Tekrar büyük aileye kavuşmak gerekiyor
Sosyolog Ahmet Mermer
İstatistiklere göre ülkemizdeki doğurganlık oranlarının düştüğü bazı AB ülkelerinin meselâ Fransa’nın gerisinde olduğu gözükmektedir. Cumhurbaşkanımızın üç çocuk hedefinin altına düşülmesinin sebepleri ve bu hedefin yakalanması ile ilgili çözüm önerilerimi ilgililerin dikkatine arz ediyorum.
Milletimizin geleceğini güvence altına almak için kadınlara en az üç çocuk tavsiyesi çok önemli bir hedeftir. Ailenin toplumun yapı taşı olduğu malumunuzdur. Ailenin, neslin, ülkenin devamı çocukla olur.
AİLE İÇİNDE EĞİTİM
Türk ve İslam ailesinde gelenek, görenek ve kültürümüz çocuklara, torunlara aile içi eğitimle verilir ve yüzyıllardır bu birikim nesilden nesile aktarılır. Bu kültür ve bilgi aktarımı genelde anneler, anneanneler, babaanneler vasıtasıyla gerçekleşir.
Herkesin ekmek derdine, iş gâilesine düştüğü büyükşehirlerde, sosyo-ekonomik sebeplerden dolayı çekirdek ailelerin artmasıyla beraber doğal olarak kreşlere olan ihtiyaç da artmış, geleneksel büyük aile yapımız kaybolmaya başlamıştır.
Bugünkü ekonomik şartlarda ailede karı ve koca çalışmak mecburiyetinde kalmakta, hanım kızlarımız ev ekonomisine katkı olması bakımından çocuk doğurmayı ötelemekte, bir SSK başlangıcım olsun, emekliliğim olsun diye çocuk doğurması kolay olan dönemi geçirmekte, ileri yaşlarda da ancak bir tane ile yetinmektedirler.
Üç Çocuk Hedefine Nasıl Ulaşılabilir?
Üç çocuk hedefinin yakalanması ve çocuk doğum sayısının artması, kadınlara sağlanacak kolaylıklar ve avantajlar ile gerçekleşebilir.
Çocuk doğurmayı önceleyip, çocuk doğurduktan sonra işe başlamış kadınlarımız işe başlamadan yani SSK öncesi yapmış oldukları doğum için borçlanamamaktadır. Birçok kadınımız ise, çocuk doğurduktan sonra çocuklarını bırakacak kimseleri olmadığı için, onları yetiştirmek üzere işten ayrılmış, daha sonra iş bulmaları zorlaşmış olduğundan, kalan sürelerini de borçlanamadıklarından emekli olamamaktadır.
Öneriler:
• Sigorta başlangıcı öncesi doğum yapmış kadınlarımıza da doğum borçlanması hakkı verilmesi.
• Özellikle üç çocuk doğurmuş kadınlarımıza ödül adına ve diğer kadınlarımızı da üç çocuk doğurmaya teşvik için SSK başlangıç öncesi ve sonrası diye bakılmadan her çocuk için üç yıl borçlanma yapılmasının sağlanması.
• Çalışan kadınlar hem iş yerinde hem de evde çalıştıklarından, bunlara yıpranma payı verilerek, emeklilik yaşlarının ve emeklilik prim ödeme sürelerinin yeniden belirlenmesi.
• Belirli bir yaşa gelip çalışma imkânı kalmamış üç çocuk doğurmuş, 50 yaş üstü kadınların emeklilik için gerekli sürelere borçlanma hakkı verilerek emekliliğinin sağlanması.
Tekrar Büyük Aileye Kavuşmak ve Gelecek Nesillerimizi Kurtarmak Adına İki Önerimiz Daha Var:
• Kadınların emeklilik yaşı elli (50) olursa çok güzel olur diye düşünüyorum.
Sebebine gelince, çevremde bu yaş civarındaki arkadaşlarımın torunları var,
“anneanneler” ve “babaanneler” emeklilik süreleri dolsun diye çalışırsa, kızlarımız–gelinlerimiz çocuklarına, torunlarımıza bakacak kimse bulamayacak.
• İşten ayrılarak kendi çocuklarını büyütmüş, şimdide de torunlarına bakan ev kadınlarının elli yaşından sonra emekli olabilmesi için iş aramasına gerek olmadan, toplu ödeme ile emekli olabilmesine yönelik gerekli yasal düzenlemelerin yapılması uygun olur.
Bu konuda iyi bir örnek de var; kendisi çalışmasa dahi yurtdışında bulunmuş işçi kadınlar yurtdışında bulundukları sürenin hepsini borçlanıp emekli olabildikleri gibi, üç çocuk doğurmuş kadınların yasal sürenin hepsini borçlanıp emekli olma imkânı verilmesi teşvik için güzel olur.
AB’deki bazı ülkelerin bile gerisinde kaldığımız doğum oranlarının artırılmasını teşvik ve yeniden büyük aileye kavuşmak için yukardaki önerilerimizin dikkate alınarak, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması hususunda ilgililerin, bu konuyu önemseyenlerin, yetkililerin bu konuya sahip çıkmasının ülkemizin ve ailelerimizin geleceği açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.