Takva ehli olmaya gayret etmek
İBRAHİM CÜCÜK
Şüphelileri bile terk etmek
Takva, daha ziyade şüphelileri bile terk etmektir. Bunun delili de şu hadu00ees-i şeru00eeftir:
"Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da muhafaza etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir." (Buharu00ee, İman, 39; Müslim, Müsakat, 107.)
Takva, kulun küfürden ve şirkten, büyük küçük günahlardan hatta şüphelilerden bile kendisini koruyarak Allah'ın azabından ve kızmasından kendimizi korumak, ilahu00ee koruma altına girmek ve daima Kur'an-ı Keru00eem caddesinde bulunup şeytanların yollarından korunmaktır.
İsyan etmeyip itaat etmek
"Takva, dikenli tarlada ayağına diken batmadan yürümektir." (Ebu00fb Hureyre r.a.)
Bu manaya göre kılı kırk yarmak, Allah ve kul hakları konusunda çok hassas davranmaktır.
Bu takva, büyük-küçük bütün günahları, şüphelileri ve bidat olan uygulamaları da terk edip amelde Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat ameline göre farzları, vacipleri, sünnetleri ve nafileleri çoğaltmakla hasıl olur.
"Takva, Allah'ın haram kıldığı şeyleri terk edip farzlarını eda etmektir. Allah, bundan sonra ne nasip etse hayır üzerine hayır olur." (Ömer b. Abdulaziz rh.a.)
"Takva, isyan etmeyip itaat etmek, zikredip unutmamak ve şükredip nankörlük etmemektir." (İmam Mücahid rh.a.)
"Takva, kalp, günahtan temizlenince, seninle günahlar arasına günahı terk etmeye azim kuvveti hasıl olan bir koruma olur ki artık günah senden çıkmaz." (İmam-ı Gazalu00ee rh.a.)
Takva, gizli açık günahlardan; kalple, dil ve bedenle işlenen günahlardan, şüphelilerden korunmaktır.
Takvayı elde etmede bütün organlarla tutulan orucun payı büyüktür. Demek ki otuz gün mü'min, böyle bilerek ve azimle oruç tutsa Ramazan'ın sonunda Allah'ın yardımıyla takvaya erer.
TAKVu00c2YA ULAŞMA YOLLARI
a) Kalbin, dilin ve bedenin kulluk etmesi ile
"Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri de yaratan Rabbinize kulluk edin ki takvaya (dünya ve ahiret huzursuzluktan korunmaya) eresiniz." (Bakara su00fbresi (2), 21.)
Bu ayet-i keru00eeme, insanların ilk muhatap olduğu kulluğa ait emir, tevhu00eede dairdir. Hem ülu00fbhiyetin hem rubu00fbbiyetin tevhu00eedi ile ilgilidir. Tevhu00eed yani iman, kalbin ameli yani kalbin kulluğudur.
Kulluk, Allah Teala'nın razı olduğu ameldir.
Amel= Terk+Fiil
Terk= Küfür, şirk, haramlar, mekruhlar, şüpheliler, günaha sebep olan mubahlar
Fiil= İman+salih amellerdir. Salih ameller; farzlar, vacipler, sünnetler, müstehaplar ve sevaba sebep olan mubahlar
Kalp, terk edilmesi gerekeni reddedip terk eder, tasdiki gerekenleri tasdik eder, dil ve bedenle uygulanması gerekli bütün bu fiilleri tasdik edip ihlasla ve Sünnete uygun olarak tatbik ederse takvaya erer. Takvaya ermekle dünya ve ahiret huzursuzluklardan kurtulur, cehenneme girmekten kurtulur, umduğu cennete de Allah'ın lu00fbtfu ile girer.
Kalbin takvası, imanda, ibadet, ahlak ve ahkamda, Allah'ın ve Allah'ın öğretip eğittiği Rasu00fblünün koyduğu helallere ve haramlara göre inanıp amel etmesiyle gerçekleşir.
Önce öğretim ve eğitim İslamu00ee olacak ki İslamu00ee anlayış hasıl olsun. Anlayış İslamu00ee olunca anayasayı da bütün kanunları da İslam'a göre düzenler. İslam hayatın her sahasını konu edinmiş kamil bir sistemdir. Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi, sekiz cilt "Istilahat-ı Fıkhıyye Kamusu ve İslam Hukuku" kitabını, "otuz bin cilt kitapları karıştırdım da öyle yazabildim" demiştir.
Bütün hayatta İslamt olunca, kalbin takvası kolaylaşır. Bir toplumda haramlar alenen işlenince zamanla insanlar o haramları normal görmeye başlar, kalbin takvası ortadan kalkar, zamanla küfre dönüşür.
b) Bütün organlarla beraber otuz gün oruç tutulması ile
"Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı ki takvaya eresiniz." (Bakara su00fbresi (2), 183.)
Mü'min, bir ay kamilce oruç tutarsa takvaya erer müttaku00ee olur, kemale erişir. Kamil oruç, bütün vücut organlarına tutturulan oruçtur.g Kamil oruç, kalpte, takvaya erme niyeti ve azmi ile birlikte, göze, dile, kulağa, ağza ve tenasül organına yani bütün organlara orucun temelini ve kemalini bozan şeylerden uzak durularak tutturulan oruçtur.
Allah'a karşı gerçek kulluğu, insanlara karşı gerçek insanlığı yapmak gerekir. Kulun, Allah Teala'ya kulluğunu gerçekleştirebilmesi için kulluk edebilir hale gelmesi gerekir, gerçek insanlığın oluşması da kemal sıfatlarıyla sıfatlanmaya bağlıdır. Bunun gerçekleşmesi de terbiye edilmeye bağlıdır. İşte oruç da mü'mini hem cisim hem ruh açısından terbiye eder.
c) Batıl yollardan sakınarak Hak yolda sebat ederek
"Şüphesiz işte benim dosdoğru yolum budur; ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak başka yollarag uymayın. (Azabından) korunmanız için Allah size böyle tavsiye etmiştir."(En'am su00fbresi (6), 153)
Bütün peygamberlerin tebliğ edip izlediği yol, haktır ve çok değil tektir. Batıl yollardan sakınarak hak ve tek olan yol üzerinde sebat edilirse, fırkalaşmaktan, birbirimize düşman olmaktan, dünya ve ahirette huzursuz olmaktan korunmuş ve ilahu00ee koruma altında olma manasındaki takvaya ermiş oluruz.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.