Dolar (USD)
35.32
Euro (EUR)
36.54
Gram Altın
3000.00
BIST 100
9872.11
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Suriye'de İsrail ve İran aynı pozisyonda yer alıyor

İslam Coğrafyasını ilgilendiren pek çok konuda insani yardım faaliyetleri ve saha çalışmalarına katılan muhtelif platformlarda dersler, seminerler ve konferanslar veren Araştırmacı Yazar Muhammet İkbal Köseoğlu ''Suriyeliler 61 yıllık zalim bir dikta rejiminden kurtulmuş olmanın verdiği sevinci, ferahlığı ve mutluluğu yaşıyorlar. Geleceğe umutla bakmaya başladılar.'' diye konuştu.
Suriye'de İsrail ve İran aynı pozisyonda yer alıyor
30 Aralık 2024 14:32:59
İslam Coğrafyasını ilgilendiren pek çok konuda insani yardım faaliyetleri ve saha çalışmalarına katılan muhtelif platformlarda dersler, seminerler ve konferanslar veren Araştırmacı Yazar Muhammet İkbal Köseoğlu ''Suriyeliler 61 yıllık zalim bir dikta rejiminden kurtulmuş olmanın verdiği sevinci, ferahlığı ve mutluluğu yaşıyorlar. Geleceğe umutla bakmaya başladılar.'' diye konuştu.

RÖPORTAJ: FATMA GÜLŞEN KOÇAK

Özelde Orta Doğu, genelde İslam Coğrafyasına yönelik araştırmaları ve saha çalışmalarıyla tanıdığımız Araştırmacı Yazar Muhammet İkbal Köseoğlu ile Suriye’deki sıcak gelişmeleri konuştuk.

Suriye'de Esed'e karşı kısa sürede zafere ulaşılmasının sizce temel etkeni ne oldu?

Devrimi gerçekleştiren grupların 2019 yılında kurdukları Fethu'l Mubîn operasyon odasıyla kendi aralarındaki ihtilafları giderip kardeşlik bağlarını güçlendirmeleri ve sonraki beş yılı askerî açıdan çok iyi bir hazırlık dönemi olarak geçirmeleri iç etken olarak öne çıkıyor. Bu hazırlık üzerine sahadaki şartların en uygun hâle gelmesi yani Rusya'nın Ukrayna krizine yoğunluğunu arttırmak zorunda kalması, lider kadroları İsrail tarafından tamamen yok edilmesi dolayısıyla Lübnan'dan gelen Şii milislerin askeri kapasitelerini Lübnan'a kaydırmaları Suriye sahasında etkinliklerinin azalmasına neden oldu.

İç ve dış faktörler uygun hale gelince devrimci mücahit gruplar doğru zamanda harekete geçtiler. Allah'ın lütfuyla bu teyakkuz fetihle sonuçlanmış oldu.

İSRAİL TUTUŞMUŞ DURUMDA!

Suriye'de gelinen nokta İsrail'in işine yaradı diyen kesimlere cevabınız nedir?

Eğer iddia edildiği gibi İsrail'in işine yaramış olsaydı, sigortası olan Esed rejimi devrilir devrilmez, Suriye'nin stratejik ve askeri noktaları devrimci mücahitlerin eline geçmesin diye İsrail can havliyle bombalamazdı.

Aksine ele geçirilen istihbarat belgeleri İsrail ve Esed rejimi arasındaki iş birliğini gözler önüne serdi. Esed rejimi İsrail için bir güvenlik kalkanı vazifesi görüyordu. O kalkan kalkıp İsrail düşmanı ve Özgür Filistin sevdalısı bir yönetim başa geldiği için İsrail tutuşmuş durumda.

"Suriye'de gelinen nokta İsrail'in işine yaradı" diyen kesimler çok uzun zamandır İran'la iş birliği yapanlarla, İran'ın teknesinde yolculuk yapan İslami camiadaki bazı kesimler.

İran'ın Türkiye'deki kimi yapıların tarlasını çok uzun zaman önce sürdüğü bilenlerin bildiği bir gerçekti. Suriye devrimi bunu daha da görünür hâle getirdi.

İRAN İÇİN RÜZGAR TERSTEN ESMEYE BAŞLADI

İran’ın Suriye ve bölgede fitne fücur çıkarmasının altında hangi etkenler var?

10. ve 11. yüzyılda bugün Ortadoğu denilen coğrafyada oluşturulan Şii hilali büyük ölçüde Türklerin beylik ve devletleri eliyle son bulmuştu. İran o tarihten sonra ilk defa bu hedefe bu kadar yaklaşmıştı. Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen İran'ın hakimiyet sahası haline gelmişti. Suriye devrimi Şii hilali emelini akamete uğratacak ve İran'ın çıkarlarını alt üst edecek bir sonucu içinde barındırıyor. Çıkarlarına yönelik bu kadar büyük bir darbe alan İran hem Hamaney'in açıklamaları hem de Suriye'deki mevcut görevli mollalarıyla başkaldırı çağrısında bulundu. Esed rejimi kalıntısı Şebbihalar eliyle Nusayri azınlığın provoke edilme çabasının arkasında İran'ın olduğu apaçık bir gerçek. İran gücü nispetinde bunu yapmaya devam edecek fakat yeni Suriye yönetiminin bu girişimleri bastıracağını ve başarısız kılacağını düşünüyorum. İran için bölgede rüzgâr tersten esmeye başladı. Bu gidişat İran'ın mevcut rejiminin sallanmasına kadar varan bir dizi gelişmeleri de tetikleme potansiyelini içinde barındırıyor. Ayrıca İran bölgede etkin ve güçlü bir Türkiye ve o Türkiye ile müttefik bir Suriye'yi asla istemez. Suriye’de İsrail ve İran aynı pozisyonda yer alıyor. Bu gerçeğin farkına varılması olan bitenin anlaşılması açısından önem arz ediyor.

İSRAİLPKK-PYD’YE DESTEĞİNİ ARTIRACAK!

Yeni Suriye'de PKK-PYD terör örgütünün etkinliği nasıl bitirilebilir?

Türkiye'nin kurmay zekâsı ve askeri desteğiyle birlikte hususen Türkiye sınırındaki SMO'nun PKK terör örgütünün üzerine yürüyeceği bir durumla karşı karşıyayız. PKK/PYD'ye kendini lağvetmek yahut yok olmaktan başka bir seçenek kalmadı. Uluslararası desteğin de azaldığını düşündüğümüzde terör örgütü için işlerin zorlaşacağını değerlendirmek mümkün. Fakat bu süreçte özellikle İsrail'in PKK'ya desteğinin artarak devam edeceğini göreceğiz. İsrail, hem yeni Suriye hükümetinin hem de Türkiye'nin karşısında durabilmesi ve ön hat oluşturabilmesi için önleyici ve engelleyici bir güç olarak PKK'yı tahkim etmeye devam edecektir. Hatta olası bir İsrail - yeni Suriye krizinde PKK'nın kontrol ettiği bölgelerle İsrail arasında karasal bir birleşmenin gerçekleşmesini sağlamak İsrail lehine küçümsenmeyecek bir ihtimal olarak değerlendirilebilir.

YENİ SURİYE’NİN İNŞASINA BÜTÜN MÜSLÜMANLAR DESTEK OLMALI

Yeni Suriye'de sistem nasıl inşa edilecek?

Yeni Suriye'nin kurucu aktörleri; adalet ve özgürlük temelinde devletin bütün kurumlarının çalışır hale geldiği bir sistemin kurulması, yeni anayasa çalışmasının yapılması, silahlı grupların yeni Suriye ordusuna katılımının sağlanması, ekonomik şartların düzeltilmesi ve altyapı/üstyapı kalkınma hamlesi gibi zor/un/lu sorumluluklarla karşı karşıya. Altmış bir yıllık diktatör bir rejimden sonra bütün dinî, mezhebi ve etnik grupların bir arada yaşadığı ve haklarının güvence altına alındığı, insanların özgür ve onurlu bir yaşam sürdüğü bir Suriye kurmak öncelikli hedefleri. Bunu devrimin öncü şahsiyetleri de açıkça ifade ediyor. Bütün bu kuruluş aşamalarında Türkiye ve Katar gibi dost ve müttefik ülkelerin her açıdan desteğine ihtiyaçları var. Ayrıca tüm dünya Müslümanlarının sivil organizasyonlarının da bu sistemin inşâsında desteklerini arttırması gerekiyor.

Yeni Suriye’nin inşasında, Türkiye nasıl bir rol üstlenmeli?

Türkiye, Suriye devriminin en başından beri en büyük destekçi konumunu hiç kaybetmedi. Devrim sonrasında da hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Şam ziyareti sonrasındaki açıklamaları gösteriyor ki Türkiye yeni Suriye'yi hem moral değerler açısından destekliyor hem de bölgede böyle bir müttefike sahip olmanın stratejik öneminin farkında. Bu durum gerçekten de iki ülke açısından tarihi fırsatlar barındırıyor. Ama aynı zamanda söz konusu bu dönüşüm ve iki ülkenin ittifakı bölgede çıkarları olan bölgesel ve uluslararası güçlerin işine gelmeyecektir. Bu durumun yeni çatışma alanları doğurması mümkün. En azından geçmişte Mısır, Tunus ve Libya'da yaptıkları gibi devrimi çalmak yahut başarısız kılmak için içerden-dışardan müdahale etmeye çalışacaklardır. Bunun emareleri de görünmeye başladı.

TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ

Türkiye ile yeni Suriye arasında askerî anlamda nasıl bir iş birliği yapılmalı?

TSK'nın açıklamasında net bir şekilde ifade edildiği üzere yeni Suriye hükümetine askeri anlamda gereken bütün destek sağlanacak. Sahanın gereklilikleri doğrultusunda askeri yardımdan teknik personele varan bir dizi yardım gözlemlenebilir. Bu sürecin Türkiye'nin stratejik bazı noktalarda askeri üs kurması ile gelişeceği ve Suriye'deki yeni sistemin yerleşmesine paralel bir şekilde askeri anlaşmalarla devam edeceğini öngörebiliriz. Hususen yeni Suriye'nin hava kuvvetlerinin ve hava savunma sistemlerinin oluşturulması kısa ve orta vadeli hedefler arasında olmalı. Yine bir kısım anti tank roket ve kısa menzilli füze sistemlerinin de yeni Suriye ordusunun ihtiyaçları arasında olduğu kanaatindeyim.

YENİ BİR DÖNEME GİRİLİYOR!

SMO’nun Türkiye tarafından eğitilmesi ne anlama geliyor? Türkiye bu gruplar üzerindeki etkinliğini nasıl devam ettirecek?

Bilindiği üzere SMO Türkiye tarafından eğitilen, donatılan ve desteklenen bir oluşum. TSK kurmay zekâsı en başından beri yönetimde etkin rol oynuyor. Suriye'de bütün alanlarda olduğu gibi askeri alanda da merkezi yapının oluşması ve istikrarlı bir duruma gelmesi Türkiye'nin de istediği bir durum ve aynı zamanda sahanın da gerekliliği. Artık yeni bir döneme giriliyor. Silahlı grupların süreç içerisinde Suriye Ordusunun bir parçası haline gelmesi grupların liderlerinin ortak kararıyla alındı. Saha şartlarına göre SMO da belki hemen değil ama bir süre sonra yeni Suriye ordusunun bir parçası haline gelecektir. PKK/PYD terör örgütü ile mücadele süreci ve gelinecek nokta bu dönüşümün süresinde belirleyici faktör olacaktır. Türkiye artık yeni Suriye devletinin müttefiki olduğu için SMO ile ilişki biçimini de buna göre tekrar değerlendirecektir.

SURİYELİLER GELECEKTEN UMUTLU

Suriyeliler genel olarak devrimi nasıl karşıladı?

61 yıllık zalim bir dikta rejiminden kurtulmuş olmanın verdiği sevinci, ferahlığı ve mutluluğu yaşıyorlar. Geleceğe umutla bakmaya başladılar. Geçtiğimiz 14 yıllık süreçte yaşanan acılar çok büyük tabiki. Fakat bu fedakâr halk dışardan müdahale edilmezse kendini çok hızlı toparlayacaktır. Ülkeyi terk etmek zorunda kalan insan kaynaklarının da geri dönmesi ile bu toparlanma ivme kazanacaktır. Türkiye başta olmak üzere dost ve müttefik ülkelere çok büyük görevler düşüyor.

SURİYE’YE DÖNÜŞ HIZLANACAK

Türkiye'deki Suriyeliler dönüyor mu?

Dönüşler gönüllü bir şekilde başladı gözüküyor. Suriye'de hayat normale döndükçe, insanlarda güven oluştukça dönüş hızı artacaktır. Yine de birçok insan yepyeni hayatlar kurdular. Bir kısmı için iki taraflı bir yaşam daha tercih edilebilir olarak kalacaktır. Geçmişte Türkiye'den dünyanın farklı yerlerine çalışmaya giden insanlarımızda olduğu gibi... Önemli olan hususlardan biri de Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşünün ekonomik, toplumsal ve siyasi sonuçlarının nasıl olacağı. Bazı sektörlerimiz şimdiden endişe duymaya başladılar.

Son olarak eklemek istediklerinizi alabilir miyiz?

Bölgenin ve dünyanın kaderini etkileyecek tarihi bir dönüm noktası yaşıyoruz. Hem Türkiye olarak hem de sivil toplumu oluşturan Müslümanlar olarak yeni Suriye'nin kuruluşunda kardeşlerimize karşı sorumluluk taşıyoruz. Bu sorumlulukları düşünerek hareket etmek gerekiyor. Hususen İslami camianın kurum ve kuruluşlarının yöneticileri bir araya gelip ortak bir plan doğrultusunda yeni Suriye'nin inşâsında kardeşlerinin yanında olmalılar.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin