Kuranı Kerimin bütün ayetleri ve ayetlerden oluşan sureleri belirli ve somut olan olaylar üzerine inmemiştir. Bazıları geçmiş peygamberleri ve hayatlarını anlatır. Bazı sureler ise iman ve fıkıh meseleleri üzerinde duru. Peki Taha suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Taha suresi neden indirilmiştir? Taha suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Taha suresinin nüzul sebebi...
İbn Abbas ve İbnu'z-Zubeyr'den rivayete göre Sûre Mekkî'dir.
Bazıları "Onların söylediklerine sabret ve güneşin doğmasından önce de, batmasından önce de Rabbini hamd ile tesbih et..." (ayet: 130) ayet-i kerimesini istisna ile Medine-i Münevvere'de nazil olduğunu söylemişlerdir.
Celaleddin es-Suyûtî, ilerde yerinde de geleceği üzere Ebu Rafi'den gelen bir rivayete dayanarak "Onlardan bazılarına, denemek için verdiğimiz dünya hayatının süsüne gözlerini dikme..." (ayet: 131) ayet-i kerimesinin de Medine-i Münevvere'de nazil olduğunu söyler.
İbn Abbas ve Cabir ibn Abdullah'tan rivayete göre sûre, Meryem Sûresinden sonra[1] ve Hz. Ömer'in müslüman olmasından önce inmiştir ki Hz. Ömer, Rasûlullah (sa)'i öldürmeye giderken kız kardeşinin ve eniştesinin müslüman olduklarını haber alıp onlara gittiğinde okuması için kendisine verilen işte bu Taha Sûresi olmuş ve bunları okuyan Ömer'in kalbine rikkat gelip hidayete ermişti.[2]
l. Taha.
2. Biz, sana Kur'an'ı güçlük çekesin diye indirmedik.
a) Mukatil der ki: Hz. Peygamber (sa)'in uzun uzun ibadet ettiğini, ibadet etmede adeta kendini zorladığını gören Ebu Cehl, el-Velîd ibnu'l-Muğîra, Mut'im ibn Adiyy ve en-Nadr ibnu'l-Haris'in, Efendimiz (sa)'e:
"Bak, atalarının ve bizim dinimizi terketmekle nasıl sıkıntıya düşüyorsun, ne kadar mutsuz oluyorsun!" demişler,
Hz. Peygamber (sa) de: "Hayır, aksine ben, alemlere rahmet olarak gönderildim." buyurmuş.
Onların: "Hayır tam tersine sen elbette mutsuzsun." demeleri üzerine
Allah Teala bu ayet-i kerimeyi indirmiştir.[3] Bu, İbn Abbas'tan de rivayet edilmiştir.[4]
Dahhak'tan rivayette de o şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber (sa)'e Kur'an nazil olunca o ve ashabı kalkıp namaz kıldılar. Onların namaz kıldıklarını gören Kureyş kafirleri:
"Allah Muhammed'e bu Kur'an'ı, sırf onu mutsuz kılmak (veya onun sıkıntı çekmesi) için indirmiş!" dediler de
Allah Teala
"Taha. (Ey Muhammed,) Biz sana Kur'an'ı güçlük çekesin diye indirmedik." ayetlerini indirdi.[5]
İbn Merdûye'nin İbn Abbas'tan rivayetle tahricine göre Hz. Peygamber hakkında: "Bu adam Rabbine şakî oldu (karşı geldi) demişlerdi de bunun üzerine "Taha. Biz, sana Kur'an'ı güçlük çekesin diye indirmedik." ayet-i kerimesini indirmiş.[6]
b) İbn Merdûye'nin İbn Abbas'tan rivayetine göre Hz. Peygamber (sa), kendisine ilk vahyin geldiği günlerde namazdaki kıyamda ayaklarının ucuna basarak dururdu, işte bu, Hz. Peygamber (sa)'e sıkıntı verdiğinden dolayıdır ki Allah Teala: "Taha. Biz, sana Kur' an 'ı güçlük çekesin diye indirmedik." Âyetini indirdi.[7]
c) İbn Merdûye'nin İbn Abbas'tan naklettiği bir habere göre de
Hz. Peygamber (sa)'e: "Ey örtünüp bürünen, birazı hariç geceleri kalk namaz kıl..." (Müzzemmil, 1-2) ayet-i kerimeleri nazil olunca geceleri kalkıp namaz kılmaya başladı. O kadar çok kıyamda duruyordu ki ayakları şiştiğinden bir sağ ayağı üzerinde durup sol ayağını, bir sol ayağı üzerinde durup sağ ayağını dinlendirmek zorunda kalıyordu. İşte bunun üzerine "Taha. Biz, sana Kur'an'ı güçlük çekesin diye indirmedik..." ayet-i kerimeleri nazil olmuş.[8]
105. Ve sana dağları sorarlar. De ki: "Rabbim onları unufak edip (ufalayıp) savuracak "
İbnu'l-Münzir'in "Sana dağları sorarlar..." ayet-i kerimesi hakkında İbn Cureyc'den rivayetinde o şöyle diyor: Kureyş müşrikleri Hz. Peygamber (sa)'le alay etmek üzere: "Ey Muhammed, Rabbin bu dağları kıyamet günü nasıl yapacak?" diye sordular da bu ayet-i kerime bunun üzerine nazil oldu.
[9] İbn Abbas'tan rivayetle bu sözü söyleyenlerin Sakîf kabilesinden oldukları da[10], bazı mü'minler olduğunu da söyler.[11]
Ancak mü'minlerin söylemiş olması durumunda elbette onların alay etmek için değil, gerçekten kıyamet günü dağların ne olacağını bilmemeleri ve öğrenmek üzere sormuş olmaları düşünülmekte.[12]
114. Hükmü her yerde geçerli gerçek hükümdar olan Allah yücedir. (Ey Muhammed!) Kur'an sana vahyedilirken, vahiy bitmeden önce (unutma korkusu ile) Kur'an'ı okumada acele etme; "Rabbim! benim ilmimi artır" de.
1. İbn Ebî Hatim'in Süddî'den rivayetinde o şöyle diyor: Hz. Peygamber (sa) Cibrîl kendisine Kur'an'dan bir şey indirdiğinde o geleni ezberlemek için kendini yoruyor; ezberlemeden önce Cibrîl geri dönecek diye korkuyordu. İşte bunun üzerine Allah Teala bu ayet-i kerimeyi indirdi.[13]
2. Dahhak der ki: Mekke müşrikleri ve Necran Piskoposu: "Ey Muhammed, bize şunları şunları haber ver." dediler ve kendisine cevap için üç gün süre tanıdılar. Bu üç gün içinde Hz. Peygamber (sa)'e vahiy gelmedi ve yahudilerin Hz. Peygamber (sa)'e galip geldikleri söylentisi yayıldı. İşte bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu.[14]
3. Bu ayet-i kerimenin nüzul sebebi olarak Hasen'den "Bir kadının Hz. Peygamber (sa)'e gelerek kocasının kendisini tokatladığından şikayette bulunduğu, Hz. Peygamber (sa)'in de aralarında kısas yapılması gerektiğini söylediği, ve işte bu "Okumakta acele etme." ayetinin bunun üzerine indiği, ayetin inmesi üzerine Hz. Peygamber (sa)'in kısas yapmadığı ve nihayet "Erkekler, kadınlar üzerinde hakimdirler."(Nisa, 4/34) ayet-i kerimesinin nazil olduğu" nakledilmişse de bu ayet-i kerimelerin böyle bir sebeple inmiş olması uzaktır. [15]
131. Onlardan bazılarına, denemek için verdiğimiz dünya hayatın süsüne gözlerini dikme. Rabbinin rızkı elbette en hayırlı ve en kalıcıdır.
