''Tarihte örnekleri yaşandı''
EZGİ ÇELİK
Suudi Arabistan, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının yayılımını önlemek amacıyla alınan koruyucu tedbirler nedeniyle bu yıl milyonlarca Müslüman tarafından merak edilen hac ibadeti kararını açıkladı. Suudi Arabistan yönetimi, ilk kez hac sezonunu iptal ederek, bu yıl hac ibadetinin sadece ülkede yaşayanlarla sınırlı tutulacağını ve yurt dışından hacı kabul etmeyeceklerini duyurdu. Suudi Arabistan’ın hac kararını ve pandemi döneminin dini hayata etkilerini Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş’la konuştuk.
Tarihte örnekleri yaşandı
Koronavirüs salgınının ülkemizde ve dünyada ekonomi, sosyal hayat, eğitim olmak üzere hayatın her alanında önemli etkiler meydana getirdiğini aktaran Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, dini hayata etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pandemi sürecinde alınan tedbirler kapsamında Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi, Mescid-i Aksa ve tüm dünyadaki camilerin toplu ibadetlere kapatıldığını söyleyen Altıntaş, “Cuma ve Ramazan Bayramı namazları kılınamadı, umre ibadetleri durduruldu. Şimdi de Hac için Suudi Arabistan hükümeti yeni karar aldı. Sadece hacca kendi ülke vatandaşları gidecek. Tarihte bunun örnekleri vardır. Kara veba gibi Avrupa’da ortaya çıkan salgınlar din-devlet, din-siyaset ve din-toplum ilişkilerini derinden etkilemiştir. Salgınlar nedeniyle o dönemlerde binlerce Müslüman vefat etmiştir. Kabe-i Muazzama ibadete kapatılmıştır. Hatta bazı hatıra kitaplarında Harem-i Şerif’te merdivenlerde binlerce hacının cesedinin varlığından bahsediliyor. Pandeminin kendi fıkhını ürettiğini söylemek mümkün. Artık fıkıh külliyatımızın bir köşesini pandemi ile ilgili fetvalar oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin gücü artacaktır
Covid-19 salgını öncesinde Avrupa merkezli İslamofobik faaliyetlerde yaşanan artışı hatırlatan Altıntaş, konuya ilişkin şöyle konuştu: “Pandemi sonrası Müslümanlarla ilgili önyargılarda bir yumuşama yaşanacaktır. Bu inancımı yaşananlar kuvvetlendiriyor. Örneğin, Newsweek Dergisinde yer alan bir habere göre önde gelen Hıristiyan bir İlahiyatçı, ‘Dünyada ilk defa salgın sırasında karantina, sosyal izolasyon ve kişisel temizliğe önem veren kim?’ diye sormuş, sonra da kendisi, ‘Hz. Muhammed’dir’ şeklinde cevap vermiştir. Bazı Avrupa ülkelerinde uzun zamandır ezanların açıktan okunması yasaktı, salgın ile birlikte ezanların açıktan okunmasına izin verildi, kim ülkelerin de devlet televizyonlarında Kur’an-ı Kerim okutuldu ve hocalarımızın İslam’la ilgili konuşmalarına yer verildi. Ben böyle bir değişim ve yumuşamada Türkiye’nin doğu-batı ayırt etmeksizin bütün ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere tıbbî malzeme göndermesinin de büyük payı olduğuna inanıyorum. Bu yardımlar her ne kadar sembolik de olsa, zor zamanlarda yapıldığı için insanoğlu bunu unutmaz. Pandemi sonrası yenidünyada bu yardımların etkisiyle Türkiye’nin gücü artacaktır” ifadelerini kullandı.
Acil önlem alınmalı
Avrupa’da İslamofobi azalırken ağırlık merkezinin Hindistan’a kaydığını aktaran Altıntaş, “Hindistan hükümeti, İsrail’in yaptığı gibi Müslümanları vatandaş saymama yasası çıkarmaya hazırlanıyor. Şimdiden Müslümanlara karşı işkence, şiddet ve ayrımcı politikaları hızlandırmaya başladı. Bugün de Hindu hükümeti ülkedeki virüs salgının faturasını Müslümanlara kesmeye çalışıyor. Buna gerekçe olarak da Tebliğ cemaatinin Mart ayında Yeni Delhi’de düzenlediği ve binlerce Müslüman’ın katıldığı kongreyi gösteriyor. Hatta Hindu milliyetçi gruplar Müslümanları “covid-19 cihatçıları”, “covid-19 teröristleri” gibi etiketlerle suçlama yoluna gidiyorlar. Müslümanların evlerine, okullarına ve iş yerlerine saldırılar düzenleyerek tahribat yapıyorlar. Bu konuda mutlaka İslam İşbirliği Teşkilatı acil önlemler almalı, konuyu Birleşmiş Milletler örgütüne taşımalıdır” dedi.
Covid-19 sonrası bireysel dindarlık
Pandemi döneminde zorunlu olarak yaşadığımız tekil ibadet uygulamalarının bizlere bireysel dindarlığa geçme alışkanlığı kazandırmaması gerektiğine dikkat çeken Altıntaş, “Bu süreçlerin zaruret bağlamında ele alınması gerektiği asıl olanın kurumsal dindarlık olduğu vurgulanmalıdır. Milletlerin hayatında sosyal olayların ve doğal afetlerin yaşandığı dönemlerde mesayanik ve kült hareketlerde bir artma yaşanır. Bu konularda tedbir almak devlete, dini açıdan halkımızı aydınlatmak da dini kurumlarımıza düşer. Dolayısıyla asıl hizmet pandemi sonrasında ortaya çıkacaktır. Bizler insanımızın psikolojik yaralarını ve travmalarını sarmada hem dinden, bilimden ve hem de psikolojiden yardım almaya hazır olmalıyız. Ben milletimizin köklü inancından kaynaklanan yardımlaşma ve dayanışma duygusuna güvenerek bu pandemi sürecinden az bir hasarla çıkacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.