Suriyelilerin yüzde 90’ı hâlâ Türkçe bilmiyor
Suriye’de başlayıp, kısa sürede biteceği ümit edilen savaşın yedinci yılını geride bırakırken, Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısı 3 buçuk milyonu buldu. Bu zorunlu göç sebebiyle alışık oldukları yaşamları ellerinden alınan Suriyeliler, farklı bir ülkede, farklı bir kültüre adapte olmaya çalışarak hayata tutunmaya gayret ediyorlar. Öncelikle yeme, içme ve barınma ihtiyaçlarını gidermeye çalışan mülteciler, Türkiye’de kalma süreleri arttıkça farklı ihtiyaçlarına da cevap arama derdinde. Savaşlar göçleri, göçlerse kültürel etkileşimin birçok paradigmasını beraberinde getirir. Suriye’den Türkiye’ye uzanan göç hikayesinin bu paradigmalarından biri de dil meselesi.
Milletlerin birbiriyle iletişim kurması, alışveriş yapması, özellikle de göç edenlerin hayatını idame ettirebilmesinin önündeki en büyük handikaplardan birisidir dil. Dil sorununu kısa sürede çözen göçmenin, bulunduğu ülkeye adaptasyonu çok daha kolay olur. Savaşın ilk yıllarında “nasılsa evimize döneceğiz” gerekçesiyle Türkçe öğrenmeyen Suriyeliler, savaş uzadıkça bunun bir zorunluluk haline geldiğinin farkında. Öte yandan 7 yıldır Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğunun hala Türkçe öğrenememesi Türkler için de bir sorun.
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerle bu konuyu konuştuğumuzda, bunun birçok sebebi olduğunu dile getirdiler. Bunlardan bir tanesi, Suriye’den gelir gelmez çalışmak ve ailelerini geçindirmek mecburiyetinde olmaları. Hem vakit bulamayıp, hem de ticareti kendi aralarında yaptıkları için Türkçeye ihtiyaç duymayan Suriyeliler, 7 yıl yaşadıkları ülkenin dilini hala öğrenememiş durumdalar. Okul çağındaki çocukların çoğunluğu Türkçe konuşabilirken, yetişkinlerde durum çok vahim. 35 yaş üstü Suriyelilerin yüzde 90’ı Türkçe bilmiyor.
Konuşma değil kural öğretildi
Üç senedir Türkiye’de yaşayan Halepli Avukat Yusuf es Suri, “Bizim dinimiz, tarihimiz, kültürümüz, geleneklerimiz aynı. Hatta ruhumuz bile aynı. Bir tek dil engeli var önümüzde. Bunu bir şekilde aşmamız gerekiyor” diyerek Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin dil öğrenememe sebeplerini şu şekilde anlatıyor: “Ben Türkiye’ye ilk geldiğim günlerde dil sorununu aşmayı kafama koymuştum. Yeni bir topluma giriyorsun, dilini bilmen ve kaynaşman gerekiyor. Bu aynı zamanda orada karşılaşacağın sorunların üstesinden gelmeni de kolaylaştırıyor. İstanbul’da bir insani yardım kuruluşuna ait kursa başladım. Haftada iki gün derse gidiyorduk. Öğrenciler büyük oranda Suriyelilerdi. Biraz da Yemenli vardı. Burada bize bir sürü dilbilgisi kuralı öğretildi ama konuşma öğretilmedi. Aylarca dil öğrenmek için verdiğimiz çaba heba oldu gitti. İki cümle kurmayı öğretmek yerine gereksiz bir dolu kural gördük. Oysa benim 11 yaşında küçük bir kardeşim var. Onu bugün bir Türk çocuğundan ayırt etmeniz mümkün değil. Çünkü bir Türk okuluna gidiyor. Türk arkadaşları var, onlarla vakit geçiriyor. Mükemmel bir Türkçesi var.
Türkiye’de dil öğrenme zorunluluğu yok
Suriyelilerin hala Türkçe öğrenememesinin birçok nedeni var. İlki, Türkçe ile Arapça arasında büyük farklar var. Cümle kurma mantığı tamamen farklı. Elbette en büyük sorun bu değil. Aşılmaz bir sorun da değil ama böyle bir sorun olduğunu kavramak ve ona göre bir yöntem belirlemek gerekiyor.
İkincisi, Suriyeliler Türkiye’ye geliyorlar fakat yine Suriyelilerle birlikte ikamet etmeyi tercih ediyorlar. Bir Suriyelinin oturduğu semt genelde Suriyeli dolu, çalıştığı işyeriyse bir Suriyeliye ait. Böyle olunca Türkçeye gerek duymuyor. Türkçe öğrenmenin önündeki asıl engel bu bence.
