Dolar (USD)
34.14
Euro (EUR)
38.23
Gram Altın
2928.38
BIST 100
9735.52
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Terör, üst aklın Türkiye politikası

Terör örgütü PKK'nın, siyasi uzantısı HDP'nin, ayrıca DHKP-C ve DAEŞ gibi terör örgütlerinin de hep birlikte Erdoğan'a saldırdığını ifade eden Reşat Petek, "Terör saldırıları ve teröristleri şirin gösterme çabaları, medyaları ve yerli işbirlikçileriyle birlikte küresel güçlerin Türkiye politikasıdır" dedi.
Terör, üst aklın Türkiye politikası
24 Ağustos 2015 10:48:00
Terör örgütü PKK'nın, siyasi uzantısı HDP'nin, ayrıca DHKP-C ve DAEŞ gibi terör örgütlerinin de hep birlikte Erdoğan'a saldırdığını ifade eden Reşat Petek, "Terör saldırıları ve teröristleri şirin gösterme çabaları, medyaları ve yerli işbirlikçileriyle birlikte küresel güçlerin Türkiye politikasıdır" dedi.

SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN

Bahçeli'nin 'hayır'da ısrarcı tutumu, HDP'nin teröre verdiği destek, CHP'nin ülke menfaatine olan hiçbir projeye katkı ve destekte bulunmaması ülke siyasetinin değişmez bir gerçeği. Diğer yandan 7 Haziran sonrasında hükümet kurulamadığı için Türkiye erken seçime hazırlanıyor. Kasımda gerçekleşecek olan seçimlerden önce ülke genelindeki tabloyu AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek'le konuştuk.

OLAYLAR BÜTÜNÜYLE DEĞERLENDİRİLMELİ

PKK'nın hain saldırıları devam ediyor. Özellikle bazı kesimler tarafından dillendirilen '90'lı yıllara geri dönüyoruz' yönlendirmesine katılıyor musunuz?

Türkiye'nin son 13 yıldaki sosyal, ekonomik, siyasi gelişmeleri, demokratik değişimi, temel hak ve özgürlük alanlarında gözle görülen olumlu değişimini görmek istemeyenler, 90'lı yıllara dönmekten bahsediyorlar. Terör saldırılarının yeniden başlaması, devletin de operasyonlar başlatması olayın sadece bir boyutudur. PKK'nın istismar ettiği konular birer birer ortadan kaldırılmış, teröre zemin hazırlayan yanlışlıklar giderilmiştir. Olay bütünüyle değerlendirilmelidir.

Çözüm Süreci'nin sona ermesi ile birlikte bölgede şiddet durulmuyor. Silah bırakma şartını yerine getirmeyen PKK, süreçte güç toplamış olabilir mi?

Çözüm Süreci'ni sona erdiren Hükümet değil PKK'dır. Bu gerçeği bile ters yüz etme gayreti içindeler. Süreçte sözlerinde durmayan, silahı bırakmayan PKK. Çözüm Süreci'nde sağlanan özgürlük ortamından istifade ederek, stratejik amaçlarına uygun tahkimat yaptıkları anlaşılıyor. Silah bırakma konusunda samimi olmadıkları, hem hükümete hem de Kürt vatandaşlarımıza karşı uyguladıkları siyasetin taktiksel yalanlar olduğu anlaşıldı.

HDP TERÖR SALDIRILARINI SAHİPLENDİ

Yaklaşan seçim öncesi terör eylemlerinin artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Terör eylemleri, erken seçim tek seçenek olmadan önce başladı. 7 Haziran seçimleri öncesi, 'barajı aşamazsak kan akar' diyerek tehditle oy alanlar, seçim sonuçlarına göre siyasi mücadele dışındaki seçeneklere; teröre, silaha, çatışmaya karşı durmaları beklenirken, terör saldırılarını sahiplendiler. Bu nedenle terör saldırılarının tarihi, yeni belirlenen erken seçimlerle ilişkili olmadığı, terör örgütünün stratejik hedefiyle ilgili olduğu kanaatindeyim.

PKK Çözüm Süreci'nde verdiği sözleri yerine getirmediği gibi HDP'li vekiller de PKK'nın hain saldırılarını terör eylemi olarak dillendirmiyor. Buna rağmen bölgede barışı sağlamak için Süreci hassasiyetle yürüten Erdoğan'ı suçlayıp çeşitli iftiralarda bulunuyorlar. Bu ithamları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Terör örgütü PKK, siyasi uzantısı HDP, ayrıca DHKP-C ve DAEŞ gibi terör örgütleri hep birlikte Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a saldırıyorlar. Çözüm Süreci'ni başlatan, sabırla devam ettiren, bu konuda yakın siyasi tarihimizde görülmedik biçimde siyasi risk üstlenen Erdoğan'dır. Kürt sorununu çözecek tek liderin Erdoğan olduğunu söyleyen BDP ve HDP liderlerini unutmadık.

KENDİLERİNE İSLAMCI DİYEN BAZI İSİMLER HDP ÇATISI ALTINDA

O halde neden söylediklerinin arkasında durmadı bu isimler?

