Siyasi partilerin propaganda konuşmaları
28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için siyasi partilerin propaganda konuşmaları TRT'de yayınlandı.
Zafer Partisi adına Genel Başkan Ümit Özdağ, Türkiye İşçi Partisi adına Genel Başkan Erkan Baş, Adalet Birlik Partisi adına Genel Başkan İrfan Uzun ile Hak ve Özgürlükler Partisi adına Genel Başkan Düzgün Kaplan, 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için propaganda konuşması yaptı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, partisinin Anayasa'nın ilk 4 maddesinin değiştirilmesine şiddetle karşı çıktığını belirterek, TBMM'de Anayasa'nın ilk 4 maddesinden ve 66. maddeden taviz verilmesini engelleyecek bir parti olmasını isteyenlerin, oylarını Zafer Partisi'ne vermelerini istedi.
Ülkenin Hizbullah ile PKK arasına sıkışmasını istemeyenlerin de Zafer Partisi'ne oy vermesini talep eden Özdağ, bu iki yapının TBMM'de Millet ve Cumhur ittifaklarına karşı yapacağı dayatmaları ancak Zafer Partisi'nin engelleyebileceğini söyledi.
Özdağ, Yeşil Sol Parti'nin sürekli "Biz anahtar parti oluyoruz. Her iki taraf da yasa çıkarmak için bize mahkum olacak." şeklinde açıklamalar yaptığını aktararak, "Eğer Yeşil Sol Parti, dolayısıyla PKK'nın, TBMM'de belirleyici olmasını istemiyorsanız oyunuzu Zafer Partisi'ne verin." dedi.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'ye yapılan psikolojik operasyonun, FETÖ'nün hala ne kadar etkin olduğunu gösterdiğini ifade eden Özdağ, FETÖ ile eskiden güçlü bağları olan siyasetçilerin değişik partilerden TBMM'ye girdiğini iddia etti.
Özdağ, "TBMM'de güçlü bir grup kuracak kadar etkin hale gelen FETÖ ile mücadele edilmesini istiyorsan Zafer Partisi'ne sizden oy istiyorum. Yoksa bir sabah uyandığınızda devletimizin yine FETÖ tarafından işgal edildiğini görürüz. Türkiye'nin göçmenistan olmasını istemiyorsanız, 13 milyon sığınmacının vatanlarına dönmesini istiyorsanız, siz eczaneye gidip 5 lira eksiğiniz olduğu zaman ilaç alamazken Suriyelinin bedava ilaç almasını ve onun aldığı ilacın parasını ödemek istemiyorsanız, Zafer Partisi'ne oyunuzu verin. Yılda 11 milyar doları çocuğunuzun boğazından kesip sığınmacılara yedirmek istemiyorsanız Zafer Partisi'ne oy verin." diye konuştu.
"İnsani yardım adı altında başka ülkelere yılda 7 milyar dolar yardım yaparken Türk esnafın adeta depremzede gibi ekonomik krize terk edilmesine 'Hayır' diyenlerden" Zafer Partisi'ne oy vermelerini isteyen Özdağ, zincir mağaza ve alışveriş merkezlerine karşı bir lojistik sistemiyle esnafların yanında olma sözü verdi.
Özdağ, sandıkların başında olmak, oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmanın yurttaşların görevleri olduğunu vurgulayarak "Tek hedefim, çocuklarımızın mutlu ve güvenli yaşayacağı bir Türkiye, güçlü ve zengin bir Türk devleti oldu. Bu büyük yıkımı, Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi Zafer Partisi kadroları ve Sinan Oğan kaldırır." dedi.
- "TİP, yalnızca emekçilerin, alın teriyle çalışanların"
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana yaşanılanları anlattı.
"Cumhuriyet'in yüzüncü yılında saltanat sevdalılarını alt edeceklerini" söyleyen Baş, "TİP, patronların partisi değil onlardan para almıyor. TİP, tarikatların partisi değil, onlardan destek almıyor. TİP, yalnızca emekçilerin, alın teriyle çalışanların. TİP, sizin partiniz, TİP, sizin sesiniz. Aday listelerine bir bakın, bir yanda arsız müteahhitler, çeşit çeşit patronlar, servet sahipleri ve onların temsilcileri var. TİP'in listelerinde ise işçiler, emekçiler, çiftçiler, kadınlar, gençler var. Üstelik hepsi üst sıralardan adaylar." diye konuştu.
Baş, Türkiye İşçi Partisinin vaatlerine ilişkin şunları söyledi:
"Biz size ancak sizin için mücadele etme sözü verebiliriz. Biliyorsunuz, bunu da yaparız. Ne için mücadele ederiz? Bir, tek adam rejimine heves edenler olursa karşısında bizi bulur. Barınma, elektrik, sağlık, eğitim, internet gibi tüm temel ihtiyaçlarınızın ücretsiz olmasını sağlamak için terimizin son damlasına kadar mücadele ederiz. Bizim size vaadimiz, birlikte mücadele edersek sendikalı olduğunuz için işten atılmamanızdır. Günde 10-12 saat değil çocuklarınızla, eşinizle, dostunuzla vakit geçirecek kadar çalışabilmektir. Cumartesi gününüzü kazanmaktır mesela. İlla 'Çalışacağım' diyorsanız da mesai ücretinizin eksiksiz yatmasıdır. Çocuk işçiliğin sona ermesidir. Güvenceyle çalışmaktır. Taşeron değil kadroda çalışmaktır. Emekliliğin hayal olmamasıdır. Halkçı ve kamucu bir ekonomi için mücadele etmeyi vadederiz biz. Amacımız ülke kaynaklarının peşkeş çekilmediği planlı ve ekolojik bir şekilde Türkiye'nin üreten bir ülke olmasını sağlamaktır. Tarımı ayağa kaldırmaktır."
Diğer vaatlerini dile getiren Baş, "TİP'in en büyük vaadi ise şudur, sizden çaldıkları her bir kuruşun, yitirdiğimiz her bir canın, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren her emekçinin, halka karşı işlenmiş her suçun, kaybettiğimiz yılların hesabını soracağız. Sevgili kardeşlerim, büyüklerim, dostlarım, bunlar 'Doğru' diyorsanız, 'Siz daha önce bunlar için mücadele ettiniz, bundan sonra da edersiniz' diyorsanız gelin, gönül rahatlığıyla oyunuzu Türkiye İşçi Partisi'ne verin." diye konuştu.
- "Türkiye, güçlü vizyona sahip siyasi oluşum bekliyor"
Adalet Birlik Partisi Genel Başkanı İrfan Uzun, Türkiye'nin sorunlarının çözümsüz olmadığını belirterek, Türkiye'nin, bu sorunların üstesinden gelecek, vatandaşlarına umut, güven, değişim, gelişim ve birlikteliği sağlayacak, tüm halkın geleceğine güvenle bakmalarına öncülük edecek, güçlü vizyona sahip bir siyasi oluşum beklediğini ifade etti.
Vaatlerine ilişkin konuşan Uzun, dünyada başarılı ülkeleri araştırdıklarını aktardı ve Zonguldak'ta yazılım kenti, iklim özellikleri nedeniyle Erzurum'da veri depolama tesisi kuracaklarını söyledi.
Uzun, "Ekonomi alanında bir milyon yeni üretim istihdamı inşa edeceğiz. İşletmelerin ihracatlarını ikiye katlamasına yardımcı olacak yasal düzenlemeler hazırladık. Yurt dışına iş gönderenlere değil Türkiye'ye yatırım yapan şirketlere vergi indirimi yapacağız. Petrol ithalatımızı yarıya indireceğiz ve daha fazla Türk yapımı enerji, petrol, temiz kömür, doğal gaz, rüzgar, güneş ve biyoyakıtlar gibi yeni kaynaklar üretimini başlatacağız." diye konuştu.
Tarım alanında oluşturacakları yeni ekonomik modelle ithal edilen tarımsal ve hayvansal ürünlerin ülke topraklarında üretileceğini ifade eden Uzun, bu modelle mazot, su, elektrik, gübre, tohum ve diğer girdilerin devlet tarafından ücretsiz karşılanacağını, 5 yıllık tarımsal kalkınma modeline geçeceklerini anlattı.
Sanayi ve tarım alanlarında hayata geçirecekleri iki modelle Türkiye'nin dış ticaret açığının her yıl 100 milyar dolar fazla vermesini hedeflediklerini kaydeden Uzun, şu ifadeleri kullandı:
"Su Bakanlığını kurarak canlı yaşam geleceğinin hayatta kalmasının teminatı olan suyu koruyarak dünyada su konusunda söz sahibi ülke olacağız. Doğal Afetler Bakanlığını kuracağız. Ülkemizde oluşabilecek her türlü doğal afette devlet aklını kullanmasını sağlayacağız. Zorunlu deprem sigortası takibini sigorta acenteleri üzerinden takip ederek ülkede sigortası olmayan tek bir konut ve iş yeri bırakmayacağız. Türkiye'nin şu anda var olan vergi sistemini tamamen değiştireceğiz. KDV oranını tüm ürünlerde yüzde 5'e çekerek naylon faturanın önünü kapatacağız. Sağlık ve zorunlu insan hayatını etkileyen kullanımlarda vergiyi sıfırlayacağız. Vergide ister şahıs ister şirket olsun net kazanç üzerinden yüzde 10 gelir vergisi tahakkuk edeceğiz."
- "Türkiye Cumhuriyeti, federal tarzda yeniden yapılanmalı"
Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Düzgün Kaplan, Türkiye'yi yönetenlerin önceliğinin, vatandaşların kalitesini yükseltmek, huzur ve mutluluk içinde yaşamlarını sağlamak olmadığını savunarak ülkeyi yönetenlerin, güvenli yerlerde planlı kentler inşa etmeyi finanse etmek yerine ülke kaynaklarını kendilerini ve yandaşlarını zenginleştirmeye harcadıklarını iddia etti.
Meselenin, hangi partinin iktidar olup olmadığıyla ilgisinin bulunmadığını, sistem sorunu olduğunu belirten Kaplan, "HAK-PAR, Türkiye'nin idari sisteminin yeniden yapılanmasını, tıpkı Almanya, İsviçre, Belçika, ABD, Rusya, Kanada gibi federal sisteme geçilmesini savunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti çok kültürlü, çok uluslu gerçeğine uygun, çoğulcu bir niteliğe kavuşmalı, federal tarzda yeniden yapılanmalıdır." dedi.
Toplanan vergilerin savaş araçlarına değil güvenli kentlerin inşasına, eğitime, sağlığa, çalışanlara ve emeklilere ayrılması gerektiğini savunan Kaplan, Kürtlerin taleplerine kulak verilmesi, diyalogla barışçıl çözümler üretilmesi gerektiğini bildirdi.
Kaplan, "Türkiye'de yaklaşık 30 milyon nüfusa sahip Kürt kimliğine anayasal güvence, Kürtçe'ye resmi statü ve ana dilde eğitimi talep ettiklerini" belirterek HAK-PAR'ın bu talepleri kararlılıkla savunan tek parti olduğunu söyledi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.