Öte yandan sıradan bir Suriyeli için Türkçe öğrenmek aynı zamanda maddi bir külfete karşılık geliyor. Gerçekten pahalı. Bu, ciddi bir sorun. Türkçe öğrenmiş Suriyelilere baktığımızda daha ziyade Türklere ait işyerlerinde çalışmış olanları görüyoruz. Bunu genele yaymak da o kadar kolay değil. Çünkü Türk işverenlerin Türkçe bilmeyen birini istihdam etmesi kolay bir hadise değil. Zaten bu tip istihdamlar ağırlıklı olarak dil kursları, okullar ve insani yardım teşkilatları gibi alanlarda oluyor.
Başka bir sorun da 3 milyonu aşkın Suriyeliye karşılık Türkçe eğitim veren kurumların son derece yetersiz olması. Almanya örneğine baktığımızda Suriyelilere Almanca öğreten kurum sayısının büyüklüğünü görebiliyoruz. Orada belli hakları edinmek için dil öğrenilmesi mecburi hale getirilmiş durumda. Örneğin meslek öğrenmek için iş kursuna başvurduğunuzda, öncelikle dil öğrenmek zorundasınız. Türkiye’de böyle bir zorunluluk yok. Sanıyorum bu Almanya’daki Suriyeli mülteci sayısının azlığından kaynaklanıyor. Türkiye’deki sayı baş edilecek gibi değil.”
Suriyeli yetişkinlerin yüzde 90’ı Türkçe bilmiyor
35 yaş üstü Suriyelilerin Türkçe öğrenmekte zorlandığını söyleyen Suriyeli Dernekler Platformu Başkanı Mehdi Davut, yetişkin Suriyelilerin ancak yüzde 10’unun Türkçe öğrenebildiğini söylüyor. “Suriyeli çocukların yüzde 90’ı okulda Türkçe öğreniyor. Gençler iş hayatında veya üniversitede öğreniyor. Ancak 35 yaş üstü Suriyeliler ister çalışsın, ister çalışmasın yüzde 90’ı Türkçeyi öğrenemiyor. Türkmenler şive değişikliği ile kolayca hallederken, Araplar ve Kürtler için bu durum daha zor. Biz özellikle bayanlara yönelik, yaş sınırı koymadan ücretsiz Türkçe kursu yaptığımızda, daha çok gençler katıldı. İş veya okul için lazım olur düşüncesiyle gençler katılıyor, ama belli yaşın üzerindekiler çok fazla ilgi göstermiyor.
Burada iş yapan Suriyeliler, yanlarında Türkçe bilen eleman çalıştırdıkları için birilerinden destek alarak iş hayatlarını devam ettiriyorlar. Türkçe Araplara cümle yapısından dolayı zor geliyor. Birçok Arapça kelime Türkçenin içinde olduğu halde, cümle yapısı ters olduğu için öğrenmede güçlük yaşıyorlar. Cümle yapısı bakımından Kürtçeye benzediği için Türkçeyi öğrenmek Kürtlere daha kolay geliyor. Suriye’de ikinci dil İngilizce. 3. sınıftan itibaren İngilizce öğrenmeye başlanır. Tam olarak konuşulmasa da üniversite bitene kadar çok fazla kelime öğrenilir. Şu anda Türkiye’de olan Suriyeliler, eski bildiklerinden faydalanarak İngilizce konuşabiliyor, özel olarak İngilizce kursuna gittikleri için değil.
Bu insanlar savaştan geldiği için psikolojileri bozuk insanlar. Çok fazla baskıya gelemiyorlar. Çaba sarf ediyorlar ama çabuk pes ediyorlar. Belli bir yaştan sonra geri dönüş zor oluyor. Normalde Türkçe derslerinde hiç Arapça konuşulmaması lazım, daha çabuk öğrenilir. Ancak Suriyeliler Arapça konuşan hocayı tercih ediyor. Sınıfta yüzde yüz Türkçe konuşulduğu zaman tercih edilmiyor. Bir diğer konu da erkeklerin erkek hoca, kadınların kadın hoca tercih etmesi. Öğretmeni bahane ederek dersleri bırakanlar oluyor. Özellikle İstanbul’da Halepliler çoktur. Halepliler biraz kapalı toplumlardır. O yüzden kadınlar hiçbir şekilde erkeklerle muhatap olmak istemiyor. Bu durum da dil öğrenmenin önündeki engellerden biri. Ama buna rağmen Türkçe öğrenmesi gerektiğinin herkes farkında. ”
“Nasılsa döneceğiz” düşüncesi bitti
Suriyeli hanımlar için kurulan İşrakat Derneği Başkanı Maisaa Saeed de 2013 yılında Türkiye’ye geldikten sonra Türkçesini geliştirmiş. “2010 yılında Şam’da Türk Kültür Merkezinde biraz Türkçe dersleri almıştım. Ancak Türkçe konuşmayı Türkiye’ye geldikten sonra öğrendim. Türk arkadaşlarımla, komşularımla konuşarak pratik yaptım. Türk kanallarını izledim, sosyal medyayı takip ettim, bu şekilde Türkçemi geliştirdim. Derneğimizde 4 yıl içerisinde 300 Suriyeli kadına Türkçe dersi verdik. Pazar, market, okul, hastane gibi pratik hayatta kullanabilecekleri Türkçeyi öğretiyoruz. Suriye’de ikinci dil İngilizceydi, buraya geldikten sonra ikinci dilimiz Türkçe oldu. Zamanla bu daha da yerleşecek. Okula giden Suriyeli çocuklar Türkçe konuşabiliyor. Kadınlar da yavaş yavaş öğrenmeye başladı. 65 yaşındaki annem bile Türkçe öğrenmeye başladı. Burada yaşıyoruz ve hayata devam etmek için öğrenmek zorundayız.
