Taşeronların kadroya alınmasıyla ilgili riskler!
1 Kasım seçimleri öncesinde muhalefet partilerinin hesapsız taahhütleri karşısında Ak Partinin seçim beyannamesinde yer verdiği; "Taşeronluk çerçevesinde kamunun ihtiyaç duyduğu işlerde çalışan taşeronları kamuda istihdam edeceğiz" ifadesi yer bulmuştu.
Seçim öncesi kamuda görev yapan taşeron işçilerden asıl işlerde görev yapanlara kadro verileceği Ak Parti tarafından vaat edilmişti. Yaklaşık 200 bin kişiyi kapsayacağı tahmin edilen bu vaat Davutoğlu'nun dünkü açıklamasıyla bu çok farklı bir noktaya geldi. Son açıklama ile rakamın 1 milyona bile çıkabileceği öngörüleri dile getiriliyor.
Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi taşeron aileleri için çok önemli bir müjde anlamına gelse de kamu tarafından bakınca kamu personel istihdamı ile ilgili çok ciddi riskleri de beraberinde getirebileceğine dikkat çekiliyor.
KAMUDA 1 MİLYON KORKUSU
Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi ile ilgili en önemli endişe, tüm taşeronlara kadro hakkı verilmesinin kamu maliyesine getireceği yük olarak görülüyor. Bu noktada özellikle belediyelerin bu yükün altından nasıl kalkacağı merak ediliyor.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN ÇIKIŞ YOLU OLMUŞTU
Taşeron sistemi, özellikle 1994 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği dönemde çıkmaza girmiş olan İstanbul Büyükşehir'in kurtarıcı formülü olmuştu. Kamunun sırtında kambur haline gelen mali yükü ciddi ölçüde azaltan bu formül devreye alınmıştı.
Bu dönem tıkanan işlerin belediyeye maliyeti düşürülerek taşeron firmalar üzerinden yaptırılması, belediyeyi büyük mali yükten kurtarmış, işlerin daha hızlı yapılması sağlanmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi şehrin altyapısının yenilenmesinden özel güvenliğe, temizliğinden ulaşımına kadar pek çok hizmetleri daha düşük maliyetle ve daha makul sürede yaptırma imkanı bulmuştu.
KAMUDA TAŞERON İSTİHDAMININ ÇIKIŞ SEBEBİ
Kamu kesiminde taşeron işçi istihdamı uzun yıllardır uygulanan bir yöntemdir. Kamuda esnek bir istihdam modeli olması da tercih sebeplerinden biriydi. Özellikle sınavsız oluşu, göreve almanın ve sonlandırmanın kolay oluşu, niteliksiz çalışanların devlette tutunamaması yönüyle de avantajlıydı.
Dünkü müjde ile, kadroya alınanların 'zaten devlete sırtımı dayadım' mantığıyla yaptığı işin niteliğini düşürebilme ihtimali de riskin bir başka yönünü oluşturuyor.
TAŞERON İŞÇİLERİN KADROYA ALINMASINDAKİ ZORLUKLAR
Taşeron işçilerin kadroya alınmasına ilişkin bir dizi zorluklara dikkat çekiliyor.
Taşeron işçilerin kamu kurumlarında kadroya alınmasının en önemli sıkıntılarını maddeler halinde sıralamak gerekirse;1- Taşeron işçilerin kamu kurumlarında kadroya alınmasının en önemli sıkıntısı KPSS'ye giren ve atanma bekleyen milyonlarca adayın tepkisinin nasıl absorbe edileceğidir. Bu kadar aday atanma beklerken hiçbir sınava girmeden taşeron işçi olarak çalışanların kadroya alınması adalet duygusunu yerle bir edecektir. Hele hele kadro beklentisinin artması taşeron işçi sayısını daha da arttırmıştır.2- Hiçbir kriter olmadan taşeron işçi olarak istihdam edilen işçilerin kadroya alınmasında bir milyona yakın taşeron işçinin getireceği mali yük ve kalite sorunu önemli bir risk oluşturmaktadır. Şayet bunlar arasından bir seçim yapılacaksa bu seçimin hangi kıstasa göre yapılacağının tespitindeki sıkıntılar ise sevinen ve üzülen dengesini gündeme getirecektir.3- Yaklaşık 400 bin taşeron işçinin istihdam edildiği belediyeler, kadroya son derece soğuk bakmaktadır. Kadrolu işçinin çalıştırılmasındaki zorluklar ve hizmet kalitesi ile maliyetlerin yüksekliği belediyelerin taşerondaki ısrarının temel sebepleri arasındadır. Kadrolu işçilerin aşırı iş güvencesi, bunların çalıştırılmasındaki zorluklar, toplu sözleşme ve disiplin süreçlerinin sıkılığı ve sendikaların aşrı müdahaleciliği yanında, taşeron işçilerin muhataplarının kamu kurumlarından ziyade taşeron olmaları, işçilerle kamu kurumlarından ziyade taşeronların karşı karşıya gelmeleri, işçinin aşırı rapor vb. sıkıntılarında doğrudan taşeronun kamu kurumları nezdindeki düştükleri sıkıntılar, iş güvencesinin zayıf oluşu, sendika ve toplu sözleşme baskısının olmaması, taşeronu kamu kurumları nezdinde daha kabul edilebilir kılmaktadır.4- Diğer önemli bir sorun ise, taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi, büyük bir sektör haline gelen taşeronların yani bu alanda iş yapan işverenlerin tamamen işini sona erdirecektir. Yaklaşık bir milyon işçiyi istihdam eden işverenlerin bir anda sektörden çekilmesi anlamına gelen taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi, işverenleri hükümet nezdinde harekete geçirmiştir.5- Taşeron işçilerin daha güvencesiz olması karşısında, kadrolu işçilerin siyaset yapma serbestisi gibi birçok hakkının olması kamu kurumlarını tedirgin etmektedir. Taşeron işçilere kadronun gündeme gelmesi, işin çok boyutlu olarak masaya yatırılmasını gerektirmiştir. Özellikle birçok kamu kurumunun yardımcı hizmetler sınıfındaki personeli çalıştırmadaki zorluğu bu kurumları taşeron çalıştırmaya itmiş ve bu personele yaptırdığı işleri taşerona yaptırması ve hizmetli personel istihdamını sona erdirmesi taşeron işçi sayısını arttırmıştır. Taşeron istihdamıyla kamu kurumunun hizmet kalitesindeki artış taşeronun kadroya geçirilmesindeki isteksizliğin bir diğer önemli nedeni olup, bunların kadroya alınması eskiye dönüş anlamına gelecektir. Yani denenmiş yöntemler tekrar denenmek istenmemektedir. (Ahmet Ünlü - Yeni Şafak)
ÖZLÜK, İZİN VE TAZMİNAT HAKLARI KORUNMUŞTU
2014 yılı Eylül ayında Faruk Çelik'in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde Meclis'ten çıkan Torba Yasa ile taşeron işçilerin özlük, izin ve tazminat hakları güvence altına alınmıştı. Böylece diğer kamu personeli ile durumları eşitlenmişlerdi.
Böylece kamu da ya da özel sektörde çalışan taşeronlar 11 ay çalıştırılıp işten çıkartılamayacak hale gelmiş ve tazminat hakları devlet koruması altına alınmıştı. Ayrıca izin ve maaş hakları da sağlanmıştı.
DANANIN KUYRUĞU ASIL İŞ-YARDIMCI İŞ TANIMIYLA KOPACAK
6552 sayılı Kanunla 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda yapılan değişiklikle ihaleye çıkılabilecek yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini belirlemeye bakanlar kurulu yetkili kılınmıştır.Buna göre; idarelerce kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması halinde personel çalıştırılmasına dayalı yardımcı işlere ilişkin hizmetler için ihaleye çıkılabilir. Bu kapsamda ihaleye çıkılabilecek yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini; idarelerin teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin mevzuatı, yerleşik yargı içtihatları ile 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesi dikkate alınmak suretiyle idareler itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye işçi, işveren ve kamu görevlileri konfederasyonları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.Madde metni dikkatli incelendiğinde görüşten bahsedildiği görülecektir. Yani uygun görüş denilmediği için Maliye Bakanlığının ağırlığı tartışılmazdır. Sonuç olarak yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini belirleyecek bakanlar kurulu kararı ya ümitleri yeşertecek ya da tamamen söndürecektir. Çok bilinmeyenli bir denklemin sonucunu tahmin etmek öyle sanıldığı kadar kolay değildir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.