluyor. Parmaklar bitiyor, ayak parmaklarına başlıyorlar. Bu sensörler SGK’nın ödeme kapsamına alındığında hem bedenen hem ruhen daha sağlıklı çocuklar olacaklar ve devletimiz ilerde çok daha büyük maliyetlerden korunmuş olacak. Zor durumda olan ve bu cihazları alamayan çocuklar, çeşitli komplikasyonlarla baş başa kalıyor, göz, böbrek, kalp damar hastalıkları, beyin gibi birçok organları hasar görüyor. Oysa sapasağlam çocuklarımızı yarınlara daha emin, daha güzel adımlarla hazırlayabiliriz. Şu andaki fiyatlar üzerinden 20 bin civarındaki Tip 1 diyabetli çocukların tümünün sürekli glikoz ölçüm sistemi kullanması halinde yıllık sensör maliyetinin yaklaşık 200 milyon TL civarında olacağı, hatta sensör satan firmaların SGK ile görüşmelerinde bu fiyat üzerinden indirim yapacaklarını varsayarsak yıllık maliyet 60 milyon TL civarına ineceği uzmanlar tarafından ifade ediliyor.

Kan şekeri ölçen sensörün yanında Tip 1 diyabet hastaları çocuklar, hem şeker düzeylerini parmak delmeden ciltten ölçen hem de insülini otomatik veren sensörlerin de devlet tarafından karşılanmasını istiyor. Çünkü şeker ölçümü gibi vücuda insülin verilmesi de kol, bacak, göbek gibi yerler delinerek vurulan iğnelerle oluyor. Her gün yapılan bu iğneler, bir süre sonra şişme ve iltihaplanmaya sebep oluyor. Türkiye ile aynı gelişmişlik seviyesine sahip ülkelerin çoğunda bu cihazlar devlet tarafından karşılanıyor. İnsülin pompası kullanım oranı Türkiye’de sadece %5. O ülkelerde ise %70-80’lere çıkıyor. Türkiye’de halen sürekli glikoz ölçüm sistemlerinin transmiter, sensör ve okuyucuları geri ödenme kapsamında değil. Bu ürünlerin satış fiyatı ortalama 2 bin lira. İnsülin pompası ve sarf malzemeleri ise kısmi olarak karşılanıyor. SGK geri ödemesi gelişmiş insülin pompalarının fiyatının %25’i kadar. Günümüzde Tip 1 diyabeti önlemek ve iyileştirmek mümkün değil. Bu nedenle Tip 1 diyabetli çocukların sağlıklı yaşamaları için tanı anından başlayarak ömür boyu glikoz değerlerinin izlenmesi ve insülin hormonunun yerine konması gerekiyor. Türkiye’de her yıl 1700 çocuğa Tip 1 diyabet tanısı konuyor. Yeni teknolojiler Tip 1 diyabetlilerin ve ailelerinin tedavi yükünü azaltıyor. Yaşam kalitelerini iyileştiriyor ve tedavi hedeflerine ulaşmalarını sağlıyor. Bu tedaviler başta çocuklar olmak üzere Tip 1 diyabetlilerin hakkı. Özellikle sensörler olmak üzere diyabet teknolojilerinin devlet tarafından karşılanması bir çocuk hakkı olarak görülmeli.