Savaşın ilk yıllarında “nasılsa geri döneceğiz” düşüncesiyle Türkçe öğrenmekten kaçan Suriyeliler, artık öğrenmeye başladı. Çünkü savaş çok uzun sürdü. Dönüş ümidi yavaş yavaş azaldı. Bir dili öğrenmek için o dili sevmek lazım. Hata yaparım diye korkmadan, sürekli kullanmak lazım. Gerisi kendiliğinden geliyor zaten.”
Çalışmaktan öğrenmeye sıra gelmedi
Bir film şirketinde tercümanlık yaparken Türkçeyi kendi çabalarıyla öğrenen Kasım Eşmer, dil öğrenmek için Suriyelilerin hiç vakti olmadığını ifade ediyor. “Dil kursuna gitmek için hiç vaktimiz yok, çünkü geçimimizi kazanmak için çalışmak zorundayız. Benim öğrenme sürecim kendi çabalarımla oldu. Bazı dil bilgisi kurallarına internetten baktım, çevremdeki insanlarla pratik yaptım ve öyle geliştirdim. Dil konusunda arkadaşlarımın içinde en iyisi benim. Onlar Araplarla çalıştıkları için öğrenmeye gerek duymadılar. Türkiye’ye gelen Suriyeliler hemen iş bulup çalışma derdine düşüyor. Çünkü ailesine yemek götürmek zorunda. Dil öğrenmek ikinci planda. Avrupa’da ilk sene kalacak yer ve maaş verdikleri için dil öğrenebiliyorlar. Dil öğrenmek için kursa gitmek gerekiyor. Kurslar bedava değil, 500 lira kurs ücreti var. 2000 lira maaş alan birisi 500 lira dil için vermez. Kirası var, ailesinin geçimi var, bunları önceler. Ücretsiz ders verilen yerler de yeterli değil. Türkçe bilmediği için Suriye’ye dönen insanlar biliyorum. Türkçe öğrenmek gerekli, ama öğrenmenin önünde bir sürü engel var.”
Dil kursları yetersiz
Türkiye’de eğitim gördüğü için Türkçeyi bilen şanslı Suriyelilerden biri Muhammed Yusuf. Anadolu Haber Ajansında çalışan Yusuf, Suriyelilerin Türkçeyi öğrendiklerinde daha fazla avantajları olacağını söylüyor. Bu konudaki gözlemlerini ise şu ifadelerle paylaşıyor: “Eğitim çağındaki öğrencilerin geneli Türkçe öğrendi. Fakat buralarda eğitim görmeyenler ne yazık ki hala öğrenemedi. Suriyeliler kendi pazarında çalıştıkları için, kendi Arap müşterileri olduğu için, Türkçeye ihtiyaç duymuyor. Bakkalda pazarda idare edecek kadar öğreniyorlar. Ne yazık ki büyük bir kitle böyle. Suriyelilerin Türkçe öğrenmeleri konusunda birtakım çalışmalar olsa da, hala büyük bir kesimin Türkçe öğrenememesinin sebepleri var. Bir kısmı Türkiye’ye geldikten sonra ailesini geçindirebilmek için hızlı bir şekilde iş hayatına girdi. Kendi iş yerleri olanlar, yine kendi milletiyle alışveriş yaptığı için gerek duymadı. Türkçeyi bilse daha çok iş imkanı olacaktı, ama geçimlerini sağlamak için öncelikleri iş bulmaktı. Türkçe öğrenmek ikinci plandaydı. Büyük bir bölümü işini düzene koyduktan sonra eğitime yönelmeye başladı. İsmek’te ücretsiz Türkçe eğitimi alabiliyorlar. Onun dışında dil eğitim merkezlerinde de dil öğrenebiliyorlar. Ama bu ne yazık ki yeterli olmuyor.
Ben Türkçe bildiğim için hayata entegre olmak, insanlarla temas kurmak, Türk toplumunu daha iyi anlamak, Türkçe düşünmek gibi birçok avantajım var. Türkçe öğrenmeleri gerekiyor ki bu sıkıntılar ortadan kalksın. Türkçe öğrenmek için daha fazla eğitim kursları olması gerekiyor. Çünkü çok sayıda Türkçe öğrenmek isteyen Suriyeli var. Bunlara kolaylık sağlanması, teşvik edilmesi gerekiyor. Türkçeyi öğrendikten sonra dil konusunu ihmal ettiklerinden dolayı kaybettiklerini anlayacaklardır.” (Gerçek Hayat: Sevda Dursun)
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.