Bir kısmı şimdi Meclis'te HDP sıralarında oturuyor. Dün söylediklerini unutmuş, terör saldırılarının tek sorumlusu olarak Erdoğan'ı suçluyorlar. Özellikle kendilerini İslamcı olarak tanımlayan, 2010 referandumunda evet kampanyalarına katılan, Erdoğan'ı cesaretinden dolayı tebrik eden bazı isimler şimdi, terör saldırılarına sahip çıkan HDP çatısı altında nasıl oturuyorlar, sorgulanması gerekir.

HDP, Paralel ve bunlara hizmet eden medya kuruluşları da dahil olmak üzere Erdoğan'a saldırmalarının temel sebebi ne sizce?

Erdoğan'ın, Türkiye'nin demokratikleşmesinin öncüsü olması. Hiç bir ayrım yapmadan vatandaşlar arasında eşitlik ilkesini savunan ve hayata geçiren lider olması. 'Benim sorunum' diyerek Kürt sorununa el atan, Çözüm Süreci'yle elini değil bedenini taşın altına koyan lider Erdoğan. Ret ve asimilasyon politikalarına son verdi. Büyük ve güçlü Türkiye sevdalısı bu lideri, karalamak, itibarsızlaştırmak Türkiye düşmanlarının ortak çalışmasıdır. İçerde aynı saldırıya iştirak edenler de, Türkiye düşmanlarının taşeronlarıdır.

HDP İLE PKK'NIN NİYETLERİ AYNI

Bazı HDP'li belediye başkanları özerklik ilan ediyor ya da edeceğini söylüyorlar. Bu açıklamalarının ardında nasıl bir niyet yatıyor?

Bölücüterör örgütü PKK'nın stratejik hedefleri ile HDP yetkililerinin özerklikle ilgili açıklamaları örtüşüyor. 10 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana Türkiye partisi olduğu yolunda algı oluşturmaya çalışan, barış, kardeşlik söylemlerini ağızlarından düşürmeyenlerin bir anda 'özerklik ilan ederiz' demeleri, PKK ile paralel olan gerçek niyetlerini gösteriyor.

MHP HALKA HESABINI VEREMEZ

MHP'nin hayırcı tavrı ile HDP'nin terörden yana tutumunu halk sizce nasıl değerlendiriyor?

Seçimden sonraki süreçte MHP çok kötü bir imtihan verdi. MHP'nin hayırcı tavrı HDP'nin işine yarıyor. Halkımız Bahçeli ve MHP'den son aşamada bir azınlık hükümeti kurulmasına veya Meclis'te erken seçim kararı alınmasına en azından çekimser kalarak destek vermesini bekliyordu. Meclis başkanı seçiminde olduğu gibi. Ancak bu defa HDP'nin de bakan vereceği bir seçim hükümetinin kurulmasının vebalini üstlendi. Bu vebalin altında kalabilir. Halka hesabını veremez.

Başta BBC olmak üzere küresel güçlere hizmet eden uluslararası medya, PKK'yı özgürlük savaşçısı gibi gösteren yayınlarda bulunuyor. Türkiye'de olup bitenlerde, bu bağlamda küresel güçlerin nasıl bir payı var?

Terör saldırılarını küresel güçlerin Türkiye politikalarından bağımsız değerlendirmek eksik bir analiz olur ve doğru sonuca varamayız. Gezi olaylarında ve 17-25 Aralık sürecinde gördük. Terör saldırıları karşısında da, üst akıl olarak ifade ettiğimiz küresel güçler ve medyaları, demokrasi, halk iradesi, seçilmiş hükümetten yana bir tavır ortaya koymak bir yana, bin bir bahane ile hükümet üzerinden Türkiye'ye saldırıyorlar. Bazı zavallılar da bu saldırıları sadece Ak Parti ve liderine yapılmış gibi değerlendiriyor. Saldırının hedefinin Türkiye olduğu gerçeğini göz ardı ediyor ve destek veriyor.

ÜST AKILLA ŞER İTTİFAKI YAPTILAR

Küresel güçlerin yerli işbirlikçileri, içinde bulunduğumuz süreçte gerek medya, gerek siyasi olarak kendilerini nasıl ortaya koyuyorlar?

Bu süreçte sözleriyle özleri aynı olmayanlar daha net olarak ortaya çıkıyor. Teröre karşıymış gibi görünen bir kısım medya, bir taraftan yalan haberle, güvenlik güçlerimizin sivil hedefleri vurduğunu söyleyip yazabiliyorlarsa, şehit cenazelerinin sorumlusu olarak terörle mücadeleye hayatını vermiş bir lider olarak Erdoğan'ı gösteriyorlarsa, ortada siyasi eleştiri olarak izah edilemeyecek, üst aklın organizesinde şer güçlerle bir ittifakın varlığını görmek gerekir.

Bölgede huzuru yeniden temin etme olanağı var mı? Barış ortamı tekrar nasıl sağlanabilir?

Bölgede huzurun sağlanması sadece Türkiye'nin politikalarıyla sağlanacak bir sonuç değil. Ortadoğu ve İslam coğrafyasındaki çıkarlarını, insani politikaların üzerinde gören batı dünyası bu politikalarını değiştirmedikçe, sorunların biri biterken diğeri başlatılıyor. Demokratik kazanımlardan ödün vermeden, hukuk devleti ilkelerinden vazgeçmeden, ama aynı zamanda kamu düzenini korumada kararlı biçimde aldığı tedbirleri devam ettirerek terör odakları ile mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeli.