Dolar (USD)
34.62
Euro (EUR)
36.65
Gram Altın
2936.09
BIST 100
9639.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Takva ile ilgili ayet ve hadisler

Takva, İnsanın dünyada Allah indindeki durumu ile alakalı bir durumdur. Yani Allah''ın emir ve yasaklarına en uygun yaşama ile alakalı bir hassasiyet. EFENDİMİZİN ''''veda hutbesinde'''' bahsettiği İnsanın birbiri arasında takvadan başka üstünlüğü olmaması da bu minvalde söylediği bir sözdür. Çünkü insanın Cehennem azabından korunması için Dünya ve ahiret hayatını düzene sokmak ve Müttakilerin, yani takva sahiplerinin yanında olması için bu gereklidir. Tabi ki bunu başarmak kolay değil ama takva sahibi olmaya çalıştıkça bu insan manevi bir huzur ve güven verir. Peki bu kadar önemli olan ''''Takva'''' ile ilgili ne biliyoruz? Nasıl takva sahibi olunur? Takva ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir?
Takva ile ilgili ayet ve hadisler
05 Şubat 2019 14:04:00
Takva, İnsanın dünyada Allah indindeki durumu ile alakalı bir durumdur. Yani Allah''ın emir ve yasaklarına en uygun yaşama ile alakalı bir hassasiyet. EFENDİMİZİN ''''veda hutbesinde'''' bahsettiği İnsanın birbiri arasında takvadan başka üstünlüğü olmaması da bu minvalde söylediği bir sözdür. Çünkü insanın Cehennem azabından korunması için Dünya ve ahiret hayatını düzene sokmak ve Müttakilerin, yani takva sahiplerinin yanında olması için bu gereklidir. Tabi ki bunu başarmak kolay değil ama takva sahibi olmaya çalıştıkça bu insan manevi bir huzur ve güven verir. Peki bu kadar önemli olan ''''Takva'''' ile ilgili ne biliyoruz? Nasıl takva sahibi olunur? Takva ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir?

Takva, İnsanın dünyada Allah indindeki durumu ile alakalı bir durumdur. Yani Allah'ın emir ve yasaklarına en uygun yaşama ile alakalı bir hassasiyet. EFENDİMİZİN ''veda hutbesinde'' bahsettiği İnsanın birbiri arasında takvadan başka üstünlüğü olmaması da bu minvalde söylediği bir sözdür. Çünkü insan Cehennem azabından korunmak için Dünya ve ahiret hayatını düzene sokmak ve Müttakilerin yani takva sahiplerinin yanında olmak için bu gereklidir. Tabi ki bunu başarmak kolay değil ama takva sahibi olmaya çalıştıkça bu insan manevi bir huzur ve güven verir. Peki bu kadar önemli olan ''Takva'' ile ilgili ne biliyoruz? Nasıl takva sahibi olunur? Takva ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir?

Takvâ ile ilgili hadisler ve hadislerin açıklaması…

1- Ebû Zer (r.a.) der ki:

Resûlullah bana şöyle buyurdu:

“Nerede ve nasıl olursan ol, Allah’dan kork! Kötülük işlersen, hemen ardından bir iyilik yap ki, o kötülüğü silip yok etsin. İnsanlara karşı da güzel ahlakla muâmele et!” (Tirmizî, Birr, 55/1987)

2- Atıyye es-Sa’dî’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Bir kul günaha girerim korkusuyla, yapılması mahzurlu olmayan bazı şeylerden bile uzak durmadıkça, müttakîler/takvâ sahipleri derecesine ulaşamaz.” (Tirmizî, Kıyâmet, 19/2451. Ayrıca bkz. İbni Mâce, Zühd, 24)

3- Ebû Zer (r.a.) anlatıyor:

“Resûlullah bir gün:

«–Ben öyle bir âyet biliyorum ki, şayet insanların tamamı onunla amel etseydi, hepsine de kâfi gelirdi»buyurmuştu. Ashâb-ı Kirâm:

«–Ey Allah’ın Resûlü, bu hangi âyettir?» diye sordular. Allah Resûlü:

«Kim Allah’a karşı takvâ sahibi olursa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder» âyetini tilâvet buyurdu.” (İbni Mâce, Zühd, 24)

4- Sa’d bin Ebû Vakkâs (r.a.), “Resûlullah Efendimiz’i şöyle buyururken dinledim” demiştir:

“Allah Teâlâ müttakî, gönlü zengin, kendi hâlinde işiyle ve ibadetiyle meşgul olan kulunu sever.” (Müslim, Zühd, 11)

5- Ebû Hüreyre (r.a.) der ki:

Peygamber Efendimiz’e:

“–Ey Allah’ın Resûlü! İnsanların en keremlisi (hayırlısı, şereflisi ve değerlisi) kimdir?” diye soruldu. Resûlullah:

