Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez
"Ben tıpkı at sineği gibi karşımdakine yapışır sorularımla onları rahatsız ederim" diyordu Sokrates. Bu şekliyle çok can sıkıcı ve rahatsız edici bir kişilikti.
Daha evvel yazmış olmam lazım yine de hatırlatmak isterim.
Bir gün Sokrates’e; “Tamam,
Atina’daki oligarşik yapının başına tebelleş edilmiş bir at sineği gibisin. Can
sıkıcı sorularınla, duruşunla bu yapıyı her gün rahatsız ediyorsun,
Düşüncelerin, tavrın bilhassa gençleri çok etkiliyor. Ancak bu durum çok
tehlikeli farkında mısın?” dediklerinde;
“Evet, farkındayım ama içimdeki Daimon’a laf geçiremiyorum”
cevabını vermiş.
Ölüm cezasıyla yargılandığında da; “ İnsanlara önce ahlaklı ve erdemli olmalarını bilgeliği aramalarını,
devletin sırtından geçinmeye bakmazdan önce devlete bakmaları gerektiğini kabul
ettirmek için mücadele ettim” der.
Bazen çabalarınızın nihayetsiz kaldığını anladığınızda,
konuşmanın değil susmanın akıllıca bir iş olduğunu kendine telkin ediyor insan.
Bilhassa dostlarımızın susmamanın bedelini sıklıkla hatırlattığı vakitlerde
oluyor bu.
Ama yine de olmuyor. Ne
edeyim ben de içimdeki Daimon’a laf geçiremiyorum işte.
Biliyorum, doğrunun peşinden gidenler her daim yalnız kalmayı
göze almış kişilerdir.
Öyle ki üç günlük
dünyada üç kuruşluk menfaatler için bir araya gelmiş kesin inançlılar tarafından
tekfir edilirler, tehlikeli ve sakıncalı görülürler.
Bizimkisi biraz da İsmet Özel’in ifadesiyle söyleyecek
olursak; “Desem öldürürler, demesem
öldüm” durumu.
Şimdi şöyle bir zamanda, Covid-19 üzerinden insanlığın
fıtratına dönük yapılan bu büyük engelleme projesine hangi aklıselim insan
kayıtsız kalabilir ki?
Hangi vicdan sahibi
insan, Vahiy kitabında yer alan, yedi mühür (Vahiy 6:1-17; 8:1-5), yedi boru
(Vahiy 8:6-21; 11:15-19), ve yedi kase (Vahiy 16:1-21) kehanetlerini bugün bir
bir gerçekleştirmeye çalışan küresel şeytani yapının eylemlerine sessiz
kalabilir?
Bill Gates gibi bir adamı gezegenimizin geleceği ile alakalı
proje yürütmesine kim göz yumabilir?
Düşünsenize, küresel
iklim bahanesiyle büyükbaş hayvanlarımızın bile tehdit altında olduğu bir
dünyaya doğru eviriliyoruz. Daha şimdiden hayvanlarda koronavirüs çıktı
haberlerini yaymaya başladılar bile.
2030’a kadar Vahiy kitabında yer alan küresel iklim
değişikliği başta olmak üzere tüm insanlık dışı, sapkın projeleri hayata
geçirmek için kolları sıvayan bu örgüte karşı bir şey yapmayacak mıyız?
Dünyanın tüm
insanları tehdit altında, gezegenimiz tehdit altında, ulus devletler küresel
sistemin kıskacı altında, duygularımız, düşüncelerimiz, bilincimiz işgal altında…
Bu bir meydan okumadır, Hakk’a, hakikate, insanlığa karşı
açılmış bir savaştır bu. O halde dünyanın tüm vicdanlı insanları birlik olmak
zorundadır.
Dini, ırkı, dili,
rengi, mezhebi ne olursa olsun tüm insanlar bir araya gelebilmelidir. Tam bir
samimiyetle birliktelik bilincine sahip olanların erişebilecekleri güç, gerçekte
hesaplanamayacak kadar büyük ve bir o kadar da dijital diktatörlüğün önünde
engel teşkil edecektir.
*
LÖSEV’den koli koli
mutluluk;
Geçenlerde LÖSEV’den bir mektup aldım. Salgın döneminde çok
anlamlı bir kampanya yürütüyorlar. Ramazan ayı boyunca gönüllü ve
bağışçılarının destekleriyle hazırlanan ihtiyaç kolilerini, tüm Türkiye’de ki
lösemili çocuklar ve ailelerinin evlerine ulaştırıyorlar.
LÖSEV ’e kayıtlı ailelere gönderilmek üzere çeşitli paketler
belirlenmiş. Örneğin “Ben de bir paket almak istiyorum” diyenler şu
seçeneklerden birini tercih edebiliyor.
”Acil Yardım Paketi,
Orta Aile Paketi, Büyük Aile Paketi, Mutlu Aile Paketi, Çok Sevinçli ve Zengin
Büyük Aile Paketi.”
Ne kadar anlamlı ne kadar güzel bir kampanya bu.
Eğer siz de mübarek Ramazan ayında lösemili çocuklarımıza
destek olmak isterseniz, Türkiye’deki hemen bütün banka ve PTT şubelerinden
LÖSEV’e ulaşabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için de şu linki tıklayabilirsiniz. https://www.losev.org.tr/bagis/Ramazan.html
Unutmadan; LÖSEV devlet desteği olmadan kamu yararına
çalışan bir vakıf statüsündedir.