Sa'lebî'nin, Hz. Peygamber (sa)'in kölesi Ebu Rafi'den rivayetinde o şöyle anlatıyor:
Bir gün Allah'ın Rasûlü (sa)'ne bir misafir geldi. Beni çağırıp yiyecek satın almak üzere yahudilerden bir adama gönderdi. Ona şöyle dememi emretti: "Allah'ın Rasûlü Muhammed sana diyor ki: Bize bir misafir geldi ve ona ikram etmek üzere yanımızda uygun bir şey yoktu. Bana şöyle şöyle bir miktar un sat veya parasını Receb Hilalinde vermek üzere şöyle şöyle bir miktar un ver." Yahudi: "Ona, parası daha sonra ödenmek üzere ancak bir rehin verirse satarım." dedi. Dönüp Hz. Peygamber (sa)'e durumu haber verdim, şöyle buyurdu: "Vallahi ben gökte de kendine güvenilenim, yeryüzünde de güvenilirim. Şayet parası daha sonra ödenmek üzere bana un satsaydı zırhımı satar parasını öderdim." ve işte bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu.[16]
Yine Ebu Rafi'den gelen başka bir rivayetin sonunda onun
"Ben daha Rasûli Ekrem'in yanından ayrılmadan "Onlardan bazılarına, denemek için verdiğimiz dünya hayatının süsüne gözlerini dikme." ayet-i kerimesi nazil oldu fazlalığı vardır.[17]
Taberî'nin kendi isnadıyla Ebu Rafi'den rivayetinde de bu ayet-i kerimenin yanında hadisenin, Hicr, 15/87 ayetinin de nüzulüne sebep olduğu kaydedilerek olay şöyle anlatılıyor:
Allah'ın Rasûlü (sa)'ne bir gün misafir gelmişti. Beni, Medine'de bir yahudiye, parası daha sonra ödenmek üzere birşeyler almaya gönderdi. O yahudiye geldim, yahudi: "Ancak bir rehin verirse ona parası daha sonra ödenmek üzere istediklerini veririm." dedi. Geri dönüp bunu Rasûlullah (sa)'a haber verdim. O: "Hiç kuşkusuz ki ben, gökyüzü ehli içinde de kendisine güvenilenim, yeryüzü halkı içinde de kendisine güvenilenim. Al şu zırhımı ona götür (ve rehin bırak)." buyurdular.
İşte bunun üzerine "Biz Azîmüşşan muhakkak ki sana tekrarlanan yediyi ve Kur'an-ı Azîm'i verdik..." (Hıcr, 15/87) ve "Akıbet takvaya erenlerindir."e kadar olmak üzere işte bu "Onlardan bazılarına, denemek için verdiğimiz dünya hayatının süsüne gözlerini dikme..." ayetleri nazil oldu.[18]
Yine Ebu Rafi'den gelen başka bir rivayette Hz. Peygamber (sa)'in, misafire ikram edecek bir şeyleri olmaması ile yahudiye muhtaç olması ve neticede onun bu güvensizliğine maruz kalmasına üzülmesi üzerine (onu teselli mahiyetinde olmak üzere) bu ayet-i kerimenin nazil olduğu tasrih olunmuştur.[19]
Ancak İbn Atıyye, Sûrenin Mekkî oluşu, hadisenin ise Medine-i Münevvere'de ve hem de Hz. Peygamber (sa)'in ömrünün sonlarında vuku bulması sebebiyle ayet-i kerimenin bu hadise üzerine inmiş olmasını zayıf görmüştür.[20]
TAHA SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
Mekkeli pupterestlerden Ebû Cehl ile Nadr b. Haris, Peygamber (A.S.) Efendimiz'in uzun süre ibadet ettiğini görünce, ona : «Sen bizim dinimizi terketmekle kendine büyük sıkıntılar veriyorsun» dediler. Bunun üzerine yukarıdaki ayetler indi.
Diğer bir rivayet:
Peygamber (A.S.) Efendimiz namaza durunca, bazan çok uzatır, o kadar ki, ayakları yorulur ve vücudunun ağırlığını sırayla birer bacağına yükleyerek kıraati daha çok uzatmaya çalışırdı. Bunun üzerine yukarıdaki ayetler indi.
İbn Abbas (R.A.) diyor ki :
«Benî Sakîf kabilesinden bir adam Peygamber (A.S.) Efendimize kıyamette dağların durumundan, ne olacağından sordu. Bunun üzerine yukarıdaki ayetler indi.»
Veya Kureyş kabilesinden bazı kimselerin böyle bir sorusu üzerine ilgili ayetler inmiştir.





