Tarihin en büyük hırsızı CHP
ÖZLEM DOĞAN
CHP ve altıok denince akla sadece çöp çamur ve çukur gelmiyor. Kuruluş öncesi ve sonrasıyla Osmanlı düşmanlığı yapan, dini ve milli değerleri yok etmek için tasarladığı devrimleri halka idamla kabul ettiren zihniyetin yaptıkları bugün bile dimağlardaki yerini koruyor. Her seçim ‘oylarımız çalındı’ diyerek kaos çıkardığı halde son yerel seçimde sonuca göre şekil alan CHP, YSK’nın verdiği karara saygı duymuyor.
CHP dilimizi çaldı
Türkiye halkını tarihinden koparan en ölümcül darbe harf inkılabı oldu. Geçmişle tüm bağların koptuğu bu devrim için yeni alfabeyi Dilci İbrahim Necmi Dilmen'den öğrenen Mustafa Kemal, 4-5 Ağustos 1928 gecesi Başbakan İsmet İnönü'ye yeni harflerle mektup yazmış, Sarayburnu'nda düzenlenen bir dinletide Falih Rıfkı Atay, Atatürk'ün yeni harflerle yazdığı açıklamayı yüksek sesle okumuştu. Mektupta ‘Yüzyıllardan bu yana kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu anlamak zorundasınız’ deniyordu. Yeni kurulan Cumhuriyet, 1 Kasım 1928'de 1353 sayılı yasayla 29 harften oluşan yeni Türk alfabesini kabul ederek, yüzlerce yıllık bilgi-birikimi, eserleri ve maziyi Osmanlı Türkçesi’yle birlikte rafa kaldırmıştı. Üstelik yeni kullanılacak olan alfabe Agop Dilaçar Martayan’a emanet edilmişti.
Harf devrimi bizi bizden kopardı
Eski yazıyla yazılı sayısız eserlerin şimdi okunamaz durumda olduğunu ifade eden Yedi Güzel Adam'ın ağabeylerinden fikir ve düşünce adamı Nuri Pakdil, “Harf devrimi çok trajiktir. Çünkü eski yazı ile yazılı kitapları okuyamaz, anlayamaz duruma düştük. Tarihte bizim kadar kültür değişimiyle sarsılmış başka bir halk gösterilemez. Edebiyatımız yerli düşünceden koptu. Yazı devrimi bizi kendi edebiyatımızdan ve kendi eserlerimizden ayırdı, kopardı” dedi.
CHP tarihimizi çaldı
Sultan Abdülhamid’i tahttan indirip Osmanlı’yı yıkanlar önce Cumhuriyeti ardından da CHP’yi kurdu. Hükmettiği üç kıtada halkın barış ve huzur içinde yaşamasını sağlayan, İslam ülkelerinde refahın teminatı olan hilafetin merkezi Osmanlı, geleceğin CHP’lileri tarafından sona erdirildi. 600 yıla zaferler sığdıran ecdadın torunları sürgüne yollanarak büyük bir sefaletin içinde itildi. Bunla da yetinmeyen istikbalin CHP’lileri yıktıkları Osmanlı’nın tarihine de leke sürdü. Yeni alfabeyle yazılan ders kitaplarında yeni nesillere Osmanlı’yı kötülediler. Padişahlara vatan haini dediler. Gerçek tarihi yıllarca gizlediler. Böylelikle tarihine düşman nesiller yetiştirdiler.
CHP geleneklerimizi çaldı
9 Eylül 1923’te kurulan CHP’nin devrimleri zorbalıkla halka dayatmasına en büyük kanıt 25 Kasım 1925 tarihinde Meclis’te kabul edilen şapa devrimiydi. 5 Kasım 1925’te Konya Mebusu Refik Koraltan ve altı arkadaşının imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ‘şapka iktisası’ kanun teklifi kabul edilmiş, halktan karşı çıkanlar tıpkı İskilipli Atıf Hoca gibi idam edilmişti.
Asılanların sayısını bilmiyoruz
Dönemin siyasetçi ve yazarlarından Doktor Rıza Nur, ‘Hayat ve Hatıratım’ adlı eserinde şapka takmayı reddeden halkın başına gelenlerden bahsediyordu: “Bu iş aks ü amellerde kalmadı. Sivas’ta, Erzurum'da ötede beride halk şapkaya karşı çıktı. Derhal Kel Ali riyasetinde bir İstiklal Mahkemesi dolaştırıldı. Epeyce adam astılar sayısını bilmiyoruz. Halk yıldı, iş bitti.”
CHP dinimizi çaldı
CHP, halkı Batılılaştırıp özünden koparma girişimlerini sürdürürken Hz. Muhammed döneminden beri tüm İslam ülkelerinde Arapça okunan ezana da el attı. 30 Ocak 1932 tarihinde Hafız Rifat Bey tarafından Fatih Camii'nde okunan ilk Türkçe ezanla birlikte hutbenin ve hatta namazın Türkçeleşmesine kadar gidildi. Tüm itirazlara kulak tıkayan CHP’nin bu zulmü 18 yıl sürdü. Arapça ezanın özgürlüğüne kavuştuğu gün, öyle büyük bir sevinç yaşandı ki, Bursa'da bir camide ikindi ezanı üst üste altı kere okundu. Ezanı iktidara gelir gelmez aslına çevirten Başbakan Adnan Menderes ise bunun bedelini canıyla ödeyerek demokrasi şehidi oldu. CHP, başa çıkamadıklarını idam ediyor yahut ettiriyordu. Bununla da yetinmeyen CHP Osmanlı’dan kalma camileri de ya satıyor ya da ahıra çeviriyordu.
CHP hayallerimizi çaldı
Yıllar Türkiye’de iktidar kavgaları, yoksulluk ve darbelerle geçip giderken 90’lı yılların karanlık ortamı ülkeyi adeta bir cehenneme çevirdi. Faili meçhul cinayetlerin, toplumsal krizlerin odağındaki Türkiye’de muhafazakârların çektiği çile bitmemiş ve bir yenisi eklenmişti. 28 Şubat sürecinde başörtülü kızların okuma hakkı ellerinden alınmış; üniversite kapılarında örtüleri çekiştirilmiş, tartaklanmış veyahut ikna odalarında insanlık dışı muameleye tabi tutulmuşlardı. Namaz kılanların fişlendiği, başörtülü oldukları gerekçesiyle hizmet verilmeyen kadınların toplumdan tecrit edildiği bu dönemde CHP’li tüm siyasetçiler yasağı savunuyordu. 28 Şubat sürecinde koalisyon hükümetinin Başbakanı Necmettin Erbakan’a darbe yapan cuntacıların arkasında da CHP vardı. Binlerce gencin okuma hayalleri elinden alındı. Fişlendiler, gelecekleriyle oynandı.
Şimdi de oyları çaldılar
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre tüm sandıkların kapanmasıyla ortaya çıkan 28 bin 583 fark, itirazlar neticesi 13 bin 832'ye indi. YSK kararıyla da İstanbul yerel seçimlerinde seçimin sonucunu etkileyecek şaibe ve yolsuzluklar yapıldığı ortaya çıktı. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başbakan Adayı Binali Yıldırım, kendisine yöneltilen "İstanbul'daki seçimler neden iptal oldu?" sorusuna, "Çok basit. Çünkü çaldılar" diye cevap vererek yerel seçim tablosu hakkında yorumda bulundu. Yıldırım’ın, ‘Çünkü çaldılar’ sözü sosyal medyada da büyük bir destek buldu.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.