Suriyeli gazeteci ayaklanmaların ilk başladığı günleri anlattı
Suriyeli gazeteci Rasha Altabshi, Suriye'de iç savaşın başladığı dönemlerde, "Hayat" isimli yerel bir gazetede çalıştığını belirterek, 7'nci yılına giren iç savaşın bir an önce bitirilmesi gerektiğini söyledi.
Savaşın dünyaya yanlış aktarıldığını belirten Altabshi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savaşın ilk günlerinde ne olduğunu anlayamadık. Yabancı gazetecilerin dünyaya servis ettiği haberleri gördüm. Yerel olaylarla yabancı gazetecilerin servis ettiği haberler tamamen bambaşkaydı ve yabancı gazeteciler, Suriye'de yaşanan gerçeği hiç yansıtmadı. Yabancı gazetecilerin dünyayı yanlış bilgilendirdiğini anlamak için biraz zaman geçti. Çünkü yaşadığım yer Esed'in rejimi altında olan yerlerdi, ilk önce ne olup bittiğini anlayamamıştım. Yabancı gazeteciler de Esed'in rejiminde olan yönetime dahil oldukları için ya yanlış haber veriyor veya kendi istedikleri şekilde haberlerini değiştiriyorlardı. 2012'de Suriye'den ayrıldım ve Esed rejiminde olmayan bölgeye geçtiğim zaman olayları doğru değerlendiren gazetecilerle tanışmaya ve Suriye'de gerçekleşen olayları objektif bir şekilde anlamaya ve değerlendirmeye başladım."
"Hayalim, gazetelerde tekrar adımı görmektir"Rasha Altabshi, savaşın kendisini olgunlaştırıp büyütürken, fazlasıyla da kırdığını belirterek, şunları söyledi:
"2013 senesinden beri hiç bir yerde yazamadım, mesleğimden uzak kaldım. Hayalim, gazetelerde tekrar adımı görmektir. Umarım ülkemdeki savaş bir an önce son bulur. Fakat döndüğüm zaman beni bekleyen zorlukları da biliyorum. Eşimle çocuklarımızın olmasını istiyoruz ama Suriye'deki ortamda, 'Çocuklarımızı nasıl büyütürüz?' diye düşünüyoruz. Türkiye'de yaşamak istiyoruz çünkü burada psikolojik olarak sağlıklı bir ortam var. Türkiye'de, çocuklarımızın okuyabileceği çok güzel okullar var, bu nedenle burada kalmak ve geri dönmek istemiyoruz."
"Kendimizi Almanya'ya ait hissedemedik"Ailesiyle İstanbul'a gelmeden önce yaklaşık bir buçuk yıl Almanya'da kaldığını anlatan Rasha Altabshi, "Kendimizi, sosyal ve kültürel anlamda Almanya'ya ait hissedemedik. Türkiye'de hem doğu hem batı kültürü var ama Almanya'da kamp içinde yaşıyorduk ve 7 ay sonra bize evrak verildi. Evrak almadan dil öğrenemiyorsunuz, gazeteci olarak Almanca öğrenmek en az 2 senemi alacağı için zor günler yaşadım. Çünkü insanlarla kaynaşmak çok zordu. Bunun dışında maddi olarak da Almanya'da hayat çok pahalı olduğu için zorlandık." diye konuştu.
Altabshi, arkadaşlarının çoğunluğunun Kanada ve Avrupa'nın farklı şehirlerinde yaşadığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Almanya'da olduğum dönemde Türkiye'de yaşayan annem hastalanmıştı ben de kamp yetkililerine gidip annemi görmek istediğimi söyledim. Üzerimde bulunan parayı nereden bulduğumu sordular. Annemin gönderdiğini söyledim ama bana inanmadılar, soruşturma gerçekleştirdiler. Bu çok onur kırıcı bir durumdu ve kendimi kötü ve eksik bir insanmışım gibi hissetmiştim. Pek çok soruşturma yaptıkları halde annemi görmeme izin vermediler. Şimdi annem Gaziantep'te, ben ve kardeşim ise İstanbul'da yaşıyoruz, çok memnun ve mutluyuz. Annem Gaziantep'te el sanatları dersi aldı ve ahşaptan ürünler yapıp satıyor, çalışarak mutluluğu yakaladı. Annemin bu mutluluğunun gerçek sahibi Türkiye. Çünkü imkanları, rahat bir hayatı bize Türkiye sundu. İstanbul da kardeşimle bana pozitif çalışma enerjisi ve motivasyonu veriyor, çok mutluyuz."
Dünyaya haykırarak mesaj vermek istediğini belirten Altabshi, şunları söyledi:
"Tek istediğim vahşice devam eden katliamın son bulmasıdır. Bütün dünya isterse birlik olur ve tek bir kelimeyle Suriye'de devam eden katliama son verebilir, durdurabilir. Bu insanlar size hiç bir şey yapmadı ki neden katliamı durdurmuyorsunuz? Suriye'nin üstüne çöken terörün sahipleri, bütün dünyada oluşturduğunuz kötülükten vazgeçin. Bir an önce Suriye'ye barışın gelmesi için dua ediyorum. İnsanlar, ilk önce özgürlük, adalet ve eşitlik istiyorlardı ama bugün sadece savaşın bitmesini, cezaevlerinde işkence gören insanların serbest kalmasını istiyorlar. İnsanlar, barışın tekrar Suriye'ye hakim olmasından başka bir şey istemiyorlar. Neden duymuyorsunuz?"
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.