En pahalısı çocuk avı!

Bulundukları ülkeden Belgrat'a doğru heyecanla yola çıktılar... Belgrat havalimanında karşılayacak olan ekip onları doğruca av sahasına götürecekti...

Afrika Serengeti vahşi yaşam parkında yüklüce bir para ödeyerek yaptıkları safariden daha heyecanlı av sahası bulmuşlardı Avrupa'nın göbeğinde. Hem yakın hem daha güvenli ve hem de daha heyecanlı…

Bombalar altında inleyen şehri hakim tepelerine mevzilenmiş keskin nişancıların, gördükleri her insan evladını çocuk kadın yaşlı demeden katlettiği bir av sahasına, Sırpların hakim olduğu bölgelerden intikalleri gerçekleşti Amerika, Avrupa ve Rusya’nın çeşitli şehirlerinden gelen “avcıların !”

Yeni av sahası Sarayeva, av ise Boşnak kadın çocuk yaşlı genç insanlardı!

İnsan avlama safarisiydi bu.

Avlanacak her insan için fiyat tarifesi farklıydı.

Yaşlı insanlar daha ucuza çocuklar ise çok yüksek fiyata gidiyordu!

En pahalısı çocuk öldürmekmiş... Çocuk öldürmek isteyen kesenin ağzını açacak demişler. Çocuk öldürmek... Çocuk... Çocuk öldürebilmek için para ödeyerek savaş bölgesinde safariye giden batının, dünyaya medeniyet dersi vermeye kalktığı bir zamandayız. Katilin maktüle insan hayatının önemini anlattığı zaman dilimi…

İnsan öldürme vahşetini "Müslüman insan" öldürme zevkiyle birleştirerek safariyi başlattılar...

Sırp keskin nişancıların mevzilerinde yerlerini alan insan avcısı Amerika, Rusya ve Avrupalı turistler, açlıktan şehrin muhtelif yerlerindeki fırınlara ekmek almaya giden, pazardan sebze almaya çıkan ya da bombalardan kaçmak için sokakta oraya buraya kaçışan insanları hedef almaya başladı.

Bir çocuk… Masum, ne olduğunu bile anlayamayan ama gözlerinin en derin yerini korku ve acı kaplamış bir çocuk, "Medeni Batı’nın çağdaş ve eğitimli bir Avrupalısı" tarafından hedefe alındı ve infaz edildi... Yerde yatan çocuğuna feryatla sarılan bir anne başka bir “medeni Batılı” tarafında vuruldu kalbinden… Babası katledilmiş torununa ekmek götüren bir dede başka bir “medeni Avrupalı avcı” tarafından avlandı !...

Öldüreni Sırp olarak duydu daha sonra dünyanın küçük bir azınlığı. Çünkü savaşın, yapılan katliam ve soykırımın Batı için denizde petrole bulanmış bir karabatak kadar değeri yoktu. Çünkü öldürülen Müslümandı, öldüren Hristiyan…

Biz ise biliyorduk Sırp tetiği çeker gibi görünen. Biliyorduk Sırpları Bosna'da soykırım yaparak Müslümanları Avrupa'dan temizleme ihalesini verenin Batı olduğunu... Savaş boyunca Yugoslavya'nın bütün ağır silahlarına sahip Sırpların karşısında neredeyse av tüfeği mesabesindeki mühimmatıyla durmaya çalışan Boşnaklara uyguladıkları ambargodan biliyorduk.

Ne masumların katledilmesinden ne kadın çoluk çocuk demeden binlerce insana tecavüz edilmesinden ne şehirlerin tarumar edilmesinden ne dökülen kandan ne yakılan candan rahatsız olmadığını biliyorduk “medeni Batının !.

Biz biliyorduk Srebrenitsa soykırımının faillerinin sırasıyla BM çatısı altında Amerika, Fransa ve Hollanda askerleri olduğunu, tetikçilik görevinin ise Sırp Çetniklere verildiğini…

Biz biliyorduk Sırplar bütün Müslümanları “katlederek temizlesin !" diye üç buçuk sene hiç müdahale edilmeyen savaşa, Boşnaklar zafer kazanmaya başlayınca "barış "adı altında müdahale edildiğini...

Batı sadece fiilen yaptığı katliamlarla değil teorisiyle, zihin yapısıyla da kötüdür.

Batı zihniyeti için Müslüman/ Doğu insan olarak bile tanımlanmaz. Bu yüzden Afrika Serengeti yaşam parkında ücretini ödeyerek "vahşi hayvan avlamaya " giden Batılı için Bosna'da ücretini ödeyerek "Müslüman insan avlamak" normal bir şeydir...

Slovenyalı yönetmen Zupanic'in "Saraybosna Safarisi" isimli belgeseli Bosna Hersek'te 1992-1995 yıllarında yaşanan savaşta Batı ülkelerinden ve Rusya'dan bazı zenginlerin Saraybosna’da "insan avına" çıkmak için Sırp askerlerine para verdiği gerçeğini belgesel yapmış.

Amerika ve Avrupa’da zengin ve nüfuzlu bazı psikopatların kendi özel arazilerinde insan avı partisi düzenlediklerine dair çeşitli söylentiler, filmler ve yazılar çıkmıştı geçmiş zaman. Bunun gerçek olduğundan hiç şüphe duymasak da doğrulayacak veri bulmak zordu. Ama bu… Dünyanın gözü önünde yaşanan soykırım, fiilen tetiği çekmekten öte sorumlu olan zaten Batı olduğunu savaşın her kademesinden bildiğimiz bir durumdu zaten.

İnsan avlamak için katillere para verip katil olan medeni vahşiler !...

Bu gün dünyada yaşanan her kötülüğün arkasında Batı vardır. Amerika öncülüğündeki emperyalist sömürü düzenini sürdüren Batı ülkeleri. Akan her damla kanın, işgal edilen şehirlerin, tecavüz edilen masumların, katledilen sabilerin, yok edilen ümitlerin sorumlusu batıdır, Batı zihniyetidir Batı yaşam tarzıdır…

Bir gün zalimler yaptıkları zulümlerin hesabını elbette verecek. O ümitle yaşıyoruz…