“–En çok takvâ sahibi olanlarıdır” buyurdu. (Buhârî, Enbiyâ, 8, 14, 19; Menâkıb, 1; Tefsîr, 12/2; Müslim, Fedâil, 168)

6- Ebû Ümâme (r.a.) der ki: Resûlullah Efendimiz’i Vedâ Haccı’nda insanlara hitâb ederken dinledim. Şöyle buyurdu:

“Rabbiniz olan Allah’a karşı takvâ sahibi olunuz! Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını hakkıyla ödeyiniz. İdârecilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin Cennet’ine girersiniz.” (Tirmizî, Cum’a, 80/616)

7- Adiy bin Hâtim (r.a.), “Resûlullah Efendimiz’i şöyle buyururken dinledim” demiştir:

“Bir şey hakkında yemin eden kişi, sonra takvâya ondan daha uygun bir şey görürse, (yemininden vazgeçip) takvâya uygun olanı yapsın!” (Müslim, Eymân 15)

8- Zeyd bin Erkam (r.a.) der ki: Nebiyy-i Ekrem şöyle dua ederdi:

“…Allah’ım! Nefsime takvâsını ver ve onu tezkiye et! Sen onu en iyi tezkiye edensin. Sen onun velîsi ve Mevlâ’sısın…” (Müslim, Zikir, 73)

HADİSLERİN AÇIKLAMASI

Takvâ; sakınmak, korunmak, çekinmek, hoşa gitmeyen şeylerden uzak durmak, tehlikelere karşı kendini korumak, korkulan şeyle araya bir mânia koymak demektir. Takvâ, mü’minin Allah’ın hıfz u emânına sığınarak, âhirette kendisine zarar ve elem verecek şeylerden titizlikle korunması ve günahlardan sakınarak sâlih amellere sarılmasıdır.

Takvânın alt sınırı küfür ve şirkten korunmak, ortası büyük ve küçük günahları terk etmek, üst seviyesi de, gönlü Cenab-ı Hakk’ın râzı olmayacağı her türlü menfî düşünceden korumak ve Allah’tan başka her şeyden (mâsivâ) yüz çevirmektir. Takvânın bu mertebesi için bir sınır ve nihâyet yoktur. Her müttakînin önünde devamlı olarak terfî edebileceği daha yüksek bir takvâ mertebesi mevcuttur. Bu mânevî yolculuk ölüme kadar devam eder.

Takvânın üst mertebelerinden biri, her ne şekilde olursa olsun Allah’a itaat edip hiçbir şekilde isyan etmemek, O’nu daima zikredip hiç unutmamak ve her zaman şükredip küfrân-ı nimette bulunmamaktır.

Kişinin takvâsı, yaptığı ibadetlerden ziyade, yasaklardan kaçınması ile değerlendirilir.

Hz. Ömer, bir gün Übey bin Kâ’b Hazretlerine takvânın ne olduğunu sormuştu. Übey (r.a.) da ona:

“–Sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü ey Ömer?” diye sordu. Hz. Ömer:

“–Evet, yürüdüm” karşılığını verince bu sefer Übey (r.a.):

“–Peki, ne yaptın?” diye sordu. Hz. Ömer:

“–Elbisemi topladım ve dikenlerin bana zarar vermemesi için bütün dikkatimi sarf ettim” cevabını verdi. Bunun üzerine Übey bin Kâ’b (r.a.):

“–İşte takvâ budur” dedi. (İbni Kesîr, Tefsîr, I, 42)

TAKVANIN ANLAMI

İnsan, dikenli tarlada yürürken, zarar görmemek için nasıl dikkatli, titiz ve uyanık hareket ederse, mü’min de dînî hayatında haramlara ve mekruhlara dokunmamak için aynen öyle dikkatli ve hassas davranmalıdır. İşte Allah’ın muhabbet ve rızâsını kaybetmemek ve O’nun gazabını çekmemek için emir ve nehiylerine îtinâ ile tâbî olmak, bu itaat hâlini korkulan şeylerle aramıza perde gibi çekmek takvâdır. Bu sebeple takvâya kısaca “Allah’tan korkmak”ve “Allah’a saygı duymak” mânâları verilmiştir.

Hâsılı takvâ, fazilet ehli sâlih bir mü’min olarak Allah’ın rızâsına uygun bir hayat yaşamaktır.

Takvâ; tenhâda, toplum içinde, belâ ve musîbet ânında, bolluk ve refahta, yokluk ve darlıkta, hâsılı her hâlükârda Allah’a karşı saygılı olmayı, devamlı uyanık, dikkatli ve şuurlu bulunmayı gerektirir.

Meymûn bin Mihrân şöyle der:

“Kul, «Yediğini ve giydiğini nereden karşılıyor?» diye ortağını gözetleyip hesâba çektiği gibi, kendi öz nefsini denetleyip hesâba çekmedikçe, asla takvâ sahibi olamaz.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459)

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin