Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.67
Gram Altın
2912.53
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Sözde soykırım skandalına Türk Dünyası'ndan tepki

Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Halit Kanak, ABD'nin sözde soykırım skandalına dair açıklamalarda bulundu.
Sözde soykırım skandalına Türk Dünyası'ndan tepki
25 Nisan 2021 14:51:56
Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Halit Kanak, ABD'nin sözde soykırım skandalına dair açıklamalarda bulundu.

Halit Kanak'ın açıklamalarından satır başları;

SÖZDE SOYKIRIM'A TÜRK DÜNYASININ TAVRIDIR.

Bugüne kadar gelen ABD başkanları soykırım demedi. Yâni tarihi gerçekler için siyasî sözler sarfetmediler. Ama 80'ine merdiven dayamış Joe Biden hem ölmeden önce, hemde bir daha seçilememe endişesiyle bütün parsayı toplayabilmek için siyasî bir kararla "SOYKIRIM" dedi.

Bunu da başta Kızılderililer olmak üzere; Japonya'da, Vietnam'da, Irak ve Afganistan'da milyonlarca sivili katletmiş bir ABD'nin adına söylüyor.

Peki bunun dünya devletleri gözünde bir ehemmiyeti varmıdır? Hayır!..

Mazlûm ve mağdur coğrafyalarda bir geçerliliği varmıdır?

Asla yoktur!..

Kendi kamuoyu vicdanında böyle bir soykırım yaşanmışmıdır? Varlığından sözedilebilirimi?

Kesinlikle sözedilemez!..

Öyleyse ABD Başkanı böyle bir cümleyi neden sarfetti?

Söyleyelim!..

Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, onların akıllarınca verilen talimatları dinlemez, kendi başına buyruk hareket eder, dünya coğrafyasında mazlûm ve mağdurlara kol kanat gerer, diğer emperyalist ülkeler gibi onları sömürme, kaynaklarını çalma yerine hâmiliğine soyunursan soykırımcıda yaparlar seni diktatörde.

Ama kim ne söylerse söylesin yaşanmış hakiki gerçekler vardır. Anadolu'daki Osmanlı Vilayetlerinde yaşayan eli silah tutabilen erkekler, başta Çanakkale'de olmak üzere pek çok cephede ölüm kalım savaşı vererek topraklarını korumaya çalışırken, Ermeniler; İngiliz ve Fransız'ların kışkırtmasıyla Rus kuvvetleriyle işbirliği içinde cephe gerisinde ayaklanmalar düzenleyerek Anadolu Vilayetlerinde, yıllarca bir ve beraber yaşadığı komşularına karşı eşi benzeri görülmedik katliamlar yapmışlardır.

Katliamlar akıl almaz boyutlara ulaşınca da tedbir olarak dönemin Osmanlı Hükümeti, 1 Haziran 1915 tarihinden, 8 Şubat 1916 tarihine kadar sadece yaklaşık 8 aylık süre için yürürlükte olacak “Zorunlu iskân Yasası” genelgesi yayınlayarak vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlayabilmiştir.

İşte bu zorunlu iskâna tâbi tutma işi, bazı Türk düşmanı Ermeni seviciler tarafından sözde “Ermeni soykırımı” olarak adlandırılmıştır.

Bu genelgelerden sonra başta İstanbul’da olmak üzere Anadolu'nun değişik vilayetlerinde ihtilal hareketine iştirak eden Ermeni Taşnak, Hınçak, Ramgavar örgütüne bağlı kişilerin evlerinde yapılan aramalarda on binlerce Fransız, İngiliz ve Rus yapımı tabanca, tüfek ve cephane ele geçirilmiştir.

Dolayısıyla; zararlı unsurların bölgeden uzaklaştırmak için bir zorunlu iskân kararı alınması gerekiyordu, oda yapıldı. Devlet-i Âliye'nin kendi vatandaşlarını katliamdan korumak için, ülkesine ihanet eden Ermenileri daha güvenli bölgelere sevk ederek iskanları sağlanmıştır. Bu böyledir ve bütün dünya bunu böyle bilir.

KONUNUN PERDE ARKASI

Fakat bu konunun perde arkasında ise farklı gerekçeler yatmaktadır. Bu konunun arkasında "Barış Pınarı Harekâtı" yatar.

Hani Suriye sınırımızdaki terörist grupları temizlemek için Fırat'ın doğusunda dört koldan başlattığımız harekât. Amerika'ya çekilmezsen vururuz dediğimiz; Tel-Abyad, Re'sulayn'a girerek 145 km. genişliğe, 30 km. derinliğe indiğimiz harekât.

İşte "Soykırım" kelimesinin perde arkasında, kahraman Mehmetçiğin kararlılığı karşısında kuyruğunu kıstırıp çekilmesi vardır.

Bu işin perde arkasında, Türkiye'ye söz verdikleri Patriot savunma sisteminden sözlerini yalayarak vazgeçtiklerinde, S-400 savunma sistemini aynı kararlılıkla getirip kuran Türkiye'nin tavrı vardır.

Bu işin perde arkasında, Türkiye'yi F35 programından çıkardıkları zaman Türkiye'nin hiç bir zaman yapmadığı ve yapmayacağı " göreceksiniz diz çöküp yalvaracaklar" beklentisi vardır.

Bu işin perde arkasında, İHA'lar - SİHA'lar vardır. Tanklarımız, helikopterlerimiz, Milli Muharip Uçağımız vardır.

Bu işin perde arkasında Libya vardır, Mavi Vatan vardır. Aynı anda 131 gemiyle indiğimiz Doğu Akdeniz vardır, Ege vardır.

En önemlisi denedikleri ancak Millî İrâde karşısında tokat yedikleri için başaramadıkları 15 Temmuz darbesi vardır.

Velhâsıl bu işin perde arkasında, artık bölgesel güç olmaktan çıkarak, küresel güç olan TÜRKİYE hazımsızlığı vardır.

Öyleyse bu hazımsızlıkları, "TÜRK BİRLİĞİ'nin" kurulmasına ramak kalınan şu günlerde daha çok devam edecektir.

Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği olarak diyoruz ki; gün bu gündür. Türkiye'nin TÜRK DÜNYASI ile birlikte yeniden şahlanacağı yeni bir milat başlamıştır. Süratli bir şekilde "TÜRK BİRLEŞİK DEVLETLERİ" kurulmalı ve Amerika Birleşik Devletleri, AB (Avrupa Birleşik Devletleri), Rusya Birleşik Devletleri (Federasyonu) ile Kızıl Çin'in emperyalist, sömürgeci, güçsüzün hakkını gasp eden yaklaşımları durdurulmalı, mazlûm ve mağdur coğrafyalarda akıttıkları kan ve göz yaşına son verdirilmelidir.

Bunun için planlar yeniden yapılmalı, millî güç merkezlerinde mesâiler artırılarak yeni stratejiler, yeni yatırımlar, yeni üretimler yapılmalıdır.

"YENİDEN MÂNEVÎYAT, YENİDEN ÖZE DÖNÜŞ SEFERBERLİĞİ" başlatılmalı, böylece Millî bir şahlanışla oyunlar bozulmalıdır.

Buradan bütün dünyaya sesleniyoruz; şurası asla unutulmamalıdır. ne yaparsa yapsın "21. YÜZYIL TÜRK ASRI" olacaktır..

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin