Suriye'deki derin gerçek: Çin ve ABD
Suriye'de devam eden iç savaşı değerlendiren Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Sencer İmer, savaşın bitmesini ABD ile İsrail'in şahin kanadının istemediğini savundu.
ABD ve İsrail'in, Mısır ve Suudi Arabistan'ı da yanlarına alarak İran'a karşı bir yeni dünya düzeni oluşturmaya çalıştıklarını kaydeden İmer, ittifakın asıl hedefinin terör koridoru oluşturmak suretiyle Türkiye olduğunu anlattı.
İmer, Suriye'deki iç savaşın bu kadar uzun süreceğinin tahmin edilmediğine değinerek, "Suriye içerisinde mevcut rejimi devirmek isteyen güçler ile onların yanında yer alan güçler oldu. Devirmek için çalışan güçler Batı ülkeleri, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve her şeyden önce İsrail'deki şahin kanat. Suriye rejimini destekleyen güçler olarak Rusya ve İran görülmekte. Çin de üstü kapalı olarak o safta yer almış vaziyette. Biraz daha derine indiğimizde bu mesele bir Çin-ABD mücadelesinin bölgeye yansıması şeklinde görülebilir." ifadelerini kullandı.
"Dünya birtakım doğum sancıları yaşıyor"ABD'nin dünyanın süper gücü sıfatını Çin'e kaptırmamak için Orta Doğu'da terör örgütleri üzerinden bir siyaset yürüttüğünün altını çizen İmer, şöyle devam etti:
"Şu anda ABD'nin milli geliri 18 trilyon dolar, Çin'in 12 trilyon dolar. Ama ABD yüzde 2 ile 3 arasında bir büyüme hızına sahip, Çin ise yüzde 6,5 ile büyüyor. 7-8 sene içerisinde Çin, ABD'yi reel olarak geçer. Şu anda dünya hakimiyeti el değiştiriyor, öyle bir dönem yaşıyoruz. Tıpkı, üzerinde güneş batmayan imparatorluk ile ABD arasındaki el değiştirmeye benziyor. Bu sebeple dünya birtakım doğum sancıları yaşıyor."
"Çin'in çelik üretimi ABD'nin 10 katı"Prof. Dr. Sencer İmer, Çin Halk Cumhuriyeti'nin enerji tüketiminin yanı sıra çelik üretiminde de ABD'nin çok ilerisinde olduğunu hatırlatarak, çeliğin alt ve üs yapılara, makinelere, silaha dönüştüğünü kaydetti.
Dünyada üretilen metallerin yüzde 95'inin çelik olduğunu söyleyen İmer, "Çin'in yıllık çelik üretimi 800 milyon ton. Amerika'nın ise yalnızca 80 milyon ton. Yani ABD, yanına 28 Avrupa ülkesini, Rusya'yı ve Hindistan'ı alsa, yine de Çin'in kapasitesine erişemiyor. Demek ki şu anda iş çoktan bitmiş vaziyette. Çin çoktan dünya gücü olmuş vaziyette." diye konuştu.
İmer, Çin'in ürettiği bu çeliğin uçak gemilerine, donanma filolarına dönüşeceğine dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Yani şu anda Amerika, donanmasıyla denizlere hakim, ama yarın Çin'le baş edemeyecektir. Şu an bu sürecin başlangıcındayız. Bu sebeple Amerika orta sınıfı, son şans olarak, üretim gücünü Amerika'ya çekecek bir başkan getirmek istedi. O da Bay Trump'tı. Trump seçim propagandasında 'Önce Amerika' dedi, 'Amerika'ya üretim gücünü getireceğim' dedi. Ümitle bu söyleme sarıldılar. Trump bu sözünü yerine getirebilmiş değil. Çünkü Amerika'nın içerisinde küreselci kanat ve paradan para kazanan bankerler, Trump'ın Rusya'nın desteğiyle seçildiğini söyleyerek, onu kötürüm hale getirmeye çalıştılar.
Trump da buna karşı, İsrail'in şahin kanadıyla anlaştı. Böylece hiç olmayacak şeyler yaptı. Mesela Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etti. 'Bir Filistin devleti olmasa da olur' dedi. Nitekim Netanyahu ve etrafındakiler 'Bizim en iyi dostumuz Bay Trump'tır' dediler."
"ABD, PYD'yi müttefik ilan etti"Prof. Dr. Sencer İmer, DEAŞ ile mücadelenin lafta devam etmekle birlikte bu örgütü inşa edenin ABD olduğunu savunarak, bu gerçeği Donald Trump'ın da seçimlerden önce ve sonra yaptığı açıklamalarda dile getirdiğine dikkati çekti.
Trump'ın, "DEAŞ'ı, Obama ile Bayan Clinton yarattı" yönündeki sözlerini hatırlatan İmer, "Trump, DEAŞ'ı yok edeceğini, Irak ve Suriye'den çekileceğini açıkladı. Ama iş başına geldikten sonra bunları yapamadı. Hatta DEAŞ'ı ortadan kaldırmak bahanesiyle PKK'nın Suriye uzantısı PYD'yi müttefik ilan etti. Ve 5 bin tır, 2 bin uçak dolusu silah verdi. Bu da yetmezmiş gibi bir PKK ordusu yaratarak bizim sınırımıza dikmeye kalktı." değerlendirmesini yaptı.
İmer, Suriye'de inşa edilecek bir terör koridorunun Türkiye için bir beka meselesi olduğunu vurgulayarak, "Zaten Kandil'den gelen teröristlerle mücadele ediyoruz. Bir de 900 kilometrelik düz arazi sınırdan bu teröristler Türkiye'ye gelecekler. Türkiye bunu kabul edemez. Türkiye önce Fırat Kalkanı Harekatı'nı yaptı, ardından da Afrin Operasyonu'na başladı. Arkasından da Menbiç'e gidecek, sonra da Fırat'ın doğusundaki bu teröristleri temizleyecek. Türkiye operasyonlara başlarken de Rusya ve İran'la ittifak haline geçti. Bölgede zaten yalnız olan Amerika, Türkiye'yi kaybetme yoluna doğru gitti. Ama sarıldığı müttefiki bir terör örgütü. Bu tam manasıyla fecaat." ifadelerini kullandı.
"Trump ne yapacağını şaşırmış vaziyette"Prof. Dr. Sencer İmer, ABD Başkanı Trump'ın ne yapacağını şaşırmış şekilde çeliğe yüzde 25, alüminyuma yüzde 10 gümrük vergisi koyduğunu hatırlatarak, bununla Avrupa'yı da karşısına aldığını belirtti.
Pasifik ve Atlantik'teki ticaret anlaşmalarını bitiren ABD yönetiminin giderek Avrupa'dan uzaklaştığı ve yalnızlaştığı tespitinde bulunan İmer, şöyle konuştu:
"Amerika'nın hazırladığı son Güvenlik ve Strateji Belgesinde rakip ve düşman olarak ilan ettiği iki güç var. Biri Rusya diğeri ise Çin Halk Cumhuriyeti. Demek ki olay çok açık. Bu durumda biz bölgemizde var olabilmek için İran, Rusya hatta Bağdat'la ittifak kurarak, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumaya ve Suriye iç savaşını bitirmeye çalışıyoruz. Suriye'nin iç savaşının bitmesi bizim en önemli çıkarımızdır. Çünkü oradan gelecek göç hareketleri Türkiye'nin sosyal, ekonomik ve politik düzenini bozmaktadır, güvenliğini sarsmaktadır. Bu göç hareketleri bir şekilde Avrupa'ya uzanarak Avrupa'yı da sarsmaktadır. Onun için Avrupa Birliği bu konuda Türkiye'ye anlayış gösteriyor ve yakınlaşmaya çalışıyor."
Prof. Dr. İmer, Suriye'deki iç savaşın bitmesini isteyen ve istemeyen güçlerin arasında da bir mücadelenin sürdüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Savaşın bitmesini, Rusya Federasyonu, İran, Türkiye, Bağdat ve bir anlamda Almanya ve Avrupa Birliği istiyor. ABD ile İsrail şahin kanadı istemiyor. Bu arada Suudi Arabistan'ı da yanlarına çektiler. Biliyorsunuz Bay Trump orayı ziyaret etti. Kürenin üzerine üç tane el kondu. O ellerden biri Trump'ın, diğeri Suudi Kralı'nın eliydi. Üçüncü el ise Mısır devlet başkanı, asker olan Sisi'nin eliydi. Yeni dünya düzeni yaratıyorlar. Kime karşı, İran'a karşı. Ama burada terör koridoru oluşturmak suretiyle esas Türkiye'ye karşı."
"Barzanistan'ı Türkiye engelledi"Prof. Dr. Sencer İmer, Ankara'nın İran, Rusya ve Bağdat'la işbirliği yaparak, Barzani'nin Kuzey Irak'ta oluşturmaya çalıştığı "Barzanistan'ı" engellediğini, Barzani'nin de tarihe karıştığını savundu.
İmer, Irak halkının ABD'nin ülkelerinden gitmesini de istediğine değinerek, şunları kaydetti:
"Bütün kurdukları üslere, 6 trilyon dolar para harcamalarına rağmen Amerikalılar Irak'ta halk tarafından istenmiyor. Bir ülke başka bir ülkede halk tarafından istenmediği takdirde kalamaz. Zamanında bunun örneğini Vietnam'da gördük biz. Şimdi aynı durumu Irak'ta görüyoruz, hiç şüpheniz olmasın aynı durumu Suriye'de göreceğiz. Çünkü Suriye halkı da Amerika ve İsrail şahin kanadının yaptığı bu harekattan memnun değil. Çünkü orada yaşayan Arap, Kürt ve Türkmen hiç kimse bu PKK-PYD teröristlerini bir kurtarıcı güç, bir kahraman, bir terör koridoru devleti kurucusu olarak görmek istemiyor.
Dolayısıyla Türkiye bu Afrin ve Menbiç harekatlarını bitirdikten sonra, Suriye'de yeni hükümet kurulduğunda şundan emin olabilirsiniz, Irak'ın kuzeyindeki Sincar bölgesine ve PKK'nın yuvalandığı diğer bölgelere Irak merkezi hükümetiyle birlikte bir harekat düzenleyerek buraları da temizleyecektir. Demek ki bu iş bitecek."
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.